Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/514 E. 2022/766 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No:
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …-…
VEKİLLERİ :

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan ve Yargıtay … K. Sayılı bozma kararı sonrası yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin … hesap yılına ilişkin olarak … tarihinde genel kurul gündem maddeleri arasında yer alan biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, 196 üyeden geçici maliyet bedellerinin alındığını, arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani hali hazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, maliyet hesabına kat, cephe ve şerefiye bedeli farklarının da gerçeği yansıtmadığını, 393 daire teslim edildiğini, 109 üyenin henüz dairesini alamadığını, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyetinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçların, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, SGK vs borçların dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmemiş ve tüm bu borçların dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, kooperatif tarafından yapılan … tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların kesinleştiğini, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşme uyarınca üyelere tebliğ edildiğini, üyelere kesin maliyet bedeli borcunun ödemeleri yapmaları hususunun talep edildiğini, verilen sürelere rağmen borcun ödenmediğini, hukuki sürecin başladığını, bu nedenlerle davalının tüm taşınır ve taşınmaz mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kesin maliyet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili aleyhine davanın haksız ve hukuka ayrıkırı olarak açıldığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, müvekkilinin kat mülkiyeti tapusunu .. yılında aldığını, müvekkiline devredilen tapu hakkındaki belirlenen kesin maliyet hesabına göre tüm borçlarını ödediğini, davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin davacı kooperatife üyeliğinin yıllar önce sona erdiğini, müvekkilinin kooperatife üyeliğinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin genel kurul toplantılarına üye olmadığından çağrılmadığını, müvekkilinin yıllar önce kendisine çıkarılan kesin maliyet hesabını ödedikten sonra tapusunu aldığını, davacı kooperatifin ana sözleşmesi uyarınca davalının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : Genel kurul toplantı tutanakları, kooperatif defter, kayıt ve belgeleri, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin.
GEREKÇE:Dava, kooperatif kesin maliyet alacağının tahsili istemiyle başlatılmış icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Tarafların bildirdiği delil ve belgeler, icra takip dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmış, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bozma kararı öncesi dosya kapsamından alınan bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; davalının davacı kooperatifin ortağı olduğu, kooperatif tarafından davalıya tapusunun verilmesi, bir dönem genel kurullara çağrılmaması, kendisine borcu olmadığına dair belge verilmesi onun ortaklıktan ayrıldığı anlamına gelmeyecektir. Zira Kooperatif Kanunu ve davacı kooperatif ana sözleşmesi gereği ortaklar kooperatif tasfiye oluncaya kadar hak ve borçlarda eşit olup buna aykırı genel kurul ve yönetim kurulu kararları veya temsil yetkisine sahip kişilerin bu yöndeki beyanların Kooperatif Kanunun m.23 emredici ilkesine göre geçersiz olacaktır. Davacı kooperatifin .. tarihli kesin maliyet hesabının önceki kesin maliyetin iptal edilerek yapılması kararı verilmiş, bu karara istinaden davalıya kooperatif ana sözleşmesinin 61.maddesi uyarınca uygun bir kesin maliyet yapılarak tebliğ edilmiş ve davalı açısından kesinleşmiştir. Davalının kooperatif ana sözleşmesi m.61/d uyarınca kesinleşen kesin maliyeti kabule mecbur olduğu ve çıkarılan maliyeti ödemekle yükümlü olduğu değerlendirilmektedir. Yapılan kesin maliyet hesabında davalıdan talep edilen miktar içinde yer alan ve kooperatif borç payı olarak isimlendirilen 77.682,00-TL tüm ortaklara eşit olarak dağıtılmıştır. Halbuki ortaklara tahsis edilen veya ferdileştirme ile devredilen konutların büyüklükleri farklıdır. Söz konusu kooperatif borç payının daire büyüklükleri dikkate alınarak talep edilmesi gerekir. Bu hesaplama doğru olmadığı için ancak daire büyüklüğü dikkate alınarak yapılacak hesaplama ile istenebilecektir. Davacının talep ettiği kesin maliyet bedeli içindeki kooperatif borç payı hariç tutulursa kesin maliyet bedeli olarak 133.154,00-TL tebliğden itibaren 1 ay sonra muaccel olacaktır. Davalıya yapılan tebligatın .. tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna …Bozma kararı öncesi bilirkişi heyetince verilen rapora karşı beyan ve itirazlar neticesinde bilirkişi heyetine gayrimenkul değerlendirme uzmanının da dahil edilmesiyle alınan bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; “Teknik heyetçe yapılan …0 tarihli kesin maliyet ek raporunda kooperatif borç payının dairelerin m² büyüklüklerine göre hesaplandığı ve bunun nispi eşitlik ilkesine uygun olduğu, davacının davalıdan kooperatif borç payı dahil toplam 217.536,00-TL tutarında kesin maliyet bedeli talep edebileceği, heyetimizde yer alan mimar gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi tarafından davalıya teslim edilen dairenin dava tarihindeki piyasa rayiç bedelinin 300.000,00-TL olarak belirlendiği…” şeklinde raporlarını sunmuşlardır.
Mahkememizin .. K. Numaralı,…. tarihli gerekçeli kararına karşı davalının istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından yapılan yargılama yonucu verilen … tarih … E. … K. sayılı kararı ile; “Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında;davacı kooperatifin … tarihli genel kurulunda gündemin 10. Maddesinde yer alan kararlar aleyhine iptal davası açıldığı yolunda herhangi bir iddia veya savunmanın bulunmaması, davalının halen kooperatif üyesi olması ve daha önceki yıllarda kesin maliyet bedelinin ödenmesi nedeniyle genel kurul tarafından ibra edilmemiş bulunması ve 1163 sayılı kooperatifler Kanunu’nun eşitlik prensibi gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalıdan talep edilebileceğine yönelik davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine…” dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı BAM tarafından İstinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmesi üzerine hükmün davalı tarafça temyiz edilmesi sonucu dosyanın Yargıtay 6. H.D’ne gönderildiği, yapılan temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin … karar sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmekle birlikte; “Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir. Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler. Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir.
Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir. Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat bittikçe biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre % 10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerinin teslim edilerek kooperatiften istifa edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir. Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62. maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir. Bu durumda mahkemece eldeki davanın erken dava olduğu gerekçesiyle reddi ile masraf ve vekalet ücretinin bu doğrultuda sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.
Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) bentte açıklanan nedenle ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına… ” şeklindeki gerekçeler ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonucu; Yargıtay bozma ilamı ekli usulüne uygun duruşma davetiyesi ile taraf vekilleri duruşmaya davet olunmuş, duruşmaya katılan davalı vekili davayı takip edeceklerini beyan etmekle birlikte Yargıtay bozma ilamına uyulmasını talep etmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bozma ilamında belirtilen sebep ve gerekçeler dikkate alınmak suretiyle inşaatların bitmesine müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenecek bedelin, bağımsız bölüm teslim alan ortaktan, kooperateften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabileceği ve fakat eldeki davanın henüz inşaatların tamamlanmaması nedeniyle erken açıldığı anlaşılmakla; davanın Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun … içtihadı birleştirme kararı gereğince usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Erken açılan davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken yatırılan 85,39-TL peşin harç ve 3.629,59-TL ıslah harcından mahsubu ile artan 3.634,28-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan 1.500,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa iadesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, davalı vekilinın yüzüne karşı, davacının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 Hafta içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. …

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır