Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1013 E. 2023/550 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: .
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : .
KARAR NO : .

HAKİM : .
KATİP : .

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/11/2022
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket sigortalısı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile 31/01/2020 günü Pınarbaşı ilçesinden Kayseri iline gitmek üzere yola çıkmış, sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken Bünyan-Kayseri İl yolunun Bünyan İstikametinde 21+700 km’sinde yolun karlı ve buzlu olması ve hızını buna göre ayarlamaması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle aracın kayıp şarampole yuvarlanması neticesinde kazanın meydana geldiğini ve kaza sonucu, araçta bulunan davacının oğlu maktul …’ın hayatını kaybetmiş olduğunu, … sevk ve idaresindeki aracının hızını görüş, hava yol ve trafik durumuna göre ayarlamadığından kusurlu olduğunu, olay neticesinde olay yerine gelen polis ekipleri ile Trafik Kazası Tespit Tutanağı tutulmuş, bu tutanak doğrultusunda tanzim edilen kusur raporuna (tramer) göre davalı şirket sigortalısı …’a ait … plakalı araç tam ve asli kusurlu olduğunu, murisin bu kazada hiçbir kusuru bulunmadığını, dilekçe ekinde sunulan veraset ilamından da anlaşılacağı üzere, davacının murisin mirasçısı olduğunu, bu şekilde hayatını kaybeden murisin hastane ve defin masraflarını davacının kendi cebinden karşılamak zorunda kalmış olduğunu, davacının çocuğunu kaybettiği ve maddi zarara uğramasına neden olan kazaya sebep olan aracın poliçesi 94419063 ( 416197231) poliçe numarası ile davalı şirket tarafından yapılmış olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına uyarınca sigortacı, sigortalısının 3.kişilere vermiş olduğu maddi ve bedeni zararlara karşı teminat limitleri dahilinde kalmak kaydıyla, müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğunu, davacının, murisin desteğinden yoksun kaldığını, maddi bir zarar kalemi oluşturduğundan sigorta şirketince bu zararların doğrudan tazmin edilmesi gerekmekte olduğunu, yine aynı yasanın (TTK’nın) 1429. Maddesine göre, Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlü olduğunu, davalı sigorta şirketine 29/08/2022 tarihinde müracaat edilmiş ve ekte yer alan 19/09/2022 tarihli fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkının saklı tutulduğu belge karşılığında kısmi ödeme yapılmış olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının ( poliçe limitleri dahilinde) davalıya müracaat tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:6100 Sayılı HMK ‘nun 6/1.maddesi gereğince aksine kesin yetki kaydı olmayan tüm davalar için genel yetki kaydı olmasından dolayı Davalı şirketin adresi İstanbul(…) olup yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Kanuni(dava) başvuru şartının usulüne uygun yapılmadığını, davacı tarafça zmms genel şartlarında belirtilen ve ibrazı zorunlu olan son üç(3) aylık gelir bilgisi vb. belgeleri ile yapılmış bir başvuru bulunmadığından dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, gelir bilgisi olmadan hesaplama yapılamayacağı gibi davacı yan başvuruyu kişi başına limitin tamamı üzerinden yapmış olduğunu, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerekmekte olduğunu, talep edilen tazminat miktarı zamanaşımına uğradığını, davaya konu kaza 31.01.2020 tarihinde meydana gelmiş olup borçlar kanunu haksız fiil ile ilgili maddeleri gereği ilgili sürelerin geçmesi ile dava zamanaşımına uğramış olması nedeni ile davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, davayı ve kusuru kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı yana 21.09.2022 tarihinde 170.142,39 TL davacı şirketçe ödeme yapıldığını, davacı yanda ibraname imzalamak suretiyle davalı şirketten her ne nam altında olursa olsun alacağı kalmadığını beyan ederek, davalı şirketi ibra etmiş olduğunu, tüm zarar tazmin edildiğinden davanın reddini talep ettiklerini, aksi kanaatte olunması halinde yapılan ödemenin mahsup edilmesini talep ettiklerini, kusur oranlarının tespiti için mahkemece dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevk edilmesi gerekmekte olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2004/11-115 E., 2004/108 K, 25.02.2004 sayılı ilamının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, mahkemede davacı yönünden tazminata hükmedilmesi kanaati oluşur ise, gerçekleşen kazada araçta yolcu olarak bulunan davacı murisi yönünden hatır taşımacılığı söz konusu olacağından hükmedilecek tazminat miktarından %20 oranında hatır taşımacılığı indirimi uygulanması gerekmekte olduğunu, mahkemede davacı yönünden tazminata hükmedilmesi kanaati oluşur ise, gerçekleşen kazada araçta yolcu olarak bulunan davacı murisi yönünden emniyet kemeri takılı olmaması sebebiyle (müteveffanın emniyet kemeri takmadığı resmi belge niteliğine haiz kaza tespit tutanağı ile zapt altına alınmıştır. kaldı ki söz konusu kaza nedeni ile devam eden ceza kovuşturmasında araçta sadece şoför mahalinde emniyet kemeri olduğu diğer koltuklarda emniyet kemeri olmadığı tespit edilmiştir.)hükmedilecek tazminat miktarından %20 oranında da emniyet kemeri takılmaması nedeniyle indirim uygulanması gerekmekte olduğunu, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi esas no : 2022/3007 karar no : 2022/5426 kararının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, Hukukumuzda anne ve babanın çocuk üzerinde gözetim yükümlülüğü bulunduğunu, somut olayda ise müteveffanın emniyet kemeri takmaması nedeni ile müteveffaya kusur atfedilemese dahi müteveffa çocuğun annesi konumunda olan davacı bakımından gözetim yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile müterafik kusur tenzili davacı yandan yapılması gerektiğini, bu kapsamda 17. Hukuk Dairesi 2016/16809 e. , 2019/8135 k. kararının dikkate alınması gerektiğini, trafik sigortası genel şartları ek:2 madde 10 gereğince hesaplamaya ilişkin standartlar hazine müsteşarlığı tarafından belirlendiğini, hesap raporunun aktüer bilirkişi tarafından hazırlanması gerektiğini, buna göre; 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve karayolları trafik kanunu’nda yapılan değişiklik ile hesaplamanın zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında öngörülen usul ve esaslara göre yapılacağı açıkça belirtilmiş olduğunu, zorunlu mali sorumluluk genel şartları hükmü uyarınca da tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosu TRH 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faiz %1,65 olarak düzenlenmiş olduğunu, işbu nedenle tazminat hesaplanmasında bu tablonun kullanılmasını ve teknik faizin % 1,65 olarak esas alınmasını talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, yapılacak aktuer hesabında, baz alınacak gelirin resmi belgeyle ispat edilmiş ve vergilendirilmiş olması gerektiğini, davalı şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, işbu dava tarihine kadar geçerli bir ihbar bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerekmekte olduğunu, daha önce yapılmış ödemelerin faizi ve güncellemesi yapılarak mahsup edilmesi gerektiğini, davanın ihbarı gerekmekte olduğunu, davanın araç sigorta ettirenine ve araç sürücüsüne ihbarı gerekmekte olduğunu, zira davacı taraf herhangi bir ödeme almışsa, aynı ödemeyi mükerrer şekilde tarafımızdan tazmin ettiği takdirde sebepsiz zenginleşmiş olacak olduğunu, yine yargılama da ortaya çıkacağı üzere, poliçe umumi şartlarını ihlal eden bir sebebin varlığı halinde rücu hakkı doğacağından davanın ihbarı gerektiğini, ihbar dilekçesini ayrıca sunacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, 31/01/2020 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile davacının desteği …’ın vefatı nedeni ile davacının destekten yoksun kalma tazminatı zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı ve davalının bu zarar talebinden sorumlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
… A.Ş’ye, Türkiye Noterler Birliğine, SGK’ya, Bünyan Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 24/05/2023 tarihli raporunun dosyaya eklenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken celse arasında davacı vekilinin UYAP üzerinden sunduğu 07/06/2023 tarihli dilekçesi ile, davadan feragat beyan ettiği ve vekaletnamesinin incelenmesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin 07/06/2023 tarihli dilekçesi ile, davacı taraf sulh oldukların,ı vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını belirttiği görülmüştür.
HMK’nun 307. maddesine göre feragat davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat davayı sonuçlandıran taraf işlemlerindendir. Feragat halinde feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin hüküm kurmalıdır. Davacı vekilinin 07/06/2023 tarihli feragat dilekçesi nazara alınarak feragat nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davadan feragat etme tarihi dikkate alınarak Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının 2/3’üne isabet eden 119,93 TL’nin dava açılırken davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 39,23 TL karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama harç ve giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,

5-Davalı tarafça yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen 07/06/2023 tarihli dilekçesindeki beyanı dikkate alınarak davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen olan 3.120,00-TL (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, Tarafların yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.08/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza