Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1342 E. 2023/613 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : ….
VEKİLİ : .
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2022
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı ile … .A.Ş. arasında Melikgazi İlçesi sınırları içerisinde bulunan … bahçesine 24 derslikli İlkokul yapım işine istinaden 1. normal kat, 2. normal kat, 3. normal kat tabliyeleri kiriş kolon ve perdeleri ve bekçi kulübesi yapılması (Tel, çivi paspayı kalıp için kullanılacak kereste, vinç, kolon sabitlenmesinde kullanılacak çiroz demirleri için borular, tabliye çelik direkleri, kalıp, demir, çatı işçiliği) konusunda 920.000,00 TL artı KDV ödenmesi konusunda tarafların sözleşme ile anlaştığını, davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüğünü yerine getirmiş olup işi bitirmiş ve eksiksiz bir şekilde teslim etmesine rağmen davalı şirket üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacının sözleşmeye ek olarak kalıplar davacı tarafından kullanılmak suretiyle merdiven kulesi ve asansör kulesinin betonarme ve demir işçiliğini de davacı tarafından yapılıp teslim edilmiş olduğunu ayrıca dilekçe ekinde bulunan 19.08.2022 tarihli tutanak ile davacının yapmış olduğu bodrum kat ve zemin katlarda bulunan merdivenlerin parapert kısımlarının 7 yevmiye( 1 yevmiye 500 TL ) karşılığında yaptığını, ancak davalının yapılan bu işlere karşılık ödeme yapmadığını, bunun üzerine Kayseri 5. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosyası kapsamında delil tespiti yaptırıldığını, delil tespiti dosyasında hazırlanan bilirkişi raporunda, davacının sözleşme gereği yapılması gereken işleri 1-2-3. normal Kat tabliyeleri, kiriş, kolon, perdeleri ve bekçi kulübesi yapım işlerini sözleşmeye uygun bir şekilde yapıldığı tespit edilmiş olduğunu, sözleşmeye konu işten kaynaklı davalı şirketin, davacıya 113.850,00 TL artı KDV kalan bakiye borcu bulunmakta olduğunu, ayrıca söz konusu raporda taşınmazda yapılan ek imalat olarak yapılan “merdiven kısımlarında parapet imal edildiği, çatı kısmında ise merdiven ve asansöz kulesi uzatma işi yapıldığı gözlemlenmiştir. Bu yapılan imalatlarda kalıp, demir işçiliği ve beton işçiliği yapıldığı belirlenmiştir.” imalatların maliyetinin kalıp, işçilik ve kdv dahil maktuen 45.200.00 TL olduğu tespit edilmiş olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmede şantiyede yaşanacak sorunlardan … . A.Ş. şirketinin sorumluluğunda olduğu açıkça kararlaştırılmış olduğunu, davacı tarafından temin edilen söz konusu adreste yapılacak işlemler için gerekli 150 tane kanto, 500 tane kelebek, 42 tane demir direk malzemeleri çalınmış olup davacının zarara uğradığını, davacının zararının davalı şirket tarafından ödenmediğini, davacının yaşanan hırsızlık olayında dolayı şikâyette bulunduğunu ve Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi … E. sayılı dosyası kapsamında davanın devam etmekte olduğunu, söz konusu çalınan malların değeri tespit edilerek davalı şirketten tahsil edilmesi talep ettiklerini, davacı ve davalı şirket arasında imzalanan sözleşmede “Taraflar bu iş sözleşmesine uyma yükümlülüklerini yerine getirmezse 100,000,00 TL (yüzbintl) ödemek zorundadır.”* demek suretiyle 100.000,00 TL’nin edimlerini yerine getirmeyen davalı tarafın ödemesi gerekmekte olduğunu, davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüğünü yerine getirmiş olup işi bitirmiş ve eksiksiz bir şekilde teslim etmiş olduğunu, Davalı şirketin davacıya herhangi bir ödeme gerçekleştirmemiş olup söz konusu ücretin taraflarına ödenmesini gerektiğini, arabulucuya başvurulmasına rağmen anlaşma sağlanamadığını belirterek, davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüğünü yerine getirmiş olup işi bitirmiş ve eksiksiz bir şekilde teslim etmesinden doğan kalan bakiye alacağı için şimdilik 250,00 TL, davacının tarafından yapılan ek işlere ilişkin şimdilik 250,00 TL, sözleşme gereği davalının sorumluluğunda bulunan ve davacı tarafından temin edilen malların çalınması sonucu davacının uğradığı zarara ilişkin şimdilik 250,00 TL, taraflar arasında kararlaştırılan sözleşmeye uymayan edimlerini yerine getirmeyen tarafın ödemesi gereken ücret için şimdilik 250,00 TL olmak üzere toplamda 1.000,00 TL ile delil tespiti davası ve işbu dava için yargılama giderlerinin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalının cevap dilekçesini süresinde sunmadığı ve böylece HMK madde 128 gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılacağı anlaşılmıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, davacı ile davalı arasında imzalanan eser sözleşmesi gereği davacının üzerine düşen edimleri yerine getirip getirmediği, davacının bakiye alacağı kalıp kalmadığı, davacının sözleşme dışı ek işler yapıp yapmadığı, yapmış ise bedeli, davacıya ait malların çalındığı iddiası nedeni ile bu malzemelerin bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı, davalının sözleşme gereği üzerine düşeni yerine getirmediği iddiası nedeni ile davalının cezai şart ödemesi gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
Erciyes Vergi Diresi’ne, Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’ne, Harput Vergi Dairesi’ne, Kayseri 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1026 E, -2015/1765 K)
TTK 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/3898 -5384 E-K)
Kayseri Erciyes Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda, davacı adına mükellefiyet kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin … E, … K sayılı kararında “…Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden Mimarsinan Vergi Dairesi’nin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası içine gelen müzekkere cevabında, temlik alan davacı Kamil Türk’ün 02/08/2019 tarihinde faaliyetini terk ettiği, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu ve 2. sınıf tüccar olduğunun bildirildiği görülmüştür. Şu halde, dava tarihi itibariyle temlik alan Kamil Türk’ün ticareti terk ettiği ve tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla davanın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.” denildiği görülmüş olup, davanın alacak davası olması ile mutlak ticari dava olmadığı ve dava dosyamız açısından Erciyes Vergi Dairesi’nin yazı cevabına göre davacının herhangi bir mükellefiyet kaydı olmadığının belirtildiği ve bu hali ile davacının tacir olmadığı anlaşılmakla, dava konusu yönünden Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu görülmüş ve görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK 114/c maddesi uyarınca görev hususu dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÛLDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın HMK’nun 20. maddesi uyarınca görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi için Tevzi Bürosuna tevdiine,
2-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Görevsizlik kararından sonra dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.21/06/2023

Katip ….
e-imza

Hakim ….
e-imza