Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :
KARAR SONUCU : RED
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … hakkında bundan 16 yıl kadar önce sözleşme başlığı adı altında tarafları …. Ltd. Şti ve …ve diğer tarafta yüklenici sıfatı ile … ve … olan a-b-c maddelerinden oluşan akdin c bendinde senedin ön yüzünde bedeli teminat olarak da yazılı şekilde verildiğini ve bu senedin sözleşmenin tarafında yedi emin sıfatı ile kendilerinde olan senedin geçersiz bir ciro işlemi ile tamamen büyük bir kötüniyetle ciro edilerek … adlı kişiye verildiğini ve bu kişinin de kendi adına bu teminat ve bedelsiz senedi icra takibine …. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyasında …. tarihinde takibe geçmiş ve müvekkilin tüm iktisadi hayatı ve aile hayatının son bulduğunu ve bu takip ile batırılmış tüm işlerinin sekteye uğradığını, senetten dolayı müvekkilinin borcu olmadığını, senedin bedelsiz olduğunu, bu bedelsiz olan ve teminat senedi olan senet ile takibe geçerek müvekkili … hakkında haksız takipte bulunduklarını, müvekkilinin bu senetten dolayı borcu olmadığını, icra takibi aşamasında müvekkili …’nın haksız takibin haksız hamili olan ilk icra takibi yapan … ile … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında işbu senedin ibraname – feragatname başlıklı ve takibin alacaklısı … ve borçlusu … olarak imzalanan belgede senedin teminat senedi olduğu akit altına alınmış inşaat yapma edimlerinin teminatı olduğunun, kendisinin bu dosyada ve var olan tasarrufun iptali davasından da feragat ettiğini … tarihli belge ile imzaladığını ve iptali ve menfi tespit istedikleri işbu takip dosyası senedinden dolayı ibraname ve feragat verdiklerini bildirerek haklı davalarının kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, icra dosyasına konu … vade tarihli 600.000 Euro bedelli senedin teminat senedi olduğunun tespitine karar verilmesini ve teminat senedi ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağı dikkate alınarak davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından aynı konuda …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …Esas – … Karar sayılı dosyası üzerinden icra takibinden kaynaklı borcunun olmadığı ve bu icra takibinin iptali istenildiğini ve bu dosyada davanın reddine karar verildiğini ve kararının kesinleştiğini, hal böyle iken huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, işbu davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, bunun yanı sıra davacının işbu dava ile “… Genel İcra Dairesi’nin …ireleri kurulduktan sonra … Esas numarasını aldığını, davacının dava dilekçesinde yer alan iddialarının tamamının … Genel İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasındaki takibe ilişkin olduğunu, bu nedenle davacı tarafça icra dosyası dava dilekçesinde yanlış gösterilmiş olup, davanın usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin ise davacının iddialarının tamamen hukuki mesnetten yoksun olduğunu, ayrıca davacı tarafın iddia ettiği gibi müvekkili ile dava dışı … arasında muvazaaya dayalı bir temliknamenin söz konusu olmadığını, öyle ki, müvekkilinin eski … İcra Dairesi’nin…e düzenlenerek geriye tarih atıldığını ve gerçeği yansıtmadığı haliyle icra müdürü huzurunda ve asillerin katılımıyla resmi şekilde düzenlenen temliknameyi ortadan kaldırmayacağının aşikar olduğunu, ayrıca dosya kapsamında yer alan ve davacı tarafından sunulan delillerin huzurdaki dava ile ilgili olmayıp, hükme esas teşkil edecek niteliği haiz olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı taraf icra takibine konu bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi amacıyla işbu davayı açmıştır.
Davacı vekilince dava dilekçesinde her ne kadar ….Genel İcra Dairesi dosya numarası … olarak gösterilmiş ise de, dava dilekçesinde borçlu olmadığının tespiti talep edilen dosyanın ….Kapatılan 4. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosya olduğunun açıkça belirtildiği ve …tarihli ön inceleme duruşmasında da davacı vekilince Genel İcra Dairesi dosya numarasının dava dilekçesinde yanlış belirtildiğini, … Genel İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosya olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
…Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının Uyap kayıtlarının celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklısının …, borçlusunun … olup, toplam 1.570.584,58-TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunulduğu, mahkememizce adli yardım talebinin reddine karar verildiği, bunun akabinde davacı vekilince dava dilekçesinde belirtilen 1.570.000,00-TL üzerinden eksik harçların ikmal edildiği anlaşılmış olup, icra takip çıkış miktarının 1.570.584,58-TL olduğu gözetilerek mahkememizce ön inceleme duruşmasında davacı vekiline 9,99-TL eksik harcın ikmali için kesin süre verilmiş olup, davacı vekilince eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır.
Davacının delilleri arasında yemin delili olmasına rağmen taraflar arasında devir ilişkisi olmadığı, davalının 3. Kişi durumunda bulunduğu anlaşılmakla, yemin delili dava dosyasında uygulanamayacağından hatırlatılması yoluna gidilmemiş ve defter incelemesi yaptırılmamıştır.
İcra dosyasına dayanak yapılan 600.000 Euro bedelli senedin arkalı önlü fotokopisi ile temlik sözleşmesinin bir sureti dosyamız arasına getirtilerek incelenmiştir.
Somut olayda; davacı taraf davaya ve icra takibine konu edilen senedin teminat senedi olduğunu, senedin muvazaalı olarak davalıya temlik edildiğini beyan ederek bu teminat senedinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş olup, davalı taraf ise senet üzerinde “teminattır” ibaresinin yazmasının tek başına yeterli olmayıp, senetten sözleşmeye, sözleşmeden de senede açık bir atıf yapılması ve aralarında organik bağ olması gerektiğini, senette ciranta konumunda olduklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davaya konu senet incelendiğinde, borçlusunun …, Alacaklısının …, düzenleme tarihinin …, tediye tarihinin …, senet bedelinin ise 600.000 Euro olduğu, senedin arkasında …’ın cirosunun bulunduğu anlaşılmıştır.
… tarihli temlik sözleşmesi incelendiğinde; temlik eden …’ın alacaklısı olduğu Kayseri 4. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla takibe konulan … vadeli 600.000 Euro bedelli borçlusu … olan senetten kaynaklı her türlü hak ve alacaklarının, tüm ferileriyle birlikte …’a temlikine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Kural olarak kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer.
Bu itibarla, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması ve bundan sonra da senedi elinde bulunduran hamilin iyiniyetli hamil olmayıp, senedi iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlaması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-40 Esas – 2021/542 Karar sayılı 29/04/2021 tarihli ilamındaki; “Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez ise senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır. Bu itibarla kambiyo senedinin teminat amacıyla düzenlenmesi hâlinde borçlu, senet lehtarın elindeyse (ciro görmemişse), teminatı talep etme şartlarının oluşmadığını (riskin gerçekleşmediğini) ya da alacaklının senedin teminatını oluşturduğu borç miktarını aşan bir talepte bulunduğunu kişisel def’i olarak öne sürebilir. Senet ciro edilmişse hamil senedin teminat senedi olduğunu biliyor ve borçlunun zararına hareket ediyorsa, anılan def’inin hamile karşı da öne sürülmesi mümkündür. Hemen belirtilmelidir ki, kambiyo senedinin üzerinde teminat kaydı var ise ancak neyin teminatı olduğu belirtilmemiş ise bu kayıt kambiyo senedinin mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Buna karşılık senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Başka bir deyişle kambiyo senedinin teminat senedi olduğunun senet metninden anlaşılması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağı için senet hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük; borçlu tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Dolayısıyla senet metninden anlaşılan bu def’i mutlak defi niteliğinde olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.” hükmü de dikkate alındığında, davaya ve icra takibine konu edilen senet metninde teminat senedi olduğu yazılı ise de, bu tek başına yeterli olmayıp, davaya konu … tarihli sözleşmeye ilişkin verildiğine dair senet metninde bir açıklama bulunmamaktadır. Dolayısıyla neyin teminatı olduğu belli değildir. Bunun yanı sıra ödeme şarta da bağlanmamış olup, davacı bu iddiasını 3. kişiye karşı ileri süremez. Davaya konu sözleşme de incelendiğinde senedin teminat senedi olduğu yazılı ise de, davalının sözleşmenin tarafı olmadığı, senedin muvazaalı olarak devredildiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, dolayısıyla davalının iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğu anlaşılmıştır. Senedi elinde bulunduran davalının bu senedi iyi niyetli olarak iktisap etmediğini davacının ispatlaması gerekmekte olup, buna ilişkin de herhangi bir delil sunamadığından ispatlamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından dava başında yatırılan 26.811,67-TL peşin harç ile 9,99-TL tamamlama harcından mahsubu ile artan 26.641,76-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 173.646,77-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır