Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/767 E. 2021/1048 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/767 Esas – 2021/1048
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/767
KARAR NO : 2021/1048

HAKİM : …
KATİP : ….
Asıl Dava dosyasında
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
DAVA İHBAR OLUNAN : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
Birleşen Sarız Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/31 esas sayılı dava dosyasında
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av… …
DAVALI : 2-…
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Tazminat (Trafik Kazası (Maddi Hasarlı) — Nedenli)
DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın ….. tarihinde … İli …. İlçesi, …. Cad. İle …. Sok. Kesişiminde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası meydana gelen hasar nedeniyle müvekkiline ait aracı araç tamir servisine götürüldüğünü ve onarıma alındığını, aracın ….. kasko poliçe numarası ile kasko poliçesi kapsamında olduğunu, … tarafından ise kazaya ilişkin … hasır kayıt dosyası açıldığını, müvekkiline kasko poliçesi kapsamında 7 gün için ikame araç verilse de 7 gün sonrasında ikame aracın kiralama bedelinin talep edilmesiyle müvekkiline ikame aracı iade ettiğini, müvekkilinin aracının halen (….) serviste olduğunu, davalılar tarafından ikame araç bedeli tazmin edilmesi gerektiğini belirterek dava konusu kaza neticesinde tarafların kusur oranlarının tespitine, müvekkilinin aracında oluşan hasarın tespitini, 10,00-TL müvekkili aracında meydana gelen değer kaybının 07/12/2020’den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 10,00-TL ikame araç bedelinin haksız fiil tarihi olan 07/12/2020’den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinden özetle; Herne kadar davacı tarafından tüm kusurun aracı kullanan …’a atfetse de davacının bu iddialarını kabul etmediklerini, davacının seyir halindeyken sinyal vermeksizin sağa yönelip sola manevra yaptığını, u dönüşü yapmaya da uygun olmayan bir yolda u dönüşü yapmaya kalktığını ve bu şekilde kurallara riayet etmeyen ve trafik güvenliğini tehlikeye sokan eylemleri nedeniyle kaza meydana geldiğini, davacı tarafın aracının bütün camlarında cam filmi ile kaplı olduğunu ve film renginin de görüşü engelleyecek derecede koyu olduğunu belirterek davacının tüm eylemleriyle davaya konu kazanın gerçekleşmesinde doğrudan ve hatta tek kusurlu kişi olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasında Davacı … tarafından sunulan dava dilekçesinden özetle ; Olay günü 07/12/2020 tarihinde şahsına ait olan ve işleteni … olan … plakalı araca … plakalı aracın çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasının ve kusur durumunun tespiti amacıyla düzenlenen tutanak iceriği dikkate alındığında kazaya sebebiyet veren karşı tarafın daha fazla kusurlu olduğunun açık olduğunu, bu hususun resmi tutanakla sabit olduğunu, araçlar kaza yaptıktan sonra oluşan hasarın her ne kadar tamir edilmiş olsa bile ikinci el olarak araçlar satılırken kazalı araç olarak satıldığını ve değer kaybına uğradığını, araçların ikinci el satış değerlerinin düştüğünü, şahsına ait aracın uğramış olduğu kaza nedeniyle ikinci el satış değerindeki düşüş nedeni ile değer kaybının olduğunu, bu değer kaybının kazada kusurlu kişiden ve ZMMM den tahsilinin istenilmesinin zorunlu olduğunu, Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin 10/04/2002 tarihli 2002/130 esas 2002/4512 karar sayılı kararında da anlaşılacağı üzere her ne kadar iyi onarılmış olursa olsun aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşük olduğunu, bunun da cari değerinden kaybettirdiğinin bildirildiği anlaşılmakla davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Birleşen dava dosyasında Davalı … vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkili …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı … sevk ve idaresinde bulunan ve davacı …’e ait … plakalı aracın 07.12.2020 tarihinde …. İli … İlçesi …. Caddesi ile … Sk. kesişiminde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, Kaza sonrasında … ile müvekkilinin kaza tutanağı hazırladıklarını, bu esnada olay yerinden geçmekte olan polis ekipleri tarafından trafik kaza tutanağı düzenlendiğini ve müvekkili ile …’ın alkol testleri yapıldığını, davacının …. havale tarihli dava dilekçesinde müvekkilinin kazada daha fazla kusurlu olduğu iddiası ile, aracında meydana gelen değer kaybının müvekkilinden tazminini ve taraflarınca açılan ve Sayın Mahkemenin … Esas sayılı dosyası ile derdest olan dosyanın birleştirilmesini talep ettikleri , arz ve izah edilecek nedenlerle usul, yasa ve hakkaniyete aykırı davanın reddedilmesi gerektiğini, öncelikle davacının davasını müvekkilinin Sigorta şirketi olan …. aleyhine de yönelttiğini, TTK’nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli bulunduğunu, belirtilen nedenle öncelikle görev yönünden görevsiz mahkemede açılan davanın reddi gerektiğini, davacının, davasını “şimdilik belirsiz alacak niteliğindeki 1.000,00 TL” şeklinde belirterek belirsiz alacak davası olarak açtığını ancak davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki bir yararı bulunmadığını, değer kaybı miktarının belirlenmesinin ancak bilirkişi raporu ile tespit edilebileceği itirazı HMK 107’de belirtilen “objektif belirsizlik” hali olmadığını, davacının eksper raporu ve kendisine diğer davalı tarafından yapılan hasar ödemesi ile aracında meydana gelen zararını öğrendiğini, davacının bu zarara göre, aracın “değer kaybı” tespitini yaptırabileceği sabit olduğunu, davacının alacağının tam ve kesin miktarını belirleyebilmesine rağmen belirsiz alacak davası şeklinde eldeki davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığını, davanın HMK’nun 107, 114/h, 138 maddeleri gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının her ne kadar kendilerince sayın mahkemede açılan … Esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesi talebinde bulunmuş ise de görev bakımından farklı mahkemelerin görevli olduğu gözetildiğinde birleştirme kararı verilmesinin mümkün olmadığını, ancak kusur oranlarının tespiti de talep edilen … esas sayılı davanın işbu dava için bekletici mesele sayılması gerektiğini belirtilen nedenle Sarız Aslive Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının işbu dava açısından bekletici mesele sayılması gerektiğini, İlgili kazanın davacı tarafın iddiasının aksine davacının kusuru neticesinde meydana geldiğini, kazanın müvekkilinin U dönüşü yaptığı esnada arkasından hızla gelen … yönetimindeki araç nedeniyle meydana geldiğini, … yönetimindeki aracın müvekkiline ait araca çarpmasına ve kusurlu olmasına rağmen polis ekipleri tarafından düzenlenen tutanakta müvekkilinin kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiğini, ayrıca tarafların polis ekiplerinden kaza tutanağı düzenlenmesini talep etmemesine rağmen polis ekipleri tarafından ilgili tutanak düzenlendiğini, yine ilgili tutanakta çarpışmanın oluş anında araçların bulunduğu yerlerin de krokide farklı çizildiği müvekkilince fark edildiğini, söz konusu detaylı iddiaların ilgili yargılama Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla devam etmekte olduğunu, Söz konusu kaza nedeniyle … plakalı araç sürücüsünün KTK ve ilgili yönetmeliklerle belirlenen hız sınırlarına uymadığının sabit olduğunu, KTK’nın m.56/c maddesinde düzenlenen takip mesafesi kurallarına da uymadığını, kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu olan da … plakalı araçtır. Meydana gelen kazada davacı tarafın tam ve asli kusurlu olduğunun olay yeri fotoğrafları ile sabit olduğunu, Davacının tam kusuruyla meydana gelen kaza neticesinde herhangi bir talepte bulunamayacağını, arz ve izah edilen nedenlerle usul yasa ve hakkaniyete aykırı işbu davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Birleşen dava dosyasında Davalı … vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Davacı tarafça sunulan dava dilekçesinde, dava öncesinde dava şartı olan arabuluculuğa başvuru koşulunun gerçekleştirildiğine dair herhangi beyan ve bilgi bulunmadığı gibi dilekçenin “deliller” başlıklı bölümünde de ” arabuluculuk son tutanak” aslının ibraz edildiğine dair herhangi bir bilgi ya da belgeye rastlanmadığı görüleceğini, davacı tarafça söz konusu yasal zorunluluk yerine getirilmemiş olduğundan , sayın mahkemece ikame edilen davanın başkaca herhangi bir işlem yapılmaksızın , yasa gereği (arabuluculuk) dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, davacı taraflarca açılan davanın, sigorta sözleşmesine dayandırıldığı, söz konusu davanın ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiği, ancak, dava dilekçesi incelendiğinde, davanın ticaret mahkemesi sıfatıyla değil, asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla yöneltilmiş olduğunu, bu nedenle, davacı tarafça, dava dilekçesinde, asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yöneltilmiş bir dava bulunmadığından, davanın öncelikle görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, zorunlu mali mesuliyet poliçelerinde asli amacı, zarar görenin uğramış bulunduğu gerçek zararın giderilmesi olduğunu, ki, davaya konu, poliçe teminat kapsamına giren ve araçtaki değişimi uygun görülen (teminat dahilinde olan ) parçalar, dikkate alınarak, yapılan hesaplama sonucu ,davacı tarafın , dava dilekçesinde de beyan ve ikrar ettiği üzere, müvekkili sigorta şirketi tarafından 05.01.2021 tarihinde 18.000,00-T1 davacı tarafa ait (… iban nolu) banka hesabına ödeme yapıldığını, bu durumun ödeme belgesi ve banka kayıtları — ile sabit olduğunu, yani, davacı tarafa, söz konusu davaya konu ettiği zararı ödenmiş olup, gerçek zarar bedelini aşan ve sebepsiz zenginleşmeye yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, öte yandan, zorunlu mali mesuliyet poliçelerinde asli amacı, zarar görenin uğramış bulunduğu gerçek zararın giderilmesi olduğunu , şöyle ki, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları (teminat dışı kalan haller a.6/b ) uyarınca ; hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri ile, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının ek-l’inde yer alan, “değer kaybı hesaplaması” hükümleri çerçevesinde, hasar sonrası aşağıdaki haller; mini onarım ile giderilebilen basit kaporta, plastik tampon/parça onarımları, cam, radyo/teyp, lastik, hava yastığı, jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksamı hasarları, ana iskelet ve şaside hasar olmaksızın, vidalı parçalarda yapılan onarım/değişim ile giderilebilen hasarlar, aracın kaza anındaki rayiç değerinin %25’ini aşan değer kaybı talepleri, kaza tarihi işle ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili talepler, çekme belgeli ve hurda belgeli işlemi görmüş araçlar, kısa süreli kiralık araçlar, taksi, dolmuş, uzun süreli (bir yıl ve daha uzun) kiralık araçlarda eksper tarafından hesaplanan değer kaybı tutarının /650’sini aşan talepler, test aracı, koleksiyon ve antika sayılan araçlardaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı talepleri, değer kaybı teminatı dışında olduğunu, ayrıca, davaya konu edilen aracın, kaza öncesindeki durumu, kilometresi, modeli ile yılı ve buna bağlı olarak piyasadaki tercih durumu, parça değişiminin nasıl ve yetkili servisçe yapılıp yapılmadığı, geçmiş hasar durumu ve detayları, boya onarımı, tarafların kusur durumu, kazanın sigorta şirketine bildirim süresi gibi birçok etkene bağlı olduğu, nitekim, davacı tarafın kusur durumu , aracın kaza tarihi öncesindeki hasar kaydı, aracın , onarım görmüş olduğu servis, aracın modeli ve kilometre kaydı , aracın değişen parçaları, davacı tarafa, müvekkil sigorta şirketince yapılan ödeme, dikkate alındığında, davacının poliçe teminat dışı olan (bakiye) değer kaybı isteminde bulunmayacağı tartışmasız olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin , davacının gerçek zararını karşıladığını, ayrıca, kaza tespit tutanağındaki aleyhe hususların taraflarınca kabul edilmediğini, gerçek kusur oranının ise, ancak sayın mahkemece yaptırılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda (yasal delillerin değerlendirilmesi ile açıklığa kavuşacak nitelikte olduğunu, böylesi bir durumda , poliçe ve sigorta genel şartları dışında kalan (teminat ve limit dışı kalan) gerçek zararını aşan söz konusu değer kaybı talebi sebepsiz zenginleşmeye yönelik, haksız ve dayanaksız olduğundan reddi gerektiğini, bu nedenlerle, davaya konu edilen zararlar, ancak zorunlu trafik poliçesi kapsamındaki teminatlar ve limitler dahilinde değerlendirilebileceğinden , davacı tarafça, değer kaybına yönelik ödemenin varlığı dikkate alınarak, davacı taraf istemlerinin reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Sarız Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına ve bu karar ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Kayseri ili mülki sınırları olarak değiştiğine işaret ederek dosyanın Mahkememize gönderilmesine karar vermiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında;Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. Buna göre, yeni bir mahkeme kurulurken veya mahkemenin yargı çevresi yeniden belirlenirken, o mahkemenin kuruluş yasasında ya da yargı çevresini yeniden belirleyen idari kararda zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla, her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. Örneğin; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevreleri yeniden düzenlenmiş ve Kayseri Ticaret Mahkemesi yönünden yargı çevresi Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Ancak kararda, derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle mahkememiz yargı çevresini yeniden belirleyen kararın yürürlük tarihi olan 01/09/2021 tarihinden önce açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile mahkememize gönderilmesine olanak yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan iş bu davanın mahkememizin görev alanı dışında kaldığı ve bu davanın açıldığı tarihteki görevli mahkemenin iş bu davaya bakmaya devam etmesi gerektiği değerlendirildiğinden, görevli ve yetkili mahkemenin Sarız Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Nitekim,Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23 Hukuk Dairesi’nin 2021/1939 E. 2021/1732 K. Sayılı ilamı ile;…Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Ticaret Mahkemesi” sıfatı ile yürütülen dava dosyasının, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığın 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi” olarak belirlenmesine karar verildiği gerekçesiyle dosyanın yetkili Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ilişkin karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurunun kabulü ile Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/57E., 2021/562K. sayılı dava dosyasında verdiği 17/09/2021 tarihli kararın, esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Yine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3 Hukuk Dairesi’nin 2021/1511 E. 2021/1353 K. Sayılı ilamı ile;… Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiğine karar verilerek Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından Bafra 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verilen karşı görevsizlik kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1)Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği USULDEN REDDİNE,
2)Görevli ve yetkili mahkemenin SARIZ ASLİYE HUKUK(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3)Mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan HMK’ nın 21/1-c maddesi uyarınca kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görevli mahkemenin tayini için dosyanın re’sen Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1 Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE,
4)6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021

Katip ….
¸E-imzalıdır

Hakim ….
¸E-imzalıdır