Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :… (T.C. …)- …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2022
KARAR TARİHİ : 11/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı asilin dava dilekçesinde özetle; 1999 yılında üyesi olduğu ve halende üyesi olarak devam ettiği …’ne ödemelerini mutad olarak gerçekleştirmiş olduğunu, bahse konu kooperatif yetkililerince 2006 yılında dairenin teslim olacağının belirtildiğini ancak geçen süre zarfında kooperatif süreci bitmediği gibi halen şahsından borcu bulunmadığı halde muhtelif tarihlerde Kooperatif giderlerine katlanması gerektiği yönünde ödeme taleplerinin devam ettiğini, bunun en son örneğinin İsmi geçen kooperatifin 15,05.2022 tarihinde yapmış olduğu toplantı sonucu gündem maddesinin 9. Maddesi gereği üyelere yeni bir borç çıkarması olduğunu, İnşaatları etaplar halinde yapılarak kura ile teslim edilen, terkin edilmemiş, yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüme malik olarak tarafınca kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş ve İsmi geçen Kooperatif tarafından üye olarak şahsına konutumun tapu devri yapılmış olmasına rağmen halen mezkur kooperatif tarafından yapılan çeşitli isimler adı altında yapılan borçlandırmaların gerek 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu gerekse ilgili diğer mevzuat hükümleri muvacehesinde hukuksuzluk teşkil etmekte olduğunu, ilgili kooperatife yükümlü olduğu bütün ödemeleri yaptığından dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, sayılan bu nedenler dolayısıyla …’nin muhtelif tarihlerde ve açıklaması olmayan çeşitli sebepler adı altında şahsına çıkardığı veya ilerde çıkarması muhtemel borçlandırmaları bertaraf etmek üzere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu Geçici 11. Madde hükümleri doğrultusunda mahkemeden tespit talep etme zarureti hasıl olduğunu belirterek, üyesi olduğu ve halen devam etmekte olan …’ne herhangi bir borcu bulunmadığına ilişkin durumun tespitine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Arabuluculuk görüşmesi yapılmaksızın açılan iş bu davanın yasaya aykırı olduğunu, davacının dava açabilmesi için öncelikle arabuluculuk son tutanağının sunulması dava şartı olduğundan davacı tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından 15.05.2022 tarihli genel kurulun 9.maddesi gereğince borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiş olduğunu, davacının açmış olduğu iş bu davada hukuki yararı bulunmadığını, davacı davasını kooperatifler kanuna eklenen geçici 11. madde düzenlmesine dayandırmış olup, dava konusu genel kurul kararı 15.05.2022 de alınmış olmakla davaya dayanak yapılan yasa değişikliği ise 15.06.2022 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğunu, her ne kadar davalı kooperatif tarafından 15.05.2022 tarihli genel kurulda üyelerden ödeme alınmasına karar verilmiş ise de bugüne değin ne davacıya ne de diğer kooperatif üyelerine genel kurul kararı gereğince ödeme yapılması için herhangi bir dava veya icra takibi yapılmadığını, kooperatifler kanunun geçici 11.maddesi ile madde de sayılan şartların gerçekleşmesi durumunda kooperatifçe yapılan borçlandırmaların hükümsüz olduğu emredici bir şekilde düzenlenmiş olduğunu, eğer madde de belirtilen şartların davalı kooperatif yönünden uygulanması imkanının yasal olarak varlığı mahkemece kabul edilirse emredici bir şekilde yapılan düzenleme gereğince davalı kooperatif zaten hiç bir şartta inşaat finansmanı adı altında davacıdan bir talepte bulunamayacağını, dolayısıyla yasanın emredici bir hükmünün mahkeme kararı ile tescil ettirilmeye çalışılmasında hiç bir hukuki yarar bulunmamakta olduğunu, davacı tarafından 15.05.2022 tarihli genel kurulda alınan 30.000,00 tl’ lik alacak dolayısı ile borçlu olunmadığının tespitine yönelik dava açılmış ise de, söz konusu genel kurul kararı incelendiğinde bu bedelin 2022 Temmuz ayından başlamak üzere 12 eşit taksitte alınmasına karar verilmiş olduğunu, genel kurul kararı çerçevesinde dava tarihi itibari ile henüz 5 taksit karşılığı olan 12.500,00 tl muaccel halde olup muaccel halde bulunmayan 17.500,00 tl için dava açılmasında davacının dava tarihi itibari ile hukuki yararı bulunmamadığını, hukuki yarar şartının kendiliğinden oluşması veya mahkemenin vereceği süre ile davacı tarafından tamamlanması hmk gereği mümkün olmayıp henüz vadesi gelmeyen alacaklar için açılan davanın zamansız dava olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, zira menfi tespit davalarında davacının alacak veya borç durumu dava tarihine göre belirlenmekte olduğunu, yargıtay içtihatı birleştirme büyük genel kurulunun 18.02.2022 tarih ve 2019/5 Esas, 2022/1 Karar sayılı ilamı ile de muaccel olmayan (müeccel) alacak için açılmış bir davada mahkemece ifa zamanının henüz gelmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği hususu açıklıkla belirtilmiş olduğunu, davalı kooperatifin unvanından anlaşılacağı üzere davalı kooperatif toplu konut kooperatifi olup konut imalatlarını etap etap yapmadığını, Kooperatife kayıtlı üyelerden bir bütün halinde aidat alacakları tahsil edilerek toplanan aidatlar, kooperatif uhdesinde yapılmakta olan inşaatlara, herhangi bir bölge ada/parsel veya üyelik ayrımı yapılmaksızın kullanılmakta olduğunu, davalı kooperatifte kayıtlı olan üyeler de yine inşaat ayrımı veya imalat ayrımı yapılmaksızın toplu bir şekilde kayıtlı bulunmakta olduğunu, davalı kooperatifte ferdileşme işlemlerine esas kura çekim işlemleri de herhangi bir bölge, numaralandırma, isimlendirme veya inşaat ayrımı yapılmaksızın gerçekleştirilmiş olduğunu, Kura çekimine kooperatife kayıtlı olan üyeler herhangi bir ayrım yapılmaksızın icabet edebilmiş olduklarını, yine davalı kooperatifin ana sözleşmesinde konutların etaplar halinde yapılarak ortaklara dağıltılması yönünde herhangi bir ana sözleşme değişikliği dahi söz konusu olmadığını, diğer taraftan kooperatif genel kurul kararı ile davalı kooperatif uhdesinde bulunan inşaatların etaplar halinde yapılıp teslim edileceğine dair alınmış bir genel kurul kararı da bulunmadığını, Kooperatif ana sözleşmesinin 61. ve 62. Maddesi gereğince çıkartılmış kesin maliyet hesabı bulunmamakta olup davacının ödemesi gerek Yargıtay kararları gerekse Bölge Adliye Mahkemesi kararları çerçevesinde geçici maliyet hesabı kabul edilmiş olduğunu, dolayısı ile davacı tarafından kendisine tahakkuk ettirilen bedelin ödenmesi şartı gerçekleşmediğini, dolayısıyla davacı tarafından her ne kadar 1103 sayılı Kooperatifler Kanunun Geçici 11. Maddesi gereğince dava açıldığı belirtilmiş ise de geçici 11.madde de sayılan şartları sağlamayan davacının açtığı davanın bu yönü ile reddi gerektiğini, zira kanun maddesin de sayılan şartların birlikte sağlanması halinde davanın açılabileceğini açıklıkla belirtilmiş olduğunu, 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11.madde somut davaya uygulanma ihtimali olan bir madde ise de söz konusu düzenleme açıkça Anayasaya aykırılık teşkil etmekte olduğunu, bu kanun çerçevesinde Her ne kadar Kayseri ilinden bahsedilip genel bir düzenleme gibi bir görüntü verilmeye çalışılsa da kişi veya zümreye özgü kanun çıkartılmış olduğunu, zira Kayseri ilindeki kooperatifler belirlenebilir durumda olup bu belirleme kanunun şahsa yönelik olduğunu göstermekte olduğunu, zümre veya kişi için kanun çıkartılması Anayasada yer bulan Kanunlar önünde eşitlik ilkesini tam anlamı ile ihlal etmiş olduğunu, ayrıca bu kanun maddesi kooperatifler kanunu ve kooperatifler ana sözleşmesine aykırı şekilde düzenlendiğini, bu düzenlemenin uygulanması durumunda kooperatif üyeleri eşit duruma gelmeyecek olduğunu, sadece Kayseri İlinde kooperatifler ile ilgili çıkartılan kanunun bölgesel kanun görümünde olsa da münhasıran kooperatif ve kooperatif üyelerini kapsayıcı mahiyette düzenlendiğinde esasen kişiye özgü kanun mahiyetinde bir durum oluşturduğunu, bu hususun açıkça anayasaya aykırı olduğunu, yine kanunlaştırılan geçici 11.maddede kooperatifçe tahakkuk ettirilen borcun ödenmesi ibaresi yer almış ise de gelişen ekonomik süreçler çerçevesinde kooperatifçe çıkartılan borçların piyasa gerçeklerinden uzaklaşması pratik olarak günümüzde yaşandığından bu düzenleme ile çıkartılan borcu ödeyen kooperatif üyelerinden kalan imalatı tamamlayacak oranda bir bedel tahsil edilmemesi durumunda kalan üyelerin bu parayı tamamlaması gibi bir sonuç doğacağı için kanun ile anayasaya aykırı olarak tam bir eşitsizlik durumu yaratılmış olduğunu, Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 2021/6310 Esas, 2022/185 Karar sayılı ilamının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, yine kooperatif ana sözleşmesinin 61. Ve 62.maddesinin mutlak butlan ile batıl olduğu Yargıtay tarafından kabul edilmiş, bu göre mutlak butlan ile batıl olduğu ortada olan ana sözleşme hükmüne göre kooperatifçe çıkarılan hesabın ne kooperatif tüzel kişisinin ne de henüz evi teslim edilmemiş olan üyeleri bağlamayacağı sabit iken geçici 11.madde de kooperatifçe çıkarılan borçtan bahsedilip bu bedelin ödenmesi ile borçtan kurtulabileceğine dair öngörülen şart yasa yapma sistematiğine aykırı olduğunu, Geçici 11.madde ile kesinleşmiş mahkeme kararlarına dahi müdahalede bulunarak kanunların geriye yürümezliği ilkesi ihlal edildiğini, zira yasa metninde kesinleşen mahkeme ilamları karşısında borçlu olunmadığının tespitine dair dava yetkisi oluşturulmuş olduğunu, HMK da yargılamanın yenilenmesi kurumu sıkı şekil şartları ile düzenlenmiş olup bu kanuni düzenleme ile kanunlar arasında çelişki yaratılmış, sadece Kayseri bölgesindeki kooperatifler için kooperatif üyelerine yeni bir kanuni düzenleme yapılması ile yargılama yenilenmesi davası ile alınabilecek sonucu kanuni bir düzenleme ile alınması ihtimali oluşturulmuş olduğunu, Bu ise Anayasanın 2.maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin ihlalini doğurmuş olduğunu, kesinleşmiş mahkeme kararları ile alacak elde eden kooperatiflerin bu paraları iade edilmesi konusuna yol açacak şekilde yapılan düzenleme yine hukuk devletinde olması gereken hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu, Mahkemece aksi kanaat oluşsa dahi meskur davanın açılmasında davalı kooperatifin kusuru olmayıp devletin kusuru ile iş bu dava ikame edildiğinden davalı kooperatifin talep edilen masraf ve vekalet ücreti taleplerinden ve kötüniyet tazminatından herhangi bir sorumluluğu olmadığını belirterek, Davanın reddine karar verilmesini, 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11.maddesinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle iş bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, Davacının 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddesi gereğince davalı kooperatife borcu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
…Kooperatifine, Kayseri Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne, yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
HMK 103/3 maddesine göre ” Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.”
HMK’nun 104 maddesinde ” Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.
” denildiği görülmekle işlemden kaldırılan dosyalara ait işlemlerin adli tatilde de yapılacağı anlaşılmakla iş bu dosyada 11/09/2023 tarihi itibari ile açılmamış sayılması kararı verileceği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın 31/05/2023 tarihinde işlemden kaldırıldığı, üç aylık yasal süre içinde dosyanın yenilenmediği anlaşıldığından, HMK’nun 150/5. Maddesi uyarınca 11/09/2023 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın HMK’nın 150/5. maddesi uyarınca 11/09/2023 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 512,33 TL peşin harçtan mahsubu ile 242,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisi bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 7/1 maddesi uyarınca 4.600,00 TLvekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.11/09/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır