Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/284 E. 2023/238 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :…
KARAR NO : …

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :.
DAVALI : … – …
VEKİLİ : .

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : .
KARAR TARİHİ :.
KARAR YAZIM TARİHİ : .

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davalının davacı hakkında kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, takip süresinde itiraz edilmediği için icra takibinin kesinleştiği, borcun haciz tehdidi altında ödendiğini, davalının davacıdan sözde alacağını tahsil ettiğini, icra takibine konu borcun unsurlarını taşımadığından borç niteliği kazanmadığını, takibe konu kambiyo senedinin …. ilinde faaliyet gösteren motorlu taşıt sürücü kursları ile ….Araştırma ve Denetim bürosu ile düzenlenmiş olan protokol gereğince düzenlendiğini, davacının davalıya borcu bulunmadığını, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanmadığını, bu nedenlerle davacının davalıya borçlu olmadığının tespîtı’ni, icra takibinin iptalini, davacının ödemek zorunda kaldığı 35.000,00 TL. asıl alacak, işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, tahsil harcı kapsamında dosyaya yatan tüm paranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ısıırdadını, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle;Dava dilekçesindeki
aleyhe olan tüm hususları kabul etmediklerini, dava konusu icra takibinin halen derdest olduğunu, iddia edildiği gibi yapılan herhangi bir ödeme olmadığını, davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlanması gerektiğini, menfi tespit davasına ilerleyen aşamalarda istirdat davası olarak devam edilebilmesi mümkün iken istirdat davası olarak açılan bir davanın daha sonrasında menfi tespit davasına dönüşmesinin mümkün olmadığını, şartları oluşmayan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacınınm davalıya borcu bulunduğunu, haklılık payı oluşturabilmek için takibe konu senedin sözleşmeye istinaden verildiğini ve cezai şartın tahsiline yönelik olduğunu, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığına dair itirazı bulunmadığını, senedin zorla imzaladığına ilişkin iddiası bulunmadığını, imzalanmış senede karşı böyle bir itirazda bulunulması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, senette yazılı olduğu üzere nakden ahz olunduğunu, davalının alacaklı olmadığı bir bonoyu işleme koymasının söz konusu olmadığını, senedin herhangi bir sözleşmeye bağlı bulunmadığını, senet Üzerinde teminat olarak verildiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığını, bu nedenle davanın bukuki yarar yokluğu sebebiyle reddini, davanın esastan reddini, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …Genel İcra Müdürlüğünün ….E. Sayılı takip dosyası, arabuluculuk protokolü, bilirkişi.
GEREKÇE: Dava, kambiyo senedinden kaynaklı başlatılan icra takibi neticesi haciz ve icra tehdidi altında ödenen para nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen tutarın geri verilmesi istemine ilişkindir.
….Genel İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takip dosyasında takip dayanağı senedin…. tanzim tarihli,… vade tarihli, 35.000,00 TL bedelli bono olduğu, bonoyu düzenleyenin takip borçlusu ve aynı zamanda dosyamız davacısı olduğu, bonoda lehtar olarak takip alacaklısı ve dosyamız davalısının gösterildiği, … tarihli takip talebinde alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, toplam alacak tutarının 35.316,44 TL olduğu, takibin… tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun… tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldı.
Her ne kadar davacı tarafça takip konusu borcu haciz ve icra tehdidi altında ödendiği ileri sürülerek istirdat davası açılmış ise de davalının sunmuş olduğu cevap dilekçesinde davacının henüz takip konusu borcu ödemediğini bildirdiği ayrıca icra dairesine yazılan yazı cevabında davacı borçlunun icra dosyasının borcunun ödenmesine ilişkin herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını bildirmiştir. Açılan menfi tespit davası, takip konusu borcun davacı borçlu tarafından ödenmesi halinde kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği yerleşik yargıtay uygulamasından anlaşılmakla ise de istirdat davasının kendiliğinden menfi tespit davasına dönüşmeyeceği açıktır. Her ne kadar davacının takip konusu borcu henüz ödemediği bir evrede istirdat davası açması hukuken davanın usulden veya esastan reddini gerektirdiği biran için düşünülse bile çoğun içinde azı da vardır kuralı çerçevesinde istirdat davasını özü itibariyle menfi tespit (borçlu olmadığının tespiti) istemini içerdiği düşünülerek davacının istirdat davasının menfi tespit davası olarak görülmesinde hukuken bir engel bulunmadığı kanaatine varılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davalıya ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş …. tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” …” nun, İşletme defterleri mükellefi olarak Gelir İdaresi Başkanlığının Defter Beyan Sistemi üzerinden kanuni şekilde takip edildiği, İşletme defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürede yapıldığı, sahibi lehine delil teşkil ettiği, kayıtların sisteme girişi ile tesmiyet kazandığı, …’ nun İşletme defterleri kayıtlarına istinaden; ….yıllarında Davacı … Optik Sürücü Kursu Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen dayaya konu senedin girişine ya da ödeme kaydıma rastlanılmadığı teşpit edilmiştir.” şeklinde raporunu sunmuştur.
…. tarihli celsenin 1 numaralı ara kararı gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, incelenen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürede yapılıp yapılmadığı, sahibi lehine delil teşkil edip etmediği, dava dilekçesinde sözü edilen senetlerin davacı şirket defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, bu senetlere konu mal veya hizmetin davacı yana teslimine dair kaydın bulunup bulunmadığı, takip tarihi ve dava tarihi itibarıyla davalı şirketin davacıdan alacaklı bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, alacak tutarının davacı tarafından davalıya kısmen veya tamamen ödenip ödenmediği, davalı defterleri incilenmiş olmakla davalı defterlerindeki kayıtlar ile davacı defterlerindeki kayıtlar karşılaştırılaraktaraf defterlerinin HMK m.222 kapsamında sahibi lehine delil teşkil edip etmediği, defter ve belgelerdeki kayıtlardan hangisine itibar edilebileceği gibi hususlarda bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup;
Alınan bilirkişi raporunda özetle; ” Davacı … optik sürücü kursu hayvancılık Ltd. Şti …. yıllarında davaya konu senedin yevmiye defterinde girişine ve tahsil kaydına rastlanmadığı tespit edilmiştir” şeklinde raporunu sunmuştur.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, tutulan ticari defter ve belgelerde davacı şirketin davalıya borç kaydı bulunmadığı gibi dava ve takip konusu bononun ticari kayıtlara işlenmediği yapılan bilirkişi incelemelerinden anlaşıldığı, kambiyo senetlerinin mücerretliği ve bonoda ispat soyutluğu ilkeleri çerçevesinde davacı ve davalı tarafların kambiyo alacaklısı ve borçlusu sıfatıyla kambiyo senedini ticari defterlerine işlemekle yükümlü olmadıkları, davacının senede karşı tanıkla ispat yasağı çerçevesinde senedi hükümden düşürecek muteber delil ve belge sunamadığı, davalı vekilinin savunma ve beyanlarında takip konusu alacağın müvekkili davalının alacağı olduğunu, davalının tek ortaklı olarak kurulan ve ticaret siciline tescile edilen dava dışı limited şirketin ticari faaliyetleri ile bir ilgisi bulunmadığını, bononun illetten mücerret olduğunu savunmuş olup dava ve takip konusu senedin davacı şirketin ticari defter ve belgelerinde dahi kayıtlı olmadığı, davalının tek ortaklı limited şirketi ticaret siciline tescil ettirdiği tarihin (… senedin tanzim tarihinden …) sonraki bir tarih olduğu alınan bilirkişi raporu ile sabit olup, davalının gerçek kişi tacir olarak tutmuş olduğu işletme defterindeki kayıtlarda alacak borç kaydı bulunmadığı ancak yukarıda da ifade edildiği üzere kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gözetildiğinde yerleşik Yargıtay uygulamaları çerçevesinde kambiyo senetlerinin ticari defterlere kaydının zorunlu olmadığı, ticari defterlere kaydedilmiş olmasa dahi senedin kendi başına alacak doğurduğu, davacının söz konusu senedi ilişkilendirdiği sözleşme yahut protokol hükümlerinin ispatlanamadığı, senedin cezai şart (ceza koşulu) alacağı bakımından alacağın teminatını oluşturmak üzere davacıdan alındığı yönündeki iddiasının kabul edilebilmesinin davacının sunduğu delil ve belgeler karşısında olanaklı olmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, yargılama kapsamında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına yahut veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde bir karar verilmediği anlaşılmakla yasal koşulları oluşmayan davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 597,72-TL harçtan mahsubu ile artan 417,82-TL nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5- Davalı lehine AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı …

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır