Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/827 E. 2023/17 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … .
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin … A.Ş.’nin … alışveriş
merkezinde açılacak yeni mağazasının açılış sürecindeki inşaat, mimarlık, mekanik gibi tüm işlemlerden sorumlu olacak şekilde … firmasıyla anlaştığını, açılacak olan mağazanın ısıtma ve soğutma sistemleri için davalı şirketle KDV dahil 165.000 TL üzerinden anlaştığını, anlaşma sürecinin davalı şirket yetkilisinin eşi ve şirket temsilcisi … ile
yürütüldüğünü, dava konusu faturaya karşılık …tarihinde 40.000 TL ödemenin şirket yetkilisi … hesabına yapıldığını; ayrıca … tarihinde 20.000 TL; …
tarihinde 45.000 TL; … tarihinde 45.000 TL ve … tarihinde 15.000 TL davalı şirket hesabına gönderildiğini, …’a gönderilen para dışındaki tüm ödemelerin davalı şirketin resmi hesabına yapıldığını, davacı ile davalı arasında fatura harici herhangi bir ticari ilişki olmadığını, davalı tarafın şirket yetkilisi …’a yapılan ödemeyi fırsat bilerek kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine takip başlattığını, davacı şirket müdürü …’in icra
takibinden haberdar olduktan sonra … ile iletişime geçtiğini, …’ın işbu
davaya konu takip hakkında alacaklarının 200.000 TL civarında olduğunu, ilave ek fatura
kesmediklerini, dava konusu faturadan daha fazla alacağı olduğunu beyan ettiğini belirterek
müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; müvekkili şirket sahibi ile davacı arasında
başkaca ilişki bulunduğunu, davalı şirket sahibinin de davacı şirkete göndermiş olduğu paralar olduğunu, buna ilişkin banka dekontlarını dosyaya sunduklarını, davalı şirket sahibi olan …’ın davacı şirkete gönderdiği para da olduğunu, davacının belirtmiş olduğu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının tüm ödemelerini davalı şirket hesabına yaptığını, borcunu ödememek adına …’a yaptığı bir başka ödemeyi davalı şirket alacağından mahsup etmeye çalıştığını, şirkete yaptığı ödemelerin tamamına mekanik cari ödeme yada nida mekanik avans gibi açıklamalar yazdığını, ancak …’a yaptığı ödemeye herhangi bir şey
yazmadığını, davacıda davalı şirkete ait hesap numarası olmasına ve bu hesaba birden fazla ödeme yapmasına rağmen, şirket sahibinin adına ödeme yapmış olmasının hayatın olağan
akışına aykırı olduğunu, taraflar arasında işlerin yapımı konusunda anlaştıklarında … tarihinde davalı şirket hesabına 15.000 TL para gönderdiğini ve açıklamasına nida avans ödeme yazdığını, bu tarihten çok daha önce yapılan ödemenin davalı şirket hesabından mahsubunun mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLER: Ticaret sicil kayıtları, ticari defter ve belgeler, bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı davacı asıl yüklenicinin, davalı alt yüklenici aleyhine açmış olduğu dava ve takip konusu fatura bedeline dayalı olarak davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce, davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, dosya talimat yoluyla İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, Muhasebeci bilirkişiden talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda özetle;
Dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari ilişkisi dolayısıyla dava konusu olan fatura
ödemesinin Menfi Tespit davasından ibaret olduğu, Davacı tarafından sunulan 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacının ticari defter kayıtlarına göre; davacının davalıya dava tarihi itibariyle 53.500,00 TL borçlu olduğu, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkememizin takdiri içinde kaldığı, neticeten, incelenen ticari defterler, faturalar ve tüm dosya içeriği çerçevesinde dava tarihi itibari ile davacının davalı yana 53.500,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacının ticari defter ve belgelerinin incelenerek bilirkişi raporu alınmasının akabinde, davalının ticari defter ve belgelerinin incelenip rapor düzenlenmesi için, dosyanın muhasebeci bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi Mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda özetle; Davalı taraf davacıya takip konusu yapılan … tarihli 165.000 TL bedelli
faturayı keşide ettiği, söz konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu , dosyadaki bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu faturanın davalının ticari defterlerinde de
kayıtlı olduğu tarafınca tespit edildiği, dolayısıyla faturanın taraf defterlerindeki kayıt
durumu konusunda bir ihtilaf gözükmediği, davacının ticari defterlerinde davalıya 111.500 TL ödeme yapıldığı; davalının ticari
defterlerinde ise davacıdan 125.000 TL tahsilat yapıldığına ilişkin kayıt olduğu, davacı tarafça dosyaya sunulan ödeme belgeleri incelendiğinde davacının davalıya işbu
rapor içinde belirtilen 4 farklı banka dekontu ile 125.000 TL ödeme yaptığı , davacı taraf bu 125.000 TL ödemenin dışında …tarihinde davalı şirketin
yöneticisi olan … hesabına 40.000 TL ödeme yapıldığını ileri sürüldüğü, ödemeye ilişkin banka dekontunun dosyaya sunulduğu, Davalı taraf bahse konu 40.000 TL
ödemenin taraflar arasındaki başka ticari ilişkiden kaynaklandığını belirttiği, ancak dosya
kapsamına bu yönde bir belge sunulmadığı, netice itibariyle davalının davacıya 165.000 TL tutarında fatura düzenlediği, davacının
ise davalı hesabına 125.000 TL banka kanalıyla ödeme yaptığı konusunda ihtilaf olmadığı, taraflar arasındaki ihtilaf davacının davalı şirketin yetkili temsilcisi olan … hesabına …tarihinde yaptığı 40.000 TL ödemenin davalıya yapılan bir ödeme olup olmadığı noktasında toplandığı, bu ödeme davalı şirkete yapılan ödeme kabul edildiğinde davacının
davalıya takip konusu faturadan kaynaklanan borcu kalmayacağı, ancak davalının bahse konu
ödemeyi taraflar arasındaki başka ticari ilişkiye ait olduğunu ispatlaması durumunda davacının davalıya 40.000 TL borcu olacağının tespit edildiği bildirilmiştir.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davacının dava ve takip konusu faturaya dayalı 165.000-TL bedelli … tarihli e-arşiv faturadan kaynaklı bakiye 40.000-TL alacağa ilişkin davalıya yapmış olduğu ödeme savunması noktasında ihtilaf bulunmakta olup, diğer hususlarda tarafların ticari defter ve belgeleri uyumluluk arz etmektedir. Buna göre davalı şirket yetkilisi …’ ın banka hesabına aktarılan 40.000-TL’ nin davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, ve fakat davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, diğer bir deyimle davacının davalı şirket yetkilisine yapmış olduğu ödemeyi muhasebeleştirerek kendi ticari defterlerine borç ödemesi olarak kaydettiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf ise bahse konu 40.000-TL ödemenin taraflar arasındaki … tarihli 165.000-TL bedelli faturaya dayalı alacağa mahsuben yapılan bir ödeme olmadığını ileri sürmektedir. Sorun, davacının davalı şirketin kendisine değil şirket yetkilisine yapmış olduğu ödemenin kanun ve sözleşmeye uygun bir ödeme olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Borç, kural olarak alacaklıya veya alacaklının yetkili kıldığı bir kişiye ifa edilmelidir. Ancak bu takdirde geçerli bir ifa söz konusu olur ve borcun sona ermesi, borçlunun borcundan kurtulması sonucu sağlanır.( Oğuzman / Öz – Borçlar Hukuku Genel Hükümler, cilt 1, İstanbul 2013, s.273) Alacaklıdan başka bir kimseye geçerli bir ifa yapılabilmesi esas olarak alacaklının rızasına dayanır. Bununla birlikte kanunun ön gördüğü bazı durumlarda, alacaklının rızasına bakılmaksızın, borçlu borcu alacaklıdan başka bir kimseye ifa imkanına sahip olur.(Oğuzman / Öz, age. s.276)
Alacaklı ifayı kendi yerine katılması ve özellikle verilecek şeyi ifa olarak kabul etmesi için üçüncü kişiye temsil yetkisi vermiş ise temsilciye yapılan ifa geçerlidir. Fakat borçlu ifayı alacaklının temsilcisine yapmaya mecbur olmadığı gibi isterse ifayı alacaklıya arz edebilir. Şayet alacaklının ifanın temsilcisine yapılmasını istemesine rağmen borçlu, temsilcisine ifada bulunmaz ve ifayı alacaklıya da arz etmez ise, ifadan kaçınmanın sonuçlarına katlanır. Üçüncü kişinin (temsilcinin) temsil yetkisini alacaklı ile üçüncü kişi arasında ne gibi bir iç ilişkiye dayandığı, temsilciye yapılan ifanın geçerliliği bakımından önem taşımaz. Fakat üçüncü kişinin temsil yetkisinin, alacağa tahsil konusunu kapsaması şarttır. Temsil yetkisinin kapsamı ise yetki veren beyanın yorumuyla belirlenir. Şayet alacakının temsilcisi olarak davranan kimsenin tahsil yetkisi yoksa, yetkisiz temsil hükümleri uygulanır ve ancak alacaklının onayı ile ifa geçerli olur.(Oğuzman / Öz, age. s.277)
Bu genel açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki irade beyanlarının yorumundan alacaklı davalı şirketin, yetkilisi …’ a borçlu davacıdan kendi yararına alacağa tahsil yetkisi verdiğinin anlaşılamadığı, taraflar arasında borcun alacaklı davalının, şirket yetkilisine elden yahut banka havalesi yoluyla yapılacağına dair bir anlaşma bulunmadığı, alacaklı davalının böyle bir talimatı da bulunmadığı, dava ve takip konusu 165.000-TL bedelli fatura bedelinin, taraflar arasında çekişmesiz ve ihtilafsız olan kısmının davacı borçlu tarafından davalı alacaklıya ödemesi yapılırken, davalı şirket yetkilisinin aracı kılınmadığı, diğer bir deyimle taraflar arasında zımni irade beyanları ile alacağın bizzat alacaklıya veya ona ait banka hesabına değil de alacaklının temsilcisinin hesabına havale yapılacağına dair bir anlaşma bulunmadığı, ayrıca bu yönde bir ticari örf ve adet kuralı bulunmadığı gibi ticari teamüller de bulunmadığı, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu diğer tüm banka havalesi yoluyla yapılan ödemelerin bizzat davalı alacaklının nam ve hesabına yapılan banka havalesi yahut EFT suretiyle gerçekleştirildiği, ve bu ödemelerin “Nida Mekanik cari ödeme”, “Nida Mekanik ödeme” açıklaması yapılmak suretiyle gerçekleştirildiği, dolayısıyla davacı borçlunun dava ve takip konusu bakiye fatura borcunu, bizzat davalı şirketin banka hesabına mutat olarak ödeme yapması beklenir iken, bunun davalı şirketin yetkilisinin banka hesabına yapılmış olduğunun ve bu ifanın taraflar arasındaki sözleşmeye ve ticari teamüllere uygun olduğunun ispat yükünün davacı borçluya ait olduğu, fakat davacının bu olguyu ispat edemediği, yetkisiz temsil hükümleri çerçevesinde davalı şirket temsilcisine yapılan banka havalesi suretiyle yapılan ödemenin geçeli bir ödeme olarak kabul edilebilmesi ve dolayısıyla borcun sona erdiğinin, kabulü ile davacının takip konusu bakiye fatura bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilebilmesi için bu ödemeyi davalı alacaklının kendi alacağına mahsuben yapılmış bir ödeme olduğunu kabul, diğer bir deyimle yetkisiz temsilcinin kabul olduğu ödemenin kendi alacağının tahsiline ilişkin bir ödeme olduğunu kabul ve teyit etmesi gerektiği, ve fakat davalı alacaklının temsilcinin işlemlerini kabul ve teyit etmediği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının reddine,
2-Alınması gerekli harç 179,90-TL olup davacı tarafından yatırılan 769,94-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 590,04-TL’ nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, lehe vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı….

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır