Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/291 E. 2022/536 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/291 Esas
KARAR NO : 2022/536

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :…(T.C. … )-…
VEKİLİ :Av. … – ….
DAVA :Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 01/04/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in davacı bankaya …. nolu sözleşmeden kaynaklanan borcunu zamanında ödememesi üzerine aleyhinde Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasından 10.10.2019 tarihinde icra takibi başlatılmış olduğunu, ödeme emri davalıya 24.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup herhangi bir itiraz olmadığından takip kesinleşmiş olduğunu, İcra takibinin borçlu/davalı … yönünden kesinleşmesinin ardından borçlunun taşınmazlarına haciz konularak kıymet takdirleri yaptırılmış olduğunu, borçlunun taşınmazlarının kıymet takdir raporu 18.11.2021 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş ve kıymet takdirine de itiraz edilmemesi üzerine taşınmazların satışı aşamasına geçilmiş olduğunu, gelinen bu sürece kadar borçlu tarafından icra muamelelerinin hiçbirine itiraz edilmemiş olduğunu, Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün, takip elemanı olarak çalışan ofis çalışanlarından işbu dosyanın takip dayanak belgelerinin sistem üzerinden gönderilmesini istemesi üzerine takip dayanak belgeleri gönderilmiş olduğunu, ancak uyap sisteminde takip dayanak belgelerinin gönderilmesine özel bir talep evrakı oluşmadığından ”İcra Ödeme Emri Gönderilmesi” talebi üzerinden açıklama kısmına ”ekte sunulan takip daynak belgesinin dosyaya kabulunü talep ederim” yazılmak suretiyle takip dayanak belgeleri dosyaya sunulmuş olduğunu ancak İcra Müdürlüğü sehven İcra Ödeme Emri gönderilmesi talebi geldiğini düşünerek borçluya takip kesinleşmiş olmasına rağmen ödeme emri göndermiş olduğunu, kendisine yeniden ödeme emri gelen davalı/borçlu hukuki süreci uzatmak amacıyla kötü niyetli olarak takibe itiraz etmiş ardından icra müdürlüğü tarafından takip durdurulmuş olduğunu, davalı/borçlunun takibin hiçbir aşamasında itiraz etmediği, uyap sisteminin eksikliği dolayısı ile her talebe özel talep oluşturma imkanı olmadığı, taşınmazların satış aşamasında icra müdürlüğü tarafından takip dayanak belgelerinin dosyaya sunulmasını içeren taleplerinin yanlış yorumlandığı ve sehven borçluya ödeme emri gönderildiği, borçluya 2. Kez gönderilen ödeme emrinin borçluya yeniden itiraz hakkı verir görüşünün mevcut dosyada uygulanmasının mümkün olmadığı, borçlunun yapmış olduğu itirazın hiçbir geçerliğinin bulunmadığından bahisle icra memurunun kararına karşı taraflarınca şikayette bulunulduğunu ancak Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/697 E. 2022/6 K. 05.01.2022 Tarihli Kararında borçlu açısından yeniden itiraz hakkı doğduğundan bahisle şikayetlerinin reddedilmiş olduğunu, bu kararın taraflarınca istinafı üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 2022/566 E. 2022/568 K. 22.03.2022 Tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle istinaf başvurunun esastan reddedilmiş olduğunu, izah edilen işbu sebeplerle işbu davayı açma zarureti hasıl olmuş olduğunu, davalı tarafından yapılan itirazı üzerine, borçlu ile son kez müzakere etmek ve dava şartını yerine getirmek amacıyla 18.02.2022 tarihinde …….başvuru numarası ile arabulucuya başvurulmasına rağmen anlaşma sağlanamadığını, davacı banka ile borçlu arasındaki sözleşmenin, ihtarnamenin vs. Sözleşmeye ilişkin evrakların celp edilerek incelenmesi halinde davalının davacı bankaya borçlu olduğu ortaya çıkacak olduğunu, söz konusu sözleşme tarım kredisinden kaynaklanmakta olup görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalının, davacı bankanın alacaklarını almasını engellemek amacıyla yaptığı haksız itirazının kaldırılması için iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek itirazın iptali ile davalının itirazının kötü niyetli olduğu açık olduğundan alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın dava dilekçesindeki iddialarının tamamı hukuki dayanaktan yoksun olup taraflarınca kabul edilmesi mümkün olmadığını, dava yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, söz konusu dava yönünden yetkili mahkeme kırşehir mahkemeleri olduğunu, bu nedenle, yetkisizlik kararı verilmesi gerekmekte olduğunu, davalının yerleşim yeri Kırşehi olup bu nedenle, davada Kırşehir Mahkemeleri yetkili olduğundan söz konusu davada yetkisizlik kararı verilmesi gerekmekte olduğun, ayrıca, ilgili İcra Müdürlüğü dosyasına taraflarınca verilen itiraz dilekçesinde de yetki itirazımız bulunmakta olduğunu, dava görevsiz mahkemede açılmış olup söz konusu dava yönünden görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, bu nedenle, davanın görev nedeniyle reddi gerektiğini, kefalet sözleşmesinin temel özelliği, kefilin sorumluluğunun asıl borç ilişkisinden değil; kefalet sözleşmesinden doğması olduğunu, diğer bir ifadeyle, kefilin sorumluluğunun dayanağı, asıl borç ilişkisi değil, asıl borç ilişkisinden ayrı bir niteliği bulunan kefalet sözleşmesi olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin asıl borç ilişkisine göre değil, kefalet sözleşmesine göre belirlenmesi gerektiğini, davalının tacir olmadığını, davalı açısından herhangi bir ticari iş söz konusu olmadığını, ortada davalı açısından ticari işletme ile ilgili bir iş niteliğinde olduğu kabul edilebilen bir durum olmadığını, kaldı ki, davalının zaten ticari işletmesi de olmadığını, bu nedenlerle, sadece kefil aleyhine dava açılmasında veya kefilin davacı olmasında, HMK 2 / I gereğince asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğunu, davacının taraflarına kendi talebi ile yeniden gönderilen ödeme emrine karşı yaptığı itirazın kötü niyetli olduğu yönündeki iddiası gerçeklikten uzak olduğunu, Banka alacakları İcra Müdürlüğünün …e sayılı dosyasından taraflarına ilamsız takibe mahsus yolla takip yapılmış ve alacaklının talebi üzerine taraflarına 2. kez ödeme emri gönderilmiş olduğunu, söz konusu ödeme emri 07.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş aynı gün borca itiraz dilekçesiyle borca ve ferilerine itiraz edilmiş olduğunu, İtiraz neticesinde İcra Müdürlüğünün 08.12.2021 tarihli kararı ile davalı … hakkındaki takip süresinde itiraz nedeniyle durdurulmuş olduğunu, sonrasında her ne kadar davacı yan dava dilekçesinde de bahsettiği hukuki dayanaktan yoksun sebepler ile icra Müdürlüğü kararını şikayet etmişse de söz konusu şikayet Kayseri 3.İcra Hukuk Mahkemesinin sayılı kararı ile reddedilmiş, aynı şekilde her ne kadar Yerel Mahkeme kararı davacı yan tarafından istinaf edilmiş olsa da Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin sayılı 2022/566e ve 2022/568k sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğunu, davacının itirazlarının hukuki süreci uzatmak amaçlı olduğu iddiasının taraflarınca kabul edilmesi mümkün olmadığını, zira davalı 65 yaşında olup köyde çobanlık yapmakta olduğunu, tek başına yaşayan davalının yaşı gereği bilgisi olmadığını, davalının takip konusu borçla da bir ilgisi bulunmamakta olduğunu, ilamsız takibe dayanak belge olarak sunulan banka kartı bilgilendirme formunda herhangi imzası bulunmadığı gibi diğer borçlular gibi kart borçlusunun mirasçısı da olmadığını, davacı banka davalının bilgisizliğinden yararlanmış ve takibi ilerletmiş olduğunu, davalının bu zamana kadar itiraz edemeyişinin sebebi borcu kabullenmesi değil bu konudaki bilgisizliği olduğunu, bu nedenle, söz konusu davada asıl kötü niyetli olan tarafın davacı yan olduğu açık olduğundan, davacının icra inkar tazminatı yönünden talebinin de reddi gerekmekte olduğunu, davacı banka işlemleri usulsüz olduğunu, bu nedenle, söz konusu kefalet sözleşmesi hukuki geçerlilik şartlarını taşımadığından geçersiz olduğunu, ayrıca davacı banka tarafından ilamsız takibe dayanak belge olarak kefalet sözleşmesi sunulmamış olduğunu, davalı köyde çobanlık yaparak geçimini sağlamakta olduğunu, bu nedenle, davalının asıl borçluya 500.000 bin TL değerinde bir teminat sağlaması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zira, dosyaya sunulan kefalet sözleşmesinde teminat miktarının yazıyla dahi yazılamadığı kararlandığı sonra tekrar yazıldığı açık olduğunu, davalının davacı banka tarafından yeterince aydınlatılmamış olduğunu, davalının iradesi sakatlanmış olduğunu, genel işlem koşullarının dayatıldığı açık olduğunu, yine icra takibine konu edilen miktarın ve takip sonrası uygulanan faiz oranının fahiş olarak hesaplandığı aşikar olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin ve kefaletin müteselsil olması durumunda kefilin söz konusu hususları kendi el yazısıyla yazması şart olduğunu, aynı şekilde kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişikliklerin de kefalet için öngörülen bu şekil şartlarına uyularak yapılması gerekli olduğunu, söz konusu kefalet sözleşmesi usulüne uygun olarak yapılmamış olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/18631 E. 2014/1721 K. 22.01.2014 K. Sayılı kararının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, ayrıca, davacı banka tarafından 07.12.2021 tarihli ödeme emri tebliği taleplerine eklenen takip dayanakları belgelerden temel bankacılık ürün bilgi formu imza tarihinin 06.06.2016 olduğu söz konusu tarihte davalının eşinin hayatta olduğu ve rızasının alınmadığı ve bu nedenle, söz konusu sözleşmenin bu yönüyle de geçerlilik şartlarını taşımadığı açık olduğunu, son olarak, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde bahsi geçen dayanak belgeler dava dilekçesi ekinde tarafımıza tebliğ edilmemiş olduğunu, bu nedenle, davacı delillerine karşı delil bildirme haklarını saklı tuttuklarını belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davacının Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası nedeni ile davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarına ilişkin davadır.
Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün ….sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının…. olduğu, borçluların …, …, …, …olduğu, takibin 105.725,23 TL kredi, 8.883,42 TL 10/10/2019-10/10/2019 BSMV, 188,65 TL diğer olmak üzere toplam 115.121,57 TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, anlaşılmıştır.
…A.Ş’ye, Kırşehir Valiliğine, Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davalı vekilinin süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu ve yetkili mahkemeyi belirttiği görülmekle HMK madde 19 gereğnice usulüne uygun yapılan yetki itirazının incelenmesi ile takibe konu kredi sözleşmesinin Kırşehir şubesinde imzalandığı ve davalının ikametgah adresinin de Kırşehir olduğu görülmüş, HMK madde 6 ve 14 gereğince yetkili mahkemenin davalı ikametgahı ve şube işlemi yönünden Kırşehir Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) Mahkemesi olduğu anlaşılmış ve bu nedenle mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK mad. 6 ve 14 gereğince, Kırşehir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) yetkili Mahkeme olduğu anlaşıldığından Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, 6100 sayılı H.M.K’nun 6 ve 14. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-İstek halinde dava dosyasının yetkili ve görevli KIRŞEHİR Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 20.madde gereğince karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvuru halinde dava dosyasının KIRŞEHİR Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’ne gönderilmesine,
4-Davaya yetkili Mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine KIRŞEHİR Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’nce hükmedileceğinden bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yetkisizlik kararından sonra dosyanın KIRŞEHİR Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’ne gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır