Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/81 E. 2022/137 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/81 Esas
KARAR NO : 2022/137
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… -(T.C. …) …
VEKİLİ :Av. … -….
DAVALI :1- … – (T.C….) …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI :2- … -(T.C. …) …
VEKİLİ :Av. …-….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı aleyhinde davalı … tarafından Kayseri Genel İcra Dairesi nezdinde …E. Numaralı dosya ile kambiyo senedine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davacının davalıya bu yönde bir borcu bulunmamasına karşılık kambiyo ilişkisi diğer davalı … tarafından temellük edilmiş olup davacının davalılara hiç bir borcunun bulunmadığının tespiti için davanın açıldığını, davacının ev hanımı olup her hangi bir ticari faaliyetle iştigal etmediğini, bu bağlamda davalılardan sözde asıl kambiyo alacaklısı … ile arasında ticari yahut adi bir ilişki de söz konusu olmadığını, o halde irdelenmesi gereken hususun davacı tarafından iradesinin desiseli yalanlarla sakata uğratılarak davalılardan aynı zamanda damadı olan … tarafından önüne uzatılan belgeye (bono olduğu ve davacıyı ne şekilde sorumluluk altınca bırakacağı kendisine açıklanmadığı gözetilerek nitelendirme bu şekilde yapılmıştır) imza attığı ancak bonoda bulunması gerekli zorunlu unsurların davacı tarafından doldurulmadığı, taraflar arasında hiç bir hukuki ilişki bulunmadığı; dolayısı ile harici bir doldurma anlaşmasının da bulunmadığı ve davalıların açıkça kötü niyetli bir şekilde eksik bonoyu doldurarak tedavüle çıkardıkları, hükümsüz eksik bononun, kambiyo ilişkisinin davacıyı borç ödeme taahhüdü altında bırakmayacağı hususu olduğunu, davacının davalılara hiç bir borcu olmadığını, davalılardan …’ın davacının damadı olup hayatın olağan akışının da bir gereği olarak aralarında güven ilişkisi söz konusu olduğunu, yine bu ilişkinin bir sonucu olarak davalı … ve ailesinin davacı ve eşine ait bağımsız bölümde uzunca bir süre hiç bir kira bedeli ödemeksizin ikamet etmiş olduklarını ancak davalı …, davacının kendisine duyduğu bu güveni suistimal ettiğini ve sistematik olarak davacının kendisine borçlu olması sonucu doğuracak davranışlarda bulunduğunu, davacının davalılardan …’u tanımadığını ve taraflar arasında ticari yahut adi bir ilişki söz konusu olmadığını, davalılardan … arkadaşı, aynı zamanda akrabası olan …’un kendisinin yardımına ihtiyacı olduğunu ancak bunu temin edemediğini, maddi durumu iyi olan davacının daha gerçekçi bir yardımı olacağını, paradan ziyade teminata ihtiyaç duyduğunu, davacının hiç bir maddi külfet altına girmeyeceğini ve kendisinin bir sorumluluğu olmayacağını ancak imzasına ihtiyaç duyduğunu beyan etmiş, damadının daha fazla ısrarına dayanamayan davacı davalı tarafından kendisine uzatılan ve esasen kambiyo senedi teşkil eden bonoya imza atmak durumunda kalmış ve imza atıldıktan sonra bononun zorunlu unsurları davacının bilgisi dışında davalı tarafından doldurulmuş olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin geçerli bir kambiyo ilişkisi olmadığını, davacının iradesinin davalı … tarafından sakatlanmış olduğunu, davacının bonoya imza attığı, attığı bu imzanın kendisini nasıl bir sorumluluk altında bırakacağından bihaber şekilde söz konusu imzayı atmış olduğunu, dolayısı ile davacı tarafından atılan imzanın beyaza imza olarak değerlendirilmemesi gerekmekte olduğunu, taraflar arasında doldurma anlaşması da harici bir hukuki ilişki bulunmamasından bahisle söz konusu olmadığını, dolayısıyla bono eksik bono niteliğinde olup hükümsüz olduğunu, davalılar hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu, davacı konuyla ilgili davalı … ile iletişim kurduğunda davalı, davacının kendisine bir borcu bulunmadığını, …’a borcu bulunduğunu ve ancak …’la anlaşmaları durumunda icra takip dosyasını kapatacağını beyan etmiş olduğunu, buna ilişkin mesaj kayıtları olduğunu, davalı …’in kambiyo ilişkisini temellük ettiğini, temlikin arabuluculuk sürecinde olduğunu, bu şekilde davalı … kendi iddia ettiği borçları bir senede bağlamış ve davacının sözde borçları ödemek mecburiyetinde bırakmaya çalışmış olduğunu, yine sözde alacak ilişkisini temellük ettikten sonra icra dosyası kapsamında satış talep edilmiş olup bu hususun dahi tek başına kötü niyetli hareketlerin bir tezahürü olduğunu, değinilmesi gereken hususun geçerli olmayan alacağın temlik edilemeyeceği olduğunu belirterek menfi tespit talebinin kabulü ile davacının davalılara; Kayseri Genel İcra Dairesi …./ E. Numaralı dosya üzerinden başlatılan icra takibine konu 300.000 TL ve feri olarak işletilen faiz tutarında borcu olmadığının tespitine, davalılar tarafından açıkça kötü niyetli icra takibi başlatılmış olmakla alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle: Davayı kabul etmediğini, davaya konu icra dosyası alacağını temlik ettiği için husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının ödeme emrini tebliğ aldıktan uzunca bir süre sonra bu iddialarda bulunması nedeni ile samimi olmadığını, kendisinin başlangıçta herhangi bir şikayet ve itirazı olmadığını, davacının senetteki imzasının inkar etmediğini, iddialarını senetle ispat etmesi gerektiğini, tanık dinlenmesine muvaffati olmadığını belirterek davanın ve tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkemece müvekkili adına çıkarılmış bulunan tebligatın, müvekkiline Tebligat Kanunu’nda ve Tebligat Tüzüğü’nde belirtilen yasal usule uygun olarak tebliğ olunmaması nedeniyle geçersiz bulunduğunu, tebligatın geçersizliğinin ve müvekkiline tebliğ tarihinin 26.04.2021 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini, tebligatın yasada belirtilen usule uygun olmayan bir şekilde, usulsüz yapılmış bulunması nedeniyle müvekkile tebligatın bu tarihte yapılmış bulunduğunun kabulünü, cevap süresinin de bu tarihten itibaren başladığının ve cevap dilekçelerinin süresinde bulunduğunun kabulüne karar verilmesini, Müvekkiline tebligatın kendisine yapılmış bulunduğu iddia olunan 09.02.2021 tarihinde, tebligat adresi olan …. Mah. …. Cad. No:…./…. Kayseri adresinde ikamet etmediğini, müvekkilinin bu adreste ikamet etmediğinden dolayı tebligatı alan isim … da yasal anlamda müvekkili adına tebligatı kabule yetkili olmadığını, müvekkilinin ikamet adresinin …. Mah. … … Cad. No:…. Talas/Kayseri adresi olduğunu, Müvekkilinin 09.11.2020 tarihinden itibaren belirtilen adreste ikamet ettiğini, tebligatın kendisine yapıldığı iddia olunan 09.02.2021 tarihinde ….. Mah. … Cad. No:….Kayseri adresinde kesinlikle ikamet etmediğini, bu adreste o tarihte ikamet durumu kesinlikle söz konusu olmadığını, gönderilen adreste tebligat … tarafından alındığı ve imzalanmış gözükse de, gerçekte tebligatın … tarafından da alınmadığını, müvekkilinin … ile görüşmesinde tebligatın kendisi tarafından alınmadığını, tebligatta bulunan imzanın da kendisine ait bulunmadığını … tarafından müvekkiline şifahen belirtilmiş bulunduğunu,. Bu nedenle tebligatın her nasılsa müvekkilin önceki adresine çıkarılmış bulunduğunu, tebligatın müvekkil adına yetkisiz kişilerce tebliğ alınmış bulunduğunu bu şekilde müvekkilinin hak kaybına uğratılmaya çalışıldığını, bu nedenle olayda sorumluluğu bulunan kişilerin tespit olunmasını, haklarında cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılması talebiyle ilgili kişiler hakkında Cumhuriyet Savcılığına ayrıca suç duyurusunda bulunulacağını, davacı tarafından mahkemeye sunulan dava dilekçesinde takibe müstenit bulunan senetten dolayı herhangi bir borcun bulunmaması nedeniyle, borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi talep olunduğunu, davanın bedelsizlik nedenine dayandığını, davacının, takibin açılmasından, kendisine icra dosyasından ödeme emri tebliğinden sonra aradan geçen uzunca kabul olunabilecek bir zaman içinde bu iddiasını herhangi bir şekilde dile getirmediğini, herhangi bir şikayet ve itirazda bulunmadığını, bu nedenle davacının bu iddiasının samimi bulunduğundan söz etmek olanaklı olmadığnı, kaldı ki, takip müstenidi bulunan bonodaki imzaya ve bonoda bulunan borca davacı tarafından herhangi bir itirazda da bulunulmadığını, davacının senede karşı ileri sürmüş bulunduğu tüm iddialarını yasal olarak yine ancak senetle ispatlamak durumunda olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların başka delillerle ispat olunması yasal olarak mümkün olmadığını, davacının davasının ispatı konusunda senet delilinden başka bir delile dayanılmasına, tanık dinlenmesine hiçbir şekilde muvafakatlarının bulunmadığını, Müvekkilinin diğer davalının alacaklısı bulunduğu dosya alacağını kendisinden temlik aldığını, davacı ile müvekkili arasında doğrudan herhangi bir senet alışverişi ilişkisi bulunmadığını, dolayısıyla davacı tarafından iddia olunduğu gibi, müvekkilce davacının aldatılmak suretiyle bono imzalatılması ve aleyhine işlem tesis olunması mümkün olmadığını, kaldı ki senet üzerindeki imza da davacı tarafından hiçbir aşamada inkar edilmediğini senet üzerindeki imzanın kendisine ait bulunduğu davacı tarafından da kabul edildiğini, Takibe konu senedin hangi maksatla düzenlenmiş bulunduğu da davacı tarafından hiçbir şekilde açıklanamadığını, bunun herhangi bir açıklamasının bulunmadığı da davacı tarafından bilinmediğini, senedin düzenlenmiş bulunması borcun varlığının delili olduğunu, davacının takip müstenidi bulunan senetten dolayı borçlu bulunmadığını ancak senet ile ispatlayabildiğini, davacının iddiasını ispat anlamında başka delillere dayanmasına ve özellikle tanık dinlenmesine hiçbir şekilde muvafakat etmediklerini, bu nedenle tüm davacı iddialarının ve davacı tarafından açılmış davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafından hiçbir ticari faaliyette bulunmadığının tespiti için ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması talebinde bulunulduğunu, davacı tarafından yapılan talebin mevcut uyuşmazlığın çözümüne herhangi bir katkı sağlamayacağı düşüncesiyle reddine karar verilmesini , davacı tarafından mahkemeye sunulmuş bulunan diğer delileri ve içeriklerini kabul etmediklerini, işbu delillere karşı ayrıntılı cevap haklarını saklı tuttuklarını, davacının iddiasının ispatı anlamında tanık dinletmesine ve senet harici diğer delillere dayanmasına hiçbir şekilde muvafakatlerinin olmadığını, davacının senede karşı ileri sürmüş bulunduğu tüm iddialarını ancak senet ile ispatlamak durumunda olduğunu, senet harici diğer deliller ile davacının iddiasını ispatlaması mümkün olmadığnıı, davacı tarafından talep olunan tazminat talebinin yasaya uygun bulunmaması nedeniyle reddine, davacı aleyhine müvekkil lehine icra inkar tazminatı takdirine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dayanağı bono nedeniyle İİK 72/3.maddesi uyarınca takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının …, borçlunun … olduğu, alacaklı tarafından tarafından borçlu hakkında 15/12/2018 düzenleme tarihli, 15/12/2018 vade tarihli, 300.000,00 TL bedelli bono nedeniyle takip başlatılmış olduğu görülmüştür.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılan müzekkereye cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin Mahkememizin 02/02/2021 tarihli ara kararı ile reddine karar verilmiştir.
Tanık ….’nın … tarihli celsede alınan beyanında; Kayınvalidesi olan davacı ile davacının damadı olan …’ın arasının çok iyi olduğunu, davacının ekonomik durumu da iyi olduğunu, …’ın kendisinden arkadaşı olduğunu söylediğini, … için teminat ihtiyacı olduğundan senet imzalamasını istediğini, Kayınvalidesinin sadece senedi imzaladığını, boşlukları kendisinin doldurmadığını, sonrasında … ile …’un akraba olduğunu öğrendiklerini, …’ın senede kendisinin de kefil olduğunu söylediğini, ilk başta böyle bir senet imzalamasını istemediklerini, eşi olan oğlu da annesinin senet imzalamasını istemediğini, …’ın istiyorsa kendisi imzalasın dediğini, … da kendi ticari ilişkileri nedeniyle senedi imzalayamayacağını söylediğini, kayınvalidesinin 58 yaşında olduğunu, akli bir sıkıntısının olmadığını, ekonomik durumunun ailesinden kalan mal varlığı nedeniyle iyi olduğunu, …’u kayınvalidesinin hiçbir zaman görmediğini, aralarında senet verilmesini gerektirecek herhangi bir ilişki olmadığını, kayınvalidesinin ev hanımı olduğunu, ticaret ile uğraşmadığını, senedin verilmesine kayınvalidesinin de ilk başta razı olmadığını, ancak sonrasında …’ın yoğun baskı ile kayınvalidesini ikna etmeye çalıştığını ve bu şekilde senet için imza aldığını, …’ın eşi … da annesine senede imza atması yönünde telkinde bulunduğunu, kayınvalidesine takip geldikten sonra … ile davacının arasının bozulduğunu, bu süreçte … kendisini sürekli oyaladığını, kayınvalidesinin …’a mesaj yazarak kendisine borcu olmadığını söylediğını, mesaj yazarken kendisininde yanında olduğunu, … da davacının kendisine borcu olmadığını …’a borcu olduğunu söylediğini, sonrasında da …’un senedi …’a devrettiğini, …’ın senet verme sürecinde ekonomik durumunun bildiği kadarıyla çok iyi olmadığını, sonrasında daha durumu düzeldiğini, bildiği kadarıyla fiber optik işi yaptığını, şuan aralarının kötü olduğu için durumunun nasıl olduğunu bilemediğini, davanın geç açılmasının sebebinin …’ın davacıya bir sorun olmayacağı yönünde ikna ettiğini, bildiği kadarıyla davacı hakkında başka bir takibin olmadığını ve taşınmazları üzerinde de bir haciz bulunmadığını beyan etmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/3567 E, 2015/13814K nolu 03.11.2015 tarihli kararında “davacı senetteki imzaya bir itirazda bulunmayıp, senet içeriğinin kendisinden habersiz doldurulduğunu belirterek senetteki yazıların incelenmesini talep etmiş ise de, TTK hükümlerine göre bononun açığa imza atılmak suretiyle düzenlenmesi mümkün olup, içeriğinin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiği,….”denildiği görülmüş olup davacının senedin anlaşmaya aykırı düzenlendiğini ispat etmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın delilleri arasında yemin delili olsa da, takibe konu senedin lehtarının davalı … olduğu ve bu kişinin de davadan önce alacağı davalı …’a devrettiği görülmekle davalı … ile davacı arasında senetten kaynaklı lehtar, düzenleyen ilişkisi olmaması nedeni ile davacının davalıya senet nedeni ile yemin teklifinin davalının 3. Kişi durumunda olmasından kaynaklı gerekli olmadığı değerlendirilmiş ve bu nedenle yeminin hatırlatılması yoluna gidilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … nolu dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespiti amacı ile dava açılmış ise de, davalı … tarafından söz konusu takipten kaynaklı alacağın davalı …’a temlik edildiği dosyadaki mevcut 29/12/2020 tarihli temlikname ile anlaşılmakla davalının dava konusu icra dosyasında taraf sıfatı kalmaması nedeni ile davacının bu davalı yönünden açtığı davanın HMK madde 114/1-d ve 115/2 gereğince taraf ehliyetinin(pasif husumet) olmaması nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer davalı … yönünden ise, tanık beyanı ile de anlaşıldığı üzere davacının Borçlar Kanunu madde 31 ile madde 36 anlamında senedi imzalarken iradesinin sakatlanmasına sebep olacak nitelikte bir durum olmadığı anlaşılmış, tarafların tacir olmaması da dikkate alınarak defter incelenmesi yapılmasının gerekli olmadığı görülmüş, Kayseri C. Başsavcılığı tarafından … sayılı dosyada takipsizlik karar verildiği anlaşılmış, bu şekilde davacının davalıya borçlu olmadığını ispat edemediği değerlendirilmiş, yukarda açıklandığı üzere yeminin hatırlatılması yoluna gidilmemiş ve böylece davalı … hakkında açılan davanın reddine, Mahkememizce verilmiş ve uygulanmış bir tedbir kararı olmadığı için davalı …’ın tazminat talebinin İİK madde 72/4 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davalı … hakkında açılan davanın HMK madde 114/1-d ve 115/2 gereğince taraf ehliyetinin(pasif husumet) olmaması nedeni ile usulden reddine,
2- Davalı … hakkında açılan davanın reddine,
3-Mahkememizce verilmiş ve uygulanmış bir tedbir kararı olmadığı için davalı …’ın tazminat talebinin İİK madde 72/4 gereğince reddine
4-Davalı … hakkında açılan ve pasif husumet nedeniyle reddine karar verilen dava yönünden, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan peşin olarak alınan 5.123,25 TL peşin harç ile 130,12 TL tamamlama harcından mahsubuna,
5-Davalı … hakkında açılan ve reddine karar verilen dava yönünden, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan peşin olarak alınan ve mahsuptan geriye kalan 5.172,67 TL harçtan mahsubu ile artan bakiye 5.091,97‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … lehine A.A.Ü.T. 7/2 uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
9-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … lehine A.A.Ü.T. uyarınca 29.983,34 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı ve davalı … vekillerinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/02/2022

Katip …
(e imzalıdır)

Hakim …
(e imzalıdır)