Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1293 E. 2023/837 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -TCN O:… …
VEKİLİ : Av. … – [
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının T.C. Kayseri 1. Noterliği’nin … yevmiye nolu kooperatif hisse devir sözleşmesi ile dava dışı …’den kooperatif hissesini devraldığını, gerek hissesini devreden … gerekse de kooperatif üyeliğini devralan davacı kooperatife kesin maliyet bedelini ödemiş, davalı kooperatif tarafından davacıya … numaralı dairenin isabet etmiş olduğunu, davacıya gönderilen kesin maliyet bedeli davacı tarafından ödenmesine binaen davacının 21/07/2010 tarihinde tapusunu aldığını, davacının yapmış olduğu ödemeleri gösterir 10/05/2010 tarihli hesap dökümü ve davacının kullanmış olduğu 09/07/2010 tarihli banka kredisine ilişkin hesap dökümü de bu hususu doğrulamakta olduğunu, hal böyle olmasına rağmen davalı tarafından davacıya ekte de görüleceği üzere 2021 yeniden borç çıkarılmış olup davacının icra tehdidi altında bırakılmış olduğunu, bu husus tanık beyanları ile de ayrıca ispatlanacağını, Resmi Gazetenin 15.06.2022 tarihli 31867 yevmiye numaralı sayısı ile ilan edilen ve yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Madde ile “…inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, terkin edilmemiş olması, yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması, kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması şartlarının birlikte sağlanmış olması — halinde konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.” şeklinde düzenleme yapılmış olduğunu, davalı kooperatif de etaplar halinde konutlarını yapıp kesin maliyet bedeli çıkarıp üyelerine tebliğ etmiş ve kesin maliyet bedelini ödeyen üyelere ise tapu devri yapılmış olup bu sebeple yasa kapsamında davacının davalı kooperatife 1163 sayılı yasa geçici 11. Madde kapsamında yönetim gideri dışında borcunun bulunmadığının tespitini talep etmek gerekmiş olduğunu belirterek, menfi tespit talebinin kabulü ile davacının davalı kooperatife 1163 sayılı yasa geçici 11. Madde kapsamında yönetim giderleri hariç herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK m. 114/1-h dava ikamesinde hukuki yararın varlığını aramakta olduğunu, davalı kooperatifte süre gelen usulsüzlükler bir kısım şikayetler yapılmış olup bu şikayetler neticesinde Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığından inceleme amaçlı müfettiş gönderilmiş olduğunu, yapılan müfettiş incelemesi sonucunda davalı kooperatifin YK ve DK üyeleri bakanlıkça tedbiren görevden el çektirildiğini, bu sırada kooperatif ortaklarının %10 ortakları olağanüstü genel kurul çağrısı ile kooperatife kayyım atanmasını talep etmiş, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile mahkemece kooperatifin GK unu yapmak üzere kayyım görevlendirilmiş ve daha sonra 2022 Eylül ayında yapılan GK toplantısı ile yeni yönetim seçilmiş olduğunu, seçilen yeni yönetime eski kooperatif yöneticileri tarafından hiç bir evrak teslim edilmediğini, bu nedenle davalı kooperatifçe davacı yana ait hiç bir evrak sunulamamakta olduğunu, yeni yönetim seçildikten sonra ilk iş olarak eski yönetimin usulsüz olarak çıkarmış olduğu maliyet hesaplarını geri çekmiş ve Kayseri Ticaret Mahkemelerinde devam eden maliyet kaynaklı davalardan feragat ettiğini, hali hazırda davalı kooperatif üyelerden sadece kooperatifin yönetim giderini talep etmekte olduğunu, hal böyle iken davacının kendisine yönelik borçlandırıcı bir işlem tesis edilmeden açmış olduğu menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddi gerekmekte olduğunu, 7410 sayılı Çevre Kanunun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. Madde ile yeni bir düzenleme yapılmış olduğunu, bu düzenleme ile Kooperatif Kanunun temeli olan eşitlik ilkesi yok sayılmış ve kooperatiflerin tüm finansal düzeni bozulmuş olup dairesini teslim alamayan kooperatif ortakları ise dairelerini alamayacak duruma gelmiş olduğunu, Kanun koyucu yapmış olduğu bu düzenleme birçok kişi ciddi anlamda mağdur edilmiş ve özel hukuk normlarının geçmişe etkili olmama ilkesi yok sayılmış olduğunu, Madde yazımında 4 unsuru birlikte taşıyan kooperatif üyelerinin genel yönetim giderleri hariç akçeli hükümlerden sorumlu olmayacağını emretmiş olduğunu, bu şartların; İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, Terkin edilmemiş olması, Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması olarak belirlendiğini, davalı kooperatifin bu şartlardan ikisine uymadığını, bunlardan birincisi etap halinde inşaat yapılmamış olup tüm inşaatlar tek etaptan ibaret olduğunu, ilgili madde kanun yapım tekniğine aykırı olup, özel hukuk alanında değiştirilen kanunların geçmişe etkili olmayacağı yönündeki evrensel hukuk kuralına muhalefet etmekle birlikte üniter devlet yapımıza aykırı fedaratif bir devletmiş gibi bir coğrafyaya -Kayseri iline- özgü yapılması nedeni ile açıkça Anayasamıza aykırı olduğunu, Kanun koyucu iş bu madde ile yapılan değişik ile dairelerini alamayan ve istifa ederek çıkma payı alacağını tahsil etmeyi bekleyen bir çok kooperatif mağdurunu mağduriyetini çözümsüz hale getirmiş olduğunu, uygulamada kooperatifçe yapılan inşaatlar kat irtifak tapusunu geçtikten sonra üyelere tapu devri yapılmakta inşaatın bitip bitmediğine bakılmadığını, Kat irtifak tapusunun devredilmesi için inşaata başlanması dahi yeterli olduğunu, aynı miktarda ödeme yapan iki üyenin biri dairesini teslim almışken diğer üyenin inşaatına henüz başlamamış dahi olabileceğini ve bu durumda dairesini teslim alamayan üye diğer üyelerin ödeme yapmaması nedeni ile onların eksik ödediği kadar kendisinin ödemesi gerekecek olduğunu, ne yazık ki kanun koyucu kooperatif pratiğini hiçe sayarak bir değişikliğe gitmiş ve bir kısım kooperatifleri çözümü imkansız mağduriyetlere gebe bıraktığını, ilgili maddenin son fıkrasında ise mahkemelerce verilen kesin hükümleri ortadan kaldırmaya yönelik bir başvurunun önünü açarak hukuki güvenlik ilkesi de ihlal edildiğini, hatta mahkeme kararına riayet etmeyerek ödemede direnen şahısları korumuş bu şahıslara menfi tespit davası açması için yetki ve süre vermiş ancak mahkeme kararına riayet ederek ödeme yapan vatandaşların ödemesinin istirdatı için bir yol göstermemiş olduğunu, ilgili maddenin burada izah edilemeyen bir çok açıdan Anayasaya aykırı olup davalı kooperatif yönünden uygulama alanı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, Davacının 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddesi gereğince davalı kooperatife borcu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ve Kayseri Genel İcra Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamında; “24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline” karar vermiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331.maddesinde;” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30.maddesinde;” Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” denilmektedir.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı)
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2023/981 E, 2023/987 K sayılı ilamında “… davacının işbu menfi tespit davasının dayanağı olan 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile ve işbu davanın açılmasından sonra, dava devam ederken iptali nedeni ile ve tarafların haklılık durumu gözetilerek davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” denildiği görülmüş olmakla ilgili ilam ve yukardaki yasal düzenlemelerde dikkate alınarak takdiren taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve davacı tarafça yapılan yargılama giderleri üzerinde bırakılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Madde gereğince davacının davalıya borçlu olmadığı belirtilerek dava açılmış ise de, yargılama devam ederken davanın dayanağı olan söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilmiş olması ile yukarda açıklandığı üzere davanın konusuz kaldığı görülmüş, bu durumda esas hakkında karar verilemeyecek olması nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın dava başında davacı tarafından yatırılan 170,78-TL harcından mahsubu ile eksik kalan 99,07‬-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-HMK’nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-TMK’nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/10/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza