Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1177 E. 2023/197 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili , davalı müflis S.S. … Konut Yapı Kooperatifine … tarihinde 7.620,00 TL ödeyerek… no’lu üye kayıt numarası ile üye olduğunu, düzenli olarak tüm ödemelerini yapan müvekkiline 2007 yılında yapılan kura çekiminde kayseri ili … ilçesi …. mahallesinde … ada, … pafta ,… parsel ,130 m2 , … kat … numaralı dairenin çıktığını, ödemelerine düzenli olarak devam eden müvekkili 2013 yılında davalı müflis kooperatifçe kalan borçlarını ödeyen üyelere tapularının verileceğinin bildirilmesi üzerine müvekkiline davalı kooperatif tarafından çıkarılan 37.180,00 TL’nin müvekkili tarafından … tarihinde kayseri … bank şubesinden kooperatif hesabına yatırıldığını, davalı kooperatifin müvekkiline … tarihinde “kooperatife hiçbir borcu ve alacağı kalmadığına” dair resmi belge verdiğini, kendilerinde müvekkilin vekaleti bulunduğundan dolayı … tarihinde ferdileştirme yapılarak dairesinin tapusu müvekkiline gönderildiğini, 2015 yılında davalı müflis kooperatifin daha önceden … bank A.Ş.’ den (2012 yılında) 24.806.700,00 TL kredi çektiğini, çekmiş olduğu krediyi yüklenici firmaya verdiğini , yüklenici firma tarafından inşaatların yapılmadığını , kooperatif tarafından bankaya asıl borçlu olan müflis kooperatifin çekmiş olduğu kredi borcunu ödemediğinden ötürü, 2015 yılında müvekkili ve diğer üyelere tekrardan kesin hesap adı altında borç çıkarıldığını, müvekkilinin bu talebe hukuka aykırı olduğu için karşı çıktığını, davalı müflis kooperatif yönetimi tarafından, müvekkiline vekalet yetkisini kötüye kullanarak ipotekli tapuların verildiğini, dairelerin denizbank bankasına ipotekli olduğunu , söz konusu paraları ödenmezse ipoteklerin paraya çevrilmesi tehlikesi vesair sözler söylenerek ipotekten haberi olmayan üyelere bu durum duyurulmaya başlandığını, müvekkiline 2013 yılında davalı kooperatif tarafından dairelerin maliyet bedelleri hesaplandığını ve müvekkilinin de ödemesi gereken bütün bedelleri ödediği için davalı müflis S.S. …Konut Yapı Kooperatifi tarafından müvekkiline ‘’…’ın kooperatifimize hiçbir borcu ve alacağı kalmamıştır’’ şeklinde yazılı belge verildiğini, fakat sıra tapuyu vermeye gelince davalı müflis kooperatif müvekkilini bu süreçte oyaladığını ve bu oyalama neticesinde vakit kazanan davalı taraf ın vekalet yetkisini kötüye kullanarak ipotek kurulu taşınmazı, sanki temiz ve üzerinde herhangi bir kısıtlama yokmuş gibi ferdileştirme işlemi yaparak … tarihinde tapu müvekkili adına ipotekli olarak tescil edilerek gönderildiğini, müvekkiline icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine takiplerin durdurulduğunu, müvekkili aleyhinde başlatılan kayseri … dairesi … esas, kayseri … dairesi … esas, kayseri … dairesi … esas sayılı dosyalarında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olmasından ötürü fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, müvekkili aleyhinde açılan Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi… esas sayılı dosyası ile kooperatifler kanununun geçici 11. maddesinin uygulamasının tam oturmaması nedeniyle açtıkları menfi tespit dosyasının birleştirilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Kayseri iline özgü düzenlenmiş kanun hükmünün hukuka aykırı olduğunu, mahkemece somut norm denetiminin itiraz yolunun uygulanması gerektiğini. dava konusu kanun maddesinin yalnızca kayseri ilinde bulunan kooperatifleri kapsayacak şekilde çıkarıldığını, yani aynı durum ve şartlarda bulunan başka şehirdeki kooperatif üyesi maliyetlerden sorumlu iken yalnızca kayseri ilinde bulunan kooperatif üyesinin yönetim gideri dışındaki başkaca maliyetten sorumlu tutulayamacağını, işbu kanun anayasanın 10. maddesinde belirtilen “yasa önünde eşitlik ilkesi” ne açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müflis kooperatifin, etaplar halinde yapılmamış olduğunu, ilgili kanun maddesinin sınırlı sorumlu … konut yapı kooperatifi hakkında uygulanamayacağını, Kayseri iline özgü çıkarılmış olan bu kanunda açıkça hangi koşullar altında uygulanabilir olduğu belirtildiğini, öncelikle inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şartı bulunmadığını,
kooperatiflerin ana sözleşmesinin kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasındaki özel hukuk sözleşmesi olduğunu, kayseri iline özel çıkarılan geçici kanunun mağduriyetlerin giderilmesi adına çıkarıldığı belirtilse de asıl mağdurun kooperatif üyelerinin halen taşınmaz tapularını alamamış olan ortakları olduğunu, müflis kooperatifte maddi imkanların kısıtlığı sebebiyle yaklaşık 40 üyenin parasını ödediği halde tapusunu alamadığını, 30 kadar üyenin de taşınmazı inşa edilemeden iflas söz konusu olduğunu,
yarım kalan inşaatların yapılamadığını, kooperatifin iflasına sebep olduğunu, açıklanan sebepler ile re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak;

haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırılık teşkil eden işbu davanın reddini,

kötü niyet tazminatı talebinin reddini,

yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kooperatif Ana sözleşmesi, Genel Kurul Tutanakları, Davacı Üye işlem dosyası, Taşınmaz tapu kayıtları, Kredi sözleşmesi ve ödeme makbuzları, Kayseri … Dairesinin … esas – … esas ve … esas sayılı dosyaları.
GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyesi davacının, davalı kooperatife borcu olmadığının tespiti ile haksız tahsil edilen paranın geri alınması istemine ilişkin menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Davacı tarafça kooperatif üyeliği dolayısıyla ana sözleşme ve genel kurul kararları gereği kesin maliyet bedeli ve şerefiye borçlarının fer’ileri ile birlikte tahsili istemiyle icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takiplerin durdurulduğunu, fakat daha sonra 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. madde çerçevesinde borçlandırmaların hükümsüz olduğunu, davalı kooperatife hiç bir borcu bulunmadığını ileri sürerek bu davayı açmıştır.
Davacı taraf bu davayı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun … tarih ve 7410 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddesine dayalı olarak açtığını ileri sürmüştür. Anılan yasal düzenleme şu şekildedir;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c) Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen
bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki
dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.”
Yasal düzenleme dikkate alındığında, davacı tarafın bu yasal düzenleme kapsamında menfi tespit davası açabilmesi için, hakkında başlatılmış olan icra takibinin durması üzerine davalı kooperatifin itirazın iptali davası açmış olması, bu davayı kazanmış olması, hükmün kesinleşmiş olması, yahut hüküm kesinleşmemiş olsa dahi verilen mahkeme hükmü ile birlikte icra takibinin kesinleşmesi halinde borçlu olmadığının tespitine ilişkin yasanın yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılacak bir dava olması gerektiği anlaşılmaktadır. Ancak davalı kooperatifin davacı hakkında Kayseri … Dairesinin …, …, … esas sayılı dosyaları kapsamında başlatılan icra takiplerinde, icra takiplerinin davacı borçlunun borca itirazı neticesinde durdurulmuş olduğu, davalının, mahkememizin… Esas sayılı dosyası kapsamında davacı aleyhine itirazın iptali davası açtığı, davalı kooperatifin iflası nedeniyle yargılamanın durdurulduğu, davacı tarafın dava dilekçesindeki anlatımlarından anlaşılmaktadır. Davalı taraf da sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, açılan ve derdest itirazın iptali davasından bahsetmiştir.
Davacının dava dilekçesindeki açıklamaları ile davalının cevap dilekçesindeki açıklamaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının bu davaya konu ettiği borç tutarının taraflar arasında çekişmeli olduğu, davalının davacı hakkında daha önce icra takibi başlattığı ve fakat davacı borçlunun itirazı üzerin icra takibinin durduğu, bunun üzerine davalı alacaklının itirazın iptali istemiyle dava açtığı, itirazın iptali davasının halen derdest olduğu, mahkeme hükmünün yahut icra takibinin henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; Koop. K. geçici 11. maddede aranan şartları taşımayan, henüz mahkeme kararı yahut icra takibi kesinleşmemiş bir aşamada davacının ayrıca borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) isteminde bulunmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira, kooperatif tarafından üyeye yönelik başlatılan icra takibi durmuş ve itirazın iptali davası açılmış ise, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin geçici 11. maddedeki yasal düzenlemeyi resen nazara alması ve somut uyuşmazlığa uygulaması zorunludur. Öte yandan; mahkemenin vermiş olduğu karar henüz kesinleşmemiş ise, kanun yolları olan istinaf ve temyiz incelemesi sırasında, bu yasal değişiklik ve yeni yasal düzenleme çerçevesinde tarafların hukuki durumunun değerlendirilmesi maksadıyla hükmün bozulmasına karar verileceği ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderileceği açıktır. Dolayısıyla mahkeme kararı henüz kesinleşmemiş bir aşamada, davacı üyenin davalı kooperatif aleyhine geçici 11. madde kapsamında, dava açma zorunluluğu bulunmamakta, diğer bir deyişle davacının böyle bir aşamada korunmaya değer güncel bir hukuki menfaati bulunmamaktadır.
Öte yandan; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddedeki yasal düzenleme, Anayasa Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı iptal kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı … gün ve … sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ise de; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve fakat Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararı ile iptal edilen yasal düzenleme çerçevesinde dahi açılan davanın, davacının dava açmakta hukuki yararın bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, diğer bir deyimle davacının anılan geçici 11. maddedeki yasal düzenleme iptal edilmemiş olsaydı dahi, bu davayı açmakta korunmaya değer güncel bir hukuki menfaati bulunmadığı anlaşılmakla; davacının davasını dayandırdığı yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin sonuca bir etkisi bulunmamakla, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle HMK M.114/1-h, 115/2 uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 717,26-TL harçtan mahsubu ile artan 537,36 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, lehe vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı asil, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı….

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır