Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/84 E. 2022/175 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2021/84 Esas – 2022/175
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/84 Esas
KARAR NO : 2022/175

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …-…- …
VEKİLLERİ : Av. ……
Av. … -….
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 02/03/2017
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2022
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … ile birlikte davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin münferit imza yetkilisi müvekkili olmasına rağmen diğer ortağın Kayseri 1.Noterliği’nin 25.04.2014 tarih … yevmiye no’lu sahte imza sirküleri düzenleyerek kendisini münferit temsilci haline getirdiğini, imza sirküleri arkasındaki ortaklar kurulu kararındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu suretle müvekkilinin münferit imza yetkisi kaldırılarak …’in şirketin münferit imza yetkilisi hale getirildiğini, müvekkilinin yurt dışından kısa bir süreliğine gelip şirketin faaliyet gösterdiği adrese gittiğinde makina ve techizatın olmadığını, fabrikanın komple taşındığını, şirketin yüksek kar elde ettiği halde … ‘in vergi dairesi ve diğer kişilere olan borçlarının ödenmediği ve şirketi borçlu hale getirdiğinin tespit edildiğini, diğer ortak hakkında sahtekarlık, emniyeti suistimal suçunu işlemekten dolayı Savcılığa şikayette bulunduklarını, tüm bu olgular karşısında müvekkilinin şirket ortaklığını sürdürme imkanı bulunmadığı gibi, kar dağıtmayıp zarar gösterilen şirketin müvekkilinin fahiş surette zarara uğrattığını, bu nedenlerle müvekkilinin daha fazla zarara uğramaması için ortaklıktan doğan hak ve borçların dondurulmasına, alacağın teminat altına alınması için gereken tedbirlerin alınmasına, müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılmasına, kar payı ve hesaplanacak ayrılma akçesinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesi davalıya17.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı taraf cevap dilekçesi vermemiştir.
GEREKÇE: Dava, limited şirket ortaklığından çıkma, kar payı ve ayrılma akçesinin ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin 05/03/2020 tarih 2017/288 Esas ve 2020/175 Karar sayılı ilamı Kayseri BAM 6. HD’nin 31/12/2020 tarih 2020/1124 Esas ve 2020/1241 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği ve dosyanın Mahkememizin 2021/84 Esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
BAM kaldırma kararı öncesinde bilirkişi heyetinden rapor alınmış, alınan raporda sonuç olarak; “TTK m.636/2 uyarınca davacının haklı sebeple çıkma hakkı talebinin yerinde olduğu, buna göre davacının şirketten çıkma hakkına bağlı olarak karar tarihine en yakın tarihteki malvarlığının belirlenerek payı oranında çıkma hakkının belirlenmesi gerektiği, davalının ticari defter kayıtlarına göre davalı şirketin makineler hariç öz kaynakları toplamının 397.837,11-TL olacağı ve davacının bahse konu şirketteki payı %50 olduğu için davacı tarafın (772.937,11-TLX%50=) 386.468,55-TL çıkma payı talep edebileceği, davalı şirketin öz kaynakları hesaplanırken 72.163,56-TL olan ortaklara borçların da dikkate alındığı, mahkemece bu tutarın fiktif bir tutar olabileceği kanaatine varılması durumunda öz kaynak tutarının 397.837,11-TL + 72.163,56-TL =470.000,67-TL olacağı, bu tutara makine değerleri de eklendiğinde toplam öz kaynak tutarı (470.000,67-TL+375.100,00-TL=)845.100,67-ÜM olacağı, davacının %50 pay sahibi olması sebebiyle (845.100,67-TLX%50=)422.550,34-TL talep edebileceği…” şeklinde rapor sumuşlardır.
BAM kaldırma kararında; ” 6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesi “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” hükmünü haizdir. Anılan düzenleme ile ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası açabilme olanağı tanınmıştır. Ancak “haklı sebeplerin” nelerden ibaret olduğuna değinilmemiştir. Bu nedenle çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını gerek bu konudaki emsal Yargıtay kararlarına gerekse doktrindeki bu konudaki görüş ve tespitlere göre dosya kapsamı gözetilmek suretiyle mahkeme değerlendirecektir.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile davacı ortağın ortaklıktan çıkma talebinin haklı olduğuna kanaat getirilmiş ise de, 6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesi uyarınca haklı sebeplerin varlığı halinde ortağın ortaklıktan çıkmasına mahkemece izin verilmesi gerektiği, bu hususta açılan davanın tespit davası niteliğinde olmadığı, davacının da dava dilekçesinde bu konuda herhangi bir tespit talebinin bulunmadığı, ayrıca 6102 sayılı TTK’nun 616. maddesi hükmüne göre de, genel kurulca kar payının dağıtılması yönünde karar verilmedikçe, kar payının dağıtılmasının da mümkün olmadığı,ancak karın dağıtılmasında anasözleşmedeki hükümlerin de ayrıca dikkate alınması gerektiği, yine TTK’nun 636/2 maddesi uyarınca davacının çıkmaya izin talebinin yerinde olduğunun kabul edilmesine ve davacının da açık talebine karşın (Davacı dava dilekçesinde açıkça, hesaplanacak ayrılma akçesinin yani çıkma payı alacağının da verilmesini talep etmiş olduğundan) , çıkma hakkına bağlı olarak çıkarılma kararı ile birlikte çıkarılan ortağın hakkı olan ortaklık payının da hesaplattırılarak kendisine ödenmesine karar verilmesi gerekir.Bu yönden davalı şirketin karar tarihine en yakın tarihteki malvarlığı (Tüm aktif ve pasifleriyle birlikte) belirlenerek,aktifi varsa tasfiye payı oranında davacının çıkma payı hakkının belirlenmesi ve hükmedilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı ve yerinde olmayan gerekçe ile söz konusu talebinin reddine karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, bu nedenlerle mahkeme kararının bu yönden kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindedir.
BAM kaldırma kararında işaret edilen hususların değerlendirilmesi bakımından bilirkişi heyetinden ek rapor sunulması istenmiş, alınan bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; “Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerle davalı şirketin 2019 yılı mizan tablosundan elde ettiğimiz bulgular şöyledir:
Davalı şirket 2019 yılı sonu itibariyle vergi İdaresince re’sen terk edilmiştir. Dolayısıyla bu tarihten sonra herhangi bir ticari faaliyeti bulunmamaktadır.
Davalı şirketin 31.12.2019 tarihli raporumuz ekindeki mizan tablosundan öz kaynakları tutarı 396.856,31 TL olarak hesaplanmıştır. Mizan tablosunda herhangi bir makine, tesis, donanım, taşıt ve taşınmazı gözükmemektedir.
Davacının davalı şirketteki payının 9650 olması sebebiyle hesaplanan çıkma payı tutarı 396.866,31 TL x 9450 — 198.433,16 TL hesaplanmaktadır.” şeklinde ek rapor sunulmuştur.

6102 Sayılı TTK M.638/2 uyarınca; “Her ortak, haklı sebeplerin vardığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davacının sahteliğini iddia ettiği …..Karar numaralı Kayseri 1. Noterliğinin …… yevmiye nolu 24/04/2014 tarihli tasdikine konu ortaklar kurulu kararında davacı ortağın imzasının bulunmadığı ve sahteliği söz konusu olduğu, davacı ortağın adına atılan imza ile çıkarılan imza sirkülerinin ayrıca davacı ortak zarara uğramamış olsa dahi davacı için ortaklıktan çıkma bakımından haklı sebep teşkil ettiği, bu nedenle davacının haklı sebeple limited şirketten çıkma isteminin uygun görülmesi nedeniyle kabulüne karar vermek gerekmiştir.
BAM kaldırma kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda davacının çıkma isteğinin uygun görülmesiyle birlikte ayrılma akçesi hesaplatılmış olup benimsenen bilirkişi ek raporu doğrultusunda davacının ayrılma akçesinin (çıkma payı tutarı) 198.433,16-TL olduğu anlaşılmakla bu tutar üzerinden davacının çıkma payı alacağının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE; davacının davalı ….’den çıkma talebinin kabulüne,
2-198.433,16-TL çıkma payı tutarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde davacının çıkma talebinin kabulü yönünden hükmün ticaret siciline tescil ve ilanına, bunun için yapılacak tescil ve ilan masraflarının davalıya yükletilmesine,
4-Alınması gereken 13.554,96-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 31,40-TL harçtan ve 3.303,36-TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 10.220,20-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 67,40-TL ilk dava açma gideri, 3.303,36-TL ıslah harcı, 284,20-TL davetiye ve posta müzekkere gideri ve 2.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.354,96-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, lehe vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine.
8-Davacı lehine AAÜT uyarınca 22.340,32-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf Yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır