Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1398 E. 2022/917 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili şirketten 2020 yılı Ocak ayında balya makinası satın aldığını ve bu makinenin davacıya … tarihinde teslim edildiğini, davalının makinayı kullanırken yaklaşık 6 ay kullandıktan sonra yenisiyle değiştirmek istediğini belirtmesi üzerine … tarihinde davacıya 2. Balya makinası teslim edilip kurulumunun yapıldığını, ayrıca bu 2. Balya makinasına da …tarihinde servis hizmeti verildiğini, bunların dışında makinanın davalının kullanımından kaynaklanan ufak tefek arızaları içinde davalıya birçok kez servis hizmeti verildiğini, davalıya … tarihinde mısır slaj makinası satıldığını, davalının her iki makinayı da aylarca ve çok yoğun bir şekilde kullanmasına ve makinalarda hiçbir ayıp olmamasına rağmen kötü niyetli olarak iade etmek istediğini belirtiğini, davalının müvekkiline Kayseri … Noterliğinin …tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesini gönderdiğini, müvekkil de cevaben davalıya Kayseri … Noterliğinin … yevmiye no.lu ihtarnamesini gönderdiğini, müvekkilin iadeyi kabul etmemesi üzerine, davalı tarafından müvekkil aleyhine Kayseri … Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla menfi tespit istemli dava açılmış olup, açılan davanın derdest olduğunu, davalının, müvekkilden satın almış olduğu balya makinasının ve mısır slaj makinasının bedelini ödememesi üzerine, Kayseri … Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibi durdurduğundan bahisle itirazın iptali ile takip konusu alacağın tamamının %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kayseri … Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla menfi tespit istemli dava açılmış olup, açılan davanın derdest olduğunu, bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını, müvekkilinin yasal süresi içerisinde cayma hakkını kullandığını, slaç makinesinin davacıya iade edildiğini, makinelerin ayıptan dolayı kullanılamadığını, ayıplı ürünler olması nedeniyle hasat zamanının geçtiğini müvekkilinin makinaları kullanamadığından büyük zararlar yaşadığını davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Davanın Kayseri … Tüketici Mahkemesine açıldığı, Kayseri … Tüketici Mahkemesinin … tarih … esas … karar sayılı kararı ile Kayseri … Tüketici Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiği, Kayseri … Tüketici Mahkemesi’nin … tarih … esas sayılı kararı ile Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli ve yetkili olduğuna dair karar verildiği, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzinin yapıldığı, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih …esas … karar sayılı kararı ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli ve yetkili olduğuna dair karar verildiği, dosyanın mahkememizde … esas sayılı sırasına kaydının yapıldığı ve mahkememiz dosyasında … tarih 2. Celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince Birleşen Kayseri … Tüketici Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyasının ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verildiği mahkememizin iş bu dosya numarasını almıştır.
DMS Makine Servisi’ne, Mimarsinan Vergi Dairesi yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1026 E, -2015/1765 K)
TTK 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.

Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
Davalının, Mimarsinan Vergi Dairesi müzekkere cevabına göre, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, 2. Sınıf tüccar olduğu, işlem hacmi itibari ile VUK 177/4 kapsamında tacir olmadığı ve bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu görülmüştür. Nitekim Yargıtay 19 HD.nin 2016/1982-9765 E-K.sayılı kararında; “Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının basit usulde işletme hesabı defteri tuttuğu ve tacir olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” karar verilmiş denilmekte olup dava konusu takibin faturadan kaynaklı olması, davanın mutlak ticari dava olmaması ve davalının tacir olmaması nedeni ile Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılarak görevsizlik kararı verilmesi yoluna gidilmiştir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1)Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan HMK’ nın 21/1-c maddesi uyarınca kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görevli mahkemenin tayini için dosyanın re’sen Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi….

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza