Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/242 E. 2022/475 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ :23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; : Davacı …’in, … tarihinde kendi sevk ve idaresinde ki … Plakalı aracı ile … plakalı araca yandan çarpmış olduğunu, … plakalı araç sahibi …, davacıya karşı aracın değer kaybı nedeniyle Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesinde … Esas dava açmış olduğunu, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar sayılı kararı ile davacı lehine 2.500 TL değer kaybı, 2.500 TL ilam vekalet ücreti ve 1.299 Tl Yargılama Giderine hükmetmiş olduğunu, … plakalı araç sahibi …, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar sayılı ilamı nedeniyle davacı aleyhine Niğde … Dairesinde … sayılı takip başlatmış olduğunu, davacının … tarihinde Niğde … Dairesinin … sayılı dosyasına 8.200 TL ödeme yapmış olduğunu, davacının, davalı sigorta şirketinden Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar sayılı kararına istinaden Niğde … Dairesinin … sayılı dosyasına ödemiş olduğu 8.200 TL tazminatın kendisine ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvurmuş olduğunu, söz konusu başvuru üzerine 15 gün geçmesine davalı sigorta şirketince herhangi bir ödeme yapılmayınca davalı hakkında Kayseri … Dairesinde … nolu takip başlatılmış olduğunu, davalı taraf başlatmış olduğu icra takibine haksız ve nedensiz olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olmuş olduğunu, İtirazın iptali davası öncesi ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvuru yapılmış, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanmamış olduğunu, davalının Borca İtirazı Haksız ve Nedensiz Olup Bu İtirazın İptalini Talep Etmekte olduklarını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 1401/1 hükmü sigorta sözleşmesini, “Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği” bir sözleşme olarak tanımlamakta olduğunu, motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, ya da kısa adıyla Trafik Sigortası denilmekte olduğunu, 2918 sayılı KTK.nun 91.maddesi ile 85. Maddesinin dikkate alınması gerektiğini, başka bir anlatımla meydana gelen maddi hasarlı bir olayda şoför, işleten ve sigorta policesini yapan şirket müteselsilen ve müştereken sorumluluğu bulunmakta olduğunu, Yasanın 91/1. ve 85/1. maddeleri bir arada ele alındığında, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı yapan sigortacının poliçede belirlenen limite kadar, işletenin sorumluluğunu üstlendiği sonucuna varılmakta olduğunu, sigortacının ZMMS çerçevesinde meydana gelen bir kazadan sorumlu tutulmasının dilekçede belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesine bağlı olduğunu, …’in, … aracının ZMMS’nı davalı … Sigorta A.Ş nezdinde yapmış olduğunu, Söz konusu poliçeye göre meydana gelen maddi hasarlı trafik kazalarında 36.000 TL’ye kadar zarar … A.Ş tarafından ödenecek olduğunu, … tarihinde kendi sevk ve idaresinde ki … Plakalı aracı ile … plakalı araca yandan çarparak bu aracın hasar almasına sebebiyet vermiş olduğunu, … plakalı araç sahibi …, davacıya karşı aracın değer kaybı nedeniyle Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesinde … Esas dava açmış olduğunu, (… plakalı araç sahibi …, davalı sigorta şirketine dava açmayıp işleten ve şoför sıfatı ile müteselsilen ve müşterek sorumlu olan davacı …’e dava açmıştır. )Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar sayılı kararı ile davacı lehine 2.500 TL değer kaybı, 2.500 TL ilam vekalet ücreti ve 1.299 Tl Yargılama Giderine hükmetmiş, bu karar kesin olarak verilmiş olduğunu, … plakalı araç sahibi …, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar sayılı ilamı nedeniyle davacı aleyhine Niğde … Dairesinde … sayılı takip başlatmış olup davacı … tarihinde Niğde … Dairesinin … sayılı dosyasına 8.200 TL ödeme yapmış olduğunu, zira ödeme yapmaması durumunda cebri icra durumu ile karşı karşıya kalacak olduğunu, yukarıda belirtiği yasal çerçevede bakıldığında davalı sigorta şirketi davacı ile yapmış olduğu … nolu poliçe çerçevesinde … plakalı araç sahibi …’in 36.000 TL’ye kadarki zararını karşılamak zorunda olduğunu, bu zararı davacının karşılaması, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamakta olduğunu, davacının zarar görene ödemiş olduğu tazminatı sigorta şirketinden rücuen alma hakkı mevcut olduğunu, davalı borca itiraz dilekçesinde “… Tarihinde … Sigorta Şirketi’ne 2,254.00 TL Rücu Ödemesi Yapılmıştır.” denilmişse de bu yapılan ödeme … plakalı araç için yapılmış olan tamirat bedeli olduğunu, Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulanmasına göre araç değer kaybı da maddi zarara dahil olduğunu, davalının … Sigorta Şirketi’ne 2,254.00 TL Rücu Ödemesi yapması davalının tüm sorumluluğunu ortadan kaldırmamakta olduğunu, davalı sigorta şirketinin, davacı …’nin ödemiş olduğu tüm masrafları ödeme zorunluluğu bulunmakta olduğunu, davacının başvurusuna rağmen davacıya herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu, yine başlatmış olduğumuz icra takibine haksız ve nedensiz olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet vermiş olduğunu, davalı tarafın itirazının hiçbir yasal dayanağı bulunmamakta olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça dava öncesi dava şartı olmasına rağmen arabuluculuğa başvurulmamış olduğunu, bu halde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekmekte olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, yürüyen bir ceza davası söz konusu olmadığından, ceza zamanaşımının uygulanması da söz konusu olmayacağını, davacı tarafın söz konusu kaza nedeniyle aracında değer kaybı meydana gelmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile fazlaya ilişkin talepleri davalı şirketin sorumluluğu dahilinde olmadığından reddi gerekmekte olduğunu, davalı şirket tarafından … tarihinde … sigorta şirketi’ne 2,254.00.-TL rücu ödemesi yapılmış olduğunu, davacı tarafça Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında verilen karar uyarınca ödeme yapıldığı iddia edilmiş olduğunu, sigortalıları aleyhine ikame edilen dava taraflarına ihbar edilmediğini, dava aşamasında davalı şirkete ihbar yükümlülüğü yerine getirilmemiş olduğunu, ferilerden sorumlulukları bulunmamakta olduğunu, kaldı ki faiz dahi ihbar tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, Davacı taraf davayı ihbar etmediği gibi davalı şirket tarafından ödeme teklifini de kabul etmediğini, hesaplanan değer kaybı ödemesinin yapılabilmesi için ıban bilgisi talep edilmişse de ısrarla, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında verilen kararın konu edildiği Niğde İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına ödeme yapılması talep edilmiş olduğunu, Mahkeme kararı sonuçlandıktan ve icraya konu edildikten sonra davalı şirketten ödemenin icraya yapılmasını talep etmek hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu B.2 “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” Maddesine istinaden, Sigortalının, zarar görenlere Tazminat ödemesinde bulunamayacağı belirtilmiştir. Sigortalının tazminat ödemesi yapmış olması, Şirketimizin de bu ödemeyi (tamamını) karşılayacağı anlamına gelmemekte olduğunu, dava aşamasında yapabilecekleri savunmalarının bu sebeple yapılamamış olduğunu, davalı şirketin dava konusu taleplerden sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek üzere; kusur oranlarının tespiti bakımından mahkemece dosyanın adli tıp trafik ihtisas kurumuna sevk edilmesi gerekmekte olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere, davalı şirket söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dâhilinde sorumlu olduğunu, bu kapsamda Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E., … K. … Tarihli kararının dikkate alınması gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere, davacının gerçek zararının tespiti gerekmekte olduğunu, bu sebeple, mahkemece dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesi gerekmekte olduğunu, uyuşmazlık konusu hasarın tam olarak belirlenmesi için eksik evraklar davalı şirkete kazandırılmamış olduğunu, bu anlamda kaza tespit tutanağı, ehliyet ve ruhsat örneklerinin dosyaya sunulması gerekmekte olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları / Ek 1. Değer Kaybının Hesaplanması / Teminat Dışında Kalan Haller; Mini onarım ile giderilebilen, basit kaporta, plastik tampon/parça onarımları, cam, radyo/teyp hasarları maddesi gereğince davaya konu kazada hasar gören araçta herhangi bir değer kaybının meydana gelmemiş olduğunu, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte her halükarda değer kaybı bedeli hesaplamasının genel şartlara göre yapılması gerekmekte olduğunu, anayasa mahkemesi’nin kararı ile iptal edilen maddelerin işbu uyuşmazlık bakımından dikkate alınmaması gerekmekte olduğunu, karayolları trafik kanunu gereğince davacı usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerekmekte olduğunu, kabul manasında olmamak üzere, davalı şirket söz konusu zarardan azami olarak poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davacı yanın icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönündeki taleplerinin reddi gerekmekte olduğunu, davacı tarafından oluştuğu belirtilen zararın gerçek zarar olup olmadığının değerlendirilmesi bilirkişi incelemesi sonucu yapılabilecek olup, değişen ya da onarılan parçaların kazadan dolayı zarar görüp görmediği de araştırma ve yargılamaya muhtaç olduğundan alacağın likit olduğundan söz edilemez olduğunu, bu nedenle de icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekmekte olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerekmekte olduğunu, Yargıtay … Kurulu’nun … E., … K.,… Tarihli Kararının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Davacının Kayseri … Dairesinin … Esas nolu dosyası nedeni ile davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarına ilişkin davadır.
Kayseri … Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının … olduğu, borçlunun … Sigorta A.Ş olduğu, takibin 8.200,00 TL asıl alacak (istenen yıllık adi kanuni faiz) 20,22 TL işlemiş faiz (… ) olmak üzere toplam 8.220,22 TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, anlaşılmıştır.
Yahyalı Kaymakamlığına, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesine, Noterler Birliğine, Niğde İcra dairesine yazılan müzekkerelere cevap verilmiş olduğu ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Davanın konusu TTK 4. maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir. Ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
Mahkemenin görevli olması HMK’nun 114/1-c. maddesi gereğince bir dava şartıdır ve 115. maddesi gereğince de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E, … 8 K sayılı ilamında “Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görene poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalı tarafın sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıdır. Kazaya karışan aracın ruhsatına göre kullanım amacı hususi olup, dolayısıyla davalı taraf tüketici sıfatını taşımaktadır. Somut olayda; dava konusu … plakalı hususi aracın davalı adına kayıtlı olduğu, taraflar arasında zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı gerçek kişi olup sigortalı araç hususi bir araçtır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Dava ve kaza tarihinde 6502 sayılı Kanun yürürlükte olup davalı olan sigortalının gerçek kişi, tescil bilgilerine göre davaya konu sigortalı aracın kullanım amacının da “hususi” olduğu aracın trafik kaydı ve kaza tespit tutanağından anlaşılmakla, anılan Kanun uyarınca davalı tüketici, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi de tüketici işlemi sayılmakla davaya bakmakla tüketici mahkemesi görevli olduğundan davaya “Tüketici Mahkemesi tarafından” bakılması gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılarak davanın esası hakkında hüküm kurulması yerinde görülmediğinden göreve ilişkin olarak yapılan bu yanlışlık HMK’nın 355. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca re’sen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık kapsamında kalmakla ilk derece mahkemesince verilen kararın öncelikle bu nedenle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” Denildiği görülmekle dava konusu olayda da davacıya ait aracın kullanım şeklinin hususi olması ve davacının tacir olmaması dikkate alınarak Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemesinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK 114/c maddesi uyarınca görev hususu dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÛLDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın HMK’nun 20. maddesi uyarınca görevli Kayseri Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesi için Tevzi Bürosuna tevdiine,
2-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Tüketici Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Mahkememsinde Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Görevsizlik kararından sonra dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı….

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır