Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1098 E. 2023/422 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait … A.Ş.’de … poliçe numarası ile genişletilmiş kasko sigortalı …. plakalı …. model Volkswagen marka aracın …. tarihinde saat …. sularında …. seyir halinde iken önüne aniden köpek çıkması nedeni ile bir köpeğe çarptığını ve aracın ön tarafında büyük bir hasar meydana geldiğini, meydana gelen olay sırasında davacının oğlu olan sürücü …’ın telefonun sarjının az olması ve olay mahalline yakın ulaşabileceği kimse olmaması nedeni ile kaza tespit tutanağı tutturamamış aracı derhal eve götürerek davacıya teslim ettiğini, davacının aracı teslim aldıktan sonra … İlçe Jandarma Komutanlığı’na aracı götürerek kaza tespit tutanağı tutulmasını sağladığını, Jandarma’nın araçta yapmış olduğu inceleme neticesinde kazanın oluş şekli sübuta erdiği ve aracın sahibinin belirsiz bir köpeğe çarptığının sabit hale geldiğini, davacının henüz aracın onarımına başlanmadan sigorta şirketine başvurduğunu, sigorta şirketinin ise dosyayı incelemeye aldığını, bu süreçte davacının aracı eksper ve davalı şirketin belirlediği servis olan … Servis A.Ş.’ye götürdüğünü ve ilgili servis aracın hasar dosyasının yetkilisi olan eksperin verdiği bilgiler ve talimatlar doğrultusunda aracı onardığını ve sigorta şirketinin talimatları ile ilgili yerlere aracı göndererek aracın mini onarımlarını yaptırdığını, fakat daha sonra ilgili servis tarafından Sigorta şirketinden hasar tazminat talebine ilişkin red cevabı geldiğinden bahisle onarımın tamamının davacıdan talep edildiğini, davacının söz konusu kazaya ilişkin olarak araçta meydana gelen hasarın onarımı nedeni ile … Servis A.Ş.’ye 46.003,68 TL ödeme yaptığını, kazadan itibaren davacının aracı başka bir serviste yaptırsa idi daha düşük bir maliyet ile yaptırabilecek olmasına rağmen sigorta şirketinin talimatı ile aracı yetkili servis olan Aykan Otomotive götürerek hasarın kasko tarafından karşılanmadığı takdirde onarılması hususunda rıza göstermemiş fakat araç servisi sigorta bünyesinde dosya yetkilisi eksperden aldığı talimat ile aracın onarımına başladığını, Sigorta şirketinin herhangi bir şekilde gerekçe göstermeksizin hasar tazminat talebi ile alakalı herhangi bir işlem yapılmayacağına karar verdiğini, söz konusu red kararını davacıya tebliğ etme gereği dahi görmediğini,…. tarihinde taraflarınca mail yolu ile talep edilmesi üzerine red kararını mail yolu ile gönderdiğini, davacının gerek kazanın meydana gelmesinde bir kusuru bulunmamakta gerekse kaza sonrası poliçeden doğan tüm yükümlülüklerini usulüne uygun olarak yerine getirdiğini fakat sigorta şirketinin kusurlu davranışları ile davacının zararının artmasına sebep olduğunu, davacıya ait kasko poliçe tutanağı incelendiği takdirde gerek poliçe gerek Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nda sigortalı aracın geçirdiği kazadan dolayı ortaya çıkan işbu hasarın teminat dışı olduğuna dair herhangi bir hüküm olmadığını, davacının kaza sonrasında poliçede ve genel şartlarda belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kaza öncesi de tüm primlerini zamanında ödeyerek hasar tazminatına hak kazandığını, sigorta şirketine zamanında ve usulüne uygun yapılan bildirime rağmen ve diğer bütün şartları gerçekleşmişken davalının zararın tazmininden imtina etmesi poliçe ve genel şartlar hükümlerine, dahası kanun hükümlerine aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle faturanın sabit hale geldiğini hasar bedelinin davacıya ödenmesini talep ettiklerini, sigorta sözleşmeleri Türk Ticaret Kanunu m.1401’nin dikkate alınması gerektiğini, maddedeki tanıma göre sigortacı, prim karşılığında sigortalının bir menfaatinin zarara uğraması halinde bunu tazmin etmeyi yüklenmekte olduğunu, yine Türk Ticaret Kanunu m. 1409’nin dikkate alınması gerektiğini, davacı ile sigorta şirketi arasında yapılan davacıya ait aracı sigorta altına alan genişletilmiş kasko sigorta poliçesinde de açıkça görüldüğü araç hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına alındığı, ayrıca yine poliçede görüleceği üzere hasarın meydana gelmesine sebep olan kaza da poliçe kapsamında yer alan rizikolar arasında açıkça sayıldığı, bu nedenle hasar bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği, Yerleşik Yargıtay uygulaması gereği eğer sigorta şirketi rizikonun teminat kapsamı dışında kaldığını ve bu nedenle ödeme yapılamayacağını beyan ediyor ise söz konusu iddiasını ispatlamakla mükellef olduğunu, bu yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/17-655 Esas ve 2010/688 Karar sayılı ilamının dikkate alınması gerektiğini, aynı şekilde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/10052 Esas ve 2010/3243 Karar sayılı ilamının da dikkate alınması gerektiğini, Yargıtay kararları ve kanun hükümleri çerçevesinde sabit olduğu üzere zararın teminat dışında kaldığını ispat yükümlülüğünün davalı sigorta şirketine ait olduğunu, davacının kazadan hemen sonra ilgili kolluk kuvvetine müracaat ederek gerekli incelemeyi yaptırdığı ve kazanın tek taraflı olarak sürücü … tarafından bir köpeğe çarpmak suretiyle gerçekleştiğinin sabit hale geldiği, aynı hususta yetkili serviste de gerek eksper gerek yetkililer tarafından inceleme yapıldığı ve hasarın meydana geliş şeklinin açığa çıktığını, olayın meydana gelişinde sigortalı aracın kusuru bulunmamakta ve söz konusu hasar poliçede belirtilen teminat kapsamında olduğu, davacıya ait sigortalı araç … tarihinde yetkili servise teslim edildiği, aynı tarihte sigorta şirketine usulüne ve poliçeye uygun şekilde hasar ihbarında bulunulduğu, Davalı sigorta şirketinin hasar ihbarına rağmen davacıya ödeme yapmamış olması nedeni ile hasar bedeli olan 46.003,68 TL’ye Türk Ticaret Kanunu ve Yargıtay uygulaması çerçevesinde davalı şirketin temerrüte düşmüş sayıldığı … tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle sigortalı araçta meydana gelen poliçe gereği teminat kapsamında yer alan 46.003,68 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, Sigortalı araçta oluşan hasar bedeli 46.003,68 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın yetkili mahkeme de açılmadığını, HMK madde 6 ile madde 14/1 gereğince davalı sigorta şirketinin yerleşim adresi …olması nedeni ile yetkili mahkemenin … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ve dosyanın bu mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, dava dosyasının kabulü anlamına gelmemekle beraber, davalı sigorta şirketinin temerrüde düşmüş olmadığını, davalı sigorta şirketi uhdesinde düzenlenen poliçenin limitli poliçe olduğunu, poliçe de yazılı tüm limitlerin ödeneceği anlamına gelmeyeceğini, davanın kabulü anlamına gelmemekle beraber dava konu edilen olay nedeni ile istenilecek faiz türü yasal olup dava tarihinden itibaren istenilmesi de gerekmekte olduğunu, davanın kabulü anlamına gelemekle beraber, kdv alacağı devlet alacağı olup şahıs veya tüzel kişilere ait bir alacak olmadığını, dava dosyasında takdir edileceği üzere, HMK 323 te açıklandığı üzere, Yargılama giderlerinin kapsamı Madde 323- (1)’e göre dikkate alınması gerektiğini belirterek, haksız ve mesnedsiz olarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Davacıya ait … plakalı aracın …. tarihinde karıştığı kaza nedeni ile davalı sigorta şirketi tarafından söz konusu tarihte geçerli genişletilmiş kasko poliçesinden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
…Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…. tarih …. Esas …. karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın Mahkememize gönderilerek yukarıdaki esas numarasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
… Servis A.ş’ne, Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’na, Türkiye Noterler Birliği Başkanlığı’na yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Davanın konusu TTK 4. maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir. Ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
Mahkemenin görevli olması HMK’nun 114/1-c. maddesi gereğince bir dava şartıdır ve 115. maddesi gereğince de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
….Bölge Adliye Mahkemesi .. Hukuk Dairesi’nin… E, … K sayılı kararında “Somut olayda dava konusu aracın kullanım şeklinin aracın trafik ruhsat kaydında açıkça “hususi” olarak kayıtlı olduğu, kasko poliçesinde de söz konusu aracın kullanım şeklinin “özel” olduğunun belirtildiği, davacının tacir olduğu yönünde dosyada herhangi bir belge veya delil bulunmadığı gibi, bu hususta herhangi bir iddianın da bulunmadığı, 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinin (l) bendi uyarınca sigortacı ile sigortalısı arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olarak nitelendirildiği, bu durumda mahkemece “Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla” davaya bakılması gerekirken “Asliye Ticaret Mahkemesi” sıfatıyla davaya bakılmış ve karar verilmiş olması nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/4136 E – 2020/3619 K, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2017/861 E – 2018/576 K sayılı kararları) bu itibarla istinaf edilen kararın esası ve davalının istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının mahkemenin görevsizliği nedeniyle kaldırılmasına dair kesin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denildiği görülmüş olup dava konusu aracın trafik tescil kaydına göre kullanım amacı hususi olup davacının da İncesu Mal Müdürlüğü’nün yazı cevabına göre tacir olmaması nedeni ile tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemesinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK 114/c maddesi uyarınca görev hususu dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÛLDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın HMK’nun 20. maddesi uyarınca görevli Kayseri Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesi için Tevzi Bürosuna tevdiine,
2-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Tüketici Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Kayseri Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Görevsizlik kararından sonra dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
(e imzalıdır)

Hakim
(e imzalıdır)