Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1112 E. 2023/899 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
İFLAS İDARE MEMURLARI :AV. …-( TC: …)
AV. …- (TC:…)
AV. …- (TC:… )
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2022
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı kooperatife üyelikten kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı kooperatif tarafından kendisine isabet eden daire nedeniyle çıkan kesin maliyet bedelini ödediğini, davalı kooperatif tarafından kendisine … no.lu daire isabet ettiğini ve akabinde 05.09 2013 tarihinde tapusunu aldığını, Resmî Gazete yayınlanan 7410 sayılı kanunun 2. maddesiyle 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici maddenin dikkate alınması gerektiğini, buna göre konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüz olduğunu, davacı açısından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu Geçici 11/1 maddesinde öngörülen şartların tamamı gerçekleşmiş olduğunu belirterek davacının davalı Kooperatife hiçbir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talepleri haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırılık teşkil ettiğinden davanın reddine ilişkin itirazları olduğunu, yalnızca kayseri iline özgü düzenlenmiş kanun hükmü hukuka aykırı olup mahkemece somut norm denetimi itiraz yolunun uygulanması gerekmekte olduğunu, Dava konusu kanun maddesi yalnızca Kayseri ilinde bulunan kooperatifleri kapsayacak şekilde çıkarılmış olduğunu, yani aynı durum ve şartlarda bulunan başka şehirdeki kooperatif üyesi maliyetlerden sorumlu iken yalnızca Kayseri ilinde bulunan kooperatif üyesi yönetim gideri dışındaki başkaca maliyetten sorumlu tutulamayacağını, İşbu kanun Anayasanın 10. Maddesinde belirtilen “yasa önünde eşitlik ilkesi” ne açıkça aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10. Maddesi ile aynı hukuksal durumda bulunanlara aynı kanunun uygulanması gerektiği hukuksal eşitlik ilkesi ile temin altına alınmış olduğunu, eşitlik ilkesinin temin altına aldığı hal, aynı durumda bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere yasa karşısında ayrım yapılmasına, topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesinin önüne geçirmektedir. “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” şeklindeki ifade, mutlak eşitlik anlayışının yansımaları olduğunu, aynı durumda olan herkes için eşit yasa çıkarmak, yasa koyucunun adaletini göstereceğini, Yine, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 7.maddesinde “Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir.” şeklinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundalığı açıklandığını, Hukuka aykırılığı bariz olan işbu kanun maddesinin uygulanması mümkün olmadığını, İşbu kanunun uygulanması ile hukukun üstünlüğü çiğnenmiş ve hukuk hezimeti meydana gelmiş olacak olduğunu, İlgili kanun maddesi hakkında somut norm denetimi yoluna başvurulması gerekmekte olduğunu, açıkça Anayasa’ya aykırı olan Kooperatif Kanunu Geçici 11.madde hükmünün somut norm denetimi itiraz yoluna konu edilmesi için gerekli tüm koşulların mevcut olduğunu, Anayasaya aykırılığı bariz olan, farklı şehirlere farklı kanun uygulanması ile eşitlik ilkesinin alenen aykırılığına sebebiyet veren işbu kanun hükmünün uygulanması kabul edilemeyeceğini, müflis kooperatif, etaplar halinde yapılmamış olup ilgili kanun maddesi sınırlı sorumlu esen şekerkent konut yapı kooperatifi hakkında uygulanamayacak olduğunu, Kayseri iline özgü çıkarılmış olan bu kanunda açıkça hangi koşullar altında uygulanabilir olduğu belirtilmiş olduğunu, öncelikle, inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şartı bulunmakta olduğunu, Kooperatiflerin ana sözleşmesi, kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasındaki özel hukuk sözleşmesi olduğunu, Kooperatif Ana sözleşmesine göre; ” Konutların etaplar halinde yapılarak ortaklara dağıtılması ancak Bakanlıkça belirlenen usule uygun ana sözleşme değişikliği yapılması halinde mümkündür. ” Müflis Kooperatifin yapılaşması etap olarak değil, ana sözleşme ve kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu, Etap uygulaması yapılması, ana sözleşmede açıkça değişiklik yapılarak düzenlenmesi ve bu düzenlemenin ilgili Bakanlık onayı alması ile yapılabilecek bir uygulaması gerektiğini, Müflis kooperatifin ana sözleşmesinde böyle bir hüküm bulunmadığı gibi etap uygulamasına ilişkin herhangi bir değişiklik de yapılmamış olduğunu, Müflis kooperatif inşaatlarının çoğunluğu teslim edilmiş fakat maddi imkanların kısıtlığı, teknik ve fen bakımından zorunluluk sebebiyle tüm inşaatların birlikte yapılması mümkün olmamış, para oldukça yıllara yayılarak yapılmış olduğunu, Etap uygulaması 1163 sayılı kanun 23. Maddesi ” Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşit olduklarını, ” gereğince esas olarak bakıldığında “eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmekte olduğunu,” Etap uygulamasında kooperatif üyeleri en baştan belirlenen etaplara bağlı olarak kooperatif ortaklığına girmekte ve her bir üyenin sadece tabi olduğu etaptan kura çekme imkânı bulunmakta olduğunu, hatta etapların ödeme planı, daire nitelikleri, yapıldıkları bölge dahi farklı olabilmekte olduğunu, Müflis kooperatifte ilk kez çıkarılan kesin hesap maliyeti, tüm üyelere ayrım yapılmaksızın, özel bir gruba özgülenmeksizin çıkarılmış olduğunu, Müflis kooperatifte eşitlik ilkesine riayet edilmiş, etap uygulaması hiçbir zaman gündemde dahi olmadığını, Etap uygulamasıyla meydana gelen farklılıklar kanunla temin altına alınan eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğinden etap uygulaması yalnızca ana sözleşmede bulunan özel hükümle veya Bakanlık onayı ile yapılacak ana sözleşme değişikliği yapılması halinde uygulanabilir olacağını, Kooperatif tarafından yapılan inşaatların yıllara yayılarak yapılması etap uygulaması anlamına gelmemekte olduğunu, ayrıca, her ne kadar Kayseri iline özel çıkarılan Geçici kanunun mağduriyetlerin giderilmesi adına çıkarıldığı belirtilse de asıl mağdur kooperatif üyeleri halen taşınmaz tapularını alamamış olan ortakları olduğunu, Müflis kooperatifte maddi imkanların kısıtlığı sebebiyle yaklaşık 40 üye parasını ödediği halde tapusunu alamamış, 30 kadar üyenin de taşınmazı inşa edilemeden iflas söz konusu olmuş olduğunu, Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamak olup maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşik Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş olduğunu, Kooperatifte evini teslim almayan üyeler ile davacı gibi evini teslim alan üyelerin arasında eşitsizlik doğduğu ve bu durumun kooperatifte üyeler arası eşitlik ilkesini ihlal ettiği açık olduğunu, zira tapusunu alamayan kooperatif üyelerinin inşaatları ancak bu şekilde tamamlanıp teslim edilebilecek olduğunu, tüm iddia, talep ve dava açılış tarihine karşı zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları olduğunu, Anayasa aykırılığı açıkça ortada olan Kooperatif Kanunu Geçici 11.madde hükmü hakkında somut norm denetimi itiraz yoluna başvurulmasını, Anayasa Mahkemesi kararı gelene kadar bekletici mesele yapılmasını, müflis kooperatifte etap uygulaması olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, Davacının 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddesi gereğince davalı kooperatife borcu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Kayseri Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ve Kayseri Genel İcra Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Anayasa Mahkemesi 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamında; “24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline” karar vermiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331.maddesinde;” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30.maddesinde;” Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” denilmektedir.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı)
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2023/981 E, 2023/987 K sayılı ilamında “… davacının işbu menfi tespit davasının dayanağı olan 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile ve işbu davanın açılmasından sonra, dava devam ederken iptali nedeni ile ve tarafların haklılık durumu gözetilerek davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” denildiği görülmüş olmakla ilgili ilam ve yukardaki yasal düzenlemelerde dikkate alınarak takdiren taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve davacı tarafça yapılan yargılama giderleri üzerinde bırakılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça sadece 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Madde gereğince davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş olup aynı zamanda genel hükümlere dayanıldığına dair dava dilekçesinde ayrı bir ifadenin olmaması nedeni ile geçici madde 11 yönünden inceleme yapılması gerektiği değerlendirilmiş, yargılama devam ederken davanın dayanağı olan söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilmiş olması ile yukarda açıklandığı üzere davanın konusuz kaldığı görülmüş, bu durumda esas hakkında karar verilemeyecek olması nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın dava başında davacı tarafından yatırılan 170,78-TL harcından mahsubu ile eksik kalan 99,07‬-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-HMK’nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-TMK’nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/10/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza