Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … -(T.C. …) …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı kooperatif ortaklarından ve aynı zamanda başkanı olan … ‘ın oğlu … ‘a isabet eden, tapusu mevcut Kayseri İli Kocasinan İlçesi … Mahallesi 4174 ada 4 Parsel 24 numaralı bağımsız bölümde bulunan apartman dairesini satın almış ve buna karşılık kooperatife 157.100,00 TL ödeyerek borcunu bitirmiş olduğunu, davacının 23.02.2012 tarihinde dairesini ve tapusunu teslim almış, borcunu ödeyerek bitirmiş ve kooperatifle ilişiği kesilmiş olduğunu, davacıya 05.12.2012 tarihli, borcu kalmadığına dair bir ibraname de verildiğini, ne var ki bugün hala hem davacıya maliyet hesabı çıkarılarak tebliğ edilmekte hem alacağın tahsil edileceğinden bahisle işlem yapılmakta olduğu söylenmekte hem de kooperatif üyeliğinden terkinine dair bilgi verilmemekte olduğunu, hususa ilişkin Kayseri Arabuluculuk Bürosunun … Büro … Arabuluculuk dosya numaralı arabuluculuk faaliyeti ile görüşülmüş; süreç anlaşmama olarak sonuçlanmış olduğunu, davacının, anılan borcunu ödeyerek tapusunu alması akabinde kooperatifle olan ilişiğinin kesileceği kooperatif yöneticileri tarafından ifade edildiğini, daire karşılığı toplam borç olan 157.100,00 TL davacı tarafından ödenmesi ve dairenin tapusu ile teslim alınması akabinde hangi hukuki mesnede dayanılarak gönderildiği anlaşılamayan şekilde 05.11.2015 tarihli bir yazı davacıya gönderilerek 12.214,87 TL kesin hesap borcu olduğu tebliğ edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından Kayseri 7. Noterliğinin … yevmiye numaralı 17.11.2015 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek; Evin borçsuz şekilde satın alındığı ve bu satışın kooperatifçe borçsuz olduğu telkinlerinde bulunularak yapıldığı; yanı sıra davacının yukarıda da anılan şekilde ibra edildiğini, davacının kooperatif üyesi olarak adlandırılmasına rağmen bu sözde üyeliğe karşın hiçbir genel kurula davet edilmediği ve hiçbir hazirun cetvelinde yer verilmediği, tüm şifahi taleplerinin cevapsız bırakıldığı; hatta 16.11.2015 tarihli dilekçe ile davacının Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne yaptığı yazılı başvuruya “…yaptığımız araştırma neticesinde; söz konusu kooperatifin en son yaptığı 13.06.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelinde isminize rastlanmamıştır.” şeklinde cevap verildiği, hususları fazladan alınan 5.000,00 TL ile hiçbir işlem yapılmadığı ifade edilmiş olduğunu, bunun üzerine kooperatifin yine sessiz kalarak sürece devam ettiğini, gelinen son aşamada ise davacıya “… Başkanlığı Ortaklara İsabet Eden Konutların Kesin Maliyet Hesabı” 24.09.2022 tarihinde tebellüğ olunmuş ve buna karşılık olarak Kayseri 13. Noterliğinin 29472 yevmiye numaralı 27.09.2022 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek; Tarafımızın çift cidarlı evrak ile 05.12.2012 tarihinde ibra edildiği, yanı sıra mesken ve çevre düzenlemesi adı altında fazladan tahsil edilen 5.000,00 TL karşılığında hiçbir şekilde çevre düzenlemesi yapılmadığı, üyelik ilişiği kesilmesi gerekirken kanun hilafına borç tahakkuk ettirilmeye çalışıldığı, herhalde de 1163 sayılı kanunun geçici 11. Maddesine göre hiçbir şekilde bu yollu bir tahsilata girişilemeyeceği hususları bildirilmiş olduğunu, davalı kooperatif buna da sessiz kalarak sürece devam ettiğini, akabinde Kayseri 13. Noterliğinin 27.09.2022 tarih ve 29473 yevmiye numaralı istifanamesi ile bir kere daha; Tüm şifahi taleplere rağmen; 05.12.2012 tarihinde verilen ibra evrakı ile kooperatifle davacının ilişiğinin kesilmesi gerekirken hala borç tahakkukuna girişilmesinin hukuka aykırılığı ifade edilerek üyelikten çıkarılma talebi tebliğ edilmiş olduğunu, davalının ise sessizliğini sürdürdüğünü, davacının ilk günden beri ne genel kurula davet edilmiş ne de katılımı sağlanmış olduğunu, 2021 yılında yapılan genel kurulda kesin hesap maliyeti çıkarılması üzerine karar alınmış; bunun üzerine 3 kişiden oluştuğu söylenen heyet elinden çıkan kooperatif kesin hesabı üyelere tebliğ edilmiş olduğunu, açıklandığı üzere davacının hem kooperatife borçlu olamayacağı hem de yasal olarak artık üye sıfatının bulunmamasına rağmen hala ilişiğinin kesilmemesinin herhangi bir hukuki dayanağı olamayacağını, bahsi geçen kredi kullanımı ve ödemeye ilişkin dekontlar ve tüm diğer safahatın dosyaya sunulduğunu, dosya kapsamı ve mevcut hukuki durum davacının borçlu olamayacağı yönünde olduğunu, buna göre; 1163 sayılı kanunun geçici 11. Maddesinin dikkate alınması gerektiğini, davacının hali hazırda zaten kendisine çıkarılan tüm borcu ödeyerek dairesini teslim aldığı; bu neviden kooperatif üyesi ve borçlusu olamayacağı, 03.04.2022 tarihli genel kurulda görüşülen kesin hesabın üye tam sayısının salt çoğunluğu toplantıya katılmamasına rağmen görüşüldüğünden alınan kararın yok hükmünde olduğu ve asla kooperatif yönetimine bu şekilde tahsil yetkisi de verilemeyeceği, davacıya verilen çift cidarlı evrak ile 05.12.2012 tarihinde ibra edildiği, ibraname gereği zaten borcunun kalmadığının net bir şekilde tasdik edildiğinin aşikâr olduğunu, böylece hem davacının borcunu tam ve eksiksiz ödediği hem 1163 sayılı kanunun geçici 11. maddesi gereği tebliğ edilen kesin hesap maliyetinin davacıdan tahsil edilemeyeceği hem de zaten kesin hesaba ilişkin genel kurulun da usûlsüz olduğu görülmekte olduğunu belirterek, davanın kabulü ile davacının davalı kooperatif nezdinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul ve yasaya