Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1175 E. 2023/999 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
DAVALILAR : 1- … …
2- …
3- … …
VEKİLİ :
DAVALI : 4- … …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Dava dışı … ‘in … Güvenlik Görevlisi olarak 15/03/2017- 21/11/2016 tarihleri arasında Kayseri Şube Müdürlüğünde … güvenlik işlerini yürüten çeşitli … güvenlik şirketlerinde çalıştığını ve en son çalıştığı … … Güvenlik Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti. – … … Güvenlik Hizm. Ltd. Şti. İş ortaklığı tarafından 21/11/2016 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, …’in kıdem, ihbar, fazla mesai, genel bayram tatili ve diğer işçilik alacakları tahsili talebiyle Bünyan Asliye Hukuk mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile davacı kurum aleyhine alacak davası açtığını, Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar sayılı kararı ile karar verildiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/337 esas … karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun reddedildiğini, … vekilince Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davacı kurumca davacı kuruma yükletilen vekalet ücretini, stopaj kesintisini dosya hesabının tamamı İcra Müdürlüğü hesabına 20/01/2021 tarihinde yatırılarak dosyanın infaz edildiğini, davalı şirketlere yapılan yazılı bildirimlere rağmen işçilik alacakları olarak yapılan icra ödemesinden sorumlu oldukları parayı ödemediklerini, davacı kurum ile şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre, davacı kurum bina ve eklentilerinin güvenlik hizmetleri için çalıştırılacak personelin tüm sorumluluğu firmaya ait olacak ve sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından İş Kanunu ve mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten şirketlerin sorumlu olacağı, tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağı hususu sözleşmenin eki sayılan teknik, idari ve genel şartnamelerde belirtildiğini, ayrıca firmalara sözleşme gereğince ödenen sözleşme bedelinin içerisinde tüm işçilik alacaklarının da yer aldığını yine sözleşmelerde belirtildiğini, bu nedenle dava dışı …’e ödenen işçilik alacaklarının davalı şirketlerle imzalanan sözleşmeler gereği ödeme tarihinden itibaren uygulanacak sözleşme faiziyle, faiz belirtilmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte davalı şirketlerden sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen rücuan tahsilini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … … Güvenlik Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti. – … … Güvenlik Hizm. Ltd. Şti. ve … Sistemleri … Güvenlik Ticaret Limited Şirketi vekilinin cevap dilekçesinden özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yerin belirlendiğini, yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesi olarak Ankara mahkemeleri belirlendiğini, yetkisiz yerde açılan iş bu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı dava dilekçesinde müvekkili şirketten talep ettiği ücretlerin hangi alacaklara ilişkin kısımlar olduğunu açıkladığını, müvekkili şirkete ilişkin talep sonuç kısmı belirsiz olduğundan davanın davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirket mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacı, ihaleye çıktığı işçi sayısını zaman içerisinde düşürdüğünü, müvekkili şirket ve davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını,

ayrıca müvekkili şirket ihale ile iş aldığını ve ihale şartnamesinde yazmayan hiç bir kalemi işçilere ödemesi mümkün olmadığını, ihale makamı kıdem tazminatı yönünden müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle söz konusu alacağın ihale makamı olan davacı tarafından ödenmesinin gerektiğini, aksi durum ihale şartnamesine de aykırılık oluşturduğunu,
müvekkili şirketlerin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirketler mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacı kurumun, ihaleye çıktığı işçi sayısını zaman içerisinde düşürdüğünü, ayrıca depolar kapandığı için de işçileri işe iade almakta mümkün olmadığını, müvekkili şirketin işçinin işten çıkarılması veyahut işe iade alınmamasında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ihale ile işçi sayısını azaltmakta ve depolarını kapattığını, bu durumdan müvekkili herhangi bir kusurunun olmadığını, bilirkişinin öncelikle kusur değerlendirmesi yapması gerektiğini, iş bu sebeplerle dosyanın kusur yönünden inceleme yapacak bilirkişiye gönderilmesini, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER:Ticaret Sicil Kayıtları, Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya, Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) … esas sayılı dosyası, Taraflar arasındaki sözleşmeler,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı olarak davacı nezdinde çalıştırılan işçiye ilişkin ödenen işçi alacakları ve tazminatlarının alt iş veren konumundaki davalılardan rucüen tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının dava dışı …, borçlusunun … Ofisi olduğu, 20.848,10-TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 3.314,05 TL ihbar tazminatı, 3.007,23 TL ilam vekalet ücreti, 360,00 TL yargılama giderleri, 17.750,45-TL 21/11/2016 – 08/01/2021 işlemiş faiz, 36,69-TL 12/04/2018 – 08/01/2021 işlemiş faiz, 818,79-TL 12/04/2018 – 08/01/2021 işlemiş faiz, 686,64-TL 27/06/2018 – 08/01/2021 işlemiş faiz, 82,20-TL 27/06/2018 – 08/01/2021 işlemiş faiz, 481,25-TL harç, 109,88-TL 27/06/2018 – 08/01/2021 işlemiş faiz olmak üzere toplam 47.595,28-TL olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 01/06/2023 tarihli ön inceleme duruşmasının 10 nolu ara kararında; Dosyanın işçi alacakları ve tazminatları konusunda nitelikli hesap uzmanı mahkemece resen seçilecek bilirkişiye tevdi ile; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ve şartnameler doğrultusunda davaya konu rücuya tabi işçi alacakları ve tazminatlarının belirlenmesi, işçi alacakları ve tazminatlar, bu alacak ve tazminatların ödenmesi nedeniyle oluşan dava ve takip giderleri ile harç ve vekalet ücretleri bakımından davalıların çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak üzere tamamından sorumlu olabilecekleri göz önüne alınarak, dava dışı işçiye ait dosya içeresine getirtilecek hizmet döküm cetvelleri incelenerek, işçinin her bir işverenin yanında çalıştığı dönemler berilenmek suretiyle davacının rücuya tabi alacağının belirlenmesi bakımından bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından sunulan 28/08/2023 havale tarihli raporda özetle; davacı idare tarafından dava dışı işçiye yapılan toplam ödemenin, 20/01/2021 tarihinde 53.812,54-TL, 19/01/2021 tarihinde, 1.397,93-TL olmak üzere toplam 55.210,47-TL olduğu, davacı idare tarafından yapılan ödemenin 4857 sayılı iş yasası m2/6-6098 sayılı TBY m 62-hizmet alım işi sözleşmesinin 22 ve 23.madde hükümlerine göre davalılar tarafından hizmet sürelerine göre, rücuen davacı idareye 6098 sayılı TBY m 117 uyarınca ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesinin gerektiği, hizmet sürelerine göre davalıların sorumluluk miktarlarının, … Limited Şirketinin 55.210,47-TL tazminat, sorumluğu olduğu gün 1.752 gün, sorumlu olduğu miktar 30.658,87-TL, … Limited Şirketi 55.210,47-TL tazminat, sorumluğu olduğu gün 74, sorumlu olduğu miktar 1.294,85-TL, … – … -STK Limited Şirketinin 55.210,47-TL tazminat, sorumluğu olduğu gün 365 gün, sorumlu olduğu miktar 6.387,27-TL, …-… Limited Şirketi 55.210,47-TL tazminat, sorumluğu olduğu gün 964 gün, sorumlu olduğu miktar 16.869,38-TL olmak üzere toplam sorumlu olduğu gün 3.155, sorumlu olduğu miktarın ise 55.210,47-TL olduğu, davacı tarafça ödeme tarihinden itibaren ticari faiz isteminde bulunulduğu, davanın rücu istemine dayalı olması sebebiyle davacı tarafın ticari faiz istemine katılmanın olanaklı olmadığı görüş ve kanaatinde olduğu bildirilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Az yukarıda da değinildiği gibi, uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler“ rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 gün ve 2019/654 Esas – 2020/1832 Karar sayılı ilamında ve diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Mahkememizce alınan 28/08/2023 tarihli raporda açıklanan bu hususlara riayet edilerek rapor düzenlendiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde alt işverenin dava dışı işçiye ödenen tazminatın tamamından sorumlu olduğu, sözleşmede sorumluluğa ilişkin bir hüküm bulunması halinde bu düzenlemeye göre ve davalı alt işverenlerin sadece kendi dönemleri ile sınırlı sorumlu oldukları da gözetilerek hesaplama yapıldığı anlaşıldığından usul ve yasaya uygun bulunan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve dava dışı işçiye ödenen işçi alacak ve tazminatları göz önünde bulundurularak açılan davanın kabulü ile davacı kurum tarafından dava dışı işçi …’e ödenen 55.210,47-TL’nin alt işveren konumundaki davalılara, işçiyi çalıştırdıkları süre ile orantılı olarak payları oranında rücu edebileceği anlaşıldığından açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1- 30.658,87-TL’nin 20/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … … Güvenlik Eğitim Alarm ve Koruma Hizm. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine,
2- 6.387,27-TL’nin 20/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılar … … Güvenlik Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti. ile … … Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. ve STK Güvenlik Sistemleri … Güvenlik Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
3-16.869,38-TL’nin 20/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılar … … Güvenlik Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti. ile … … Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-1.294,95-TL’nin 20/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … … Güvenlik Danışmanlık Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya ödenmesine,
5-Alınması gereken 3.771,42-TL karar ve ilam harcından, davacıdan peşin olarak alınan 942,86-TL harcın mahsubu ile eksik 2.828,56‬-TL karar ve ilâm harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan; ilk dava açma gideri 1.035,06‬-TL, posta ve tebligat masrafı 201,00-TL, bilirkişi ücreti 1.500,00 TL olmak üzere toplam 2.736,06-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 17.900,00-TL maktu vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.200,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Dair, davalıların yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2023

Katip
¸E-imzalıdır

Hakim
¸E-imzalıdır