Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/847 E. 2022/524 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/847 Esas – 2022/524
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/847
KARAR NO : 2022/524

HAKİM : ..
KATİP : …

DAVACI : ………
VEKİLLERİ : Av…..
Av. ….
DAVALILAR : 1- …….
2-……
3- ……..
VEKİLİ : Av…….
DAVALI : 4-……..
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Davalılar ile müvekkili idare arasında ihale üzerine akdedilen sözleşme gereği hizmet alımı gerçekleştirildiğini, bu kapsamda dava dışı işçi …’ün davalı yükliniciler tarafından çalıştırıldığını, dava dışı …’ün Özel Güvenlik Görevlisi olarak 20.10.2009 – 26.08.2014 tarihleri arasında Kayseri Şube Müdürlüğünde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalışmış ve en son çalıştığı … – … iş ortaklığı tarafından 26.08.2014 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, Dava Dışı …’ün 1-01.01.2009 – 31.12.2009 dönemi için … ile Müvekkil İdare arasında 30.12.2008 tarihli sözleşme, 01.01.2010 – 31.12.2010 dönemi için … ile Müvekkil İdare arasında 30.12.2009 tarihli sözleşme, 01.01.2011 – 31.12.2011 dönemi için … ile Müvekkil İdare arasında 20.12.2010 tarihli sözleşme, 01.01.2012 – 31.12.2013 dönemi için … – …. – …. iş ortaklığı ile Müvekkil İdare arasında 21/12/2011 tarihli sözleşme, 01.01.2014 – 26.08.2014 dönemi için … – … iş ortaklığı ile Müvekkil İdare arasında 27.11.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, dava dışı özel güvenlik görevlisi …’ün işten ayrıldığı tarihe kadar, Müvekkili Kurum bünyesinde ihale ile özel güvenlik hizmetlerinde bulunan, farklı şirketlerde görev aldığını, sözleşmeler incelendiğinde, sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından iş Kanunu veya benzer mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülüklerin yerine getirmekten firmaların sorumlu olduğunun açık olduğunu, ayrıca adı geçen firmalar ile müvekkil idare arasında imzalanan sözleşmelere göre faiz oranları belirlenmediğini, Faiz oranının belirlenmediği sözleşmelerde ticari faiz uygulanacağını, bu nedenle adı geçen firmaların idare tarafından işçiye ödenen bedelden sorumlu olduğunu, sözleşme ile öngörülen faiz oranı üzerinden müvekkili firmaya ödeme yapılması gerektiğini belirterek …’e icra takibi neticesinde ödenen 9.793,82-TL’nin ödeme tarihi olan 10.05.2019 ‘dan itibaren uygulanacak sözleşme faizleri, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen davalılardan rücuan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Ve …. Vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilleri şirketi ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer Mahkemesi’nin Ankara Mahkemeleri olduğunu, yetkisiz açılan işbu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının yapmış olduğu ödemelerden işbu dava ile haberdar olduklarını, alacaklanın zararını tanzim eden davacının müvekkilleri şirkete rücu ettiğini, ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığını, müvekkili şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirketlerin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının ihaleye çıktığı işçi sayını depoları kapatarak zamanla düşürdüğünü, daha sonra işçileri müvekkili şirkete işten çıkarmadıklarını iade ettiklerini beyan ederek hakkı kötüye kullandıklarını, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, rücu imkanının bulunmadığını belirterek her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı açılan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki hizmet sözleşmeleri ile şartnameler doğrultusunda davacının ödediği işçi alacakları yönünden davalıların sorumlu olup olmadığı ve sorumlu iseler sorumluluk miktarlarına (asıl alacak, faiz türü, temerrüt tarihi) ilişkin rapor düzenlenmesi hususunda dosyanın Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 09/05/2022 tarihli raporundan özetle; davalı yüklenici …..nin 3.726.60-TL’den 10/05/2019 ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı yüklenici …… & …… & …….nin 3.387,81 TL’den 10/05/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, davalı yüklenici ….. & …….nin 2.679,41TL’den (1.568,96 TL + 1.110,45 TL) 10/05/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davacı kuruma/işverene karşı sorumlu olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir.
Dava, asıl işveren tarafından Boğazlıyan 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin ….esas …karar sayılı ilamı gereğince icra dosyasına dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağı ve yargılama giderinin taraflar arasındaki sözleşme hükümleri göre davalı alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Az yukarıda da değinildiği gibi, uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler“ rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 gün ve 2019/654 Esas – 2020/1832 Karar sayılı ilamında ve diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından,dava dışı işçinin Boğazlıyan 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/168 esas 2017/512 sayılı dosyasında karara bağlanan işçi alacakları,işlemiş faizi ve yargılama giderinin tahsili için başlatmış olduğu Boğazlıyan İcra Dairesi’nin ……esas sayılı dosyasına 9.793,82 TL ödeme yapılmış olup bu ödeme miktarının sorumlulukları oranında davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda,taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmeleri ve teknik şartnamelerinde işçilik alacaklarından davacı işverenin sorumlu olacağına yönelik düzenlemenin bulunmadığı,bu nedenle dava dışı işçinin davalılarda çalıştığı süreler gözetilerek sorumlu oldukları miktarın belirlenmesine yönelik rapordaki hesaplama Mahkememizce dosya kapsamında bulunan delillerle uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu gözönünde bulundurularak açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
Davanın Kabulü ile;
1- 3.726,60-TL’nin 10/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ….’den alınarak davacıya ödenmesine,
2- 3.387,81-TL’nin 10/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …. ile …. ve ….’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
3- 2.679,41-TL’nin 10/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …. ile ….’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 669,02-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 167,26-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 501,76-TL karar ve ilam harcının davalılar …, …. ile …. ve ….’nden alınarak Hazineye gelir kaydına, (Bu harcın 190,67-TL’lik kısmından davalı …’nin, 192,56-TL’lik kısmından davalılar davalılar …. ile …. ve ….nden müştereken ve müteselsilen, kalan 118,53-TL’lik kısmından ise …. ile …’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ile 167,26-TL peşin harç toplamı olan 226,56‬-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (bu tutardan 86,09-TL’lik kısmından kısmından davalı …’nin, 86,95-TL’lik kısmından davalılar …. ile …. ve ….nden müştereken ve müteselsilen, kalan 53,52-TL’lik kısmından ise …. ile …’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına), bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 216,00-TL posta tebligat, 98,60-TL müzekkere gideri ile 550,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 864,60-TL yargılama giderinden alınarak davacıya verilmesine, (bu tutardan 328,55-TL’lik kısmından davalı …’nin, 331,81-TL’lik kısmından davalılar …. ile …. ve ….’nden müştereken ve müteselsilen, kalan 204,24-TL’lik kısmından ise …. ile …’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına),
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (bu tutardan 1.938,00-TL’lik kısmından davalı …’nin, 1.957,28-TL’lik kısmından davalılar …. ile …. ve ….’nden müştereken ve müteselsilen, kalan 1.204,72-TL’lik kısmından ise …. ile …’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, (bu tutardan 516,80-TL’lik kısmından davalı …’nin, 521,94-TL’lik kısmından davalılar …. ile …. ve ….’nden müştereken ve müteselsilen, kalan 321,26-TL’lik kısmından ise …. ile …’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2022

Katip ….
¸E-imzalıdır

Hakim ….
¸E-imzalıdır