aykırı davayı kabul etmedikleri, davanın Dava Şartı Yokluğu ve Davacının Hukuki Yararı bulunmadığından reddi gerekmekte olduğunu, 15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı T.C Resmi Gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen Geçici 11. Madde Hükümleri davacı yan tarafından yanlış yorumlanmak sureti ile iş bu dava açılmış olduğunu, davacının açtığı iş bu davada kesinleşmiş bir icra takibi, haciz, satış ve tahliyenin varlığı bulunmadığını, böylece davacı hakkında kesinleşmiş bir icra takibi, haciz, satış ve tahliye bulunmadığından davacının kanunda sayılan şartları bulunmayan konu hakkında dava açması hukuka aykırı olup davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının davalı kooperatife borcu bulunmakta olduğunu, 15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı T.C Resmi Gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen Geçici 11. Madde Hükümlerinin davacı için uygulanması mümkün olmadığını, Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 2021/6310 Esas, 2022/185 Karar sayılı ilamının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, Geçici 11.maddede kooperatifçe tahakkuk ettirilen borcun ödenmesi ibaresi yer almış olup davacı tarafın kooperatife ödemesi gereken borcunu ödemediği gibi gelişen ekonomik süreçler dikkate alındığında bu düzenleme ile çıkartılan borcu ödeyen kooperatif üyelerinden kalan imalatı tamamlayacak oranda bir bedel tahsil edilmemesi durumunda kalan üyelerin bu parayı tamamlaması gibi bir sonuç doğacaktır ki, bu durumda kanun ile anayasaya aykırı olarak tam bir eşitsizlik durumu yaratılmış olduğunu, konu ile ilgili gerek 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerinin bir bölümünü (özellikle ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı olması), gerekse T.B.K ve M.K hükümlerinin bir bölümünü yok sayarak çelişki yaratması ve üstelik geçmişe dair uygulanması hususları açısından Anayasaya aykırılı konusunda güçlü belirtilerin bulunması, uygulamadan doğacak, sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi için söz konusu Geçici 11. Madde hükümlerinin somut norm denetimi için Mahkemenizce Anayasaya Mahkemesine gönderilmesi gerekmekte olduğunu, bu hususta T.C Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında emsal karar verilmiş olduğunu, davalı kooperatifin unvanından anlaşılacağı üzere davalı kooperatif Konut Yapı Kooperatifi olup konut imalatlarını etap etap yapmamakta olduğunu, dolayısıyla davacı tarafından her ne kadar 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun Geçici 11. Maddesi gereğince dava açıldığı belirtilmiş ise de geçici 11.madde de sayılan şartları sağlamayan davacının açtığı davanın bu yönü ile reddi gerekmekte olduğunu, zira kanun maddesin de sayılan şartların birlikte sağlanması halinde davanın açılabileceğini açıklıkla belirtilmiş olduğunu belirterek, öncelikle davanın dava şartı ve hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine, usul ve yasaya aykırı davanın kanun hükümlerine uymadığının tespiti ile davanın esastan reddine, Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda somut norm denetimi için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, Anayasaya aykırılığı hususunda güçlü belirtilerin bulunduğu 6 aylık süre içerisinde açılan davalarda uygulamadan doğacak, sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi için esas hakkında karar verilinceye kadar öncelikle söz konusu kanun Geçici 11. Madde hükümlerinin tamamı açısından yürürlüklerinin durdurulmasının talep edilmesine, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddesi maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Kayseri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği il Müdürlüğü’ne, …’ne, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkereler yazılmıştır.
Anayasa Mahkemesi 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamında; “24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline” karar vermiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331.maddesinde;” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30.maddesinde;” Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” denilmektedir.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı)
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin …K sayılı ilamında “… davacının işbu menfi tespit davasının dayanağı olan 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile ve işbu davanın açılmasından sonra, dava devam ederken iptali nedeni ile ve tarafların haklılık durumu gözetilerek davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” denildiği görülmüş olmakla ilgili ilam ve yukardaki yasal düzenlemelerde dikkate alınarak takdiren taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve davacı tarafça yapılan yargılama giderleri üzerinde bırakılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Madde gereğince davacının davalıya borçlu olmadığı belirtilerek dava açılmış ise de, yargılama devam ederken davanın dayanağı olan söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilmiş olması ile yukarda açıklandığı üzere davanın konusuz kaldığı görülmüş, bu durumda esas hakkında karar verilemeyecek olması nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın dava başında davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-HMK’nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-TMK’nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.01/11/2023
Katip …
(e imzalıdır)
Hakim …
(e imzalıdır)