Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1302 E. 2023/969 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı Kooperatif üyesi iken davalı kooperatifin inşa ettiği Melikgazi ilçesi … Mahallesi 6074 ada 5 nolu parsel a blok 19 nolu bağımsız bölümde tapuya kayıtlı taşınmazın tapusunu 2009 yılında almış olup kooperatife karşı olan bütün borçlarını ödediğinden kooperatif üyeliği sona ermiş durumda olduğun ancak davacının kooperatife ilişkin borçları sona ermiş olmasına rağmen davacının sürekli bir kesin maliyet borcu tehdidi altında bulunmakta olduğunu, davacının kooperatif üyeliği sona ermiş olmasına rağmen davalı kooperatifin davacı aleyhine açtığı ve Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası kapsamında görülen dava neticesinde davacının davalı kooperatiften Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında olan 90.966,32 TL alacağının mahsubu sonrası 92.816,88 TL’nin davalı kooperatife ödenmesine karar verilmiş olup hükmedilen meblağ davacı tarafından davalı kooperatife ödenmesi ile davacının davalı kooperatife herhangi bir borcu kalmadığını ayrıca davacının %10 kooperatiften çıkış payını da ödemiş bulunmakta olduğunu, Resmi Gazetenin 15.06.2022 tarihli … yevmiye numaralı sayısı ile ilan edilen ve yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen Geçici 11. Maddenin dikkate alınması gerektiğini, davalı kooperatif de etaplar halinde konutlarını yapıp kesin maliyet bedeli çıkarıp üyelerine tebliğ etmiş ve kesin maliyet bedelini ödeyen üyelere ise tapu devri yapılmış olup davacının da yukarıda açıklandığı şekilde 2009 yılında tapusunu devralmış durumda olduğunu, bunun yanında yukarıda açıklandığı şekilde Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası kapsamında 92.816,88 TL kesin maliyet bedelini de davalıya ödemiş olup herhangi bir borcu kalmadığını, bu sebeple davacının davalı kooperatife 1163 sayılı yasa geçici 11. Madde kapsamında kesin maliyet ve aidat alacağından kaynaklı borcunun bulunmadığının tespitini talep etmek gerektiğini, menfi tespit davasının arabuluculuk şartına bağlı olmadığını, bu kapsamda Yargıtay 19. HD., E. 2020/85 K. 2020/454 sayılı ilamının dikkate alınması gerektiğini belirterek, menfi tespit talebinin kabulü ile davacının davalı kooperatife 1163 sayılı yasa geçici 11. Madde kapsamında kesin maliyet ve aidat alacağından kaynaklı borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebinin anlaşılamadığını, Dava şartı harca esas değer belirtilmediğini, görülmekte olan dava menfi tespit davası olduğu anlaşılmakla, borçtan kurtulmaya çalışan davacının borçtan kurtulmaya çalıştığı miktar belirli olması gerekirken davacının harca esas değeri tam olarak bildirmemesi, kurtulmak istediği bir borç olmadığı anlamına geldiğinden dava şartı eksikliği doğacak olduğunu, bilineceği üzere, borçtan kurtulmak isteyen tarafın fazlaya ilişkin hak saklı tutma imkanı olmadığını, yani söz konusu dava kısmi dava olarak açılamayacağından davanın reddi gerekmekte olduğunu, bununla birlikte davacı taraf, kendisine mahkemece takdir edilen bedeli ödediğini bahsettiğinden, söz konusu davanın istirdat davası olarak açılması gerekirken menfi tespit davası olarak açılması da mümkün olmayacağını, her ne kadar davacı, anasözleşmeye dayanarak üyelikten ayrıldığını beyan etse de belirtmek gerekir ki taraflarınca davacı ile beraber 190 üyeye emsal nitelikli kesin maliyet talep ve tahsili talepli davalar açılmış, Yargıtay, sayısız ilamında (Örneğin, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6290E. 2022/521K. Sayılı ilamı -Ek-1-) “Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.” hükmüne yer verilmiş, yine aynı kararda, üyelerin kooperatiften kazanımının iade edilmeden istifalarına ilişkin beyanlarının mümkün olmadığı da hükme bağlanmış olduğunu, yine aynı kararda “Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir.” hükmüne yer verildiğini, dolayısıyla davacının kooperatif ortaklığının sonlandığına dair tüm iddia ve beyanların kabulü mümkün olmayacağını, her ne kadar davalı tarafından açılan kesin maliyet davalarının erken dava gerekçesiyle bozulup aleyhimize sonuçlandığını beyan etse de söz konusu dava, davalının bu paraya hak kazanmadığı için yahut davacı üye olmadığı için değil inşaatlar tamamlanmadan açıldığı için bozulmuş olduğunu, yukarıda bahsi geçen Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6290E. 2022/521K. Sayılı ilamında “İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.” hükmüne yer verildiğini, bu sebeple davalı kooperatifin her sene yapılan genel kurul kararlarıyla belirlenen aidat ödemeleri, ara ödeme ödemeleri ve kira ödemeleri davacı tarafından ödenmemiş olup davacının davalı kooperatife halen borcu bulunmakta olduğunu, Mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesiyle davacının ödemesi lazım gelen kira, aidat, ara ödeme gibi alacak kalemleri hesaplanmalı ve davacının ödediği tutardan çıkartıldığında bakiye borç tutarı kaldığı görülecek olduğunu, eldeki dava, kooperatifler kanununa eklenen geçici madde 11’in son cümlesi gereği 6 ay içinde açılması gereken bir dava olduğunu, söz konusu kanun maddesi, anayasanın tüm ilkelerine, kooperatifler kanununa ve sair mevzuata açıkça aykırı olduğunu, Davanın dayanağı kanun maddesi Anayasanın 3. Maddesine aykırı olduğunu, ilgili Kanun Maddesi Kanunun geriye yürümezlik ilkesine aykırı olduğunu, ilgili Kanun Maddesi Anayasanın 2, 5 ve 138. Maddelerine aykırı olduğunu, tüm bu hususlar birlikte dikkate alındığında; Kayseri iline özel çıkartılarak, anayasanın üniter devlet yapısına aykırılık oluşturan, kesinleşen yargı kararlarından kaynaklanan kesinleşen icra takiplerinin durdurulmasına hükmeden, bu şekilde anayasanın 138. Maddesine aykırı olan, geçmişten bugüne üyelerin tüm borcunun silinmesine hükmedilerek kanunun geriye yürümezliği ilkesine ve hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkesine aykırı olan, davalı kooperatifin en tabi hakkı olan temlik hakkının kullanılmasını engelleyen kanun maddesinin yerel mahkemece hükme esas alındığından ve anayasaya aykırılığı sebebiyle anayasa mahkemesine somut norm denetimine başvurulması gerekmekte olduğunu belirterek, davaya dayanak teşkil eden kanun maddesinin anayasaya aykırılığı sabit olduğundan mahkemece somut norm denetimi yoluna başvurulmasına, şayet başkaca bir dosyada başvurulduysa bu mahkemenin başvurusunun bekletici mesele yapılmasına, nihayetinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddesi maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Kayseri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği il Müdürlüğü’ne, Kayseri Genel İcra Dairesi’ne, …’ne, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkereler yazılmıştır.
Anayasa Mahkemesi 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamında; “24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline” karar vermiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331.maddesinde;” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30.maddesinde;” Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” denilmektedir.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı)
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin … K sayılı ilamında “… davacının işbu menfi tespit davasının dayanağı olan 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile ve işbu davanın açılmasından sonra, dava devam ederken iptali nedeni ile ve tarafların haklılık durumu gözetilerek davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” denildiği görülmüş olmakla ilgili ilam ve yukardaki yasal düzenlemelerde dikkate alınarak takdiren taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve davacı tarafça yapılan yargılama giderleri üzerinde bırakılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Madde gereğince davacının davalıya borçlu olmadığı belirtilerek dava açılmış ise de, yargılama devam ederken davanın dayanağı olan söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilmiş olması ile yukarda açıklandığı üzere davanın konusuz kaldığı görülmüş, bu durumda esas hakkında karar verilemeyecek olması nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın dava başında davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 189,15‬‬ TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-HMK’nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-TMK’nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.01/11/2023

Katip …
(e imzalıdır)

Hakim …
(e imzalıdır)