Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/207 E. 2023/823 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : …
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 17/02/2022 tarih …-333 sayılı Kaldırma kararı sonrası yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin dava dışı üçüncü şahıs … ile birlikte … Otomotiv … ve … Adi Ortaklığı’nda ortak olarak faaliyet göstermekte iken Müvekkilinin adi ortaklığın kapsamında davalı … Bankası’ndan kullanılan kredi için kefil olduğunu, sözkonusu krediye dava dışı … ve …’in de müteselsil kefil olduklarını, müvekkili açısından hukuki şartlara haiz bir kefalet kurulmadığından kefilliği geçerli olmadığını, söz konusu adi ortaklığın 10/06/2014 tarihinde düzenlenen protokol gereğince feshedildiğini, ayrıca müvekkilinin Kayseri 10. Noterliği’nin 05/03/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarınamesiyle davalı … Bankası A.Ş.’ye ortaklıklarının sona ermesinden ötürü … Otomotiv … ve … Adi Ortaklığı’nın kredi borcundan ötürü kefilliğinin sona erdiğini ve herhangi borç ya da kredi nedeniyle sorumluluğu olmayacağını ihtaren bildirdiğini, davalı … Bankası A.Ş. tarafından geçerli bir kefalet akdi kurulmadığı halde takipten yıllar önce noter aracılığı ile ihtar çekildiği halde … bu kefalete dayanarak Kayseri İcra 6. Müdürlüğü’nün … E. Sayılı (Yeni: Kayseri Genel İcra Dairesi-… E.) dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, söz konusu icra dosyası üzerinden müvekkiline ait mallara haciz konulduğu ve adına kayıtlı araçlar hakkında trafikten men talepli olarak yakalama kararı çıkarıldığını, müvekkiline ait araçların trafikten men edilmesi halinde müvekkilinin … hayatının önemli derecede olumsuz etkileneceğini ve maddi anlamda … yapamaz hale geleceğini, Müvekkilinin kefaletinin geçersiz olduğunu, Zira adi ortaklık şeklindeki şirketin, davalı … Bankası A.Ş.’den kullanmış olduğu kredi sözleşmesinin kefil hanesinde her ne kadar müvekkilinin imzası olsa da eşinin, müvekkilinin kefil olmasına muvafakat ettiğine dair beyanı ve imzası bulunmadığını, Bu hususun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 584/1 maddesi; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” şeklinde hükmü gereğince; kefalet için eş rızasının geçerlilik şartı olduğunun belirtildiğini, beyan ederek Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından müvekkilinin … ve … IBAN nolu … Bankası hesaplarındaki haciz ve blokelerin tensiple bilikte kaldırılmasına, yine Müvekkiline ait …, …, … ve … plakalı araçlara konulan hacizler baki kalmak kaydıyla, konulan yakalama kararlarının kaldırılması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Huzurdaki dava sonuçlanana kadar söz konusu takibin tedbiren ve teminatsız olarak durdurulmasını, olmadığı takdirde muhik bir teminat mukabilinde durdurulmasını, davalı ile yapılan kredi sözleşmesindeki 19/11/2013 tarihli müvekilinin kefaletinin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin davalı bankaya borçlu bulunmadığının tespitine, Neticeten Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibinin müvekkil bakımından iptaline, karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Dava dışı … ve Ortaklığı ile temlik eden … Bankası arasında imzalanan Sözleşmelere istinaden, temlik eden banka tarafından dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davacı taraf da işbu sözleşmeleri hem dava dışı ortaklık adına hem de müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını söz konusu kredi borçlarının ödenmemesi üzerine, temlik eden banka tarafından dava dışı ortaklık ve borçlu aleyhine Kayseri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine süresinde itiraz etmediğinden takibin kesinleştiğini, huzurdaki dava konusu icra takibinin 26.01.2017 tarihinde başlatıldığını davacı tarafın, huzurdaki dava konusu icra takibinin başlamasının üzerinden yaklaşık 4 sene geçtikten sonra huzurdaki davayı ikame ettiğini, müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla hareket ettiğini ve son derece kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın, dava dilekçesinde “Dava dışı … Otomotiv Adi Ortaklığı’nda ortak olduğunu, adi ortaklık adına … Bankası A.Ş.’nden alınan krediye müteselsil kefil olduğunu, adi ortaklığın feshedildiğini bu sebeple kredi borcundan ötürü kefilliğinin sona erdiğini” iddia ettiğini, Taraflar arasında imzalanan sözleşmede de görüleceği üzere; davacı borçlu tamamen kendi rızası ve serbest iradesi ile sözleşmeyi dava dışı şirket adına değil, kendi adına müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davacı borçlunun, şirket hisselerini devretmiş olmasının hiçbir şekilde kefil olarak sorumluluktan kurtulacağı anlamına gelmediğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarının da bu yönde olduğunu,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.10.2002 T., 2002/19-866 E., 2002/845 K. sayılı kararı; “Kefil, kredi sözleşmesi kurulurken, anılan hükümlerle kendisine kefaletten kurtulma olanağını veren haklarından peşinen feragat edebilir; böyle bir feragat hukuken geçerlidir. Yine, eğer kredi sözleşmesi süresiz olarak düzenlenmiş ve borçlu ile banka arasında cari hesap şeklinde yürüyen bir borç ilişkisi varsa, kredi borcunun herhangi bir tarihte sıfırlanmış olması, tek başına, kredi sözleşmesini sona erdiren bir neden olarak kabul edilemeyeceği için, bu tarihten sonra yeni bir kredi kullandırılması yeni bir borç ilişkisi olarak kabul edilemez. Yeni bir borç ilişkisi kurulmuş olmayacağı için de, kefilin başlangıçtaki feragati, bu yeni kredi açısından da geçerliliğini korur. Eş söyleyişle, kefilin sorumluluğu, yeni kredi açısından da devam eder. nihayet kefil, geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra, tek taraflı olarak kefaletini geri alamaz. bunun tersinin kabulü, kefalet kavramının özüne aykırı olur. zira, kredi alacaklısı borçluya kredi vermeyi kabullenirken, borçlu kadar, onun kefilinin ödeme gücüne de güvenerek hareket eder. kefaletten vazgeçme beyanında bulunulduğu tarihte, cari hesap ilişkisinde borç bakiyesinin sıfır olması dahi, bu sonuca etkili değildir.” şeklinde olduğunu, Davacı tarafından, temlik eden bankadan kredi talebinde bulunurken ibraz edilen Kayseri Oto Sanatkarları Odası’nın Oda Kayıt Belgesi’nde …’nun oda kaydının devam ettiği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Gazetesi’nde Uğur Paslıoğu’nun kaydının yapıldığı açıkça görüldüğünü, davacı tarafından ibraz edilen belgelerde de davacının dava dışı ortaklığın ortağı olduğunu, bu sebeple, eş rızası alınmasına gerek bulunmadığını, beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kayseri 10. Noterliğinin 05/03/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, kredi sözleşmesi, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı banka tarafından yapılan icra takibi sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas (Kapatılan 6. İcra Dairesi’nin … esas) sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı banka tarafından 5305-0348B01-0132334-279967958 nolu krediye dayalı olarak 31.622,09 TL asıl alacak, 594,19 TL işlemiş faiz, 29,71 TL BSMV toplamı 32.245,99 TL alacağın tahsili için Mahkememiz dosyası davacısı … ile dava dışı … ve Ortaklığı,… ve … aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır
Dosya üzerinde ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak;takibe konu borcun hangi tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, takibe konu kredi sözleşmesinde davacının kefilliğine ilişkin imzasının bulunup bulunmadığı, taralar arasında TBK’nın 583 maddesi gereğince imzalanmış geçerli bir kefalet sözleşmesi olup olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise davalının talep edebileceği asıl alacak, işlemiş faiz ve BSMV miktarına ilişkin rapor düzenlenmesi talep edilmiş olup bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 07/10/2021 tarihli rapordan özetle;davalı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle taksitli ticari krediden kaynaklanan 31.616,83-TL asıl alacak + 210,78-TL işlemiş faiz + 10,54-TL BSMV olmak üzere Toplam 31.838,14-TL nakit alacağının bulunduğu, dava dışı asıl borçlu … ve Ort. ile davalı banka arasında imzalanan Genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinin davacı … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, Davacı … tarafından davalı bankaya hitaben Kayseri 10. Noterliğinin 05.03.2015 tarih ve … yevmiye nolu istifaname başlıklı ihtarnamesi gönderilerek dava dışı asıl borçlu … ve Ort. Firmasının 05.03.2015 tarihinden sonra kullanacağı kredilere kefaletinin bulunmayacağını bankaya ihtar ettiği, Davacı … tarafından gönderilen 05.03.2015 tarihli ihtarname ile kefillikten istifa ettikten sonra Banka tarafından 10.07.2015 tarihinde dava dışı asıl borçluya kullandırılan taksitli krediye davacı …’nun kefaletinin bulunmayacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin … esas … karar sayılı ilamıyla davanın kabulü ile davacının, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas (Kapatılan 6. İcra Dairesi’nin … esas ) sayılı dosyasında takibe konu kredi alacağı nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin … esas ve … karar sayılı ilamıyla:”…Davacı ortaklığın 10.06.2014 tarihinde düzenlenen protokol ile sona erdiğini takibe konu Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki borcun ortaklığın imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını beyan etmiş olup mahkemece Mimar Sinan Vergi Dairesinden ortaklığa ait bilgi ve belgeler istenmeden, takibe konu kredi borcunun … ve Ortaklığı tarafından imzalanan 19.11.2013 tarihinde 100.000,00 TL tutarında Genel Nakdi Ve Gayrınakdi Kredi sözleşmesi ile 12.06.2014 tarihinde imzalanan 103.000,00 Genel Nakdi Ve Gayrınakdi Kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kaynaklanıyor ise davacının adi ortaklığın borçlarından sorumlu olduğu gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Bununla birlikte davacı kefaletten istifa ettiğini bankaya ihtar etmiş olup bu beyanın 6098 sayılı TBK 599. Maddesinde düzenlenen kefaletten dönme niteliğinde olduğu sabittir. Bahse konu 6098 sayılı TBK 599. Maddesi incelendiğinde;” Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefil alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir. Kefil, alacaklının kefalete güvenmesi sebebiyle uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. “düzenlemesinin olduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan Genel Kredi Sözleşmeleri incelendiğinde davacının 19.11.2013 tarihli GKS de müteselsil kefil sıfatıyla imzasının olduğu görülmüştür.
Mahkemece, iddia ve savunmaya göre öncelikle davacının kefaletinin devam edip etmediği, takibe konu borcun davacının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu 19.11.2013 tarihli 100.000,00 TL tutarındaki Genel Nakdi Ve Gayrınakdi Kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, 6098 sayılı TBK 599. Maddesi gereğince kefaletten dönmenin koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılarak ve dava tarihi itibariyle davacının kefaletinden ötürü bankacılık alanında uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle dönme ve dava tarihi itibariyle davalı bankaya herhangi bir borçlarının bulunup bulunmadığı, borç varsa miktarının belirlenmesi yönünde rapor alınıp tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilmesi gerekirken belirtilen hususlarda inceleme yapılmadan karar verilmesi….” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası, rapor düzenleyen bankacı bilirkişiden rapor talep edilmiş olup, düzenlenen 13/06/2022 tarihli rapordan özetle;” Davalı bankanın Yeni Sanayi şubesi ile dava dışı asıl borçlu … ve Ortaklığı arasında 19.11.2013 tarihinde 100.000,00 TL tutarında Genel nakdi ve gayrınakdi Kredi sözleşmesi imzalandığı, … bu sözleşmenin limitinin 12.06.2014 tarihinde 3.000,00 TL artırılarak sözleşme tutarının 103.000,00 TL’ye yükseltildiği, iimzalanan bu sözleşmenin davacı … ile dava dışı … ve … tarafından 100.000,00 TL limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, Davacı … tarafından davalı bankaya hitaben Kayseri 10. Noterliğinin 05.03.2015 tarih ve … yevmiye nolu İSTİFANAME başlıklı ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamede ” .. Bundan bir süre önce … OTOMOTİV … VE … ADİ ORTAKLIĞI adına kefil olmuştum, Ortaklığımız bittiğinden dolayı şimdi ise gördüğüm lüzum üzerine bu tarihten itibaren kefillikten vazgeçiyor ve istifa ediyorum. Bundan böyle adı geçen şahısla ilgili hiçbir borcu kabul etmediğimi kefilliğin beni bağlamadığını, bu tarihten sonra kullanacağı hiçbir krediden sorumlu olmayacağımı ihtaren bildiririm. .. ” şeklinde açıklamaya yer verildiği, ihtarnamenin muhatap bankaya 09.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği, Davalı Banka tarafından dava dışı asıl borçlu … ve Ortak. Firmasına 10.07.2015 tarihinde 36 ay vadeli eşit taksit ödemeli 45.500,00 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığı,Davacı … tarafından gönderilen 05.03.2015 tarihli ihtarname ile kefillikten istifa ettikten sonra Banka tarafından 10.07.2015 tarihinde dava dışı asıl borçluya kullandırılan taksitli krediye davacı …’nun kefaletinin bulunmayacağı.” yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 08/05/2023 tarihli rapordan özetle;” TBK’nın 599.maddesinde: Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefil alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir.Kefil, alacaklının kefalete güvenmesi sebebiyle uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. BAM kaldırma kararında anılan ve yukarıda atıf yapılan yasa maddesinde kefaletten dönmenin koşullarının Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan (önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa) oluştuğuna ilişkin dosya kapsamında mübrez belge, bilgi ve veriye rastlanılamamıştır.Dolayısıyla yasa maddesi kapsamında davacının bankaya olan kefaleti devam edecektir.Buna göre; dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle 132334 NOLU TAKSİTLİ KREDİ’den kaynaklanan 31.616,83 TL asıl alacak + 210,78 TL işlemiş faiz + 10,54 TL BSMV olmak üzere Toplam 31.838,14 TL nakit alacağının bulunduğu, Mahkemece davacı tarafından davalı bankaya hitaben Kayseri 10. Noterliğinin 05.03.2015 tarih ve … yevmiye nolu İSTİFANAME başlıklı ihtarnamesinin kefaletten dönme için geçerli olduğunun kabulü halinde ise 10.07.2015 tarihinde dava dışı asıl borçluya kullandırılan taksitli krediye davacı …’nun kefaletinin bulunmayacağı. ” yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Somut olayda, takip konusu kredinin asıl borçlu … ve Ortak. Firmasına 10.07.2015 tarihinde 36 ay vadeli eşit taksit ödemeli 45.500,00 TL tutarında kullandırılan 132334 nolu taksitli ticari krediden kaynaklandığı, davalı …’nun ise, davalı bankanın Yeni Sanayi şubesi ile dava dışı asıl borçlu … ve Ortaklığı arasında 19.11.2013 tarihinde 100.000,00 TL tutarında Genel Nakdi Ve Gayrınakdi Kredi sözleşmesini (sözleşme limitinin 12.06.2014 tarihinde 3.000,00 TL artırılarak sözleşme tutarının 103.000,00 TL’ye yükseltildiği) 100.000,00 TL limitli olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı,davacı tarafından imzalanmış olan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinde yer alan kefalet beyanın da “… ve Ortaklığı’nın … Bankası A.Ş.’den kullandığı/KULLANACAĞI kredilerden doğmuş ve/veya DOĞACAK BORÇLARINA, mevcut ve gelecekteki diğer kefillerden bağımsız olarak aşağıdaki tutar ile sınırlı olmak üzere anılan borçlu ile beraber müteselsil kefil olduğumu(zu) kabul, beyan ve taahhüt ederim/ederiz.” şeklinde olduğu, bu nedenle davacının dava dışı asıl borçlu … ve Ortak. Firmasının 10.07.2015 tarihinde kullanmış olduğu 132334 nolu taksitli ticari krediden kaynaklanan borcuna da kefaletinin bulunduğu, davacının, ortaklıktan ayrılması nedeniyle kefaletten istifa ettiğini ve bu nedenle takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, TBK’nın 599.maddesi gereğince, kefalet sözleşmesinden sonra mali durumunun bozulduğu veya mali durumunun kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu iddiasının bulunulmadığı gibi dosya kapsamında da böyle bir tespitin yapılmadığı, bu nedenle somut olayda kefaletten dönmenin koşullarının oluşmadığı ve davacının davalı bankaya taksitli ticari krediden kaynaklanan 31.616,83 TL asıl alacak + 210,78 TL işlemiş faiz + 10,54 TL BSMV olmak üzere Toplam 31.838,14 TL borçlu olduğu, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas (Kapatılan 6. İcra Dairesi’nin … esas ) sayılı dosyasında toplamda 32.245,99 TL üzerinden icra takibi yapıldığı anlaşıldığından, davacının, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas (Kapatılan 6. İcra Dairesi’nin … esas ) sayılı dosyasında takibe konu kredi alacağı nedeniyle davalıya 407,85-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; davacının, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas (Kapatılan 6. İcra Dairesi’nin … esas ) sayılı dosyasında takibe konu kredi alacağı nedeniyle davalıya 407,85-TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı tarafça, takibin kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından İİK madde 72/5 gereğince davacı tarafın tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının dava açılırken davacı tarafından yatırılan 550,69-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 280,84‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 550,69-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 44,00-TL tebligat gideri, 56,60-TL posta ve müzekkere gideri ile 2.750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 2.850,30-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 36,05-TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 250,35-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 249,17-TL’ sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 16,69-TL’ sinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.303,31‬-TL’ sinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğindeen A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince 407,-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2023

Katip

Hakim