Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/294 E. 2023/636 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN : …
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkili şirketçe onarımı yapılan ürünlerin dava dışı müşterilere gönderimi için davalı kargo şirketine teslimi ve davalı kargo şirketinde çıkan yangın neticesinde ürünlerin ziya olmasından kaynaklandığını, müvekkili şirket, ziya olan ürünlerin bedellerini dava dışı müşterilerine ödedikten sonra davalı şirketten rücuen tazminat istediğini, müvekkili şirket bahsi geçen taşıma hizmeti sunma hususunda davalı şirket ile aralarında 19.06.2016 tarihli sözleşme gereğince anlaştıklarını, müvekkili şirketçe müşteriye gönderilen ürünler 20/08/2020 düzenleme tarihli 269526 seri a nolu ve 20/08/2020 düzenleme tarihli 269529 seri a nolu sevk irsaliyeleri ile 2 ayrı paket olarak müşteriye teslim edilmek üzere davalı şirkete verildiğini, ancak davalı şirkete teslim edilen ürünler davalı şirketin aktarım şubesinde çıkan yangın nedeniyle ziya olduğunu, 27.08.2020 tarihinde davalı şirket ile gerek mail yoluyla gerekse yazılı olarak iletişime geçilmiş lakin şirket tarafından yazışmalarda görüleceği üzere absürt isteklerde bulunulmuş ve nihayetinde 385 TL lik ödeme teklifinde bulunulduğunu, müvekkili şirket tarafından kabul edilmemesi nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığını, buna istinaden müvekkili şirketin yapmış olduğu ödemenin davalı şirket tarafından rücuen ödenmesi için taraflarınca Kayseri 7. Noterliği 11.01.2022 tarihli … Yevmiye numaralı ihtar gönderildiğini, ancak davalı şirket tarafından taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı şirket hakkında Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya ile ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatıldığını, borçlu şirkete ödeme emri gönderildiğini, Borçlu davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini, Kayseri Genel İcra Dairesi tarafından itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini,
İşbu dava açılmadan önce dava şartı olan arabuluculuk başvurusu 23.02.2022 tarihinde …/… Büro başvuru numarası ile yapıldığını, …/… Arabuluculuk dosya numarası ile yürütülen arabuluculuk görüşmeleri neticesinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine konu itirazın iptali konusundaki uyuşmazlık hususunda anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk başvurusu neticesinde anlaşma sağlanamaması sebebiyle itirazın iptali istemini içeren işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik borçlunun icra takibinde yaptığı itirazın 200 TL lik kısmının iptalini ve takibe konu alacağımızın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davacının açtığı davanın zamanaşımına uğradığını, kargoyu teslim tarihi dikkate alındığında, davacının tüm talepleri arabuluculuğa başvuru tarihi itibari ile zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın esasına girilmeksizin, öncelikle davanın zamanaşımına uğraması nedeni ile usulden reddine karar verilmesini gerektiğini, davacının dava dilekçesinde bahsettiği yangında hasara uğramış gönderiler için açılan benzer davaların zamanaşımı nedeniyle reddolunduğunu, davacı yan, dava dilekçesi ile dava konusu gönderinin zarara uğradığını iddia eden davacı rucuen yapmış olduğunu iddia ettiği ödemelere yönelik başlatılan icra takibine ilişkin itirazlarının iptalini talep ettiğini, davacı tarafından talep edilen söz konusu gönderilere ilişkin olarak paket içeriğini kabul etmediklerini, davacı yanca bir değer deklare edilmediğini, gönderilere biçilen değere de itirazlarının mevcut olduğunu, meydana gelen hasar yönünden, taşıyıcı olan müvekkili şirketin yüklenebilecek bir tazminat sorumluluğunun olmadığını, davacı yanca TTK 875. Maddeye dayanılmış olup, devamı olan ve 875. Maddede anılan sorumluluğu sınırlayan 882.madde hükümlerinin somut olaya uygulanması gerektiğini, müvekkilinin bir sorumluluk hali var ise dahi kanun koyucu sorumluluk halini sınırladığını, müvekkilinin sorumluluğunu kabul etmemekle birlikte bir an için dahi sorumlu olduğu düşünülse dahi, bu sorumluluğun sınırlı olduğunu, taşıma bedelinin son derece cüzi bir miktar olduğunu, böyle cüzi bir bedel karşılığı, müvekkiline ciddi miktarda külfet yükleyecek bir karar verilmesi hukuk mantığı ile örtüşmediğini, talep ve değerlendirmenin buna uygun olarak yapılması ve mahsup edilmesinin gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeni ile reddini, yangına konu kargo için davanın … AŞ’ ye ihbar edilmesini, netice itibari ile yapılacak yargılama sonucunda ise davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Anonim Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; işbu haksız ve hukuka aykırı davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafından, işbu dava ikame edilmeden önce dava konusu talep ile ilgili müvekkili şirket’e başvuruda bulunulmadığını,
Müvekkili şirket’e herhangi bir başvuruda bulunulmaksızın işbu davanın ikame edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu sebeple huzurda görülen davanın öncelikle usulden reddedilmesi gerektiğini, iş bu dava müvekkili şirket’e usulüne uygun şekilde ihbar yapılmadığını, müvekkili şirket’in sorumluluğu ancak ve ancak tanzim edilen … 3. şahıs ve ürün sorumluluk sigorta poliçesi, 6102 sayılı türk ticaret kanunu ve üçüncü şahıslara karşı mali sorumluluk sigortası genel şartları uyarınca mümkün olabileceğini, müvekkili şirket’ten talep edilen hasarın müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçe teminat kapsamında yer almaması sebebiyle müvekkili şirket’in herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafça birtakım netice zararlarına ilişkin olmak üzere talepte bulunulmuş olmasına karşılık müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen sigorta poliçesine kapsamına netice zararları dahil edilmediğini,
bu kapsamda huzurda görülen dava ve yöneltilen dava açısından müvekkili şirket’in herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının açık olduğunu,
önemle belirtilmesi gerekmektedir ki, dava konusu talebe konu tutarların son derece fahiş tutarlar olduğunu, gerçek zararın tespit edilmesi zaruri olduğunu,
bu kapsamda hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere mahkemece alanında uzman sigorta bilirkişisi tarafından hasar tespiti ve zarar miktarının belirlenmesi gerektiğini, hasarın müvekkili şirket açısından teminat kapsamına girip girmediğinin; 6102 sayılı türk ticaret kanunu, üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası genel şartları ile poliçe özel şart/klozları doğrultusunda tespiti açısından sigorta hukuku bilirkişisinden rapor alınması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte olacağı düşünülse dahi, söz konusu hasarın müvekkili şirket nezdinde tanzim olunan poliçe teminat kapsamı içerisinde yer alıp almadığına ilişkin rapor tanzim ettirilmesi gerektiğini,
ayrıca poliçe özel şartları uyarınca tespit edilecek makine hasar tutarı üzerinden muafiyet tenzili uygulanması gerektiğini, somut olayın poliçe teminat kapsamına girip girmediğinin tespiti açısından sigorta hukukçusu bilirkişisinden rapor alınmasını,
Müvekkili şirket aleyhine hesaplama yapılacak olması halinde ise dosyanın uzman bilirkişi heyeti’ne tevdi edilmesini,

uzman bilirkişi heyeti’nce poliçe sigorta bedelleri/teminat limitleri, poliçe genel ve özel şartları, teminat kapsamı, çifte/eksik/aşkın sigorta hükümleri, müşterek sigorta, eskime tenzili, muafiyet tenzili, sovtaj tenzili gibi durumların gözetilmesini,

davanın açılmasına sebep olunmadığından aleyhe faiz, vekalet ücreti, yargılama gideri ve sair hiçbir gidere hükmedilmemesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı taşınan eşyanın ziyaı nedeniyle uğranılan maddi zararların tahsili için davacı taşıtanın davalı taşıyıcı aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde vaki itiraz nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının alacaklısının … . Şirketi, borçlusunun … Anonim Şirketi olduğu, 20.545,79-TL asıl alacak, 136,78-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.682,57-TL olduğu, 07/02/2022 tarihinde icra takibinin başlatıldığı anlaşılmıştır.
TTK’nın 855/1. maddesinde; bu kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem haklarının on yılda, diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrayacağı; ikinci fıkrasında bu sürenin, eşya taşımasında eşyanın gönderilene teslimi, yolcu taşımasında yolcunun varma yerine ulaşması, eşyanın tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış olması halinde ise eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir. Hükmün beşinci fıkrasında ise eşyanın zayi olmasının, geç teslim edilmesinin veya hasara uğramasının taşıyıcının kasıtlı ya da pervasızca bir davranışından kaynaklanması halinde taşıyıcının sorumluluğun üç yılda zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK.’nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.
Konuya ilişkin emsal yargı kararı şu yöndedir:
“TTK’nın 855/3. maddesi, taşıyıcının bir diğer taşıyıcıya rücuu ile ilgili olup somut davada olduğu gibi sigorta şirketinin açtığı rücu davasına uygulanmaz. TTK’nın 1473. maddesi gereğince yasal halefiyet hakkına sahip olan davacı, selefi bulunduğu kişi davayı hangi zamanaşamı süresi içinde açması gerekiyorsa davayı o süre içinde açması gerekir. Bu durumda ise TTK’nın 855/2. maddesi gereğince eşyanın teslim tarihinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi bulunduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekir. Somut olayda dava konusu eşyanın gönderilene tesliminin 24.09.2016 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü eşya trafik kazasına uğramış ise de gönderilene teslim edilmiştir. Bu durumda davacı tarafça TTK’nın 855/2 hükmü gereğince 24.09.2016 tarihinden itibaren en geç 24.09.2017 tarihine kadar bir yıllık süre içerisinde icra takip talebinde bulunması gerekir iken davacının bir yıllık zamanaşımı süresinden sonra 25.12.2017 tarihinde takip talebinde bulunmuş olduğu ve takip talep tarihi itibariyle bir yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının aksine iddiaları ve davalı sürücü hakkında TTK’nın 855/5 hükmü gereğince taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş fiilinden veya ihmali düzenlemesi kapsamında üç yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine dair iddia ve istinaf nedenleri isabetli görülmemiştir. Kusurun bulunması veya bulunma ihtimali davalı sürücünün kasıtlı veya pervasızca davrandığı anlamına gelmez. Diğer taraftan KTK ve TBK’da yer alan zamanaşımı süreleri ile yasal düzenlemelerin uygulanması gerektiği iddia edilmiş ise de TTK’nın 855/1 hükmü özel hüküm niteliğinde olup bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda uygulanacak zamanaşımı süresinin düzenlenmiş olması, dava konusu taşımanın ise TTK’da düzenlenen taşıma işi olduğu ve dolayıyla TTK hükümlerinin uygulanması gerektiğinden davacı vekilinin TBK ve KTK hükümlerinin değerlendirilmediğine dair istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.” (İstanbul BAM 14. HD’nin 06.04.2023 tarih, 2021/1872 Esas, 2023/587 Karar sayılı kararı)
Emsal yargı kararı da gözetilerek davalının ileri sürdüğü zamanaşımı defi bakımından yapılan değerlendirmede; TTK 855. maddesi gereğince kara yoluyla eşya taşıma sözleşmelerinde eşyanın gönderilene tesliminden itibaren, eşyanın tamamen zayi olmuş olması halinde ise eşyanın teslimi gereken tarihten itibaren işlemeye başlayacak 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açılması yahut icra takibi başlatılması gerektiği, aksi taktirde taşıma sözleşmesinden doğan bütün alacakların bir yılda zamanaşımına uğrayacağı; dava konusu uyuşmazlıkta ise davacı vekili, Kayseri 7. Noterliğinin 11/01/2022 tarih .. yevmiye numaralı ihtarı ile davalıya ihtarname göndererek dava konusu bedelin talep edildiğini bildirmiş, 07/02/2022 tarihinde de icra takibi başlatmış olmakla; mahkememizce dava ve takip tarihinden önceki ihtarnamenin gönderim tarihi olan 11/01/2022 tarihi zamaşımını kesen bir işlem olarak esas alınmış olup; taraflar arasındaki 19/06/2016 tarihli taşıma sözleşmesine dayalı olarak 20/08/2020 tarihinde davalıya eşyanın teslim edildiği, eşyanın davalı taşıyıcı uhdesinde iken ziyaa uğradığı, 02/10/2020 tarihinde davacının ziyadan haberdar olup zararının tazmini için davalıya “hasar/kayıp tazmin talep yazısı” ile başvurduğu, eşyanın teslimi gereken makul taşıma süresinin en geç davacının zararın tazmini için davalıya başvurduğu 02/10/2020 tarihi olduğu kabul edildiğinde bu tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin 02/10/2021 tarihinde dolduğu; buna göre TTK 855 maddesi gereği davalının zamanaşımı defi yerinde görülmekle davanın zamanaşımı süresinde açılmamış olması nedeni ile reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle süre yönünden reddine,
2-Alınması gerekli 179,90-TL maktu karar harcının dava başında yatırılan 431,58-TL peşin harç ve ıslah harcından mahsubu ile artan 251,68‬‬-TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır