Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/963 E. 2022/440 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/963 Esas – 2022/440
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/963 Esas
KARAR NO: 2022/440
HAKİM : …..
KATİP : ….

DAVACI :……
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : …………
VEKİLİ : Av. ……..
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından dava dışı ……….’a tahsis edilen krediler nedeniyle 38.322,08 TL alacağın tahsilinin sağlanması adına dava dışı ………… ve davalı …….aleyhinde, Kayseri Genel İcra Dairesinin ……… Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı banka tarafından başlatılan takibe davacı tarafından 18.02.2019 tarihinde itiraz edildiğini, davacının itirazı üzerine davalı banka tarafından 11.04.2019 tarihinde Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesinde İİK m.68 gereğince itirazın kesin kaldırılmasına ilişkin talepte bulunulmuş olduğunu, Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada “Davalı sözleşmede kefildir. Kefalet verdiği kısmı el yazısı ile yazmış ve imzalamış ise de sözleşme tarihi olan 19/10/2015 tarihinde davalı evli olup eşinin rızası alınmamış ve eşinin imzası alınmamıştır. Bu haliyle kefalet geçerli olmayacağından ve Yargıtayın son dönem içtihatları da bu yönde olduğundan itirazın kaldırılması davasının reddine, asıl alacak üzerinden %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine” karar verilmiş olduğunu, Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen karara karşı davalı banka tarafından istinaf yoluna başvurulduğunu, söz konusu karara ilişkin olarak Ankara BAM 19. HD tarafından 2019/2180 Esas, 2020/2235 Karar sayılı dosyasında dava dilekçesinde belirtilen gerekçe ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiş olduğunu, söz konusu kararın kaldırılması üzerine Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından 2021/9 Esas, 2021/519 Karar sayılı dosyayla yeniden yapılan incelemede, “Davanın Kısmen Kabulü ile, Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyasındaki davalı-borçlunun İtirazının Kısmen Kaldırılmasına, takibin 33.878,78 TL Asıl Alacak, 1.640,10 TL İşlemiş Faiz , 82,01 TL Faizin %5 gider vergisi, 672,15 TL Masraf üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin Reddine,” karar verilmiş olduğunu, davalı banka tarafından Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davada, “itirazın kesin kaldırılması” davasının niteliği gereğince Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesince İİK m.68/1 de sayılan belgeler (İİK m.68/b-3 gereğince) üzerinden sınırlı bir inceleme yapıldığından ve işin esasına girilmediğinden dolayı davacının borçlu olduğuna dair hüküm tesis edilerek itirazının kaldırılmasına karar verilmiş olduğunu, Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından dosyanın esasına ilişkin inceleme yapılamayacağı için de söz konusu menfi tespit davasını ikame etmek gerekmiş olduğunu, davalı banka ile davacı ….. arasında imzalanan 19.10.2015 tarihli kefalet sözleşmesinde davacının eşi ……imzası bulunmamakta olduğunu, bu iddianın doğruluğunu ve o tarihte davacının evli olduğunu ispatlamak adına davacıya ait nüfus kayıt örneğinin dosya içerisine eklenmesini istediklerini, bununla birlikte, kefalet sözleşmesinin geçerliliği açışından eş rızasının arandığına dair TBK m. 584’ün dikkate alınması gerektiğini, TBK m.584’te yer alan düzenlemelerin ışığında somut olay ve kefalet sözleşmesi incelendiğinde söz konusu kefalet sözleşmesinde, “davacının eşi ……’ın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında vermiş olduğu bir rızanın veya imzasının bulunmadığı” görülecek olduğunu, bu durumda söz konusu kefalet sözleşmesinin emredici hükme aykırı bir şekilde düzenlendiği, sözleşmenin geçerlilik unsurunun da eksik olduğu ve bu nedenle sözleşmenin TBK m.27 gereğince “kesin hükümsüzlük” yaptırımıyla karşılacağı tartışmasız olduğunu, nitekim öğretideki görüşler de ve Yargıtay kararları da bu doğrultuda olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/1135 Esas, 2017/1012 Karar, 24.05.2017 tarihli kararının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenler doğrultusunda İİK m.72 gereğince menfi tespit davası açarak davacı ile davalı banka arasında imzalanan kefalet sözleşmesinin geçerli olmaması nedeniyle davacı hakkında Kayseri Genel İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ve kesinleşen icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalı bankanın kefalet sözleşmesinin geçersiz olmasını bilmesine ve tacir olarak özenli hareket etme yükümlülüğü bulunmasına rağmen bu şekilde hareket etmeyerek ve icra tehdidi altında davacıya kendisine ait olmayan bir borcu ödetmek için kötü niyetli olarak davacı hakkında icra takibi başlatmış olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere davalı bankanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine davacının ödeme yapması durumunda davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davacı hakkında Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesinin….. Esas 2021/519 Karar sayılı dosyasından müvekkil aleyhine hükmolunan 6.775,75 TL icra inkar tazminatının yargılamanın sonuna kadar İİK m.68/7 gereğince tehir olunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 2. maddesinde, menfi tespit davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle öncelikli olarak davanın görev yönünden reddini talep ettiklerini, davalı banka 19/10/2015 tarihinde …’a kredi kullandırmış, aynı tarihte davacı …..ise bu krediye kefil olmuş olduğunu, Kefalet sözleşmesi davacının kendi rızası ile, ıslak imzalı olarak yapılmış olduğunu, belge ile bu durumun sabit olduğunu, Kefalet sözleşmesinin 1 maddesinde; Kefiller kefaletin müşterinin bankaya mevcut ve doğacak anapara ve akdi faizini, bilcümle işlem işleyecek temerrüt faizini, fonları, komisyonları her türlü masrafları, vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini de kapsadığını bu tutarları, müşterinin tabi olduğu usul ve esaslar dahilinde ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Davacı bu kefalet sözleşmesi ile borçtan sorumlu olduğunu, ödenmediği takdirde müşterini tabi olduğu usul ve esaslara göre borcu ödeyeceğini kabul ve taahhüt etmiş olduğunu, kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine, asıl kredi borçlusu ve kefil davacı …..a Beşiktaş 17. Noterliği’nin 02/01/2019 tarih ….. yevmiye numarası ile, kat hesabı ve hesap özeti ihtarnamesi gönderilmiş, borcun ödenmesi aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiş olduğunu, bu ihtarname davacı ……..’a 04/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinden takip tarihine kadar, bu ihtarnameye davacı tarafından itiraz edilmemiş, kefaletinin geçersiz olduğuna dair iddia da bulunulmamış olduğunu, bu da açıkça borcun kabulü manasına gelmekte olduğunu, İİK 68 maddesi bir borcun varlığını ve borcun muaccel hale gelmesini düzenlemiş olduğunu, bu kanun maddesince, alacaklı borçlu ve kefilleri usulüne uygun şekilde borcun miktarı ve hesap özetini göndermekle yükümlü olduğunu, usulüne uygun hazırlanan ihtarname borçlu ve kefillere tebliğ ile borcun belirtilen sürede ödenmesi taraflara ihtar edileceğini, taraflar ihtarnameyi tebliğ aldığı andan itibaren ya borcu ödemek yahut itiraz etmek durumunda olduklarını, süresi içerisinde ihtarnamede belirtilen borç ödenmez ve ihtarnameye itiraz edilmez ise alacak muaccel hale geleceğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2021/9 esas 2021/519 Karar sayılı ilamında verilen kararın gerekçesinde: davalı borçlu ile dava dışı diğer borçluya hesap kat ihtarnamesi gönderildiği, borçluların kendilerine ihtarname gönderilmedi veya ihtarnameye 1 ay içerisinde itiraz ettiklerine ilişkin herhangi bir iddiada bulunulmadığı gibi bu yönde bir delil sunulmadığı İİK68/b-3 maddesine göre kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri le ihtarnamelerin krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlara İİK’nın 68/1 maddesinde belirtilen belgelerden sayılacağı, alacaklının icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını talep edebileceği… Asıl borcun sona ermediği bu nedenle kefilin borçtan sorumluluğunun devam ettiği müzekkere cevapları ve alınan bilirkişi cevaplarına göre… Davanın kısmen kabulü ile kısmen kaldırılmasına…denildiğini, Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi kararının gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, gönderilen ihtarnameye itiraz edilmediğini, bu nedenle borç muaccel hale gelmiş olduğunu, Mahkeme davacıya ihtarın tebliğ edildiğini, itiraz edilmediğini, bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiası ile her türlü itiraz süresi geçtiğini belirterek davacının borçtan sorumlu olduğuna karar vermiş olduğunu, Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi Tarafından yapılan yargılama neticesinde, davacının kefelaet sözleşmesinin geçersizliği iddiası, Davacı …………’a 02/01/2019 tarihinde gönderilen kat ihtarnmamesi kendisine 04/01/2019 tarihinde tebliğ olmasına rağmen süresi içerisinde bu ihtarnameye tebliğ edilmediğinden red edilmiş olduğunu, bu nedenle davacının işin esasına girilmediği iddiası yerinde olmadığını, yerel mahkemenin vermiş olduğu işbu karar Davacı tarafından süresi içerisinde istinaf edilmemiş olduğunu, kararın bu nedenle kesinleştiğini, davacının aleyhinde olan bu kararın istinaf ve temyiz etmemesi borcu ve kefilliği kabul manası taşımakta olduğunu, diğer yandan bu kesinleşmiş mahkeme kararı davacının iddia ettiği gibi borçlu olmadığının değil bir borcun varlığının ve bu borçtan davacının kefil olarak sorumlu olduğunu kesin şekilde hüküm altına alındığını göstermekte olduğunu, davacı mahkeme kararı ile kesinleşmiş olan kefalet sorumluluğunu, kanunen dayanaksız iddialar ile sürüncemede bırakmak istemekte olduğunu, davacının açmış olduğu işbu dava, yukarıda bahsetmiş olduğu Kayseri 1 İcra Hukuk Mahkemesi ……esas ….. karar sayılı ilamı ile önceden hüküm altına alınmış olduğunu, bu dava soruşturması yapılmış yargılaması yapılıp karara bağlanmış bir hükmün maddi hukuka aykırı olarak temyizi manası dışında bir anlam ifade etmemekte olduğunu, çünkü, davacının borçlu olduğu, kefaleten sorumlu bulunduğu mahkeme kararı ile sabitlenmiş, davacının aleyhine olan bu kararın istinaf ve temyiz sürecine taşımaması ile kesinleşmiş olduğunu, Davacı tarafından açılan iş bu dava HMK Kanununa Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, zira tarafları ve konusu aynı olan bir dava hakkında kesinleşmiş bir hüküm var ise yeniden yargılama yapılamaz ve hüküm verilemez olduğu, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2018/11226 E, 2018/18573 K sayılı ve 13.09.2018 tarihli ilamının dikkate alınması gerektiğini, davacının davalı bankanın kötü niyetli olduğu iddiasını da kabul etmediklerini, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/2299 E, 2019/7816 K sayılı içtihadında kötü niyetin tanımlandığını, oysa ki mevcut durumda, davalı bankaca kullandırılmış bir kredi bulunmakta, bu krediye de davacının kefil olduğu, kefalet sözleşmesini imzaladığı davacı beyanı ve elde ki belgeler ile maddi bir gerçek olduğunu, Davacı, kefalet sözleşmesine, sözleşmedi ki ıslak imzaya itiraz etmemekte olduğunu, bunu kabul ile sözleşmenin geçersizliğini iddia etmekte olduğunu, o halde, maddi olarak davacı tarafından da kabul edilen bir sözleşme var olduğuna göre, bankanın var olmayan bir alacağın tahsilini istemesi gibi bir durumda söz konusu olmadığını, hal böyle iken davalının kötü niyet iddiası yöneltilmesi ve kabul edilmesi mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Davacının Kayseri Genel İcra Dairesinin ……Esas sayılı dosyası nedeni ile davalıya borçlu olup olmadığı ve borçlu ise miktarı hususlarına ilişkin davadır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …… sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının ……. A.Ş, borçluların ………, ……..olduğu, takibin 38.322,08 TL toplam alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlu ………’ın borca itirazı üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Davalı bankaya müzekkere yazılarak, hesap kat ihtarnamesi, tebligat mazbatası örneği ve hasep özeti ile faiz genelgesi celbedilmiştir.
Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasının bir örneği dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 04/01/2022 tarihli müteferrik kararı ile davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacının kefil olduğu, asıl borçlunun ise … olduğu kredinin veriliş tarihinde davacının nüfus kaydından da anlaşılacağı üzere evli olması ve davalı banka tarafından kefillik evrakları imzalatılırken Borçlar Kanunun 584. Maddesi gereğince yasal zorunluluk olan eş rızasının davacının eşinden alınmadığı gibi asıl borçlunun şirket olmadığı ve bu nedenle BK madde 584/3 gereği istisnai eş rızasının gerekli olmadığı durumun da olayda geçerli olmadığı anlaşılmakla davacının davasında haklı olduğu, takibe konu kredi sözleşmesinde davacının geçerli bir kefaletinin olmaması nedeni ile borcunun olmadığı anlaşılmıştır. Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 2021/9 E, 2021/519 K sayılı kararda davacının borçlu olduğu yönünden karar alınmış olmasının mahkememiz açısından, icra mahkemeleri kararlarının genel mahkemelerde sonuçlandırılacak ihtilaflar yönünden kesin hüküm teşkil etmemesi nedeni ile karar verilmesine engel görülmemiş ve böylece davanın kabulü ile; davacının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ….. sayılı dosyasında takibe konulan alacaktan kaynaklı olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine, Kayseri Genel İcra Dairesi’ne davacı yönünden takibin durdurulduğunun bildirilmesi için müzekkere yazılmasına, davacı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davacı tarafın tazminat talebinin İİK madde 72/5 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1- DAVANIN KABULÜ İLE; davacının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ……… sayılı dosyasında takibe konulan alacaktan kaynaklı olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Kayseri Genel İcra Dairesi’ne davacı yönünden takibin durdurulduğunun bildirilmesi için müzekkere yazılmasına
3-Davacı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davacı tarafın tazminat talebinin İİK madde 72/5 gereğince reddine
4-Alınması gereken 2.617,78 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 659,27‬ TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 1.958,51‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 659,27 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 39,9‬0 TL tebligat ve posta ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının ilgililerine iadesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.748,31 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.01/06/2022

Katip …..
(e imzalıdır)

Hakim …..
(e imzalıdır)