Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/151 E. 2022/673 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ :Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından davacı şirket aleyhine Kayseri … Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi yapılmış olup; işbu ilamsız icra takibi kesinleşmiş bulunmakta olduğunu, kesinleşmiş icra takibinden dolayı davalının haksız ve hukuka aykırı işlemleri ve talepleri sonucunda davacı şirket hesaplarına bloke konulmuş olduğunu ancak davacı şirketin, ilamsız icra takibine konu herhangi bir borcu bulunmaması ve davalının haksız ve hukuka aykırı işlemi ve talebi neticesinde hesaplarına bloke konulması, bu sebeple de ticari faaliyetlerin olumsuz etkilenmesi nedeniyle huzurdaki menfi tespit davasının açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, davacı şirket ile davalı arasında …tarihinde “Personel Taşıma Sözleşmesi” imzalanmış olup, bu sözleşmeye göre davalı, davacı şirket çalışanlarının taşıma işini yapmayı üstlenmiş olduğunu, sunulan sözleşmenin “süre” başlıklı 8.inci maddesinde sözleşme süresinin 1(bir) yıl süreli olduğu ve bu sebeple …tarihinde imzalanan sözleşmenin, … tarihinde sona ereceği; ancak taraflarca yazılı olarak onaylanması durumunda herhangi bir yazılı mutabakata veya sözleşme yenilenmesine gerek kalmadan otomatik olarak sözleşme süresi kadar uzayacağı açıkça belirtilmiş olduğunu, bu madde hükmü uyarınca davacı şirket ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesi ve işbu dilekçemiz ekinde yer alan ihtarnamelerden de anlaşılacağı üzere, önce 2019 yılından 2020 yılına kadar, sonrasında 2020 yılından 2021 yılına kadar uzamıştır. Söz konusu sözleşme, … tarihinde de 1(bir) yıl daha uzamış olduğunu, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesinin, m.8 hükmü de dikkate alınarak … tarihinde 1(bir) yıl süre ile … tarihine kadar uzayacağı açıkça ortada olmasına rağmen, davalı Kayseri … Noterliği’nin … tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin … tarihinde sona ereceğini, 2022 yılı için sunulacak taşıma hizmet sözleşmesinin şartları konusunda anlaşma yapılmaması halinde … tarihinden sonra hizmet sunmaya devam edilmeyeceğini belirtmiş olduğunu, davalının asılsız iddialar içeren Kayseri … Noterliği’nin … tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesine karşı davacı tarafından, Kayseri … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş ve taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin … tarihinde değil, … tarihinde sona ereceği, dolayısıyla davalının ihtarname içeriğindeki iddialarının kabul edilmediği, davalının sözleşmeden dolayı üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, ilgili taşıma sözleşmesinin m.8/3 hükmünde yer alan günlük 600,00 TL cezai şartın tahsil edileceği, davalının alacağından mahsup edileceği ihtar edilmiş olduğunu, davacı tarafından keşide edilen ihtarnameye karşılık olarak ise davalı tarafından Kayseri … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş ve taşıma sözleşmesinin … tarihinde sona ereceği, ancak … tarihinde sona ereceği kabul edilse dahi ilgili taşıma sözleşmesinin günümüz ekonomik koşullarına uyarlanması gerektiği, bu nedenle aynı şartlar altında taşıma sözleşmesinin sürdürme imkanının bulunmadığı, aşırı ifa güçlüğü çektiği, uyarlamaya ilişkin anlaşma yapılmaması halinde … gece 23:00 vardiyası giriş ve çıkışı yapıldıktan sonra taşıma hizmetinin sonlanacağı ihtar edilmiş olduğunu, davalının işbu asılsız ihtarına karşılık olarak ise davacı tarafından Kayseri … Noterliği’nin… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş ve davalının Ocak 2022 boyunca ilgili taşıma sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle, daha yüksek bedel üzerinden başka bir firma aracılığıyla taşıma işleminin gerçekleştirildiği, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin m.8/3 hükmünde belirtilen günlük 600,00 TL ceza bedelinin, davalının alacağından mahsup edildiği, 25 gün boyunca taşıma hizmeti sunmayan davalıdan, toplam 15.000,00 TL (600,00 TL x 25)’nin alacak miktarından düşülerek, bakiye kalan miktarın davalı hesabına gönderildiği ihtar edilmiş olduğunu, davalı, davacı tarafından ceza bedeli olarak 15.000,00 TL’nin alacak miktarından mahsup edilmesinden sonra davacı aleyhine, Kayseri … Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi yapmış, takibin kesinleşmesi üzerine ise davacı şirketin hesaplarına bloke koydurmuş ancak açıklanacağı üzere davalı tarafından başlatılan ilamsız icra takibi, bu icra takibi sebebiyle konulmuş olan blokeler açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan, davacı davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının ve icra takibinin iptal edilmesi gerektiğinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, öncelikle, davalının ihtarnamelerinde iddia edilen taşıma sözleşmesinin … tarihinde sona ereceği hususunun asılsız ve yersiz olduğu, ek olarak sunmuş oldukları taşıma sözleşmesinin m.8/1 ve 8/2 hükmünden kolaylıkla anlaşılmakta olduğunu, dilekçe ekinde yer alan taşıma sözleşmesinin mahkemece dikkate alınmasını talep ettiklerini, hiçbir şekilde yoruma ve değerlendirmeye gerek olmayacak derecede açık olan m.8/1 ve m./2 hükmü uyarınca, davalının ihtarnamelerinde belirttiği hususların yerinde olmadığı sabit olduğunu, kaldı ki, taraflar arasında taşıma sözleşmesinin …tarihinde, 1(bir) yıl süre ile imzalandığı ve bu sözleşmenin davalının ihtarnamelerinde de kabul ve ikrar edildiği üzere önce 2019 yılından 2020 yılına kadar, sonrasında 2020 yılından 2021 yılına kadar uzadığı izahtan vareste olduğunu, şu durumda, … tarihinde halen taraflar arasında geçerli olan taşıma sözleşmesinin, aynı süre ile 2022 yılına kadar değil de, … yılında sona ereceğinin iddia edilmesinin anlaşılamamış olduğunu, basiretli tacir konumunda olan davalının, bu şekilde asılsız, yersiz iddialarda bulunması, başta dürüstlük kuralı olmak üzere hukukun genel ilkelerine aykırılık teşkil etmekte olduğunu, kaldı ki, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, taşıma sözleşmesinin … tarihinde sona erdiği düşünülse dahi, ek olarak sunmuş olduğukları taşıma sözleşmesinin m.8/2 hükmünde yer alan; “Taraflar sözleşmenin bitiminden en geç 15 gün önce yeni dönem için görüşmeleri başlatacaktır. Görüşmenin sözleşme süresi bitiminden önce tamamlanamaması durumunda, Taşıyıcı 30 gün daha aynı koşullarla taşımayı kabul edecektir…” şeklindeki açık düzenlemenin dikkate alınmasını talep ettiklerini, bu çerçevede ihtarnamelerinde … tarihinde sözleşmenin sona ereceğini iddia eden davalının, 30 gün daha aynı koşullarda hizmet vermesi gerektiği; dolayısıyla Ocak 2022 döneminde de davacı personelinin taşınması işini yapması gerektiği açıkça ortada olduğunu ancak davalı … tarihinde sözleşmenin sona erdiğini iddia ederek, taşıma sözleşmesindeki edimlerini … tarihinden itibaren yerine getirmemiş olduğunu, bu durum davalının kötüniyetli olduğunu açıkça göstermekte olduğunu, davalı, her ne kadar aşırı ifa güçlüğü çektiğini ve taşıma sözleşmesinin günümüz ekonomik koşullarına uyarlanması gerektiğini iddia etmiş olsa da; işbu iddianın 6098 sayılı TBK m.138 hükmüne açıkça aykırı olduğunu belirtmek istediklerini, zira; “Aşırı İfa Güçlüğü” kenar başlıklı TBK m.138 hükmüne göre, sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Maddede, aşırı ifa güçlüğü çektiğini iddia eden borçlu, öncelikle hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme hakkına sahip olduğu, bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmeden fesih hakkına sahip olduğu açıkça düzenlenmiş olduğunu, somut olayda ise davalının aşırı ifa güçlüğü çektiği iddiasını kabul etmemekle birlikte, davalı mahkemeye başvurarak, taşıma sözleşmesinin yeni koşullara uyarlanmasını istemeksizin, ilgili taşıma sözleşmesinin … tarihinde sona erdiğini iddia ederek, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olduğunu, kaldı ki, davacının aşırı ifa güçlüğü yönündeki beyanlarının veya olası savunmalarının dikkate alınmaması gerektiğini, bu hususa ilişkin ispat külfetini üzerlerine almamakla birlikte, önemle belirtmek istediklerini, davalının tacir konumunda olması nedeniyle TTK m.18/2 hükmü uyarınca basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiği, bu sebeple henüz … tarihinde 1(bir) yıl süre ile uzamış olan taşıma sözleşmesinin günümüz koşullarına uyarlanması gerektiğine, aşırı ifa güçlüğü çektiğine ilişkin iddiasının TTK m.18/2 hükmüne açıkça aykırı olduğu sabit olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, kısa süreli sözleşmelerde, aşırı ifa güçlüğü çekildiği iddia edilerek sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasının istenemeyeceği açıkça kararlaştırılmış olup; huzurdaki davaya konu taşıma sözleşmesinin 1(bir) yıl süreli olması, her döneme ilişkin olarak yenilenmesi, yani taşıma sözleşmesinin kısa süreli olması nedeniyle davalının aşırı ifa güçlüğü içinde olunduğuna ilişkin iddia ve savunmalarına itibar edilmemesi gerektiği açıkça ortada olduğunu, ayrıca taşıma sözleşmesine göre herhangi bir yükümlülüğü olmamasına rağmen, iyiniyetli şekilde davacı tarafından davalıya karşı her türlü kolaylıklar sağlanmış olup; özellikle her ay artış meydana gelen yakıt fiyatlarından dolayı sözleşme bedeli sürekli güncellenmiş, davalının bu yöndeki talepleri doğrultusunda kararlar alınmış, bunun yanında COVİD 19 pandemi döneminde resmi kurum ve kuruluşlar veya meslek kuruluşları tarafından sağlanan teşvikler, kolaylıkla ve önlemler olduğu dönemde dahi, her ay yakıt fiyatına göre bedel güncellemesi yapılmasına rağmen, davalının aşırı ifa güçlüğü içinde olduğunu ileri sürmesi, davalının kötüniyetli olduğunu, davacı müvekkilin iyiniyetinin suistimal edildiğini açıkça göstermekte olduğunu, basiretli tacir konumunda olan davalının, bu şekilde asılsız, yersiz iddialarda bulunması, başta dürüstlük kuralı olmak üzere hukukun genel ilkelerine aykırılık teşkil etmekte olduğunu, davacı, taşıma sözleşmesi kapsamında kendisine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş, davacı taşıma sözleşmesinde taşıma başına kararlaştırılan bedelleri, davalıya tam ve zamanında ödemiş olduğunu, … tarihinde davalının toplam 45.617,77 TL e-fatura kesmiş olduğunu, Davacı ise davalının fazladan mazot bedeli kesmesi nedeniyle … tarihinde 6.525,40 TL bedelli iade faturası kesmiş, … tarihinde ise davalı adına 6.525,40 TL fiyat farkı faturası kesilmiş olduğunu, davacı, davalının, ilgili taşıma sözleşmesinin m.8/1 ve m.8/2 hükümlerine aykırı davranması nedeniyle, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin m.8/3 hükmünde belirtilen günlük 600,00 TL ceza bedelini, davalının alacağından mahsup etmiş, bu çerçevede 25 gün boyunca taşıma hizmeti sunmayan davalıdan, toplam 15.000,00 TL (600,00 TL x 25) ceza bedeli, davalının Aralık 2021 dönemindeki alacağından mahsup edilmiş, kalan miktar ise davalının hesabına gönderilmiş, dolayısıyla davacı şirketin, davalıya, taşıma sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığı sabit olduğunu, süreye ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin iddia ve savunmalarının asılsız olduğu somut olarak ortada olan davalının, davacı aleyhine başlatmış olduğu icra takibinin hukuka aykırı olduğu açık olduğunu belirterek takibin tedbiren durdurulmasına, davacı şirketin Kayseri … Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında davalıya herhangi bir borcu bulunmadığın tespitine, davalı tarafından davacı şirkete karşı kötüniyetli bir şekilde takip başlatması nedeniyle davacı şirket lehine takip çıkışı üzerinden en az %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının iddiaları gerçeği yansıtmamakta olup mahkemeyi yanıltma amacı güttüğünü, öncelikle davacının dilekçesinde belirtmiş olduğu ilk iddia taraflar arasındaki sözleşmenin bitiş süresi ile alakalı olmuş olup, sözleşmenin bitiş tarihinin … tarihi olduğu ve bu tarihten önce sözleşmenin bitirilemeyeceği yönündeki iddiasını kabul etmenin mümkün olmadığını belirtmemiz gerektiğini, zira ihtarnamede de belirtmiş oldukları üzere sözleşmeler geçmiş yıllardan beri yıl sonu itibariyle yenilenmiş ve bu nedenle de davacı/borçlu şirkete sözleşme bitmeden önce … tarihinde ihbarname gönderilerek sözleşme şartlarının revize edilmemesi, anlaşma sağlanmaması halinde hizmet vermeye devam edilemeyeceği belirtilmiş, bunun üzerine davacı/borçlu şirket tarafından cevaben ihtarname gönderilerek; ” taraflar arasındaki sözleşmenin … tarihinde sonlanmayacağı, sözleşmenin … tarihinde sonlanacağı, bu tarihe kadar taşıma hizmetinin zorunlu olarak kendilerine sunulması gerektiği, tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme haklarının bulunmadığını, feshedilmesi halinde söz konusu sözleşmenin 8.3. Maddesi uyarınca sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmediği gün başına 600 TL cezai şartın davalıdan tahsil edileceği iddia ve beyan edilmiş olduğunu, Davacı/borçlu şirketin bu cevabı üzerine taraflarınca yeniden bir ihtarname gönderilerek; ” taraflar arasındaki sözleşmenin … tarihinde biteceği yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, sözleşmenin 2021 yılı sonu itibariyle sona erdiği, bir an gerçekten sözleşmenin iddia olunduğu gibi … tarihinde sözleşmenin sona erdiği varsayılsa bile TBK m. 138 hükmü uyarınca olağan üstü maliyet artışlarının (maliyet artışları açıklanmıştır) davacı/borçlu şirket tarafından karşılanmaması nedeniyle haklı nedenlerle sözleşmenin feshedildiği bildirilmiş olduğunu, bu ihtarname üzerine davacı/borçlu şirkete aralık ayında verilen taşıma hizmetine mahsus olmak üzere … tarihli, 45.617,77 TL bedelli, (…) numaralı fatura düzenlenmiş ve söz konusu fatura, davacı/borçlu şirketin muhasebe departmanına gönderilmiş, bunun üzerine davacı/borçlu şirket aynı gün 6.525,40 TL bedelli,(…) numarası ile (fazla kesilen mazot bedeli iadesi) açıklamasıyla iade faturası düzenlemiş, davacı/borçlunun düzenlediği bu fatura üzerine davalı tarafından yine aynı gün … tarihinde iade faturasının yansıtması açıklamasıyla 6.525,40 bedelli, … numaralı fatura düzenleyerek alınan hizmetin iadesi olmayacağından dolayı iade faturası davacı/borçlu şirkete yansıtılmış, davalı tarafından düzenlenen bu fatura üzerine davacı/borçlu şirket (…) numarası ile yeniden iade faturası düzenlemiş ve davalıya göndermiş, bunun üzerine ise davalı tarafından … numaralı yeniden iade faturasının yansıtması açıklamasıyla ve hizmet iadesi de olamayacağından yansıtma faturası düzenleyerek davacı/borçlunun düzenlediği … numaralı faturayı yansıtmış/iade etmiş, davacı/borçlu şirket, davalının düzenlediği yansıtma faturasına karşılık …numarası ile yeniden iade faturası düzenlemiş fakat bu fatura daha sonradan davacı/borçlu şirket tarafından iptal edilmiş olduğunu, görüleceği üzere taraflar arasındaki fatura uyuşmazlığı esasen mazot farkından kaynaklanan toplamda kdv dahil 6.525,40 TL’lik tutar üzerinde oluşmuş olduğunu, davacı şirket, her ay uyguladığı mazot farkı bedelini, davalı tarafından 2022 yılında hizmet verilmeyeceğinden dolayı ödemek istememiş ve bunun üzerine de yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere (…) numarası ile (fazla kesilen mazot bedeli iadesi) açıklamasıyla iade faturası düzenlemiş, bu durum taraflarınca kabul edilmemiş ve karşılıklı olarak iade ve yansıtma faturaları düzenlenmiş fakat önemle belirtmek gerekir ki davacı şirket dava dilekçesinde de belirtmiş olduğu üzere mazot bedellerinin özellikle de son dönemde olağan üstü şekilde artması nedeniyle ve söz konusu taşıma sözleşmesinin 4. maddesi uyarınca gelen mazot artışları fatura bedeline (hizmet bedeline) yansıtılmış, kaldı ki bu durum davacının dava dilekçesinin 4. sayfasının 7. paragrafında her ay mazot farkının davalıya ödendiği ve faturalara yansıtıldığı belirtilmiş, kabul edilmiş, hal böyleyken davacının mazot farkını iade ederek davalıya kendince cezalandırmaya çalışması kabul edilemez olup hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mazota gelen zam uyarınca faturalardaki birim fiyat her ay değişiklik göstermiş ve bu fark da hizmet bedeline yansıtılmış, kimi zaman mazot artarken birim fiyat artırılmış, mazot fiyatı düşüş gösterdiğinde de birim fiyat düşürülmüş, bu kapsamda mahkemeye davalı tarafından, davacı/borçluya 2021 Kasım ayında kesilen faturayı iş bu dilekçe ekinde sunduklarını bildirerek 2021 yılı Aralık ayında kesilen faturada gelen zamlardan daha fazla bir mazot bedelinin belirlenmediğini, gelen mazot farkını dahi karşılamayacak düzeyde fatura birim fiyatında davalı tarafından artış yapıldığını belirtmek istediklerini, öyle ki 2021 kasım ayı faturasında birim fiyat 1.490,74 TL iken, 2021 yılı aralık ayının birim fiyatı 1.609,66 TL olmuş, bu haliyle yapılan mazot farkı artış oranı sadece % 8 olarak gerçekleştirilmiş fakat buna karşın her iki fatura tarihi arasında yaklaşık %18 oranında mazotun birim fiyatında artış olduğu, davacı şirketin ise bu mazottaki fiyat artışının yarısına dahi katlanmadığı ortada olduğunu, buna rağmen davacı şirketin fazla mazot iadesi adı altında iade faturası kesmesinin kabul edilemez olduğunu, davacının açıkça sözleşmeye aykırı davrandığını, 2021 yılı kasım ayından dahi daha az tutarda ödeme yapmak istediği görülmekte olduğunu, 2021 yılı kasım ayı ile 2021 aralık ayındaki akaryakıt fiyatlarını gösterir listeyi dilekçe ekinde sunduklarını, kesilen bu iade faturaları dışında (fazla mazot bedeli konusu dışında) davacı/borçlu şirket tarafından eksik ödeme yapılmasına gerekçe olarak gösterilen diğer husus ise davalının ocak ayında davacı şirkete taşıma hizmeti vermediğinden bahisle 15.000,00 TL tutarında haksız ve keyfi şekilde cezai şart uygulandığı yönündeki beyanları olduğunu, öncelikle belirmek gerekir ki davacı şirketin, sona ermiş bir sözleşmeyi kendilerinin istediği gibi yorumlayarak muaccel hale gelmiş taşıma hizmetinden ”cezai şart” adı altında kesinti yapması kabul edilemez nitelikte olduğunu, zira öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin … tarihi itibariyle sona erdiği her iki tarafın da kabulünde olup davacı şirketin herhangi bir zarara uğramaması açısından da sözleşme süresinin bitmesinden 3 hafta önce kendilerine ihbarname gönderilmiş ve iradelerinin açıklanmış olduğunu, davacı/borçlu şirket her ne kadar sözleşmenin … tarihinde biteceğini iddia etse de bu durum gerçeği yansıtmamakta olup gönderilen cevabi ihtarnamemizde bu iddialarına karşı gerekli açıklamada bulunulmuş, kaldı ki davacı şirkete … tarihinde Kayseri … Noterliği’nden …yevmiye numarası ile göndermiş oldukları ihtarnamede de bir an gerçekten sözleşme süresinin … tarihinde sonlanmadığı kabul edilse dahi TBK m. 138 hükmü uyarınca (aşırı ifa güçlüğü) nedeniyle haklı nedenlerle sözleşmenin feshedildiği ifade edilmiş ve söz konusu ihtarname içerisinde somut olarak örnekler de verilerek sözleşme bedelinin uyarlanmasının zorunlu hale geldiği, basiretli bir tacir olarak bu bilinçte olunması gerektiği ifade edilmiş, böylece her halükarda … tarihi itibariyle taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi sona ermiş olup her halükarda davacı/borçlunun üzerine düşen edimini yerine getirmeyen asıl taraf olduğu, basiretli bir tacir gibi davranmadığı, davalı ile anlaşma yapmadığı, sözleşmenin 8.2. maddesinde belirtilen görüşmenin davacının kusurlu ve kasıtlı eylemleri dolayısıyla başlatılamadığı gerek ihtarnamelerden gerekse de dava dilekçesinden anlaşılmakta olduğunu, davacı/borçlu şirket cezai şart uygulamasına dayanak olarak göstermiş olduğu sözleşme metni şu şekildedir: ”taşıyıcı sözleşme boyunca yükümlülüklerini yerine getirmezse getirmediği gün başına …’a 600 TL ceza bedeli öder. … bu bedeli taşıyıcının alacağından mahsup eder.” Söz konusu sözleşmenin … tarihi itibariyle sona erdiği yukarıdaki yapmış oldukları açıklamalardan da anlaşılacağı üzere açık olup, bu durum her iki tarafça da kabul edilmekte ve hal böyleyken sözleşme metninde de cezai şartın sözleşme süresince taşıyıcının görevini yerine getirmemesi halinde söz konusu olduğu belirtilmekteyken sona ermiş/sonlandırılmış sözleşme üzerinden cezai şart adı altında kesinti yapılmaya çalışılması tarafımızca hayretle karşılanmakta olup davacı yanın dilekçesinde, aşırı ifa güçlüğü nedeniyle sözleşmeyi sonlandıramayacakları yönündeki iddiası da izahtan vareste olup taraflar her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceklerini, Kanuni ve Anayasal bu haktan sözleşmeyle dahi vazgeçilemez, feragat edilemeyeceğini, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmede de bu yönde bir irade açıklaması bulunmamakta olduğunu, davacı/borçlu şirketin, davalı tarafından sözleşmenin feshedilemeyeceği yönündeki iddiası anlaşılamamış olduğunu, öte yandan davacı/borçlu şirketin bir yandan sözleşmenin … tarihinde sona ereceğini iddia ederken bir yandan da taraflarının beyan ettiği şekilde sözleşmenin bitiş tarihini … tarihi olduğunu kabul ederek sözleşmenin 8.2. Maddesi hükmü gereğince bir ay daha taraflarının, davalı tarafından taşınması gerektiği yönündeki iddiası anlaşılamamakta olduğunu, davacı/borçlunun bu suretle kendi iddialarının dahi birbiri ile çeliştiğini, davalıya gönderilen ihtarnamelerinde de kendilerinin bu yönde bir iddiası da bulunmadığını mahkemenin bilgilerine sunduklarını, tüm bunların yanında cezai şartın amacının sözleşme taraflarının sözleşme süresince zarara uğratılmasının önüne geçmek olduğu düşünüldüğünde, davacının herhangi bir zararı olduğunu ispat edemediğini de göz önünde bulundurulması gerekmekte olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin bir an gerçekten … tarihinde sona ermediği düşünülse dahi ülkemiz genelinde 2021 yılı Eylül ayı itibariyle olağan dışı ekonomik gelişmeler yaşandığı, döviz kurundaki ani yükseliş ile birlikte hiper düzeyde enflasyon yaşandığı, tüm emtialar üzerine olağan üstü oranlarda zamların geldiği, reel enflasyonun yıllık bazda %100’lere dayandığı, asgari ücretin rekor düzeyde artırıldığı bir ortamda davalının aşırı ifa güçlüğü çekmesi olağan olup bu durumun davacı şirketçe görmezden gelinmesi, hiçbir şekilde sözleşme revizyonuna gidilmemesi, davacı şirket yöneticileri ile görüşme taleplerimizin reddedilmesi ve randevu verilmemesi karşısında davalının sözleşmeye devam etmesi beklenilemeyeceğini, bu suretle davalının gerçekten aşırı ifa güçlüğü yaşadığı ve davacı şirketçe bu durumun görmezden gelindiği ortada olduğunu, bu suretle davacı/borçlu şirketin en baştan beri kötü niyetli olduğu, taraflarını ise iyiniyetli olarak haftalar öncesinde şirkete ihbarname göndermesi, 2022 yılı itibariyle taşıma işini yüklenen firmaya gerekli tüm bilgilerin paylaşılması ve davacının zarar görmemesi adına tüm şeffaflığı ile hareket etmesine rağmen davacı tarafça bu iyi niyetin suistimal edildiği açıkça görülmekte olduğunu, davacı/borçlu şirketin kötü niyetli ve haksız olarak bu davayı açtığını gösterir başka bir delilleri ise davacı/borçlu şirketin davalıya mail aracılığıyla göndermiş olduğu ”mutabakat formu” olduğunu, zira sunmuş oldukları ve davalıya gönderilen mutabakat formunda …tarihi itibariyle davacı şirketin, davalıya 39.872,19 TL tutarında borçlu olduğunun görüldüğü, bu tutar üzerinde mutabık olup olunmadığı, mutabık olunması yada bir ay içerisinde cevap verilmemesi halinde mutabık sayılınacağı ifade edilerek davalının iade edilen 6.525,40 TL bedelli iade faturası alacağından vazgeçmesi sağlanmaya çalışılmış, bunun üzerine cevaben mail gönderilmiş ve taraflar arasında cari hesap ilişkisi olmadığından mutabakatlaşma talebi reddedilmiş olduğunu, …tarihinde davalının alacaklı olduğu tutar (davacının hesabına göre) yukarıda belirtildiği şekilde 39.872,19 TL iken ödeme yapılacağı zamanda bu rakamın 24.872,19 olarak değiştirilmesi davacı/borçlunun iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, mutabakatlaşma taleplerinin taraflarınca reddedilmesi üzerine bir kez daha tasvip etmedikleri şekilde hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde davranış sergilediği açıkça görülmekte olduğunu, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmamasına rağmen taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi varmış gibi 15.000,00 TL tutarında kesinti yapılması, yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu ve keyfi hareket ettiğini göstermektedir. Kaldı ki müvekkilin reel alacağı arz edildiği üzere o dönem itibariyle 45.617,77 TL olduğunu, davalının davacı/borçlu şirket adına düzenlediği … tarihli, … numaralı ve 45.617,77 TL bedelli faturanın ödenmeyen kısmı için Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişilmiş ve takip kesinleştirilmiş ve haciz işlemi uygulanmış, taraflarınca yapılan işlemlerin hiçbirinde hukuka aykırılık bulunmadığını, aksine davacı/borçlu şirket mahkeme nezdinde kötü niyetli olarak iş bu davayı ikame ederek davalının alacağına ulaşmasının önüne geçmeye çalışmakta olduğunu belirterek bu nedenle öncelikle mahkemenin ara karar kurarak icra dairesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesine dair ara kararından dönülmesine karar verilmesini, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz iddialarla açılan iş bu davanın reddedilmesini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, İİK 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
Kayseri … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … Sınai Yatırımlar Anonim Şirket olduğu, alacaklının, borçlu hakkında 20.745,58 TL fatura(istenen: %16.75 yıllık diğer)+19,04 TL (… -… işlemiş faiz) = 20.764,62 TL toplam alacak nedeniyle ilamsız takip başlatılmış olduğu anlaşılmıştır.
Gevher Nesibe Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye, davalı …’un Bilanço esasına göre defter tuttuğunu, 213 sayılı VU.K.nun 177.maddesi uyarınca alım satım ve gayrisafi iş hasılatı yönünden 1.sınıf tüccar olduğunu, Bakanlar Kurulunca belirlenen gelir sınırı dikkate alındığında esnaf işletmesi boyutunun aşılarak 1.sınıf tüccar olduğu şeklinde cevap verildiği görülmüştür.
Davacı vekili … tarihli dilekçesi ile, ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ve icra veznesine yatırılacak olan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, mahkememizce … tarihli müteferrik karar ile dava değerinin %20 oranında teminat yatırılması halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, davalı vekilinin … tarihli dilekçesi ile, Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiği, itirazın duruşmada değerlendirildiği ve … tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce Mali Müşavir bilirkişiden alınan … tarihli raporda özetle; Davalı taraf davacı aleyhine başlatmış olduğu takibi … tarihli 45.617,77 TL bedelli faturadan kalan bakiye tutara dayandırdığı, söz konusu fatura davacının dosyaya sunulan hesap ekstresinde kayıtlı olduğu, bu faturadan sonra davalıya … tarihinde 24.872,19 TL ödeme yapıldığına ilişkin kayıt da bulundığı, bu durumda davalının davacıdan bakiye (45.617,77 TL-24.872,19 TL=) 20.745,58 TL alacağı hesaplandığı, davalı taraf da davacıdan bu tutarı talep ettiği, tarafalar arasında iki temel sorun bulunduğu, bunlardan birincisi davacının takip konusu faturayı kabul ettikten sonra davalıya düzenlemiş olduğu 6.525,40 TL bedelli fazla kesilen mazot bedeli iadesi olduğu, davalının davacıya düzenlediği ve davacının kabulünde olan faturalar incelendiğinde birim fiyatlarda aydan aya artış olduğu görüldüğü, hal böyle olunca fazla kesildiği iddia edilen mazot bedeli faturasının davacı tarafça ispatlanması gerektiği değerlendirildiği, taraflar arasındaki bir diğer sorun ise davacının davalının alacağından mahsup ettiği 15.000 TL tutarındaki ceza-i şart bedeli olduğu, bu hususun takdir ve değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğunun düşünüldüğünün bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava konusunun taşıma ilişkisinden kaynaklı olması nedeni ile mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış ve yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmiştir.
Her ne kadar taraflarca yemin deliline dayanılmış ise de, dava konusu alacak yönünden yeminle ispat edilecek bir durum olmadığı, sözleşmenin yorumlanmasını gerektirdiği değerlendirilerek taraflara yeminin hatırlatılması yoluna gidilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacının davalıya Kayseri … Dairesi’nin … sayılı dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespiti için açılan davada deliller toplanmış ve mali müşavir bilirkişiden … tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Taraflarca sözleşmenin hangi tarihte sona ereceği konusunda farklı beyanlarda bulunulduğu görülmüş olup mahkememizce taraflar arasında imzalanan …tarihli Personel Taşıma Sözleşmesinin incelenmesinde sözleşmenin bir yılı süreli olarak yapıldığı, daha sonra taraflarca taşıma ilişkisinin devam etmesi nedeni ile sözleşme yenilenmesine gidilmeyip her defasında bir yıl sözleşmenin uzaması şeklinde uygulama olduğu değerlendirilmiş ve bu kapsamda davalının sözleşmenin … tarihinde sona ereceğine ilişkin iddiasına, bu yönde sözleşmede bir hüküm, davacının kabulü veya taraflar arasında daha sonra düzenlenmiş yazılı bir delil olmadığından itibar edilmemiştir. Davalı tarafça aşırı ifa güçlüğüne dayanılmış ise de TBK madde 138 gereğince öncelikle mahkemeden sözleşmenin yeni koşullara göre uyarlanmasının talep edilmesi gerekmekte olup davalının bu konuda yapmış olduğu herhangi bir başvuruya rastlanmamış ve taraf defterlerinin incelenmesi üzerine alınan bilirkişi raporunda da davacının davalıya aydan aya fazla ödeme yaptığının tespit edildiği görülmüştür. Sözleşmenin 8/2. Maddesi gereğince yeni sözleşmenin oluşturulamaması halinde davalının 30 gün süre ile hizmet vermeye devam etmesi gerektiği ve yine davalının sözleşme boyunca yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde davacının sözleşmenin 8/3 maddesi gereğince davalıdan hizmet verilmeyen gün başına 600 TL cezai şart talep edebileceğinin düzenlendiği anlaşılmıştır. Davalının sözleşme süresi henüz sona ermeden sözleşmeyi, yasal koşulları yerine getirmeden ve davacı tarafça mağduriyetinin azaltılmasına yönelik ödemeler yapılmasına rağmen sona erdirmesi ile davacının 15.000 TL cezai şart bedelini davalıdan kesmesinin uygun olduğu ve bu kısım yönünden davacının haklı olduğu görülmüş ve geri kalan yakıt bedeli yönünden ise davalının fatura konusu hizmeti vermesi ve taraflar defterlerinin incelenmesi ile de davacının artan değerde ödeme yapması ile bu hususu daha öncede kabul etmiş olması hep birlikte değerlendirilerek davalının bu konudaki takibi yerinde görülmüş ve böylece DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE; Kayseri … Dairesi’nin … sayılı dosyasında davacının 15.000 TL asıl alacak ve buna bağlı feriler yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK madde 72/5 gereğince kabul edilen asıl alacak bedeli olan 15.000 TL ve buna bağlı feriler yönünden takibin derhal durdurulmasına, bu hususta ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, davacı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından, davacı tarafın tazminat talebinin İİK madde 72/5 gereğince reddine, İİK madde 72/4 gereğince, mahkememizce reddedilen 5.745,58 TL asıl alacak ile 19,04 TL işlemiş faiz ve ferileri yönünden tedbirin kaldırılmasına, davacı tarafça reddedilen kısım yönünden alacağın geç alınmış olmasından kaynaklanan durum nedeni ile 5.764,62 TL’nin %20 si oranında tazminat bedelinin kararın kesinleşmesi halinde teminat bedelinden alınarak davalıya iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE; Kayseri … Dairesi’nin … sayılı dosyasında davacının 15.000 TL asıl alacak ve buna bağlı feriler yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İİK madde 72/5 gereğince kabul edilen asıl alacak bedeli olan 15.000 TL ve buna bağlı feriler yönünden takibin derhal durdurulmasına, bu hususta ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
3-Davacı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından, davacı tarafın tazminat talebinin İİK madde 72/5 gereğince reddine,
4- İİK madde 72/4 gereğince, mahkememizce reddedilen 5.745,58 TL asıl alacak ile 19,04 TL işlemiş faiz ve ferileri yönünden tedbirin kaldırılmasına, davacı tarafça reddedilen kısım yönünden alacağın geç alınmış olmasından kaynaklanan durum nedeni ile 5.764,62 TL’nin %20 si oranında tazminat bedelinin kararın kesinleşmesi halinde teminat bedelinden alınarak davalıya iadesine,
5-Alınması gereken 1.024,65 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 446,17‬ TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 578,48 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile 446,17 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 115,75 TL tebligat, 5,00 TL posta ve müzekkere ücreti, 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 970,75 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 557,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
10-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı lehine A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 ‬TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davalı lehine A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-İhtiyati tedbir kararı için alınan teminatın HMK’nun 392/2 maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açıldığının dosyamıza bildirilmemesi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı….

Katip …
(e imzalıdır)

Hakim …
(e imzalıdır)