Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/23 E. 2022/409 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/23 Esas
KARAR NO : 2022/409

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… (T.C. …….
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ” Müvekkili ile davalı arasında Kayseri 1. Noterliğinin 07/11/2007 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şekli gayrimenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye göre Kayseri İli … İlçesi … Mahallesi …. pafta …. Ada … Parsel sayılı taşınmazdaki müvekkili hak ve hissesine karşılık bu parsel üzerine yapılacak binanın 2. Katındaki 3 adet dairenin tamamı ve zemin katta 1 adet köşe başı 100 m2 dükkan müvekkiline verilmek üzere anlaşıldığını, ancak daha sonra sözleşmeye göre müvekkilene teslim edilmesi gereken 3 adet daire ve 1 dükkanın teslim edilmemesi üzerine taraflar arasında 22/11/2010 tarihli ekte sundukları protokol düzenlendiğini ve ve bu kez davalı tarafça sözleşmenin gereklerinin yerine getirilememesi sebebiyle müvekkiline Kayseri İli, …. İlçesi, … Mahallesi, … Ada, ….parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilen binadaki 2. Katta 3 adet daire ve zemin kat güney batı cepheli köşe başı dükkanın verileceği vaat edildiğini, aynı protokolün 3. Maddesinde ise bu teslim edilememe durumundan dolayı müvekkiline 50.000 Euro fark ödeneceği kararlaştırıldığını, davalı kooperatifçe düzenlenen ödeme planı doğrultusunda toplam 97.500 TL olarak belirlenen bu bedelin 19.500 TL’si müvekkiline ödendiğini geri kalan 26.000 TL’si 17/11/2011 tarihli protokolün 4. Maddesinden anlaşılacağı üzere müvekkiline düşün 3 daire ve 1 dükkana istinaden tapu harç ve mesken masrafları için kesildiğini, daha sonra müvekkiline davalı tarafça 09/08/2021 tarihli yazı gönderildiği ve mesken harç ve masraflarının Mahkemece belirlendiği, daire başı 4.000 TL ödenmesi gerektiği, ödenmediği takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, davalı tarafça müvekkilinden 2010-2011 yıllarında 3 daire 1 dükkan için tapu harç ve mesken masrafları nedeniyle toplam 26.000 TL kesilmiş olup müvekkiline dair başı 4.000 TL ödenmesi gerektiğini davalı tarafça gönderilen 09/08/2021 tarihli bu yazı ile öğrendiğini, arz ve izah ettikleri hususlar doğrultusunda fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla tapu harç ve mesken masrafları için davalı tarafça müvekkilinden fazla tahsil edilen bedelin şimdilik 1.000 TL’sinin denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda davalıdan tahsili ve geç teslim, cephe, daire ve kur farkından dolayı müvekkiline ödenmesi gereken 10.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
CEVAP: Davalıya henüz tebligatın yapılamamış olduğu ve bu nedenle cevap süresinin başlamadığı görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasına ilişkindir.
Ticaret Sicil Müdürlüğüne, …., Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne, Mimarsinan Vergi Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verilmiş olduğu ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1026 E, -2015/1765 K)
TTK 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
Alacak davası TTK 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir.
Mimarsinan Vergi Dairesine müzekkere yazıldığı, verilen cevabi yazıda; ” Davacı …’ın 01/01/2018 tarihinden itibaren Gelir VErgisi (Gayri Menkul Sermaye İradı) mükellefi olup, defter tutma yükümlülüğünün bulunmadığının” bildirildiği görülmüştür.
Davacının, Mimarsinan Vergi Dairesi’nin yazı cevabına göre tacir olmadığı anlaşılmakla, dava konusu alacak talebinin Mahkememizin görevi kapsamında mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, alacağın kaynağının kooperatif üyelik ilişkisi olmadığı dava konusu yönünden genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmış ve bu nedenle mahkememizce Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeni ile görevsizlik kararı verilmiştir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK 114/c maddesi uyarınca görev hususu dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÛLDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın HMK’nun 20. maddesi uyarınca görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi için Tevzi Bürosuna tevdiine,
2-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Görevsizlik kararından sonra dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.25/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır