Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/792 E. 2022/505 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/792 Esas – 2022/505
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/792 Esas
KARAR NO : 2022/505
HAKİM : …..
KATİP : ……..

DAVACI : ……..
VEKİLİ : Av…….
DAVALI :1- ……
VEKİLİ : Av…………
DAVALI :2- ………
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karayolları 6. Bölge Müdürlüğü yol ağında bulunan 805-02 Kontrol kesim nolu Sorgun Boğazlıyan Devlet yolunun Km: 724300 mevkiinde 01.07.2021 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki ve mülkiyeti aynı kişiye ait, …. Sigorta A.Ş tarafından sigortalı olan … plakalı aracın idareye ait ekipmanlara çarparak zarar vermiş ve 32.405,00 TL İdare aleyhine maddi hasar meydana getirmiş olduğunu, İdare ekiplerince yerinde yapılan inceleme neticesinde meydana gelen hasarın tutanak altına alınmış olduğunu, söz konusu meydana gelen zararın miktarı davacı idare personeli tarafından icmal tablosunda hesaplanarak bulunmuş olduğunu, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, meydana gelen kaza neticesinde trafik ekiplerinde görevli polis memurlarınca trafik kazası tespit tutanağı tutulmuş olduğunu, kaza tespit tutanağına göre kazanın araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 56/1-a maddesinde belirtilen şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklandığı belirtilmiş olduğunu, meydana gelen olayda araç sahibi Karayolları Trafik Kanunu gereği bu zarardan kusursuz olarak sorumlu olduğunu, davalı tarafın %100 oranında kusurlu olmadığı tespit edilse dahi 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesi gereğince bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa bunların müteselsil alarak sorumlu olacakları düzenlenmiş, Borçlar Kanunu’nun 163. maddesi gereğince ise davacıya istediği borçluya başvurma hakkı tanınmış olduğunu, bahsi geçen yasa doğrultusunda davalı tarafların meydana gelen kamu zararının tamamından sorumlu tutulması gerekmekte olduğunu, (17. HD. E.2014719698, K.2014/14153)kamu zararının ödenmesi hususunda davalı taraflara ihtar yapılmasına rağmen, bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu, bu nedenle hasar bedelinin zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve dava konusu zararla ilgili olarak …… plakalı araç kaydına, üçüncü kişilere devir ve teslimini önlemek için karar kesinleşene kadar mahkemece tedbir konulmasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 32.405,00 TL hasar bedelinin kaza tarihinden sigorta şirketi yönünden ise temerrüde düşme tarihinden, itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu mali mesuliyet sigortasının kamu zararlarından sorumlu olmadığını, bu nedenle husumet itirazları olduğunu, mahkemeniz aksi kanaatte ise; kaza günü bariyer yapım çalışması olup olmadığı, çalışma var ise uygulamada idarelerin zorunlu olarak yaptırdığı montaj sigorta poliçesi yahut all risk sigorta poliçesinin olup olmadığı tespit edilmesi gerektiğini, eğer böyle bir durum var ve bu çalışmadan kaynaklı gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle kaza gerçekleşmiş ise bu durumda da Trafik sigorta poliçesinden kaynaklı sorumluluk doğmayacak olduğunu, başvuru (dava) şartı usulüne uygun şekilde yerine getirilmemiş ve davalı temerrüte düşürülmemiş olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddini talep ettiklerini, 2918 Sayılı KTK’nın 97. maddesi ve ZMMS Genel Şartları C.7 maddesine göre hak sahibi dava açmadan önce sigorta şirketine başvurmak zorunda olup bu doğrultuda 2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi gereğince, hak sahibinin ZMMS Genel Şartları (EK-6) ile belirlenen belgeleri, davalı şirkete iletmesi gerekmekte olduğunu, dilekçede bahsi geçen tüm belgeler başvuru dilekçesi ile iletilmemişse, sigorta şirketinin tazminatı hesaplaması mümkün olmayacağı gibi şirket ödeme yapmak durumunda da olmayacak olduğunu, nitekim ZMMS Genel Şartlar m. B. 2.1. uyarınca da “Genel şartlar ekinde yer alan tüm belgelerin iletilmesiyle sigorta şirketinin 8 günlük ödeme süresinin başlayacağı” belirtilmiş olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3847 E. 2020/823 K. Kararının dikkate alınması gerektiğini, davacı taraf, davalı sigorta şirketine başvuru yaparken ZMMS Genel Şartları Ek-6 gereğince tüm evrakları iletmediğinden; usulüne uygun başvurudan, dolayısıyla dava şartının yerine getirildiğinden ve davalı şirketin temerrüde düştüğünden bahsetmek mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, aksi takdirde haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, davanın kabulü halinde dahi; dava açılmasına sebebiyet vermedikleri kabul edilerek, (usulüne uygun başvuru olmadığından) davalı şirket aleyhine faize, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, bu konuya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3847 E. 2020/823 K. Kararının dikkate alınması gerektiğini, dava şartı olan sigorta şirketine başvuru usulüne uygun yerine getirilmediğinden davalı temerrüte düşmediği kabul edilerek, (faizi kabul anlamına gelmemekle birlikte) mahkeme aşamasında “Gerekli tüm evrakların davalı şirkete tebliği tarihinden 8 iş gün sonrasından itibaren” (ancak bu şekilde tazminatın hesaplanabilir olduğu gözetilerek) aksi takdirde “dava dilekçesinde yazılı miktar yönünden dava tarihinden ıslahla artırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinden itibaren” yasal faize hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, bu kapsamda Yargıtay 10. HD. 2017/832 E. 2019/5092 K. 18.06.2019 K.T. kararının dikkate alınması gerektiğini, kaza tespit tutanağında 52 metre çelik bariyerin hasar gördüğü yazılı olup, davacının tek taraflı hazırladığı raporunda hasarlı bariyer 100 metre şeklinde esas alınarak hesap yapılmış olduğunu, bu nedenle davacının iddia ettiği hasar miktarının kabulü mümkün olmadığını, üstelik davacı bu bedelde bir yapım- onarıma ilişkin fatura sunmamış, iddiasını ispatlayamamış olduğunu, bu nedenle davanın reddini aksi takdirde kaza tarihindeki rayiç bedellere göre 52 metre bariyerin hasar- tamir bedelinin tespiti için uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep ettiklerini, tek taraflı kazada bir aracın 50- 100 metre bariyere zarar verebilmesi de mümkün olmayıp, bu durum hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle bariyere hasar verildiğini kabul anlamına gelmemekle birlikte; kaza tespit tutanağında 52 metre çelik bariyerin hasar gördüğü yazılı olup; davacı idare personeli tarafından tek taraflı hazırlanan “Otokorkuluk Hasar Bedeli Keşif Raporu” başlıklı (tarihsiz) raporda 100 metre otokorkuluk rayı ve 28 adet otokorkuluk dikmesinin hasar gördüğünden bahisle, (çelik bariyer birbirine monte edilen parçalardan oluşmakta olup yalnızca 52 metrelik hasarlı bölümün onarımı-yapımı mümkün iken) hasar görmemiş ve kullanılabilir durumda olan 48 metrelik bariyer hurda olarak hesaba katılıp 100 metre bariyerın hurda olduğu varsayılarak yapılan hesap hatalı olduğunu, üstelik bu hesaba esas alınan birim fiyatların hangi listede/teknik şartnameden alındığı ve hurda bedelinin hesabının nasıl yapıldığı açıklanmamış; fatura sunulmamış, fiyat, kg vb. bilgilerin doğruluğu da teyit edilememiştir. Bu nedenle hatalı ve denetime elverişli olmayan bu raporun kabulü mümkün olmadığını, 2918 Sayılı KTK m.92/k ve ZMMS Genel Şartları m.A.6.k uyarınca dolaylı zararlar teminat kapsamı dışında olup, tüm bariyerin zararının 52 metrelik bariyerin hasarından kaynaklandığı iddia edilse dahi kaza sonucu doğrudan oluşan hasar dışında kalan kısma ilişkin dolaylı zararlardan davalı şirketin sorumluluğu olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığını, bu nedenle davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddini aksi takdirde dosyanın adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi’ne gönderilerek kusur oranının tespit edilmesini talep ettiklerini, davalı şirket tarafından sigortalanan ……plakalı aracın sürücüsü …, somut olayda tüm trafik kurallarına uygun davranmış olup kusurlu olduğu şeklindeki iddiasını kabul etmemekte olduklarını, Tek taraflı gerçekleşen kazada, her ne kadar kaza tespit tutanağında sürücünün şerit izleme kuralına aykırı davranması ile kazanın gerçekleştiği yazılsa da sürücünün böyle bir ihlali olmamış olduğunu, (kaza tek taraflı olduğundan) bu yönde bir iddia ve somut delil de bulunmamakta olduğunu, Kaza tespit tutanağında adeta prosedür gereği kusur atfedilmeye çalışılmış olduğunu, tutanak da sürücünün imzası da olmadığını, Kaldı ki; hatalı şerit izlenmesi sonucu bariyere çarpılması arasında illiyet bağı da bulunmamakta olduğunu, bu nedenle kazanın sürücünün hatalı şerit izlemesi ile gerçekleştiğinden bahsedilmesi mümkün olmadığını, davalı şirket, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında sorumlu olup, ne sürücünün ne de davalının kusursuz sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, Kaza tarihinde davacı kurumun yol yapım-onarım vb çalışmalarının olup olmadığının, yol aydınlatmasının yeterli olup olmadığının (gece gerçekleşmiştir.), gerekli trafik levha ve işaretlerinin uygun şekilde bulunup bulunmadığının, kazanın gerçekleşmesinde davacı ve diğer ilgili kurumların kusurunun olup olmadığının, ayrıca kaza esnasında yağış, fırtına, yol buzlanması, yola yakıt dökülmesi vb. Nedenlerle yolun kayganlaşması vb. mücbir sebep hallerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin (illiyet bağının bulunup bulunmadığının) tespitini talep ettiklerini, Kazaya karışan ……. plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 26.02.2021-26.02.2022 tarihleri arasında zorunlu mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ve limitleri ile sınırlı olduğunu, yapılacak bir tazminat hesaplamasında davalı şirketin poliçedeki sorumluluğunun göz önüne alınması gerekmekte olduğunu, 6100 SAYILI KANUN uyarınca davacı yan, tüm delillerini dava dilekçesi ekinde tebliğ etmesi gerektiğini, bu nedenle taraflarına tebliğ edilmeyen delillere karşı beyanda bulunma ve delil sunma haklarını saklı tutuklarını beliterek haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddini aksi takdirde esastan reddini, davanın kabulü halinde ise; dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden, davalı şirket aleyhine faize, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, kabul anlamına gelmemekle birlikte faize hükmedilmesi halinde, mahkeme aşamasında gerekli tüm evrakların davalı şirkete tebliği tarihinden 8 iş günü sonrasından itibaren aksi takdirde “dava dilekçesinde yazılı miktar yönünden dava tarihinden, ıslahla artırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinden itibaren” yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın cevap dilekçesi sunmadığı ve böylece HMK madde 128 gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılacağı anlaşılmıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, 01/07/2021 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile ….. plakalı araçta oluşan hasar talebine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
….. Sigorta A.Ş.’ne, Türkiye Noterler Birliğine, Boğazlıyan İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin Mahkememizin 19/11/2021 tarihli müteferrik kararı ile reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce Makine Mühendisi bilirkişiden alınan 25/03/2022 havale tarihli raporda özetle; Bahse konu trafik kazasında …… plaka sayılı araç sürücüsü … 2918 sayılı K.T.K. m.52/1-b kural ihlali ve m.56/1-a kural ihlalinin olduğu, 01.07.2021 hasar/kaza tarihi itibariyle oto korkuluk hasar zararı, Parça ve işçilik toplam tutarın (30.009,00TL + 8.251,00 TL=) 38.260,00 olabileceği, hasarlanan ve sökülen oto korkuluk hurda (sovtaj) tutarının 5.855,08 TL olabileceği, Gerçek Hasar Tutarı = Parça ve işçilik tutarı – Sovtaj Tutarı, Gerçek Hasar Tutarı = 38.260,00TL – 5.855,08 TL = 32.404,91 TL olabileceği, buna göre, zarar bedelinin tutanak ile uyumlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketine 08/07/2021 tarihinde başvuruda bulunulduğu, davalının ödeme yapmadığı ve böylece 8 iş gününün son günü olan 20 Temmuz tarihinin bayram tatiline rastlıyor olması nedeni ile sürenin HMK madde 93 gereğince takip eden ilk iş günü sonrası olan 27/07/2021 tarihi itibari ile dolduğu ve bu tarihten itibari ile davalının temerrüde düştüğü anlaşılmış olup, davalı sigorta şirketi yönünden faize bu tarihten itibaren karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, 01/07/2021 tarihinde … plakalı aracın meydana getirdiği kaza nedeni ile davacıya ait ekipmanlara zarar verildiği iddiası nedeni ile davacı tarafça tespit edilen zararın gerçek zarar ile uyumlu olup olmadığının belirlenmesi için 25/03/2022 tarihli bilirkişi raporu alındığı ve raporda tespit edilen bedelin davacı kurum çalışanlarının düzenlediği zarara ilişkin tutanak miktarı ile uyumlu olduğu anlaşılarak bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve davalı sigorta şirketinin zarara sebep olan aracın dava tarihinde geçerli ZMMS poliçesini düzenlemekle ve davalı …’ın ise araç sahibi ve sürücüsü olmakla zarardan sorumlu olduğu anlaşılmış ve böylece davanın kabulü ile, Davanın KABULÜ ile, 32.405,00 TL hasar bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 01/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 27/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ ile, 32.405,00 TL hasar bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 01/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 27/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.213,59 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 122,40 TL tebligat ücreti, 30,10 TL müzekkere ve posta ücreti, 850,00 TL bilirkişi ücreti toplamı olan 1.002,5‬0 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davalı sigorta vekilinin yüzüne karşı, davacı vekili ile davalı …’ın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/06/2022

Katip ….
(e imzalıdır)

Hakim ….
(e imzalıdır)