Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/455 E. 2023/357 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : .
KARAR NO : .

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : .
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :.
DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : .
KARAR TARİHİ : .
KARAR YAZIM TARİHİ : .

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin Kayseri ilinde faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, bugüne kadar 192 üyeye ve 196 arsa sahibine konut teslimi yapıldığını, davalının kooperatif üyesi olduğunu ve ferdileştirme ile taşınmaz temin ettiğini, davacı kooperatifin halen tasfiye aşamasında olmadığını, 10 yıldan fazla süredir kooperatife üye olan kişileri ve 15 yıl önce arsasını kat karşılığı devreden arsa sahiplerine konut teslimi yapamadığını, mağduriyetlerin büyüdüğünü, üyelerin ve arsa sahiplerinin haklarının temin edilmesi hususunda ümitlerini yitirdikleri bir aşamada kooperatif ve mağdur üyelerin bir araya gelerek taahhüt edilen konutların yapımı ve teslimi ve borçların ödenmesi için süratle çalıştığını, bu doğrultuda kooperatiften taşınmaz temin eden üyelerden kesin maliyet bedeli alınmadığı anlaşıldığı, üyelerden ödenmeyen maliyet bedelleri için davalar açıldığını, Kayseri ATM’de 160’dan fazla dava açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve istinaf mahkemesince onandığını, temyiz başvurusunda Yargıtay …. K sayılı ilamında kooperatif inşaatlarının tamamı bitmeden kesin maliyet talep edilip edilemeyeceği gerekçesiyle erken dava sebebiyle yerel mahkeme kararının bozulduğunu, Yargıtay’ın söz konusu kararı sonrasında birçok yerel mahkemenin bu kararı emsal kabul ederek davaların reddi yönünde karar verdiğini, istinaf mahkemelerinin yerel mahkemenin kabul yönündeki kararlarının kaldırdığını, bu davalardaki üyelerin tamamının üye olmadıkları, kooperatifle ilişiklerinin kesildiğini ileri sürdüklerini, Yargıtay ilgili kararında bu konudaki uyuşmazlığa noktayı koyduğunu ve üye olduğunu kabul ettiğini, kooperatifçe inşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceğinin bahse konu Yargıtay kararında belirtildiğini, hal böyle olunca davalının istifa edip etmediğine bakılmaksızın aidat borcundan sorumlu olacağını, kooperatifçe alınan genel kurul kararları doğrultusunda davalının aidat borcu olduğunu, davalı borcuna ilişkin aidat çizelgesini dosyaya sunduklarını,, kooperatif aidat borçlarına zamanaşımı işlemesinin söz konusu olmayacağını belirterek şimdilik 9.000 TL aidat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davacı talebi yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı tarafça davalı aleyhine … ATM’de …. E sayılı dosya ile kesin maliyet hesabı yönünden alacak talebi ile dava açıldığını, bu dosyanın derdest olduğunu, kesin maliyet hesabı içinde aidat alacağının da doğal olarak bulunduğunu, Yargıtay … K sayılı kararında davalı yönünden bir kısım temyiz itirazların kabulüne karar verildiğini, …. Genel İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyaya sunulan temlik sözleşmesi ile alacağın tahsil, talip ve dava yetkisinin başka bir şirkete devredildiğini, bu nedenle söz konusu davayı ikame etmenin mümkün olmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davalının tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kendisine isabet eden taşınmazın bedelini toplu olarak ödediğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na geçici 11. madde eklendiğini ve bu maddede belirtilen tüm şartların davalı yönünden gerçekleştiğini, kanun hükmü uyarınca davacı tarafın davalı aleyhine açtığı davanın reddi gerektiğini, kooperatif genel kurul tutanakları ve hazirun cetvelleri incelendiğinde davalının kooperatif üyesi olmadığının anlaşılacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: kooperatif üye işlem dosyası, Yargıtay ve BAM emsal kararları, bilirkişi raporu.
GEREKÇE:
Dava, kooperatif aidat borcunun tahsili istemi ile davacı kooperatifin, davalı kooperatif üyesi aleyhine açmış olduğu alacak davasıdır.
Mahkememizce, dosyanın bir mali bilirkişiye tevdi ile kooperatif defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaparak rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, mali bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu …. tarihli raporda özetle: Kooperatifçe tamamlanan….numaralı bağımsız bölümün davalıya …tarihinde devir ve tesliminin yapıldığı, söz konusu daire için…. tarihli maliyet raporunda bahse konu bağımsız bölüm için kendisine çıkarılan tutarı ödediği, genel giderler için ayrı inşaat finansmanı için ayrı karar alınmadığı tüm giderleri kapsayacak şekilde aidat kararı alındığı ve zamanaşımı süresi olmadığı, Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede belirtilen şartlar bakımından yapılan incelemede inşaatların etaplar halinde tamamlanarak teslim edileceğine dair anasözleşmede hüküm bulunmadığı, bu hususun takdir ve değerlendirmesinin Mahkemece yapılması gerektiği, diğer şartlara ilişkin tespitlerin raporun içinde belirtildiği, davalı kooperatifin kuruluşundan dava tarihine kadar geçen dönemde 150 m2 daire üyesi ortağın yapması gereken aidat ödemeleri toplamının 181.510 TL olduğu, dava tarihi itibariyle davacının yaptığı ödeme ise toplam 138.067,38 TL olduğu, hal böyle olunca dava tarihi itibariyle davalının davacı kooperatife 43.442,62 TL borcu hesaplandığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından …. tarihli ıslah dilekçesi sunulmuş, ıslah edilen miktar üzerinden harç tamamlanmış, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Davaya konu edilen aidat alacağı davacı kooperatifin… hesap yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarında alınan aidat istemlerine ilişkin genel kurul kararlarına dayalı olup, esasen alınan kararlar ve kararların geçerliliği tartışma konusu olmayıp bahse konu aidat alacağının belirlendiği, genel kurul toplantılarında alınan kararların geçersizliği yahut iptali yönünde açılmış bir dava da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı cevap dilekçesi ile birlikte derdestlik itirazında bulunmuş olup, …ATM’ nin …. Esas sayılı dava dosyasında davacının, kesin maliyet hesabı yönünden alacak talebi ile dava açtığını, bu davada yapılan yargılama sonucu verilen, …Karar sayılı hükmün temyiz incelemesi sonucu Yargıtay … Karar sayılı kararı ile bozulduğunu ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderildiğini, mahkemenin …. sayılı esasına kaydedildiğini ve yargılamanın bu esas üzerinden devam ettiğini, bozma üzerine ilk derece mahkemesince henüz bir karar verilmediğini ileri sürmüş ise de; davacının daha önce açtığı davanın endekslenmiş kesin maliyet alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davası olduğu ve fakat bu davada ise dava konusu alacağın …yılının Ocak ayının….yılının Mayıs ayına kadar olan dönem için ödenmeyen aidat alacaklarının olduğu, geçici mahiyet, şerefiyeli mahiyet, kesin maliyet gibi bir kısım maliyetlerin davalı kooperatif üyesi tarafından ödendiği ve fakat taşınmazın davalıya devrinden bu yana yapılan bir ödeme bulunmadığı, davacının ise davalının yaptığı kısmi ödeme tutarlarını düştükten sonra kalan aidat alacağını talep ettiği, bu sebeple davalının ileri sürdüğü derdestlik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf her ne kadar zamanaşımı def’i ileri sürmüş ise de, kooperatif ile üye arasındaki üyelik ilişkisi devam ettiği sürece üyelik aidat alacağına ilişkin taleplerde zamanaşımı işlemeyeceği, ancak genel gider alacağının TBK m.147/4 hükmü uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu (Benzer Yargıtay (Kapatılan) 23. HD’nin 11.11.2019 tarih, 2016/5683 Esas, 2019/4634 Karar; aynı dairenin 21.12.2020 tarih, 2018/1339 Esas, 2020/4423 Karar sayılı kararları); dosyada mevcut genel kurul kararlarında genel giderler için ayrı, inşaat finansmanı için ayrı kararlar alınmadığı, tüm giderleri kapsayacak şekilde aidat kararı alındığı ve zamanaşımının söz konusu olmadığı anlaşılmakla davalının ileri sürdüğü zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Taraflarının benzer hukukî statüde olduğu bir davada Yargıtay, önüne gelen dosyada yapmış olduğu temyiz incelemesi sonucu; “Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir. Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler. Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir. Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir. Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat bittikçe biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre % 10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerinin teslim edilerek kooperatiften istifa edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir. Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62. maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir. Bu durumda mahkemece eldeki davanın erken dava olduğu gerekçesiyle reddi ile masraf ve vekalet ücretinin bu doğrultuda sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.” şeklinde karar vermiştir (Yargıtay … Karar sayılı kararı). Esasen davacı da bu kararı emsal göstererek davalı kooperatif üyesine karşı eldeki davayı açmıştır.
1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesinde düzenlen ve anılan maddede, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla yapımı devam eden inşaatların finansmanı için gerekli bulunan kesin maliyet bedelinin hesaplanarak, taşınmazını devralan yahut henüz devralmayı bekleyen kooperatif üyelerinden tahsili istemi yerinde olduğu gibi, kesin maliyetin veya buna benzer inşaat finansmanı için zorunlu giderlerin aidat alacaklarına eşitlik ilkesi de gözetilerek yansıtılmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Yukarıda alıntılanan emsal Yargıtay kararında da belirtildiği gibi; taşınmazın, davalı kooperatif üyesine devredilmesi, genel giderlere ve inşaat finansmanı için zorunlu bulunan giderlere katılım borcunu ortadan kaldırmamaktadır.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Dolayısıyla dosyadaki mevcut genel kurul kararları çerçevesinde davacının dava tarihinden (ıslah edilen tutar yönünden ıslah tarihinden) itibaren asıl alacağa faiz işletilmesi istemi yerinde görülmüştür.
Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedelinin de içerisinde yer aldığı kooperatif aidat alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği aidat alacağının olduğu, kooperatif aidat alacağının en geç dava tarihinde (ıslah ile artırılan tutar yönünden ıslah tarihinde) muaccel olacağı gözönüne alındığında, davalının bu borcuna genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 9.000,00-TL’nin dava tarihinden, 34.442,62-TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ ile, 9.000,00 TL aidat alacağının dava tarihi olan…tarihinden, 34.442,62-TL aidat alacağının ıslah tarihi olan … itibaren işleyecek yıllık %18 / aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.967,57-TL karar ve ilam harcından, davacıdan peşin olarak alınan 153,70-TL harcın ve 590,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.223,87-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan; ilk dava açma gideri 245,90-TL, ıslah harcı 590,00-TL, posta ve tebligat masrafı 94,50-TL, bilirkişi ücreti 1.000,00-TL olmak üzere toplam 1.930,4‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 9.200-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. …

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır