Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/175 E. 2022/516 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2022/175 Esas – 2022/516
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/175 Esas
KARAR NO : 2022/516

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ : 28/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022

Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde;davacı şirketin İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/563 Esas sayılı dosyasında davacı olduğunu, bu dava verilen ara kararla davacı şirketin keşidecisi olduğu ve tamamı davalı banka şubesine ait çeklerle ilgili ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararının yalnızca … firması yönünden sonuç doğuracağını, üçüncü şahıslar yönünden bir etkisinin bulunmadığını, kararda dosya davalısı yönünden sonuç doğurmak üzere ibaresinin yer aldığını, bu çeklerden … seri numaralı 100.000-TL bedelli çekin ödeme günü olan 30/09/2021 günü … isimli 3.kişi tarafından takasa konulduğunu ancak tedbir kararı nedeniyle bankanın ödeme yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, davacının bu durumu sonradan öğrendiğini, ardından bu çekle ilgili icra takibi başlatıldığını ve davacının çek bedelinin haciz baskısı altında ödediğini, çek bedeli banka hesabında olmasına rağmen 130.000-TL olarak ödemek zorunda kaldığını, bu gelişmeler karşısında davalı bankanın ileriki tarihli diğer çeklerde de yanlış hukuki değerlendirmeyle davacı şirketin zararını artırma ihtimali bulunması karşısında tedbir kararı veren mahkemeye başvurularak ve teminat verilerek aldırılan ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunulduğunu, mahkemenin talebi kabul ettiğini ve tedbiri kaldırdığını, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanmadığını, bu nedenlerle davalı bankanı kusuru nedeniyle davacıdan haksız olarak ödenmek zorunda kalınan tutarın şimdilik 100,00-TL ‘nin davalı bankanın kusur tarihinden başlayarak avans faiziyle birlikte tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı bankaya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Adana Mahkemelerinin olduğunu, davacının iddia ettiği alacak için belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını, alacak tutarı kesin olarak belli olduğunu, eksik harç ile ikame edilen davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davada husumetin …’ye yöneltilmesi gerekli olduğunu, dava konusu işlemi gerçekleştirenin davalı banka olmadığını, bu nedenle illiyet bağının bulunmadığını, dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın tarafları olduğunu, söz konusu İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen tedbir kararının … firması lehine herhangi bir ödeme yapılmaması şeklinde hüküm kurulduğunu, 3.kişi tarafından davacının iddialarına göre başlatılan icra takibi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı miktardan davalı bankayı sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığını, mahkeme tedbir kararını hatalı yorumlayan bankanın … olması sebebiyle davalı bankanın herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, davalı bankanın kusuru ve illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın usulden reddini, aksi halde esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Banka kayıtları, çekler, icra takip dosyası, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 Esas sayılı dosyası, ticari defter, kayıt ve belgeler, takasbank kayıtları, tanık, keşif, bilirkişi, yemin.
GEREKÇE: Dava, genel kredi ve teminat sözleşmesinden kaynaklı davacı şirketin davalı bankaya dava konusu çeklerin ihtiyati tedbir ve ödeme yasağında çeklerin ibrazı halinde ödeme yapılması yasaklanan kişi/kurum haricinde başkaca kişi/kurum tarafından ibrazı sonucu ödeme yapılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davaya konu 25.01.2019 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nin 13.4/e Maddesinde “Bu sözleşmenin (tacir olmayan gerçek kişi olanlar hariç olmak üzere) tüm tarafları, bu sözleşmeden doğacak her türlü uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, Türk Hukukunun uygulanacağını ve Adana Mahkeme ve İcra Daireleri ve Bankanın Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu yerdeki mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olacağını, kanunen yetkili mahkeme ve icra dairelerinin yetkilerinin saklı olduğunu kabul ederler.” hükmü yer almakla uyuşmazlık halinde Adana Mahkeme ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır.
Yetki sözleşmesi, 6100 Sayılı HMK’nun 17-18. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
” denilmektedir. Buna göre tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar için yapacakları yetki sözleşmesiyle yetkili mahkemeyi belirleyebileceklerdir. Usûl hukukuna ilişkin bir sözleşme olan yetki sözleşmesi taraflarca ayrı bir sözleşme ile yapılabileceği gibi ilgili sözleşmede yetki şartı olarak belirtilerek de yapılabilir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde dava, sadece sözleşmede belirlenen mahkemede açılabilecektir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ışığında yapılan inceleme sonucu; davalı usule uygun ve süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuş, yetkili mahkemeyi göstermiş olup; taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesinde yetkili icra dairelerinin ve mahkemelerin Adana İcra Daireleri ve Mahkemeleri olması, davacı limited şirketin ve davalı bankanın her ikisinin de tacir olması, sözleşmenin yazılı şekle uygun yapılmış olması, dava konusunun tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir uyuşmazlık konusu olması, mahkememizin kesin yetkili olmasına ilişkin bir durumun bulunmaması karşısında davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin yetkisizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın yetkili Adana Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/06/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır