Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/218 E. 2023/920 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
Asıl Dava Dosyasında
DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA TARİHİ :
Birleşen Mahkememizin …Karar Sayılı Dosyasında
DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl dosyada davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Taraflar arasında birçok ticari alışveriş olduğunu, davalının davacıdan yedek parça ve diğer malzemeler satın aldığını, davalının 27.03.2019 tarihli 175656 numaralı tarihli faturanın davalıya düzenlendiğini, davalının ödeme konusunda davacıyı oyaladığını, bahse konu alacak için Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve iptali gerektiğini, sunulan faturadan kaynaklı davalının davacıya borcu olduğunu tarafların ticari defterlerinin incelenmesiyle borçlunun itirazının haksız olduğunun görüleceğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden dolayı davacı şirketin davalı şirkete 1465 m2 galvaniz sacdan havalandırma kanalı sattığını, bu doğrultuda da ek’te sundukları 12/02/2019 tarih, 47461 numaralı ve 99.620,00TL +%18 KDV dahil 117.551,60 TL tutarlı fatura düzenlediklerini ancak davalı şirketin bu faturayı ödeyemediğini, taraflar arasında sürekli devam eden ticaretten dolayı müvekkili olduğu şirket ile davalı şirketten 94.442,48 TL tutarında mal aldığını müvekkil şirketin 117.551,60 TL – 94.442,48 TL=23.109,12 TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin ödeyemez duruma geldiğini davalı şirketin mahsup sözleşmesini göz ardı ederek sanki alacaklıymış gibi müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlattığını müvekkil şirketin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile “itirazın iptali” davası açtığını, bu nedenle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, Mahsup ve takas Sözleşmesinin mahkememizce geçerli kabul edilmesi halinde 23.109,12-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili olduğu şirkete verilmesini, Mahsup ve Takas Sözleşmesinin Mahkememizce geçerli kabul edilmemesi halinde 117.551,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı şirkete verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Asıl dosyada davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Yapılan icra takibi ve açılan derdest davanın reddi gerektiğini, taraflar arasındaki ticaretten dolayı davalının davacıya 12.02.2019 tarihli 47461 numaralı 117.551,60-TL fatura düzenlediğini, davacının aldığı mal bedelini ödeyemediğini, bunun üzerine davalının davacıdan 94.442,48-TL tutarında mal aldığını, taraflar arasında uzun yıllar iş yaptıklarından dolayı bu 2 faturadan dolayı “mahsup ve takas sözleşmesi” ile mahsuplaşma yapıldığını ve davalının davacıdan 23.109,12-TL alacaklı çıktığını, yapılan mahsup sözleşmesi kapsamında davalının borçlu olmadığını, cari hesaba göre 52.000,00-TL, toplam alacağının ise 85.109,12-TL olduğunu takibin kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Müvekkili ve davalı karış davacı firmanın yıllarca ticari ilişkiler gerçekleştirdiğini, birbirlerinden mal alışverişinde bulunduklarını, davalı karış davacının müvekkili firmaya borçlu olmadığını aksine 23.109,12-TL dava konusu faturadan kaynaklı ve cari hesaplarla birlikte toplam 52.000,00-TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ancak bunun kesinlikle hukuki gerçeği yansıtmadığını, davalının delil listesinde takas sözleşmesi başlıklı deliliyle müvekkilinin takas yoluna gittiğini iddia ettiğini, müvekkili firmanın fatura konusu malları hiçbir şekilde takas ve ibra etmediğini, davalının sözleşmesinde ki imzanın müvekkili firmaya yetkilisine ait olmadığını, ayrıca imza sahibi … isimli şahsın müvekkili firma adına mahsup, takas ve ibra yetkisine sahip olmadığını, delil olarak sunulan belge de imza ve tarih bulunmadığını, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu, davalı firmadan müvekkilinin alacaklı olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası, tarafların form BA-BS kayıtları, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizden verilen 26/11/2021 tarih ve … Esas – … Karar sayılı karar, Kayseri Bölge Adliye 6. Hukuk Dairesi’ nin 02/03/2022 tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamıyla;”…Açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; Takibe konu 27.03.2019 tarihli 175656 numaralı 94.442,48 TL meblağlı fatura davalının ticari defterlerinde; davaya konu 12/02/2019 tarih, 47461 numaralı 117.551,60 TL tutarlı faturada davacı … Şirketinin ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davalı … Şirketi cevap dilekçesinde mahsup definde bulunmuş olup dosyaya buna ilişkin sözleşme örneğini ibraz ettiği görülmüştür. Mahsup definin hukuki niteliği itibariyle sözleşme olmaması, tek taraflı irade beyanı ile kullanılmasının mümkün olması, asıl davanın itirazın iptali davası olması nedeniyle kısmi ifaya ilişkin 6098 sayılı TBK 102. Maddesindeki kurallar gereği mahsup işleminin takibe konu fatura için yapıldığının karineten kabul edilmesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece davalı birleşen davacının mahsup defi doğrultusunda hesaplama yapıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece öncelikle davalı şirketin sunduğu sözleşmenin tarihinin saptanması bu tarih saptandığı takdirde bu tarih itibariyle mahsup işleminin yapılması, bu tarihin somut olarak saptanmasının mümkün olmaması halinde takdirde davalının cevap dilekçesini sunduğu tarih itibariyle itirazın iptali davasındaki asıl alacağın takip sonrası faiz ve ferileriyle birlikte, birleşen davadaki alacağın dava sonrası faiziyle birlikte ulaştığı miktarlar bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle tespit edilerek mahsup defi doğrultusunda işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir….”gerekçesiyle Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kaldırma Kararı sonrasında Dosyanın hesap bilirkişisine tevdi ile takip dosyasında faiz ve alacak kalemlerine ilişkin hesaplama yapılarak rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 04/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 94.442,48 asıl alacak, 1.397,23 takip tarihi ile davalının cevap dilekçesi sunduğu tarih arası işlemiş yasal faiz (17/09/2020-16/ 11/2020) 94.442,48-TL*60 gün * 9 /36500 = 1.397,23TL) 95.839,71 asıl alacak ve işlemiş faizi 13.054,77 icra vekalet ücreti (nispi/tam) ilk 40.000,00 TL için (%15) 6.000,00 TL, sonraki 50.000,00 tl için (%13) 6.500,00 TL sonraki 5.839,71 tl için (%9,5) 554,77 TL 4.360,71 icra tahsil harcı (95.839,71 tl * 4,55 /100 =4.360,71 TL) 81,20 icra masrafı olmak 16/11/2020 tarihi itibariyle 113.336,39 alacak miktarı olduğunun tespit edildiği bildirmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 05/10/2022 tarihli tam ıslah dilekçesiyle davanın cari hesaptan kaynaklı alacak davasına dönüştürüldüğü ve 186.528,53 TL’nin davalıdan talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, dosyanın önceki rapor düzenleyen muhasebeci bilirkişiye tevdi ile tarafların 2016 ila 2022 yılları arasındaki ticari defter ve kayıtlarının incelenerek ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup bilirkişinin sunmuş olduğu 17/02/2023 tarihli raporda özetle; dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerle taraflarca sunulan ticari defterler ile raporu ekindeki muavin defter kayıtlarının incelenmesinden davacının davalıdan 196.528,28 TL alacağının hesaplandığı, ancak raporun içinde belirtilen ve taraflarca ispatlanması gereken diğer hususlara ilişkin belgelerin sunulmasından sonra bu sonuç değişebileceğinin tespit edildiği bildirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazları gözetilerek dosyanın önceki rapor düzenleyen muhasebeci bilirkişiye tevdi ile ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup bilirkişinin sunmuş olduğu 05/06/2023 tarihli raporda özetle; davalının rapor içerisinde belirtilen değerlendirme 2 ve değerlendirme 3 başlıkları altında ispatlamış olduğu 12.000 TL * 40.000 TL ödemesi bulunduğu, bahse konu tutarların bakiye alacaktan düşülmesi gerektiği, bu durumda davacı alacağı 196.528,28 TL — 12.000 TL — 40.000 TL — 144.528,28 TL olacağı, dosyaya sunulan 17.02.2023 tarihli raporun 8. sayfasında dosya ekindeki belgeler içinde 04.01.2018 tarihli Metin Yenginler tarafından … Yapı şirketine 10.000 TL ödeme yapıldığına ilişkin … Türk bankasına ait dekont bulunduğu, davalının ticari defter kayıtlarında bu tutarın tahsilat olarak yer almadığı, bahse konu tutarın davacıda da ödeme olarak yer almadığı, bu hususun taraflarca açıklanması gerektiği belirtildiği, taraflarca bu hususta herhangi bir açıklama yapılmadığı, bu bakımdan hesaplanmada dikkate alınmadığı, yargılamanın ilerleyen aşamasında bahse konu tutarın davacının davalıya yaptığı bir ödeme olarak ispatlanması ve mahkemece kabul edilmesi durumunda yukarıda belirtilen alacağa eklenmesi gerektiği, davalı vekili müvekkili tarafından tanzim edilen 02.10.2018 tanzim 25.10.2018 vade tarihli 294.000 TL tutarlı senedin davacıya verildiği, davacı şirketin yetkilisi …’ in bu senedi elden teslim alarak tahsil ettiği, buna ilişkin senet örneğini dosyaya sundukları, bu hususun bilirkişi raporunda belirtilmediğini ifade ettiği, bahse konu bononun tarafların ticari defterlerinde kaydı olmadığı, söz konusu bononun rakamla yazılı kısmında 294.000 TL yazı ile olan kısmında 294 TL yazılı olduğu, mahkemece yapılacak inceleme ve değerlendirme sonunda bahse konu bononun davalı ödemesi olarak kabul edilmesi durumunda tespit edilen değerinin davacı alacağından mahsubu gerektiğinin tespit edildiği bildirilmiştir.
Somut davada, taraf defteri incelenerek düzenlenen 05/06/2023 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacının davalıdan 144.528,28 TL cari hesaptan kaynaklı alacaklı olduğunun tespit edildiği,ancak bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davalı tarafından birleşen davaya konu edilen ve davalı tarafından düzenlenen 117.551,60 TL’lik faturanın da davacının cari hesap alacağından davalıya olan borç olarak kabul edilerek düşüldüğü, asıl davanın tam ıslahından önce davalının iş bu faturaya yönelik birleşen dosyada alacak davası açtığı dikkate alındığında iş bu faturanın davacının davalıdan olan alacağından mahsup edilmemesi gerektiği, bu fatura bedelinin davacının alacağına eklendiğinde davacının davalıdan 262.079,88 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı,her ne kadar davalı tarafından 294.000,00 TL bedelli senedin davacı şirkete verildiği, senedin şirket yetkilisi … tarafından elden alınarak tahsil ettiği beyan etmişse de davacı şirket yetkilisinin … olması nedeniyle yapılan ödemenin davacı şirketin alacağına binaen yapıldığının Mahkememizce kabul edilmediği, kaldı ki senetteki rakamla ve yazı ile yazılı miktarların birbirini tutmadığının anlaşıldığı, asıl dosya davacı vekilinin tam ıslah dilekçesinde davalıdan 186.528,53-TL talep ettiği görüldüğünden taleple bağlı kalınarak 186.528,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,birleşen dava yönünden ise dava konusu faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu,faturadan sonra davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan ödeme bulunmadığı anlaşıldığından birleşen davanın da kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
A-Asıl dava dosyası yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile; 186.528,53-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 12.741,76-TL nispi karar ve ilam harcından, davacıdan alınan 1.286,61-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.455,15‬‬-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.286,61-TL peşin har, 54,40-TL başvurma harcı ve 441,40-TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan; 65,50-TL tebligat masrafı, 48,50 -TL posta ve müzekkere masrafı, 1.259,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.373,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13/1. maddesi uyarınca taktir olunan 29.844,56-TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davanın tam ıslahından önce yapılan, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B-Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/817 Esas-2020/677 Karar sayılı dava dosyası yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile; 117.551,60 TL’nin dava tarihi olan 01/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 8.029,95-TL nispi karar ve ilam harcından, davacıdan alınan 2.007,49-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.022,46‬-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.007,49-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansın bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13/1. maddesi uyarınca taktir olunan 18.808,25-TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2023

Katip

Hakim