Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/467 E. 2023/661 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :…
DAVALI : … –

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin Kayseri ilinde faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, bugüne kadar 192 üyeye ve 196 arsa sahibine konut teslimi yapıldığını, davalının kooperatif üyesi olduğunu ve ferdileştirme ile taşınmaz temin ettiğini, davacı kooperatifin halen tasfiye aşamasında olmadığını, 10 yıldan fazla süredir kooperatife üye olan kişileri ve 15 yıl önce arsasını kat karşılığı devreden arsa sahiplerine konut teslimi yapamadığını, mağduriyetlerin büyüdüğünü, üyelerin ve arsa sahiplerinin haklarının temin edilmesi hususunda ümitlerini yitirdikleri bir aşamada kooperatif ve mağdur üyelerin bir araya gelerek taahhüt edilen konutların yapımı ve teslimi ve borçların ödenmesi için süratle çalıştığını, bu doğrultuda kooperatiften taşınmaz temin eden üyelerden kesin maliyet bedeli alınmadığı anlaşıldığı, üyelerden ödenmeyen maliyet bedelleri için davalar açıldığını, Kayseri ATM’de 160’dan fazla dava açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve istinaf mahkemesince onandığını, temyiz başvurusunda Yargıtay 6. H.D.’nin 2021/6290 E, 2022/521 K sayılı ilamında kooperatif inşaatlarının tamamı bitmeden kesin maliyet talep edilip edilemeyeceği gerekçesiyle erken dava sebebiyle yerel mahkeme kararının bozulduğunu, Yargıtay’ın söz konusu kararı sonrasında birçok yerel mahkemenin bu kararı emsal kabul ederek davaların reddi yönünde karar verdiğini, istinaf mahkemelerinin yerel mahkemenin kabul yönündeki kararlarının kaldırdığını, bu davalardaki üyelerin tamamının üye olmadıkları, kooperatifle ilişiklerinin kesildiğini ileri sürdüklerini, Yargıtay ilgili kararında bu konudaki uyuşmazlığa noktayı koyduğunu ve üye olduğunu kabul ettiğini, kooperatifçe inşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceğinin bahse konu Yargıtay kararında belirtildiğini, hal böyle olunca davalının istifa edip etmediğine bakılmaksızın aidat borcundan sorumlu olacağını, kooperatifçe alınan genel kurul kararları doğrultusunda davalının aidat borcu olduğunu, davalı borcuna ilişkin aidat çizelgesini dosyaya sunduklarını,, kooperatif aidat borçlarına zamanaşımı işlemesinin söz konusu olmayacağını belirterek şimdilik 9.000 TL aidat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER: Tapu kayıtları, genel kurul tutanakları, kooperatif yönetim kurulu kararları, keşif, bilirkişi incelemesi.
GEREKÇE: Dava, kooperatif aidatı alacağının davalı kooperatif üyesinden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce, dosyanın bir mali bilirkişiye tevdi ile kooperatif defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaparak rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, mali bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 02/11/2022 tarihli raporda özetle: Kooperatifçe tamamlanan … numaralı bağımsız bölümün davalıya devir ve tesliminin yapıldığı, söz konusu daire için 21/03/2011 tarihli maliyet raporunda bahse konu bağımsız bölüm için maliyet hesabında kendisine çıkarılan tutarı ödemiş olduğu, genel giderler için ayrı inşaat finansmanı için ayrı karar alınmadığı tüm giderleri kapsayacak şekilde aidat kararı alındığı ve zamanaşımı süresi olmadığı, Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede belirtilen şartlar bakımından yaptığımız incelemede inşaatların etaplar halinde tamamlanarak teslim edileceğine dair anasözleşmede hüküm bulunmadığı, bu hususun takdir ve değerlendirmesinin Mahkemece yapılması gerektiği, diğer şartlara ilişkin tespitlerin rapor içinde belirtildiği, davalı kooperatifin kuruluşundan dava tarihine kadar geçen dönemde 150 m2 daire üyesi ortağın yapması gereken aidat ödemeleri toplamının 181.510 TL olduğu, dava tarihi itibariyle davacının yaptığı ödeme ise toplam 128.648,07 TL olduğu, hal böyle olunca dava tarihi itibariyle davalının davacı kooperatife 52.861 TL borcu hesaplandığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Hukukçu bilirkişinin incelemesinde özetle; “Dosyadaki hesap ekstresinde davalının toplam 129,581,16 TL ödeme yaptığı görülmektedir. Buna göre davalı tarafça kendisine çıkarılan bedeli ödediği anlaşılmaktadır. 15 Haziran’da Resmi Gazetede yayınlanan 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına dair kanun ile Kooperatifler Kanununa geçici madde eklenmiştir. Kanun maddesi aşağıda yer almakta olup, kanun maddesinde yer alan hususların somut olay yönünden tek tek irdelemesi yapılacaktır.
MADDE 2- 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 11- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle … olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim ediimesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c) Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettiriler
bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması, şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç almak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür. Birinci fikra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devraları üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davalatı ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra-takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi hâlinde takip sonlandırılır.”
a) İnşaatların etaplar halinide yapılarak teslim edilmesi şartı
Bu noktada kooperatifin etap etap daire teslimi hususunu değerlendirmek Sayın Mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Bu konuda Mahkemede tereddüt oluşması durumunda takdiri Mahkemeye ait olmak üzere Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişiktiği İl Müdürlüğünden bilgi istenebileceği düşünülmektedir.
b) Terkin edilmemiş olması şartı,
‘Bu hususta Ticaret Sicil Gazetesinin 02/11/2022 tarihli sorgusunda halihazırda davacı kooperatifin sicilden terkin edilmediği, ekran görüntüsünden tespit edilmektedir. Davacı kaaperatifin en son yönetimi değiştirilmiş ve buna ilişkin olarak 30/06/2022 tarihinde ilan yapılmıştır. Bu nedenle de halihazırda – davacı koaperatifin Ticaret Sicilden terkin edilmediği görülmektedir.
c) Yapımı ıımımhnaıı etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması şartı,
Heyetimizde yer alan muhasebe bilirkişisi tarafından yapılan tespit ile davalının daha önce çıkarılan maliyet borcunu ödemiş olduğu tespit edilmiştir.
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması şartı,
Davalıya tapu devrinin yapıldığı dosya içerisinde yer alan evraklardan tespit edilmiştir. ” şeklinde rapor sunmuşlardır.
Mahkememizin 2021/955 esas sayılı dosya kapsamında anayasaya aykırılık nedeniyle somut uyuşmazlık bakımından uygulanması muhtemel kanun hükmünün (Geçici 11. madde) iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulduğu anlaşılmakla, bu başvurunun sonucunun beklenmesine karar verilmiş; 7410 sayılı kanunun 2. Maddesi ile değişik 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. Maddenin Anayasa Mahkemesinin yapmış olduğu inceleme sonucu 16/03/2023 tarih 2022/126 Esas 2023/29 Karar (Resmi Gazete 09/03/2023 tarih 32127 sayılı) sayılı kararı ile iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 15/06/2023 tarihli ıslah dilekçesi sunulmuş, ıslah edilen miktar üzerinden harç tamamlanmış, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş ve davalı vekili tarafından ıslaha karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Davaya konu edilen aidat alacağı davacı kooperatifin 2003 ila 2022 hesap yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarında alınan aidat istemlerine ilişkin genel kurul kararlarına dayalı olup, esasen alınan kararlar ve kararların geçerliliği tartışma konusu olmayıp bahse konu aidat alacağının belirlendiği, genel kurul toplantılarında alınan kararların geçersizliği yahut iptali yönünde açılmış bir dava da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf her ne kadar zamanaşımı def’i ileri sürmüş ise de, kooperatif ile üye arasındaki üyelik ilişkisi devam ettiği sürece üyelik aidat alacağına ilişkin taleplerde zamanaşımı işlemeyeceği, ancak genel gider alacağının TBK m.147/4 hükmü uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu (Benzer Yargıtay (Kapatılan) 23. HD’nin 11.11.2019 tarih, 2016/5683 Esas, 2019/4634 Karar; aynı dairenin 21.12.2020 tarih, 2018/1339 Esas, 2020/4423 Karar sayılı kararları); dosyada mevcut genel kurul kararlarında genel giderler için ayrı, inşaat finansmanı için ayrı kararlar alınmadığı, tüm giderleri kapsayacak şekilde aidat kararı alındığı ve zamanaşımının söz konusu olmadığı anlaşılmakla davalının ileri sürdüğü zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Taraflarının benzer hukukî statüde olduğu bir davada Yargıtay, önüne gelen dosyada yapmış olduğu temyiz incelemesi sonucu; “Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir. Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler. Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir. Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir. Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat bittikçe biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre % 10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerinin teslim edilerek kooperatiften istifa edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir. Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62. maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir. Bu durumda mahkemece eldeki davanın erken dava olduğu gerekçesiyle reddi ile masraf ve vekalet ücretinin bu doğrultuda sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.” şeklinde karar vermiştir (Yargıtay 6. HD’nin 20.01.2022 tarih, 2021/6310 Esas, 2022/185 Karar sayılı kararı). Esasen davacı da bu kararı emsal göstererek davalı kooperatif üyesine karşı eldeki davayı açmıştır.
1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesinde düzenlen ve anılan maddede, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla yapımı devam eden inşaatların finansmanı için gerekli bulunan kesin maliyet bedelinin hesaplanarak, taşınmazını devralan yahut henüz devralmayı bekleyen kooperatif üyelerinden tahsili istemi yerinde olduğu gibi, kesin maliyetin veya buna benzer inşaat finansmanı için zorunlu giderlerin aidat alacaklarına eşitlik ilkesi de gözetilerek yansıtılmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Yukarıda alıntılanan emsal Yargıtay kararında da belirtildiği gibi; taşınmazın, davalı kooperatif üyesine devredilmesi, genel giderlere ve inşaat finansmanı için zorunlu bulunan giderlere katılım borcunu ortadan kaldırmamaktadır.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup), aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Dolayısıyla dosyadaki mevcut genel kurul kararları çerçevesinde davacının dava tarihinden (ıslah edilen tutar yönünden ıslah tarihinden) itibaren asıl alacağa faiz işletilmesi istemi yerinde görülmüştür.
Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedelinin de içerisinde yer aldığı kooperatif aidat alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği aidat alacağının olduğu, kooperatif aidat alacağının en geç dava tarihinde (ıslah ile artırılan tutar yönünden ıslah tarihinde) muaccel olacağı gözönüne alındığında, davalının bu borcuna genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 9.000,00-TL’nin dava tarihinden, 43.861,00-TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ ile, 9.000,00 TL aidat alacağının dava tarihi olan 06/06/2022 tarihinden, 43.861,-TL aidat alacağının ıslah tarihi olan 15/06/2023 itibaren işleyecek yıllık %18 / aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 3.610,93-TL karar ve ilam harcından, davacıdan peşin olarak alınan 153,70-TL harcın ve 795,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.662,23TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan; ilk dava açma gideri 245,90-TL, ıslah harcı 795,00-TL, posta ve tebligat masrafı 83,50-TL, bilirkişi ücreti 2.000,00-TL olmak üzere toplam 3.124,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.06/07/2023
Katip
¸E-imzalıdır

Hakim
¸E-imzalıdır