Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/29 E. 2022/13 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/29 Esas
KARAR NO : 2022/13

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilin, davalı …’ne 2016 yılında üye olduğunu, davalı kooperatif tarafından belirtilen üyelik aidatını ödediğini, aynı zamanda kooperatifte kendisine ait tırıyla nakliye işi yaptığını, buna rağmen davalı kooperatif,in müvekkilini sürekli bahaneler göstererek oyalamış ve daha sonra müvekkiline üyeliğe giriş talebinin kabul edilmediğini, bu nedenle nakliyede çalıştırılmayacağını, müvekkiline, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin üyelik kaydı yapılmadığını, ancak kooperatifler hukukunda açık kapı ilkesi esasınca şartları taşıyan bir kişinin üyeliğe kabul edilmemesinin söz konusu olmadığını, ancak müvekkilinin üyelik şartlarını taşımasına rağmen, davalı kooperatif tarafından üyelik kaydı yapılmadığını, kooperatifler hukukunda eşitlik ilkesi esas olduğunu, ortaklık statüsünden doğan objektif haklara sahip olma ve bunların korunmasını isteme hakkı, mutlak eşitlik kapsamındaki haklardan olup müvekkilnin üyelik için gerekli bütün şartları taşımasına rağmen kooperatif tarafından üyelik kaydının eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını açıkça gösterdiğini, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere üyelik açık veya zımni olarak kabul edilebilirken, müvekkilinin yaptığı ödemelerin kooperatif tarafından kabul edilmesi eylemli bir şekilde ortaklık sıfatının kazanıldığını gösterdiğini, bu nedenle müvekkilinin, davalı kooperatife üyeliğinin tespiti gerektiğini, müvekkilinin davalı kooperatifte fiili olarak çalışmış, ortaklık payını ödemiş, kendisine bu ödemelere ilişkin makbuz verildiğini, kısacası davalı kooperatif, müvekkile fiilen üye muamelesinde bulunduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davacı yanın başvuru tarihi itibari ile müvekkili kooperatifin anasözleşmesi uyarınca kooperatife üye olma vasfına haiz olmadığını, kooperatif ana sözleşmesinin 10. Maddesine göre kooperatife ortak olabilmek için “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek kişi ya da kamu veya özel tüzel kişisi olmak, Yük taşımacılık işi ile iştigal olmak, Taşıma komisyonculuğu yapmamak, Kooperatifin amacına uygun bir motorlu araca sahip olmak veya bu nitelikteki bir aracı en az iki yıl kiralamak, Aynı amaç ile başka yük taşımacılığı kooperatifine üye olmamak” şartlarını taşımadığını, bulunan şartın ispatlanabilmesi için aracın amacına uygun olduğunu kanıtlayıcı belgelerin (araç ruhsatı) güncel ve noter onaylı olması gerektiğini, şartın ispatlanabilmesi için kiralama sözleşmesinin noter onaylı olması gerektiğini, davacı yanın sayılan şartları taşımaması nedeni ile davacının yapmış olduğu başvurunun kooperatif yönetim kurulunca reddedildiğini, ayrıca müvekkilli kooperatifin 15.05.2013 tarihli genel kurul toplantısının 10. Maddesi ile kooperatifin ortak sayısı 28 olarak belirlendiğini, gerek davacının kooperatife başvuru yaptığı anda gerekse güncel olarak kooperatifin üye sayısı 28 olması nedeni ile kooperatif yönetim kurulunun şartları taşımış olsa dahi üye olarak kabul etmesinin mümkün olmadığını, davacı yan dava dilekçesinde müvekkil kooperatifin davacıyı zımnen üyeliğe kabul ettiğini, üyeliğin fiilen benimsendiğini ileri sürdüğünü, bu iddiasına dayanak olarak da davacının dorsesi ile nakliye işi yapmasını belirtmişse de davacı yanın müvekkili kooperatif uhdesinde sürekli olarak nakliye işi yapmadığını, davacının, dava dilekçesinde davacının müvekkili kooperatife düzenli ödeme yaptığından ve ödemelerin kabul edildiğinden bahsetse de davacının üyeliğe başvuru anında yapmış olduğu ödeme, üyeliğin reddedilmesi ile kendisine defalarca ödenmeye çalışıldığını, ancak davacı yanın buna yanaşmadığını, bu eylemini ise dava dilekçesinde kendi lehine bir delil olarak yansıttığını, davacı yanın ödenmesi gereken sermaye tutarını/ortaklık payını da ödemediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına ve bu karar ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Kayseri ili mülki sınırları olarak değiştiğine işaret ederek dosyanın Mahkememize gönderilmesine karar vermiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında; Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. Buna göre, yeni bir mahkeme kurulurken veya mahkemenin yargı çevresi yeniden belirlenirken, o mahkemenin kuruluş yasasında ya da yargı çevresini yeniden belirleyen idari kararda zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla, her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. Örneğin; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevreleri yeniden düzenlenmiş ve Kayseri Ticaret Mahkemesi yönünden yargı çevresi Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Ancak kararda, derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle mahkememiz yargı çevresini yeniden belirleyen kararın yürürlük tarihi olan 01/09/2021 tarihinden önce açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile mahkememize gönderilmesine olanak yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan iş bu davanın mahkememizin görev alanı dışında kaldığı ve bu davanın açıldığı tarihteki görevli mahkemenin iş bu davaya bakmaya devam etmesi gerektiği değerlendirildiğinden, görevli ve yetkili mahkemenin Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Nitekim Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin 2021/1208 E. 2022/42 K. Sayılı ilamı ile;… Davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu davada doğal hakimlik ilkesi ve kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerektiğine karar verilerek dosyanın yargı yeri olarak tespit edilen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkememize iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1)Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği USULDEN REDDİNE,
2)Görevli ve yetkili mahkemenin BÜNYAN ASLİYE HUKUK(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3)Mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan HMK’ nın 21/1-c maddesi uyarınca kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görevli mahkemenin tayini için dosyanın re’sen Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE,
4)6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.13/01/2022

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır