Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/955 E. 2023/573 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/955 Esas
KARAR NO : 2023/573

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin 20.02.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi yönünde karar aldığını, söz konusu karar gereğince 196 dairenin geçici maliyetleri çıkartılarak üyelerden tahsil edildiğini, genel kurul tarafından şimdiye kadar kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden tahsiline yönelik bir karar alınmadığını, sadece 196 üyeden geçici maliyet bedeli alındığını, söz konusu geçici maliyet raporu incelendiğinde kesin maliyet raporunda bulunması gereken özelliklerin bulunmadığını, hesaplamaların eksik ve hatalı olduğunu, geçici maliyet niteliğinde olduğunu, söz konusu hesaplamada arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetlerinin ortaklara pay edilmediğini, arsa sahiplerine verilecek dairelerin maliyetlerinin dairesini teslim almamış üyeler üzerine bırakıldığını, yapılan hesaplamada belirlenen kat, cephe ve şerefiye bedelinin de gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından bugüne kadar 196 adedi üyelere, 197 adedi arsa sahiplerine olmak üzere 393 daire teslimi yapıldığını, halihazırda 152 kooperatif üyesi ve 157 arsa sahibi olmak üzere 309 dairenin imalatının yarım kaldığını ve tesliminin yapılamadığını, kooperatif tarafından yapılan/yapılacak olan 702 daire olduğunu, kooperatifin mevcut 453 üyesi bulunduğunu, bunlardan 196 üyenin dairesini ve tapusunu aldığını, 344 üyenin ise henüz dairesini alamadığını, eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyeti tapuları ferdileştirme ile verildiğini, dairesi teslim edilen 197 arsa sahibine daire maliyeti hesaplanmayarak ve kooperatiften daire almış üyelere yansıtılmayarak 506 daire maliyetinin geriye kalan 344 üyeye yüklendiğini, evini teslim alan üyelerden aylık aidat miktarının %40’ı oranında kira alınması yönünde genel kurur kararı olmasına rağmen bu bedellerin talep ve tahsil edilmediğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, SGK ve borçlarının dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet hesabına eklenmediğini ve tüm borçların dairesini almayan üyelere bırakıldığını, yapılan fahiş hatalar sebebiyle 21.04.2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar yapılan tüm geçici/kesin maliyet bedellerinin iptali ve yeniden maliyet yapılmasına yönelik karar alındığını, bu kararın herhangi bir muhalefet şerhi olmadan oybirliği ile alındığını, Kayseri 1. ATM’nin …/.. E sayılı dosyası ile açılan genel kurul kararının iptali davasının reddedildiğini, yönetim kurulu tarafından kesin maliyet hesabı yapılması için süreç başlatıldığını, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşmenin 61. Maddesindeki usule uygun şekilde üyelere tebliğ edildiğini, 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki usul uygulanarak tüm üyelere paylarına düşen kesin maliyet borcunun tebliğ edilerek ödeme yapmalarının talep edildiğini, verilen süre içinde ödemelerini yapmayan üyelerle ilgili yasal süreç başlatıldığını, davalının da verilen süreye rağmen borcunu ödemediğini, kooperatifin en yetkili organının genel kurul olduğunu ve aldığı kararların tüm üyeleri bağlayacağını, genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gereği değiştirilmesinin mümkün ve geçerli olacağını, bu durumun kazanılmış hakları ihlal etmeyeceğini, son genel kurulda alınan kararın amacının üyeler arasındaki eşitliği sağlamak olduğunu, kooperatifin genel kurul kararı ile şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyet bedellerini iptal etmesi ve yeniden kesin maliyet hesabı yaparak üyelerden talep etmesinde dairesini teslim almamış üyeler ile teslim almış üyeler arasındaki eşitliğin sağlanmasının amaçlandığını, davacı kooperatifin henüz tasfiye aşamasına girmediğini, inşaat faaliyetlerinin devam ettiğini, davacının tamamlamış olduğu daireleri ve tapusunu üyelere verdiğini, davalının üyeliğinin devam ettiğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kooperatiften dairesini teslim alan ortağın, üyeliğinin sona ermeyeceğini, davalının davacıya 164.105TL kesin maliyet borcunu ödemediğini, davacı tarafça emsal nitelikte 160 civarında dava açıldığını ve bunun 130 civarındakinin kooperatif lehine karara çıktığını, davalıların bir çoğunun istinaf yoluna başvurduğunu ve esastan reddedildiğini, temyiz edilen kararların Yargıtay incelemesinde olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 6.000 TL’nin davalıya tebliğiyle kesinleşmesinden itibaren yıllık %18 faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; müvekkilinin 2011 yılında genel kurul kararı ile çıkartılan kesin maliyet bedelini ödediğini ve tapusunu aldığını, kooperatife üyelikten kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirip ilişiğini kestiğini, 2019 yılında yapılan genel kurul ile önceki kesin maliyetlerin iptal edildiğini yeniden kesin maliyet çıkarıldığını, müvekkilinin 2019 yılı genel kuruluna davet edilmediğini hazirunlarda isminin bulunmadığını, davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, Yargıtay 6. H.D.’nin 2021/6310 E, 2022/185 K sayılı ilamı ile kooperatif inşaatlarının tamamı bitmeden kesin maliyet talep edilemeyeceği gerekçesi ile erken dava sebebiyle davanın kabulü yönündeki yerel Mahkeme kararını bozduğunu, davacının davalıdan genel kurul kararları ile zaten muaccel aidat alacağı bulunduğunu, kooperatifin söz konusu aidat alacağını tüm üyelere karşı talep etmiş olmakla birlikte kooperatiften taşınmaz temin edip her türlü istifa, ilişik kesme belgesi geçersiz olan davalının da söz konusu aidatı ödemesi gerektiğini, davalının davacı kooperatiften 150 m2 daire temin ettiğini ve genel kurul kararları ile alınan aidat kararlarından sorumlu olduğunu, davalının 2003 yılı Ocak ayından 2021 yılı Kasım ayına kadar ödemesi lazım gelen aidat tutarının 172.720 TL olduğunu, davalının yaptığı ödemenin ise 138.406 TL olarak kooperatif kayıtlarında yer aldığını, bu durumda davalının bakiye 34.314 TL borcu kaldığını belirterek bahse konu tutarın tahsilini, alacağın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 / aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: kooperatif ana sözleşmesi, genel kurul tutanakları, üye işlem dosyası, bilirkişi dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, (davanın tamamen ıslahı sonrası) kooperatif aidat alacağının tahsili istemi ile davacı kooperatifin davalı kooperatif üyesi aleyhine açmış olduğu alacak davasıdır.
Mahkememizce, dosyanın bir kooperatif muhasebesi konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile kooperatif defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 19/10/2022 tarihli raporda özetle; Davacının Ticari defter tasdiklerini süresi içinde ve usulüne uygun olarak yaptırdığı, sahibi lehine delil olma niteliğine haiz olduğu, davacının ticari defter kayıtlarında davalıyı 331.01.1354 numaralı hesapta takip ettiği, ilgili hesabın 12.02.2014 tarihi itibariyle bakiyesinin bulunmadığı, davacının ticari defter kayıtlarında, 12.02.2014-29.09.2022 tarihleri arası davalıya ait hesap hareketi bulunmadığı, incelenen genel kurul kararları ve alınan aidat kararlarına göre 2021 yılı Kasım ayı itibariyle ödenmesi gereken aidatlar ve davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan, davalı tarafça yapılan ödemeler esas alındığında, davalının aidat borcu bakiyesinin 34.104,00TL olduğu, mahkemece davacının ticari defter kayıtları esas alınarak hüküm kurulacaksa, davalının 2021 yılı Kasım ayı itibariyle borç bakiyesinin bulunmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 22/05/2023 tarihli ıslah dilekçesi sunulmuş, dava dilekçesinde davalıdan kesin maliyet bedeli talep etmiş iken bu kez ıslah ile kooperatif aidat alacağı talep etmiş, ıslah edilen miktar üzerinden harç tamamlanmış, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş ve davalı vekili tarafından ıslaha karşı beyan dilekçesi sunulmuş ve zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür.
Mahkememiz 03/11/2022 tarihli celsesinde davacı vekili tarafından Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması bakımından dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep edilmiş, bu hususta davalı tarafa beyan ve karşı iddiada bulunmak üzere kesin süre verilmiş, sürenin tamamlanmasının akabinde ara karar gereği somut norm denetimi için 2709 sayılı 1982 Anayasası’nın 152. Maddesi gereğince Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulmuştur.
7410 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 1163 sayılı kooperatifler kanununa eklenen geçici 11. Maddenin Anayasa Mahkemesinin yapmış olduğu inceleme sonucu 16/03/2023 tarih, 2022/126 Esas, 2023/29 Karar sayılı kararı (09/03/2023 tarih 32127 sayılı Resmi Gazete) ile iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu edilen aidat alacağı davacı kooperatifin 2003 ila 2022 hesap yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarında alınan aidat istemlerine ilişkin genel kurul kararlarına dayalı olup, esasen alınan kararlar ve kararların geçerliliği tartışma konusu olmayıp bahse konu aidat alacağının belirlendiği, genel kurul toplantılarında alınan kararların geçersizliği yahut iptali yönünde açılmış bir dava da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf her ne kadar zamanaşımı def’i ileri sürmüş ise de, kooperatif ile üye arasındaki üyelik ilişkisi devam ettiği sürece üyelik aidat alacağına ilişkin taleplerde zamanaşımı işlemeyeceği, ancak genel gider alacağının TBK m.147/4 hükmü uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu (Benzer Yargıtay (Kapatılan) 23. HD’nin 11.11.2019 tarih, 2016/5683 Esas, 2019/4634 Karar; aynı dairenin 21.12.2020 tarih, 2018/1339 Esas, 2020/4423 Karar sayılı kararları); dosyada mevcut genel kurul kararlarında genel giderler için ayrı, inşaat finansmanı için ayrı kararlar alınmadığı, tüm giderleri kapsayacak şekilde aidat kararı alındığı ve zamanaşımının söz konusu olmadığı anlaşılmakla davalının ileri sürdüğü zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Taraflarının benzer hukukî statüde olduğu bir davada Yargıtay, önüne gelen dosyada yapmış olduğu temyiz incelemesi sonucu; “Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir. Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla biraraya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler. Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir. Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir. Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat bittikçe biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre % 10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerinin teslim edilerek kooperatiften istifa edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir. Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62. maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir. Bu durumda mahkemece eldeki davanın erken dava olduğu gerekçesiyle reddi ile masraf ve vekalet ücretinin bu doğrultuda sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.” şeklinde karar vermiştir (Yargıtay 6. HD’nin 20.01.2022 tarih, 2021/6310 Esas, 2022/185 Karar sayılı kararı). Esasen davacı da bu kararı emsal göstererek, kesin maliyet bedeli alacağının tahsili istemiyle açmış olduğu davayı ıslah ederek, davalı kooperatif üyesinden bu kez ıslah ile kooperatif aidat alacağının tahsilini istemiştir.
1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesinde düzenlen ve anılan maddede, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla yapımı devam eden inşaatların finansmanı için gerekli bulunan kesin maliyet bedelinin hesaplanarak, taşınmazını devralan yahut henüz devralmayı bekleyen kooperatif üyelerinden tahsili istemi yerinde olduğu gibi, kesin maliyetin veya buna benzer inşaat finansmanı için zorunlu giderlerin aidat alacaklarına eşitlik ilkesi de gözetilerek yansıtılmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Yukarıda alıntılanan emsal Yargıtay kararında da belirtildiği gibi; taşınmazın, davalı kooperatif üyesine devredilmesi, genel giderlere ve inşaat finansmanı için zorunlu bulunan giderlere katılım borcunu ortadan kaldırmamaktadır.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Dolayısıyla dosyadaki mevcut genel kurul kararları çerçevesinde davacının ıslah edilen tutar yönünden ıslah tarihinden itibaren asıl alacağa faiz işletilmesi istemi yerinde görülmüştür.
Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kooperatif aidat alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği aidat alacağının olduğu, kooperatif aidat alacağının en geç ıslah ile talep edilen tutar yönünden ıslah tarihinde muaccel olacağı gözönüne alındığında, davalının bu borcuna genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 17.952,00-TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ ile, 34.314,00-TL aidat alacağının ıslah tarihi olan 25/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 / aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.343,98-TL karar ve ilam harcından, davacıdan peşin olarak alınan 102,47-TL harcın ve 483,53-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.757,98‬-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan; ilk dava açma gideri 170,27-TL, ıslah harcı 483,53-TL, posta ve tebligat masrafı 77,00-TL, bilirkişi ücreti 1.000,00-TL olmak üzere toplam 1.730,8‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Dava açılmadan önce yapılan arabuluculuk görüşmelerine ilişkin olarak; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davanın ıslahından önce yapılan arabuluculuk görüşmelerine ilişkin olarak; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/06/2023

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır