Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1285 E. 2023/541 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
DAVALI :
İFLAS İDARE MEMURLARI :
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin davalı kooperatife üyelikten kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkiline isabet eden kesin maliyet bedeline ödediğini, davalı tarafından kendisine tahsis edilen taşınmazın tapusunu aldığını, yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. Madde ile düzenleme yapıldığını, davalı kooperatif de etaplar halinde konutlarını yapıp kesin maliyet bedeli çıkarıp üyelerine tebliğ ettiğini, kesin maliyet bedelini ödeyen üyelere ise tapu devri yaptığını, müvekkilinin de tapusunu almış olması nedeniyle hiçbir borcu bulunmadığından menfi tespit taleplerinin kabulü ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Sadece Kayseriye özgü çıkarılan bu kanunun Anayasanın 10. Maddesine aykırı olduğunu, kanunların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel kurallar içermesinin hukuk devleti olmanın bir gereği olduğunu, hukuk devletinde güven ve istikrarın korunabilmesi için kural olarak kanunların yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olaylara uygulandığını, 7410 sayılı kanun ile Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici madde 11 de yer alan düzenlemelerin hukuk normlarının öngörülebilir olması gerekliliğinden çok uzak olup hukuk devletine olan güven duygusunu zedeleyeceğini, somut norm denetimi yolu ile gelen dosya hakkında Anayasa Mahkemesi 775 sayılı Gecekondu Kanununa Gaziantep ili Şahinbey ilçesi sınırları için eklenen Geçici madde 10 hakkında Anayasının 2,13,35,36 maddelerine ve öngörülebilirlik ilkesine aykırı olduğu gerekçeleri ile iptal edildiğini, kanuni düzenlemenin iptal edileceğinin aşikar olduğunu, davacı tarafından ikmal edilen bu davanın temelinin 7410 sayılı kanun ile kooperatifler kanununa eklenen geçici madde 11 hükmü olduğunu, 7410 sayılı Kooperatifler kanununa eklenen geçici 11. Madde nin Ç bendinde genel giderler ve yönetim giderleri düzenleme ile getirilen kuraldan ayrı tutulduğunu, bu nedenle müflis kooperatifçe davacıdan genel giderlere katılım borcunu talep etmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, kooperatifin davacıdan talep ettiği katılım payı alacağı hukuka uygun olup davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının kooperatif üyeliğinin sona erdiğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığını, kooperatifin amacının üyelerin konut ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu, kooperatifin kuruluşundan bugüne kadar bu amacı karşılamak için çalıştığını, kura yolu ile de konutların sahiplerinin belirlendiğini, konut inşaasının devamında geçen süreç içerisinde artan maliyetler ve ağırlaşan ekonomik şartlar nedeni ile konutları erken teslim alan üyeler ile almayan üyeler arasında ekonomik bir dengesizlik oluştuğunu, kooperatifler kanununa göre genel giderler ve yönetim giderlerinden sorumluluğunun mevcut olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İcra dosyası, Genel Kurul Kararları, Üye İşlem dosyası, tapu kaydı, hazirun cetveli,
GEREKÇE: Dava, davacı kooperatif üyesinin davalı kooperatif aleyhine 7410 sayılı kanun ile değişik 1163 sayılı kooperatifler kanununa eklenen geçici 11. Maddesi kapsamında davalı kooperatif genel kurulu tarafından alınan karar gereğince davacı kooperatif üyesine kesin maliyet bedeli olarak çıkarılan borç tutarı yönünden borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) istemine ilişkindir.
Davacı tarafça kooperatif üyeliği dolayısıyla ana sözleşme ve genel kurul kararları gereği kesin maliyet bedeli ve şerefiye borçlarının fer’ileri ile birlikte tahsili istemiyle icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takiplerin durdurulduğunu, fakat daha sonra 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. madde çerçevesinde borçlandırmaların hükümsüz olduğunu, davalı kooperatife hiç bir borcu bulunmadığını ileri sürerek bu davayı açmıştır.
Davacı taraf bu davayı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 10/09/2022 tarih ve 7410 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddesine dayalı olarak açtığını ileri sürmüştür. Anılan yasal düzenleme şu şekildedir;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c) Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen
bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.”
Yasal düzenleme dikkate alındığında, davacı tarafın bu yasal düzenleme kapsamında menfi tespit davası açabilmesi için, hakkında başlatılmış olan icra takibinin durması üzerine davalı kooperatifin itirazın iptali davası açmış olması, bu davayı kazanmış olması, hükmün kesinleşmiş olması, yahut hüküm kesinleşmemiş olsa dahi verilen mahkeme hükmü ile birlikte icra takibinin kesinleşmesi halinde borçlu olmadığının tespitine ilişkin yasanın yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılacak bir dava olması gerektiği anlaşılmaktadır. Ancak davacı tarafından kesin maliyet bedeli ve buna benzer giderler dava tarihinden çok önce ödenmiş, taşınmaz davacıya devredilmiş olup; davalı kooperatifin davacı hakkında Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan icra takibinde, takip konusu alacağın genel giderlere katılım payı alacağı olduğu, icra takibinin davacı borçlunun borca itirazı neticesinde durdurulduğu, davalının iflası nedeniyle itirazın iptali davası açılmadığı gibi davacı hakkında yeni bir icra takibi de başlatılmadığı, davacı tarafın ve davalı tarafın dilekçesindeki anlatımlarından anlaşılmaktadır.
Davacının dava dilekçesindeki açıklamaları ile davalının cevap dilekçesindeki açıklamaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının bu davaya konu ettiği borç tutarının taraflar arasında çekişmeli olduğu, davalının davacı hakkında daha önce icra takibi başlattığı ve fakat davacı borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durduğu, davalının iflası nedeniyle itirazın iptali davası açılmadığı gibi davacı hakkında yeni bir icra takibi de başlatılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; Koop. K. geçici 11. maddede aranan şartları taşımayan, henüz mahkeme kararı yahut icra takibi kesinleşmemiş bir aşamada davacının ayrıca borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) isteminde bulunmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira, kooperatif tarafından üyeye yönelik başlatılan icra takibi durmuş ve itirazın iptali davası açılmış ise, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin geçici 11. maddedeki yasal düzenlemeyi resen nazara alması ve somut uyuşmazlığa uygulaması zorunludur. Öte yandan; mahkemenin vermiş olduğu karar henüz kesinleşmemiş ise, kanun yolları olan istinaf ve temyiz incelemesi sırasında, bu yasal değişiklik ve yeni yasal düzenleme çerçevesinde tarafların hukuki durumunun değerlendirilmesi maksadıyla hükmün bozulmasına karar verileceği ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderileceği açıktır. Dolayısıyla mahkeme kararı henüz kesinleşmemiş bir aşamada, davacı üyenin davalı kooperatif aleyhine geçici 11. madde kapsamında, dava açma zorunluluğu bulunmamakta, diğer bir deyişle davacının böyle bir aşamada korunmaya değer güncel bir hukuki menfaati bulunmamaktadır.
Öte yandan; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddedeki yasal düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih, 2022/126 Esas, 2023/29 Karar sayılı iptal kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 09/03/2023 gün ve 32127 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ise de; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve fakat Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararı ile iptal edilen yasal düzenleme çerçevesinde dahi açılan davanın, davacının dava açmakta hukuki yararın bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, diğer bir deyimle davacının anılan geçici 11. maddedeki yasal düzenleme iptal edilmemiş olsaydı dahi, bu davayı açmakta korunmaya değer güncel bir hukuki menfaati bulunmadığı anlaşılmakla; davacının davasını dayandırdığı yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin sonuca bir etkisi bulunmamakla, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle HMK M.114/1-h, 115/2 uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, lehe vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 1.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı 08/06/2023

Katip
¸E-imzalıdır

Hakim
¸E-imzalıdır