Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/246 E. 2023/129 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI/KARŞI DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI/KARŞI DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İpoteğin Fekki
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :
KARAR SONUCU : Asıl Dava – KABUL
Karşı Dava – RED

Mahkememizde görülmekte olan İpoteğin Fekki davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …ve …’ın … İnşaat Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin davalı … Bankası ile yaptığı yahut kat edilene kadar yapacağı kredi sözleşmelerinden doğacak borçları için ipotek veren 3. Kişi sıfatıyla …Tapu Müdürlüğü’nün …. tarih ve … yevmiye numaralı 30.000.000,00-TL miktarlı 1. Dereceden üst sınır ipoteği ile …’ın 20 dolayında, …’ın ise 5 civarında taşınmazını davalı … Bankası’na ipotek verdiğini, kredi sözleşmelerinde gerek asıl borçlu gerekse kefil sıfatıyla müvekkillerinin şahsen sorumluluğunun doğuracak hiçbir imzası veya taahhüdü bulunmadığını, kısaca müvekkillerinin ipotek veren 3. Kişi konumunda olduğunu, toplamda 100’ün üzerinde bağımsız bölüm için … Ltd. Şti’nin … Bankası ile imzaladığı kredi sözleşmeleri için toplu olarak ipotek verildiğini, müvekkillerince borca ve ipoteklere itiraz edildiğini, banka tarafından borçtan şahsen sorumlu olan … ile borçtan şahsen sorumlu olmayan müvekkilleri … ve …’ın gösterdiği bütün gayrimenkuller üzerine toplu ipotek konulduğunu, şartları oluşmadan verilen toplu ipoteğin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle fekki gerektiğini bildirerek …. numaralı bağımsız bölümlerdeki 30.000.000,00-TL bedelli ipoteğin fekki ile tapudan terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ipoteğin kaldırılması talebinin nispi harca tabi olduğunu, bu nedenle harçların ikmal edilmesinin gerektiğini, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, imzalanan kredi sözleşmeleri ile dava dışı … İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti’ne dava konusu taşınmazların inşaatının finansmanında da kullanılan yatırım kredileri dahil, çok yüksek tutarlı krediler kullandırıldığını, bu kredilerin teminatı olarak davaya konu … Tapu Müdürlüğü’nün … tarih ve … yevmiye nolu ipotek belgesi ve resmi senediyle dava dışı kefil …’un davacılar … ve …adına kayıtlı bağımsız bölümler üzerinde müvekkili banka lehine 1. Derecede 30.000.000,00-TL bedelle ipotek tesis edildiğini, kredi sözleşme şartlarının ihlal edilmesi nedeniyle adı geçen borçluya, kefillerine ve davacı ipotek veren şahıslara …. tarihli hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, davacılar tarafında ipoteğin TBK 36. Maddesi kapsamında aldatma suretiyle kurulduğu iddialarına ilişkin herhangi bir olay, olgu ve delil sunulmadığı gibi, bu iddiaların herhangi bir doğruluğu da bulunmadığını, ayrıca ipoteğin … yılında tesis edilmiş olması karşısında davacıların, durumu yeni öğrendikleri iddiasının hiçbir doğruluğu ve inandırıcılığı bulunmadığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Karşı dava dilekçesinde özetle; borçtan şahsen sorumlu olmayan … ve …’a ait dava konusu, …. numaralı bağımsız bölüm taşınmazlar üzerindeki ipoteklerini fekki değil, … Tapu Müdürlüğü’nün …tarih ve … yevmiye numaralı ipotek belgesi ve resmi senedinden ayrılmak suretiyle rehin yükünün dağıtılmasının hukuken makul ve hakkaniyetli bir çözüm olacağını bildirerek 1. Derecede 30.000.000,00-TL tutarlı ipoteğin, rehin konusu taşınmazlara dağıtılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; zaten derdest olan asıl davada, karşı dava açılmasına gerek olmadan davalı banka tarafından bu iddianın dile getirilmesinin karşı dava ile amaçlanan sonucu ortaya çıkarabilecek nitelikte olduğunu, hem talep sonucunu kısmen kabul edip hem de bunu dava halinde mahkeme önüne getirmenin hiçbir anlamı olmadığını, o halde zaten derdest olan davada iddia edip ve şayet haklılarsa ispat ederek ulaşılabilecek bir sonuç için karşı dava açılmasında hiçbir hukuki menfaat bulunmadığı gözetilerek yersiz davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl dava, ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, karşı dava ise ipoteğin, rehin konusu taşınmazlara dağıtılması istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların tapu kayıtları üzerine davalıdır şerhi konulmasını talep etmiş olup, mahkememizce …. tarihli müteferrik karar ile dava konusu taşınmazların tapu kaydı üzerine “Davalıdır Şerhi” konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
…Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davaya konu taşınmazlara ilişkin takyidatlı tapu kayıtları dosyamız arasına celbedilmiştir.
Davalı bankaya müzekkere yazılarak, dava dışı … Tasarım San. Ve Tic. Ltd. Şti ile banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri ile eklerinin ve ödeme belgelerinin birer sureti dosyamız arasına celbedilmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller dosya arasına getirtilerek incelenmiştir.
Dava değeri olan 30.000.000,00-TL üzerinden eksik peşin harcın ikmal edilmesi hususunda davacılar vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş olup, davacılar vekilince adli yardım talebinde bulunulduğu, mahkememizce adli yardım talebinin reddine karar verildiği, karara itiraz edilmesi üzerine itirazın …1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce değerlendirildiği ve … D.iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, bunun üzerine davacılar vekilince eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyanın bir bankacı bilirkişi ile bir icra iflas hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek açıklamalı rapor alınmasına karar verilmiş olup, … tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Bankacı bilirkişi …ile hukukçu bilirkişi …’in …. tarihli bilirkişi raporunda özetle; banka kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde, davalı bankanın…. Şubesi ile dava dışı asıl borçlu …. Tasarım Plan Proje İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. arasında …. tarihinde 3 sayfadan oluşan sözleşme öncesi bilgilendirme formu düzenlenerek imzalandığı, … tarihinde bilgilendirme formuna istinaden yine taraflar arasında 7 sayfa 5 maddeden oluşan 10.000.000,00 Euro limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, iş bu sözleşmenin …, … ve … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından sözleşme tarihinde 10.000.000,00 Euro’ya kadar müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarının görüldüğü; yine detayları yukarıda izah edildiği üzere, Davalı Bankanın … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu …. Tasarım Plan Proje İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. arasında …. tarihinde 3 sayfadan oluşan sözleşme öncesi bilgilendirme formu düzenlenerek imzalandığı, bilgilendirme formuna istinaden yine taraflar arasında … tarihinde 7 sayfa 5 maddeden oluşan 30.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, iş bu sözleşmenin …, … ve … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından sözleşme tarihinde 30.000.000,00 TL’ye kadar müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları; bu açıklamalar çerçevesinde davacıların davaya konu ipotekleri bankaya kurulduğu/ tescil edildiği dönemde şirket ortağı olmadıkları, kredi borcuna (GKS’ye) kefil olmadıkları, müteselsil borçlu olmadıklarının görüldüğü; Türk Medeni Kanunu’nun 855 inci maddesine göre, birden çok taşınmazın aynı borç için rehnedilmesi, taşınmazların aynı malike veya borçtan müteselsilen sorumlu olan maliklere ait olmalarına bağlı olduğunun düzenlendiği; madde metni ve yukarıda verilen yargı kararları çerçevesinde davacılar bakımından ipoteğin iptal edilip edilmeyeceğinin takdirinin mahkemede olduğu belirlenmiştir.
Davalı bankanın … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Tasarım Plan Proje İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. arasında;
…. tarihinde 30.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlenerek imzalanmış olup, iş bu sözleşme …, … ve … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından sözleşme tarihinde 30.000.000,00 TL’ye kadar müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır.
….tarihinde 15.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlenerek imzalanmış olup, iş bu sözleşme …, … ve … tarafından sözleşme tarihinde 15.000.000,00 TL’ya kadar müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır.
… tarihinde 10.000.000,00 Euro limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlenerek imzalanmış olup, iş bu sözleşme …, … ve … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından sözleşme tarihinde 10.000.000,00 Euro’ya kadar müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır.
… tarihinde 30.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlenerek imzalanmış olup, iş bu sözleşme …, … ve … İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından sözleşme tarihinde 30.000.000,00 TL’ya kadar müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır.
….Tapu Müdürlüğü’nden getirtilen tapu kayıtları ve ipotek belgeleri incelendiğinde; …Tapu Sicil Müdürlüğünün … tarihli … yevmiyeli işlemiyle, maliki … olan …. ta bulunan … Blokta bulunan 45, 87, 96 nolu bağımsız bölümler üzerinde Halkbankası lehine 30.000.000 TL üst sınır bedelle dava dışı borçlarını teminen ipotek kurulduğu; maliki …olan … ta bulunan 54,62, B Blokta bulunan 85, 86 nolu bağımsız bölümler üzerinde …lehine 30.000.000 TL üst sınır bedelle dava dışı … İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin borçlarını teminen ipotek kurulduğu; maliki … olan ….Blokta bulunan 20 nolu bağımsız bölüm üzerinde …ı lehine 30.000.000 TL üst sınır bedelle dava dışı … İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin borçlarını teminen ipotek kurulduğu; maliki … olan …. Blokta bulunan 62 nolu bağımsız bölüm üzerinde …. lehine 10.000.000 Euro üst sınır bedelle dava dışı … İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin borçlarını teminen ipotek kurulduğu; maliki ..hissesi …, .. hissesi …’a ait olan ….l B Blokta bulunan … nolu bağımsız bölüm üzerinde Halkbankası lehine 10.000.000 Euro üst sınır bedelle dava dışı … İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin borçlarını teminen ipotek kurulduğu, bu anılan ipoteklerin yanında aynı yevmiye numarası ile dava dışı borçlulara ait çok sayıda ipotek kurulduğu; ipoteklerin üst sınır ipoteği olduğu; 4. Maddesinde her ipotek hissesinin borcun tamamından sorumlu olarak borç sona erinceye kadar borçtan sorumluluğun devam edeceğinin yazılı olduğu görülmekle, söz konusu ipoteklerin toplu ipotek olduğu anlaşılmıştır.
Banka kayıtları ve tapu kayıtları incelendiğinde davacıların davaya konu ipoteklerin kurulduğu dönemde şirket ortağı olmadıkları, kredi borcuna kefil olmadıkları ve müteselsil borçlu olmadıkları anlaşılmıştır.
TMK’nun 855. Maddesine göre, birden çok taşınmazın aynı borç için rehnedilmesi, taşınmazların aynı malike veya borçtan müteselsilen sorumlu olan maliklere ait olmalarına bağlı olup, aynı alacak için birden çok taşınmazın rehnedildiği diğer hallerde her taşınmazın alacağın ne miktarı için güvence oluşturduğu, rehin kurulurken belirtilir. Aksine bir anlaşma bulunmadıkça, tapu idaresi resen güvenceyi taşınmazların her birine değeri oranında dağıtır.
Konuya ilişkin emsal Yargıtay kararı şu yöndedir:
“Toplu rehin, TMK’nın taşınmaz birden çok ise 855. Maddesinde; birden çok taşınmazın aynı borç için rehnedilmesi, taşınmazların aynı malike veya borçtan müteselsilen sorumlu olan maliklere ait olmalarına bağlıdır şeklinde düzenlenmiştir. Yasa metninde de açıkça belirtildiği gibi bu rehin türü üzerinde rehin kurulmak istenen taşınmazların mülkiyetinin aynı kişiye ait olması ya da taşınmazlar ayrı kişilerin mülkiyetinde, yani taşınmazların malikleri farklı kimseler ise, bu kişilerin güvence altına alınmak istenen borçtan müteselsil olarak sorumlu bulunmaları hallerinde kurulabilmektedir. Bu şartlar yoksa toplu rehin kurulamaz.” (Yargıtay 12. HD 05/02/2018 tarihli 2018/97 E. – 2018/756 K. Sayılı kararı)
Yasal düzenleme, emsal yargı kararı ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, TMK m. 855/1 hükmündeki şartların bulunmamasına rağmen toplu rehin tescil edildiği ve bu durumda tescilin yolsuz olduğundan bahsedileceği, toplu rehne konu her taşınmazın malikinin HMK m. 1025 uyarınca yolsuz tescilin düzeltilmesi için dava açabileceği, bu kapsamda taşınmazların maliki olan davacıların bu davayı açmakta haklı oldukları, zira davacıların dava dışı şirketin kullandığı yahut kullanacağı kredilere ilişkin müteselsil kefil yahut başka bir surette müteselsil borçlu sıfatını haiz olmadıkları ve bu suretle davacıların taşınmazları üzerindeki ipoteğin fekki (kaldırılması) gerektiği anlaşılmakla asıl davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı banka karşı dava açarak davaya konu taşınmazlardaki ipoteğin rehin konusu taşınmazlara dağıtılması isteminde bulunmuş ise de, TMK m. 855/3 hükmü uyarınca aksine anlaşma bulunmadıkça teminatın taşınmazların her birine değeri oranında dağıtmaya yetkili merci ilgili tapu müdürlüğü olduğu gözetildiğinde mahkemece bu yönde bir karar verilmesinin yerinde olmadığı, zira karşı davacı rehin hakkı sahibinin toplu rehin hakkını, rehin yükünü arzu ettiği gibi taşınmazlara dağıtarak ve bu durumu tapu sicil müdürlüğünde rehin sütununa tescil ettirerek münferit rehin haklarına çevirebileceği ve bu konuda rehinle ilgili taşınmazların malikleri ile anlaşması gerekeceği ve bu suretle rehin hakkı sahibinin artık alacağın her bir kısmından sadece tek taşınmaz sorunlu olacağı rehin hakkından kısmen feragat etmiş olacağı, bu suretle alacaklının her bir rehin sorumlusu ile anlaşarak rehin yüklerini taşınmazlara dağıtarak toplu rehini paylı rehne çevirebileceği, ancak bu durumlarda alacaklının rızası yanında tüm rehin hakkı sahiplerinin de rızası gerektiği (Taşınmazların Birlikte Rehni, KAŞAK / GÜVENÇ, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, C. XXIII, Y.2019, Sayı 1, s. 61-92), dosya kapsamında sunulan delil ve belgeler çerçevesinde davacı rehin alacaklısının böyle bir anlaşmaya varamadığını ve mahkemenin bu konuda müdahalesini istemekte haklı, makul ve inandırıcı delil ve belgeleri ortaya koyması gerektiği, ancak asıl dava açılmadan önce böyle bir uyuşmazlığın bulunduğunun ortaya konulamadığı, ancak davacıların bu davayı açması üzerine tesis edilen ipoteğin yolsuz tescil olduğunun fark edilmesi üzerine esasa cevap süresi içerisinde karşı dava yoluyla bu talebin ileri sürüldüğü, talebin ileri sürülüş şekli ve zamanı dikkate alındığında davalı- karşı davacının talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın KABULÜ ile, …. numaralı bağımsız bölümlerdeki 30.000.000,00-TL bedelli ipoteğin fekkine,
2-Alınması gereken 2.049.300,00-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacılar tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harç ile 512.244,30-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.536.975,00-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 172,90-TL ilk dava açma gideri, 115,50-TL tebligat gideri, 10,5-TL müzekkere ve posta gideri ile 1.800,00-TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 2.098,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 538.000,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının karşı dava açılırken yatırılan 512.325,00-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 512.145,1‬0-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde karşı davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 538.000,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan
¸E-imzalıdır
Üye
¸E-imzalıdır
Üye
¸E-imzalıdır
Katip
¸E-imzalıdır