Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1308 E. 2023/755 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :…
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının … Kent Konut Yapı Kooperatifine üyeliği sonucunda, kooperatif tarafından yapılan kıymet takdiri ile kesin maliyet bedelinin tamamını ödemesi ile Kayseri İli … no.lu taşınmazın mülkiyetini devralmış olduğunu, Kooperatif tarafından davacıya borcu bulunmadığına dair bir yazı ile birlikte taşınmaz mülkiyetinin adına tesis edildiğine ilişkin tapu senedi elden teslim edilmiş olduğunu, davacının kooperatif ana sözleşmesinin (20) inci maddesine göre kooperatifin borçlarına karşı sadece taahhüt ettiği pay tutarı kadar sorumlu olduğunu, bahse konu taahhüdü oluşturan kesin maliyet bedelinin ödendiği kooperatif tarafından da kabul edildiğinden taşınmaz mülkiyeti ferdileştirme işlemi ile davacıya devredildiğini, davacının bu devirden çok daha sonra taşınmaz üzerinde asıl borçlu kooperatif lehine ipotek tesis edildiğini öğrenmiş ve borcun alacaklı bankaya ödenmiş olması nedeniyle de kooperatif tarafından ipoteklerin ivedilikle fekki talebini içerir bir yazının alacaklı … A.Ş.’ye gönderildiği bilgisini almış olduğunu, davacının taşınmazının bulunduğu etap tamamlanarak üyelere taşınmazları teslim edilmiş ve davacının Kooperatif’e hiçbir borcunun kalmadığı hususu taraflarca kabul edilmişken, o dönemki Kooperatif yönetimi tarafından geçmişe dönük kesin maliyet bedelinin yeniden hesaplandığı iddiasıyla ek maliyet bedeli adı altında yeniden üyeleri borçlandırma çabasına girilmiş olduğunu, bu doğrultuda davacıya toplam borç miktarının 49.642,49 TL olduğu iddiasıyla yazı gönderilmiş olduğunu, bu yazının ardından müflis Kooperatif tarafından davacı hakkında Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında (4) aylık borç taksidinin ödenmediği iddiasıyla anapara 8.273,76 TL ve faiz 228,49 TL olmak üzere toplam 8.502,25 TL tutarında icra takibine geçilmiş ve takip kesinleşmiş olduğunu, davacı hakkında bakiye 22.227,04 TL anapara ve 2.129,52 TL faiz olmak üzere toplam 24.356,56 TL alacak iddiasıyla Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında icra takibine geçilmiş; bu takip de kesinleşmiş olduğunu, Kooperatif tarafından davacı hakkındaki takipler devam ederken ve alacak iddiasının 19.141,69 TL tutarındaki kısmına ilişkin icra takibine geçilmeden önce Kayseri (1) inci Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında 20.12.2021 tarihinde Kooperatifin iflasına karar verilmiş olduğunu, İflas kararının ardından Kayseri Genel İcra Dairesi … sayılı iflas dosyasında Kooperatifin iflası açılmış ve iflas kesinleşmiştir. Dosyada yapılan ikinci alacaklılar toplantısının ardından, müflis Kooperatifin alacakları olduğundan bahisle iflas idaresine tüm icra dosyaları ve davaları takip yetkisi verilmiş olduğunu, bunun üzerine, taraflarınca Kayseri Arabuluculuk Bürosu’nun … Büro Dosya Numaralı ve …. Arabuluculuk Numaralı dosyasında Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Başvurusu yapılmış; başvurumuz 05.12.2022 tarihinde anlaşamama ile sonuçlanmış olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Geçici 11. maddesine Kayseri İline özgü olarak kooperatif üyelerinin kesin maliyet bedellerini ödeyerek, etabı tamamlanan projelerde taşınmazların ferdileştirilmesinin ardından yaratılmaya çalışılan borçlara karşı menfi tespit davası açılması imkanı ve bu dava için 15.06.2022 yayım tarihinden itibaren (6) aylık süre verildiğinden, Mahkemeniz huzurunda menfi tespit davası açma gereği doğduğunu, davacı hakkındaki toplam 52.000,50 TL tutarındaki alacak iddiasının 19.141,69 TL’lik takibe geçilmemiş kısmı ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında takibe geçilen anapara 8.273,76 TL ve faiz 228,49 TL ve Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında icra takibine geçilen 22.227,04 TL anapara ve 2.129,52 TL faiz talebine ilişkin tutar için açılmış olduğunu, davacının kooperatife hiçbir borcu kalmamasına ve tapusu ferdileştirilerek davacı adına tescil edilmesine rağmen, kesin maliyet bedeli inkar edilerek sonradan yeniden maliyet hesaplanması nedeniyle davacının müflise borçlu olmadığını, Müflis Kooperatifin iflasından önce davacıya gönderilen süreli yazı ile kesin/ek maliyet bedeli taksitleri alacak iddiası ileri sürülerek borç tahakkuk ettirildiği bildirilmiş olduğunu, bahse konu yazıda belirtilen kesin maliyet bedelleri daha önce usulüne uygun şekilde hesaplanmak suretiyle davacıya tebliğ edilmiş ve talep edilen kesin maliyet bedelleri toplu ödemeleri davacı tarafından gerçekleştirilerek, uhdesine düşen bağımsız bölümün mülkiyeti ferdileştirme işlemiyle Tapu Sicil Müdürlüğü’nde davacının üzerine geçirilmiş olduğunu, bu nedenle öncelikle hukuka aykırı şekilde yeniden yapılan hesaplamaya, mükerrer tahsilat talebine ve tahakkuk ettirilen borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, ayrıca Kooperatif tarafından davacı uhdesinde kalan bağımsız bölüm, Alacaklının Tapu Sicil Müdürlüğü nezdinde vekâletname ile tek taraflı işlemi sonucu davacının adına kaydedilirken, bağımsız bölümün tapu kütüğünde bulunan banka ipoteği gizlenmiş ve taşınmaz hukuken ayıplı şekilde ipotek yüküyle davacı adına kaydedilmiş, yani ferdileştirme işlemiyle davacının Kooperatif ile ilişkisi kesilerek ipotek alacaklısı Banka ile muhatap olması sağlanmış olduğunu, taraflarınac ipoteklerin varlığı … A.Ş.’nin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı İstanbul (10) uncu İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasından gönderilen icra emri ile öğrenilmiş, bahse konu takip ile davacının taşınmazının satışı tehlikesi doğduğundan, yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatifin davacıdan talepte bulunmasının da mümkün olmadığını, kaldı ki, taşınmaz üzerindeki ipotek, Kooperatifin davacı veya diğer üyeler yararına işlemleri için alınan bir krediden doğmuş da olmadığını, İpotek akit tablosunda, “… Yapı Kooperatifi lehine asaleten veya gerekse de kefaleten açılmış veya açılacak her nev’i kredilerden veya sair nedenlerden doğmuş veya doğacak borçların…” ifadesiyle, ipoteğin henüz doğmamış ve ileride doğacak borçlar ile Kooperatifin kefil olduğu borçlar yahut işleyecek cari hesap ilişkisi için kurulan üst limit ipoteği olduğu ikrar edilmekte olduğunu, yani Kooperatif tarafından amacı dışında işlem yapılmak suretiyle davacı adına ferdileştirme işlemi ile devredilen taşınmaz devirden hemen önce borçlanma teminatı olarak kullanılmış, aynı şekilde davacıya ait taşınmazın etabı tamamlandıktan sonra, başka projeler için borçlanmak suretiyle ek maliyet yaratılmaya çalışılmış olduğunu, dolayısıyla Kooperatif tarafından davacıya karşı başlatılan işbu yazıya konu borç hukuka aykırı şekilde yaratıldığı gibi, bu zamana kadar ödediği aidatlar ve daha önce kooperatif tarafından hesaplanarak davacıya ödetilen kesin maliyet bedeli karşılığı elde edilen taşınmaz üzerine yetkisiz şekilde ipotek kurulduğundan davacı kooperatiften alacaklı durumda olduğunu, bu hususta dava açma ve takip başlatma haklarımız saklı olduğunu, Kooperatif Kanunu’nun Geçici (11) inci maddesine eklenen hükmün dikkate alınması gerektiğini, söz konusu madde ile Kayseri İli sınırları içinde müflis Kooperatif gibi üyelerini sonradan borçlu hale getirmeye çalışan Kooperatiflere engel olunmuş olduğunu, Kooperatif tarafından, davacıya ait taşınmazın bulunduğu etap tamamlanarak, tüm taşınmazlar üyelere teslim edildikten sonra, yeni etaplar için borç yaratma çabasına girilmiş olduğunu, Kooperatif tarafından tamamlanan bu etapta evi bulunan 200’e yakın üye hakkında herhangi bir kesin maliyet bedeli hesaplanmamış; daha önce bu üyeler davacıyla aynı kesin maliyet bedelini ödemesi sonucu üyelikten çıkarılmış ve taşınmazlarını her türlü yükten arî şekilde elde etmiş olduklarını, bu üyelerin taşınmazları üzerinde ferdileştirme işlemi öncesi veya esnasında hiçbir ipotek tesis edilmemiş veya birçok kooperatif arsası ve üye taşınmazları toplu ipotek haciz kurallarına aykırı şekilde Banka tarafından takibe konu edilmeden davacının tüm borçtan sorumlu tutulmaya çalışıldığını, davacı tarafından kesin maliyet bedelinin ödendiği veya ayıplı taşınmaz teslimiyle davacının ikinci kez borçlu kılınmaya çalışıldığı yönündeki iddiaları saklı kalmak kaydıyla, eşitlik ilkesine aykırı şekilde yaratılan ek maliyet bedelinden davacıyla ile birlikte birkaç üye sorumlu tutulmaya çalışılarak davacının ağır yük altına sokulmuş olduğunu, Kooperatiflerin borçlandırmaya çalıştığı üyeleri ile ilgili verilen Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında, Yasa hükmünün uygulanması gerektiği hüküm altına alınmakta olduğunu, belirtilen ilamların dikkate alınması gerektiğini belirterek, davacının … Kent Konut Yapı Kooperatifine 52.000,50 TL tutarında aidat, kesin veya ek maliyet bedeli yahut faizi adı altında hiçbir borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının talepleri haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırılık teşkil ettiğinden davanın reddine ilişkin itirazları olduğunu, yalnızca Kayseri iline özgü düzenlenmiş kanun hükmü hukuka aykırı olup mahkemece somut norm denetimi itiraz yolunun uygulanması gerekmekte olduğunu, dava konusu kanun maddesi yalnızca kayseri ilinde bulunan kooperatifleri kapsayacak şekilde çıkarılmış olduğunu, yani aynı durum ve şartlarda bulunan başka şehirdeki kooperatif üyesi maliyetlerden sorumlu iken yalnızca Kayseri ilinde bulunan kooperatif üyesi yönetim gideri dışındaki başkaca maliyetten sorumlu tutulamayacağını, İşbu kanun Anayasanın 10. Maddesinde belirtilen “yasa önünde eşitlik ilkesi” ne açıkça aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10. Maddesi ile aynı hukuksal durumda bulunanlara aynı kanunun uygulanması gerektiği hukuksal eşitlik ilkesi ile temin altına alınmış olduğunu, eşitlik ilkesinin temin altına aldığı hal, aynı durumda bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere yasa karşısında ayrım yapılmasına, topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesinin önüne geçirmektedir. “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” şeklindeki ifade, mutlak eşitlik anlayışının yansımaları olduğunu, aynı durumda olan herkes için eşit yasa çıkarmak, yasa koyucunun adaletini göstereceğini, Yine, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 7.maddesinde “Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir.” şeklinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundalığı açıklandığını, Hukuka aykırılığı bariz olan işbu kanun maddesinin uygulanması mümkün olmadığını, İşbu kanunun uygulanması ile hukukun üstünlüğü çiğnenmiş ve hukuk hezimeti meydana gelmiş olacak olduğunu, İlgili kanun maddesi hakkında somut norm denetimi yoluna başvurulması gerekmekte olduğunu, açıkça Anayasa’ya aykırı olan Kooperatif Kanunu Geçici 11.madde hükmünün somut norm denetimi itiraz yoluna konu edilmesi için gerekli tüm koşulların mevcut olduğunu, Anayasaya aykırılığı bariz olan, farklı şehirlere farklı kanun uygulanması ile eşitlik ilkesinin alenen aykırılığına sebebiyet veren işbu kanun hükmünün uygulanması kabul edilemeyeceğini, Müflis Kooperatif, etaplar halinde yapılmamış olup ilgili kanun maddesi Sınırlı Sorumlu …. Yapı Kooperatifi hakkında uygulanamayacak olduğunu, Kayseri iline özgü çıkarılmış olan bu kanunda açıkça hangi koşullar altında uygulanabilir olduğu belirtilmiş olduğunu, öncelikle, inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şartı bulunmakta olduğunu, Kooperatiflerin ana sözleşmesi, kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasındaki özel hukuk sözleşmesi olduğunu, Kooperatif Ana sözleşmesine göre; ” Konutların etaplar halinde yapılarak ortaklara dağıtılması ancak Bakanlıkça belirlenen usule uygun ana sözleşme değişikliği yapılması halinde mümkündür. ” Müflis Kooperatifin yapılaşması etap olarak değil, ana sözleşme ve kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu, Etap uygulaması yapılması, ana sözleşmede açıkça değişiklik yapılarak düzenlenmesi ve bu düzenlemenin ilgili Bakanlık onayı alması ile yapılabilecek bir uygulaması gerektiğini, Müflis kooperatifin ana sözleşmesinde böyle bir hüküm bulunmadığı gibi etap uygulamasına ilişkin herhangi bir değişiklik de yapılmamış olduğunu, Müflis kooperatif inşaatlarının çoğunluğu teslim edilmiş fakat maddi imkanların kısıtlığı, teknik ve fen bakımından zorunluluk sebebiyle tüm inşaatların birlikte yapılması mümkün olmamış, para oldukça yıllara yayılarak yapılmış olduğunu, Etap uygulaması 1163 sayılı kanun 23. Maddesi ” Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşit olduklarını, ” gereğince esas olarak bakıldığında “eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmekte olduğunu,” Etap uygulamasında kooperatif üyeleri en baştan belirlenen etaplara bağlı olarak kooperatif ortaklığına girmekte ve her bir üyenin sadece tabi olduğu etaptan kura çekme imkânı bulunmakta olduğunu, hatta etapların ödeme planı, daire nitelikleri, yapıldıkları bölge dahi farklı olabilmekte olduğunu, Müflis kooperatifte ilk kez çıkarılan kesin hesap maliyeti, tüm üyelere ayrım yapılmaksızın, özel bir gruba özgülenmeksizin çıkarılmış olduğunu, Müflis kooperatifte eşitlik ilkesine riayet edilmiş , etap uygulaması hiçbir zaman gündemde dahi olmadığını, Etap uygulamasıyla meydana gelen farklılıklar kanunla temin altına alınan eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğinden etap uygulaması yalnızca ana sözleşmede bulunan özel hükümle veya Bakanlık onayı ile yapılacak ana sözleşme değişikliği yapılması halinde uygulanabilir olacağını, Kooperatif tarafından yapılan inşaatların yıllara yayılarak yapılması etap uygulaması anlamına gelmemekte olduğunu, ayrıca, her ne kadar Kayseri iline özel çıkarılan Geçici kanunun mağduriyetlerin giderilmesi adına çıkarıldığı belirtilse de asıl mağdur kooperatif üyeleri halen taşınmaz tapularını alamamış olan ortakları olduğunu, Müflis kooperatifte maddi imkanların kısıtlığı sebebiyle yaklaşık 40 üye parasını ödediği halde tapusunu alamamış, 30 kadar üyenin de taşınmazı inşa edilemeden iflas söz konusu olmuş olduğunu, Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamak olup maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşik Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş olduğunu, Kooperatifte evini teslim almayan üyeler ile davacı gibi evini teslim alan üyelerin arasında eşitsizlik doğduğu ve bu durumun kooperatifte üyeler arası eşitlik ilkesini ihlal ettiği açık olduğunu, zira tapusunu alamayan kooperatif üyelerinin inşaatları ancak bu şekilde tamamlanıp teslim edilebilecek olduğunu, tüm iddia, talep ve dava açılış tarihine karşı zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları olduğunu, Anayasa aykırılığı açıkça ortada olan Kooperatif Kanunu Geçici 11.madde hükmü hakkında somut norm denetimi itiraz yoluna başvurulmasını, Anayasa Mahkemesi kararı gelene kadar bekletici mesele yapılmasını, müflis kooperatifte etap uygulaması olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, davalı kooperatif tarafından alınan genel kurul kararı uyarınca doğan borç nedeniyle davacı kooperatif üyesi hakkında başlatılan icra takibi kapsamında borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Kayseri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden davalı kooperatifin genel kurul tutanakları ve ana sözleşmesi istenmiş, Kayseri Genel İcra Dairesinin … İflas dosyasından davacının kooperatif üye işlem dosyası istenmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ile 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile “24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline” karar vermiştir.
Davanın dayanağı olan Kooperatifler Kanunu’nun geçici 11. maddesinin iptaline karar verildiğinden, eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331.maddesinde;” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder.”hükmü mevcuttur.
Davanın dayanağı olan Kooperatifler Kanunu’nun geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle davanın konusuz kalmasında davanın her iki tarafına da kusur izafe edilebilecek bir durum söz konusu olamayacağından gerçekleşmişse her iki tarafa da kusur izafe edecek bir durum söz konusu olamayacağından Anayasa’nın 138. maddesinde belirtilen ana ilke ve TMK’nın 4. Maddesi gözetilerek her bir tarafın yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakmasına ve tarafların leh ve aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 269,85-TL ilam harcının, dava açılışı sırasında tahsil edilen 888,04 TL peşin harçtan mahsubuna, artan 618,19 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
3-HMK’nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-TMK’nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/09/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır