Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/883 E. 2023/157 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : .
KATİP : .

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının … İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyasına … tarihinde borca itiraz ettiğini, itiraz üzerine… tarihinde arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, davalının itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı ile davacı arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklı ve ödenmemiş olan icra takibine konu cari hesap ekstresi olduğunu, söz konusu ekstrede de görüleceği üzere alacaklı davacı şirket ile borçlu davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklı bir borç söz konusu olduğunu, davalı davaya konu icra takibine itirazında davacıya borcu olmadığı iddiasında bulunmasına rağmen takibe konu borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge de sunamamış olduğunu, davalı borçlu hakkında başlatılan icra takibi süresinde ve hukuka uygun olduğunu, tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığında davalının davacıya takip konusu miktar kadar borçlu olduğunun ortaya çıkacak olduğunu, davalının borcunu ödememek için haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu nedenle de asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya yöneltilen bu dava ile davacı tarafın iddialarının taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, davacı tarafça, davalı ile kendileri arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişkiye istinaden davalının 43.452,50 TL borcu olduğunun beyan edildiğini ancak bu iddiaların kabulü mümkün olmadığını, davalı tarafından daha mal teslimi yapılmadan ileride alacağı ürünlerin ödemeleri dahi yapılmış olduğunu ancak davalının iyiniyeti davacı tarafından suistimal edilmiş ve karşılıklı güven ilişkisinden dolayı gönderilecek, teslim edilecek mallara ilişkin faturalar defterlerine işletilmek suretiyle davalının borçlandırılmış ve haksız şekilde tahsilat yapılmaya çalışılmış olduğunu, fakat salt faturanın düzenlenmiş olması ve bildirilmesi alacak hakkı doğurmadığını ayrıca faturayı düzenleyen davacının ayrıca taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiyi ve malın teslimini de ispat etme yükümlülüğü bulunmakta olduğunu, davacı taraf, faturalardan bahsetmiş ancak faturalara ilişkin teslim alan ve teslim eden kısımları imzalı sevk irsaliyeleri ile davaya konu malların tereddüt barındırmayacak şekilde teslimine ilişkin imzalı bir belge mahkeme dosyasına ibraz edilmemiş olduğunu, buna göre; fatura düzenleyen tacirin karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekeceğini, fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şart olduğunu, T.T.K.nun 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karine olduğunu, İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının ve malın teslim edildiğinin, doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekeceğini, faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde ( mücerret ) itiraz edilmemiş olması hâli, sadece o faturanın –miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşıyacağını, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmeyeceğini; satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesinin zorunlu olduğunu, davacı ….Genel İcra Müdürlüğünün ….E. Sayılı Takip Talebinde “Muhtelif Tarih ve miktarlı faturalardan kaynaklı bakiye cari hesap alacağı olan 43.452,50TL’ nin tahsili için icra takibinde bulunulmuş daha sonrasında ise dava dilekçesinde davacı tarafından tanzim edilen bütün faturalar dava dilekçesinde belirtilmiş olduğunu, bu sebeple bahse konu ödeme emrinde davacının beyanı ile ödendiği sabit bulunan faturaların hiç belirtilmemesi ve ödenmediği iddia edilen ve mal tespitinin yapıldığı ispat edilmesi gereken faturalara ilişkin takip yapılması gerektiği aşikar olduğunu ancak davacı tarafından cari hesap ve bütün faturalar ödeme yapılmadığı iddiası ile gösterilmek suretiyle icra takibi yapılması ödeme emrinin ve takibin de iptali sebebi olduğunu, Bbhse konu çeklerin hangi faturalar için ödeme olarak kabul edildiği davacı tarafından belirtilmeden sanki bakiye alacak varmış gibi hareket edilmesi de kötüniyetinin ispatı olduğunu, davalı tarafından ön ödeme olarak verilen bedel kadar dahi mal teslimi yapılmamasına rağmen taraflar arasındaki güvene istinaden defterlere işlenen faturaların bakiye kısmı denilmek suretiyle davacı tarafından takibi de hakkaniyete aykırı olduğunu, Katma Değer Vergisi Kanunun 10. Maddesinde malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesini içermekte olduğunu, Borçlar Kanunu açısından ise yine mal teslimi veya hizmet ifasından önce düzenlenen faturaların “Alacak hakkı doğurmayacağı” da aşikar olduğunu, faturaların davalıya tebliğ edilmesi ve 8 gün içerisinde iyiniyetinden dolayı münderecatına itirazda bulunulmaması ve iyiniyetli olarak ticari defterlerine işlenmiş olması davacı nezdinde alacak hakkı doğurmayacağını ayrıca malın teslimi hususunda da kanıt teşkil etmeyeceğini, davacının mal teslimini ayrıca ispat etme yükümlülüğü bulunmakta olduğunu ayrıca bahse konu faturaların deftere işlenmiş olması ayrıca alacak hakkı doğurmayacağını taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin varlığı da gerekmekte olduğunu ancak taraflar arasında batıl olan ve tamamen iyiniyetten uzak haksız bir şekilde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verecek şekilde teslim edilmeyen ürünler için fatura münderecatına itiraz edilmediği gerekçe gösterilerek icaba davet karşısında susma yoluyla taraflar arasında akdedilmiş geçerli bir sözleşmenin varlığının ispatı olmayacak olduğunu, zira, davacının bahsettiği faturalardan kaynaklı alacak iddiası tamamen kesilen faturalar ilişkin olup, ayrıca malın teslimi hususunda bir kaç sevk irsaliyesi dışında kanıtı bulunmamakta olduğunu, bu sebeple sevk irsaliyelerinin mal teslimi hususunda delil teşkil etmesi mümkün olmadığını, çünkü teslim edilen ürünlere ilişkin sevk irsaliyelerinin tamamı gerek davalının gerekse yanında çalışan sigortalı işçileri tarafından imza karşılığı teslim alınmış ve tarafımızca da herhangi bir şekilde itirazda bulunulmamış olduğunu ancak teslim alınmayan ve sevk edilmeyen ürünlere ilişkin olarak da yine aynı şekilde kötüniyetli olarak sevk irsaliyesi düzenlenerek yapılmayan teslimat yapılmış gibi gösterilmeye çalışılmış olduğunu ancak imzasız bulunan bütün sevk irsaliyeleri tamamen hayal ürünü olup mal teslimini ispat için kullanılmaya çalışılan gerçekle alakası bulunmayan belgelerdir ki bu irsaliyelerin taraflarınca kabul edilmesi mümkün olmadığını, davalı tarafından ödemesi yapılan tutar kadar dahi mal teslim edilmemişken, davacı tarafça 43.452,50 TL daha faturalara dayanarak ödeme talebinde bulunulması tamamen kötü niyetli olduğunu, davacının davalıya tebliğ edilen ödeme emrinde faiz talebinde bulunmuş olduğunu, İcra dairesine yaptıkları itirazda da belirttikleri üzere ancak takip tarihinde itibaren faiz talebinde bulunulabileceğini ve bunun ise yasal faiz oranı üzerinden hesaplanması gerektiğine inanmakta olduğunu, davacının bahse konu faturalara dayanarak mağdur olduğu iddiasıyla iş bu davayı açması haksız ve mesnetsiz olduğunu ayrıca davacı dava dilekçesinde %20 den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesinden bahsetmiş olduğunu, bir an için davalının borçlu olduğu kabul edilse dahi alacağın likit olmadığı çünkü davacıya davalı tarafından ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin hangi faturalara istinaden ödeme olarak alındığı ve kasa hesabına işlendiği davacı tarafından dile getirilmediği için alacak likit olmadığını ve teslim edilmeyen mallardan dolayı yargılama ile davalının borçlu olup olmadığı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, İ.İ.K. mad. 67 gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
…Vergi Dairesi’ne, … Vergi Dairesi’ne, … Genel İcra Dairesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görüldü.
.. Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının Uyap’tan celbi ile incelenmesinde, alacaklının …, borçlunun … olduğu, 46.883,76-TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin … tarihinde tebliğ olduğ, borçlunun itirazı üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce talimat yoluyla Mali Müşavir bilirkişiden alınan … tarihli raporda özetle; a) Dava konusunun, davacının, davalı şirket ile olan ticari ilişki dolasıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, b) Davacının …yasal ticari defterlerinin tüm yasal kayıtlar davacı (alacaklı) şirket lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu, c) Davacının Ticari Defterlerine göre; takip tarihi … tarihi itibariyle davacının davalıdan 43.452,50 TL.Asıl miktar ile alacaklı olduğu, d) Davalının düzenlemiş olduğu ayıp ihtarı/ihbarına ilişkin düzenlendiğine dair bir dayanağının olmadığı, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu 1(bir) adet e-arşiv faturaya dayalı cari hesap bakiyesinden 43.452,50 TL.borç kalmış olduğu, ancak davacının düzenlemiş olduğu bu faturaya yönelik davalı vekilinin icra takibi dosyasında borçlarının olmadığını iddia etmekle borç asıl ve ferilerine … tarihinde itirazda bulunduğu, e) Taraflar arasındaki ihtilaf konusunun; davalının düzenlemiş olduğu, 1 (bir) adet iade e-arşiv faturası, düzenlendiği ve davacı(alacaklı) tarafına tebliği edilmiş olduğu her iki tarafında GİB BA -BS Analiz karşılaştırmalarında kayıtlarına işlenmiş olduğu tespit edilmekle davalı(borçlunun) davacı (alacaklı) tarafına bakiye cari hesaba karşılık ödeme yapılmamasından kaynaklandığı, f) Davalının düzenlemiş olduğu ayıp ihtarı/ihbarına ilişkin düzenlendiğine dair bir dayanağının olmadığı, davalının(borçlunun) icra takibinde saç metal satış ve nakliye hizmetlerine karşı düzenlenmiş e-Arşiv Faturasına karşı takibe itiraz etmesine karşın karşı tarafa 8(sekiz) gün yasal sürede noter makamınca yazılı bir. şekilde ihbar veya ihtarname ile itiraz etmediğinden mütevellit cari hesaba karşıda faturanın iade faturası sonrası cari hesap bakımından tarh ve tahakkuk alacak yönünden kesinleşmiş olduğu tespit edilmiştir. h ) Özetle; davacının davalı adına düzenlemiş olduğu e-arşiv fatura ilişkin saç ve metal malları davalıya teslimine ilişkin ihtilafın olmadığı, davalının takipteki itirazının davacının saç metal ürünleri ve nakliye hizmetlerine karşı, davalının (borçlunun)ayıp tespitine yönelik almış olduğu mübrez ayıplı bir mal ve hizmet yönünde bir ekspertiz raporunun alınmadığı ve dava dosyasına yazılı olarak da sunmadığı, ı) Neticeden, davacının davalıya düzenlemiş olduğu 1(Bir) adet E-Arşiv Faturadan dolayı cari hesap bakiye 43.452,50 TL. Alacağına karşı ödeme yapılmadığı, saç ve metal ürünleri alım satım hizmetinden dolayı … Genel İcra Dairesi …Esas takip dosyasında davalı (borçlunun) vekili tarafından … tarihinde borca asıl ve ferileri ve faiz oranları belirsiz olduğu iddiası ile itiraz beyanında bulunmuş olduğu, takibin durdurulduğu, i) Davacı (alacaklı) tarafından düzenlenen saç ve metal ve ürünleri alım satım e-arşiv faturası yasal kayıtlara işlendiği halde davalı (borçlu) tarafından alacaklı tarafa herhangi bir yasal olarak Noterlik Makamınca bir ihbar ve ihtarname şeklinde itirazda bulunmaması karşısında taraflar arasındaki ticari alış verişlere e-arşiv faturaya bağlı cari hesap alacağın kesinleşmiş olduğu, öncelikle davacı vekili tarafından Hukuk Uyuşmazlıklarında dava şartı Arabuluculuk … tarihinde müracaatı ile … tarihinde anlaşamama kararı sonucu mevcut durum itibari ile borçlu(davalı) hakkında icra takibi başlatmış olduğu, netice itibarıyla davacının davalıdan ….Genel İcra Dairesi … Esas ve …İcra Müdürlüğü 2021/21439 esas sayılı takip dosyasında davacı (alacaklı) ….’nin davalı (borçlu) ….’den cari hesap bakiyesine dayalı olarak; 43.452,50 TL.Cari hesap Alacağı(Asıl Alacak),2.931,26 TL.Tkp.Önc.Faiz(Ticari Reeskont Avans Faiz) 46.383,76 TL.Yekün olarak takip konusu davacının davalı taraftan alacaklı olduğu,yasal faiz ve ferilerini ….takip tarihi itibari ile talep edebileceği yönünde tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın delilleri arasında yemin delilinin olması nedeni ile ve davalı vekilinin istifa etmiş olmasından dolayı davalı şirkete yemin delilinin hatırlatılması amacı ile ihtarlı tebliğ yapılmış ise de davalı tarafça yemine başvurulmamış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan açık yargılama sonucunda; davacının davalıdan takibe konu cari hesap alacağı olup olmadığının tespiti için deliller toplanmış ve davacı ile davalının birbiri ile uyumlu form BS, BA beyanında bulundukları ve davalının yasal süre içerisinde faturaları iade etmemiş olduğu görülmüştür. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için verilen ara karar gereği davalı tarafa HMK madde 222 ihtarlı davetiye gönderilmesine rağmen davalı tarafın defterlerini sunmadığı ve ilgili madde gereğince davacının usulüne uygun tutulmuş defter kayıtlarının mahkememizce dikkate alınması gerektiği ve avans ödemesi iddiasında bulunmuş olması nedeni ile ispat yükünün davalıda olduğu anlaşılmış olmakla, alınan … tarihli bilirkişi raporunda davacının defterlerine göre davalıdan 43.452,50 TL alacaklı olduğu belirtilmiş olup, davalının yemin delili hatırlatılmasına rağmen başvurmaması ile davacının asıl alacak yönünden davasını ispat ettiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça faize ilişkin olarak açılmış ve harçlandırılmış bir talep olmamasına rağmen Mahkememizce sehven faiz yönünden karar verilmiş olduğu anlaşılmakla, açık hata nedeni ile tavzih kararı verilmesi gerekmiş ve böylece, DAVANIN KABULÜ İLE, … Genel İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 43.452,50 TL asıl alacak üzerinden devamına, kabul edilen alacak bedeli olan 43.452,50 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, … Genel İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 43.452,50 TL asıl alacak ve 2.931,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.383,76 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Kabul edilen alacak bedeli olan 46.383,76 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine,
4-Alınması gereken 2.968,24-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 742,07-TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 2.226,17‬- TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 742,07-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 192,90 -TL tebligat, 120,10-TL posta ve müzekkere ücreti, 750,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.063,00-TL yargılama giderinden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan 31,00- TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı…

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza