Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/70 E. 2021/717 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/70
KARAR NO : 2021/717

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – .
Av. … – …
Av. … -.
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … – .
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … – .
DAVALI : 3- … – …
VEKİLLERİ : Av. … -.
Av. … – .
DAHİLİ DAVALILAR : 4- … – …
5- … – …
VEKİLİ : Av. … – ..
DAHİLİ DAVALILAR : 6- … – … …
7- … – … …
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : .
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2021
KARAR SONUCU : KISMEN KABUL KISMEN RED

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin demir ve metal işleri ile iştigal ettiğini, davalı …’ e verdiği bir kısım mallar karşılığı … tanzim tarihli … vade tarihli 185.000,00 TL tutarında senet ve …., …., …, …. vade tarihli ve her biri …. er TL bedelli toplam … TL bedelli dört adet parça senet ve açık hesaplara ilişkin 5 parça muhtelif bedellerde çek keşide ederek müvekkiline verdiğini, davalı ile şifahen görüştüğünde, piyasaya çok borcu olduğunu, çek ve senetleri yazdırmamalarını ilk ödemeyi müvekkiline yapacağını beyan ettiğini, müvekkilinin davalının bu beyanlarına güvenip beklerken, davalının kendisine ait taşınmazları elden çıkardığını, davalı …’ a …’ in damadı olduğunu ve bu şahsa muvazaalı olarak hisse devraldığını ve bu taşınmaz üzerine ….. Şubesine, …. ve … lehine ipotek tesis ettirdiğini, müvekkilinin aylarca beklemesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine…. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, …tarihinde hacze gidildiğinde davalının belirlenen adreslerde bulunamadığını ve ayrıca haczi kabil mal da bulunmadığını, borçlu …’ e ait …. şirketinin bulunduğu …mah. …. Sanayi Bölgesinde bulunan …-…. pafta, … …parsel 6.993 m2 taşınmaz hakkında yapılan araştırmada davalı …’in borç batağı içinde olduğu, …’in şirketteki hissesini damadı …’a devrettiğini, taşınmazın ortağı ve kardeşi olan … ile yapılan görüşmede de taşınmazları hesaplar mahsup edildikten sonra müvekkiline satacağını beyan ettiğini, … tarafından da taşınmazın muvazaalı olarak …’ya bedelinin onda biri fiyatına satış yaptığını, bu şahısların devredilen hisse değerleri nazara alındığında, böyle bir ekonomik güçlerinin olmadığını, taşınmazın 105.000,00 TL bedelle satış ve devrinin yapıldığını, üzerinde yaklaşık 1.110.000,00 TL ipotek bulunan taşınmazın 105.000,00 TL satılmasının ticari ahlaka da aykırı olduğunu, devirlerin bu devirlerde davalıların …’i korumaya yönelik hareket ettiklerini belirterek, ….adına kayıtlı … ili … İlçesi, Tapu Sicil Müdürlüğü ….-… pafta, …. parselde kayıtlı 6.993 m2 taşınmazın 16.12.2009n tarihinde davalı … …’ na 105.000,00 TL ye satış ve devrinin alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile yapılan muvazaalı ve batıl tasarrufun … yönünden iptaline, taşınmaz kaydına İİK.’ nun 280/11 hükmü gereğince… İcra Müdürlüğünün … sayılı dosya ile talep edilen 185.000,00 TL alacak üzerinden ihtiyati haciz konulmasına, taşınmazın tapu kayıtlarının devrinin ve her türlü tasarrufun önlenmesi için kayıtlar üzerine tedbir konulmasına, cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilini tanımadığını, aralarında herhangi bir ticari işbirliği veya husumet olmadığını, müvekkilinin kayıtlı gayrimenkul mal varlığının dava konusu edilen taşınmazın değerinin kat kat üzerinde olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddia içerisinde yer almasının mümkün olmadığını, iddiaların asılsız olduğunu, taşınmazda uzun süre satılıktır tabelası asılı olduğunu, satma keyfiyetinin davacının babasından geldiğini, gel burayı sana satalım diye teklifte bulunulduğunu, davacının babasının şu an organize sanayii bölgesinde bir başka fabrika satın aldım, şimdi fabrika satın alacak durumda değilim dediğini, satışı gerçekleştiren …’in müvekkiline kardeşindeki alacağının da gerçek bir alacağa istinad etmeyip, tefecilik kapsamında kendisinde kalan ve aslında tamamı ödenmiş olan kambiyo senetlerine dayalı olduğu, sıradan ve makul bir alacaklının 2008 yılı başında tesis edildiği iddia edilen alacağın 2 yıl sonra icra takibi ve hacze konu edilmesinin bu süre zarfında en küçük bir hukuki koruma ve teminat talebinde bulunulmamasının da garip bir durum olduğunu, müvekkilinin tamamen iyi niyetli olarak hareket ettiğini, taşınmaz üzerinde davacının herhangi bir haczi herhangi bir icra takibinin olmadığını, taşınmazın müvekkiline 780.000,00 TL bedel karşılığında satıldığını, 35.000,00 TL sinin satış sözleşmesinin yapıldığı sırada nakden satıcıya ödendiğini 50.000,00 TL’si için 28.02.2010 ödeme tarihli çek keşide edildiğini, kalan miktar için tapu kaydında kayıtlı şirket borçlarının üstlenildiğini, davacının tapu kaydında bir alacak kaydının yer almadığını, satıcı şirket alacaklılarından …..’ ya 320.000,00 TL bedelinde lüks daire verildiğini, 210.000,00 TL alacağı ödendiğini ve üstüne de 110.000,00 TL tahsil edildiğini, …’a cam atölyesinin 180.000,00 TL karşılığında verilerek 125.000,00 TL alacağı ödenip üstüne de 55.000,00 TL tahsil edildiğini, şirket yönetim kurulu başkanı …’ in eşi adına da müvekkiline ait …. Sitesinde bulunan 240 m2 lik lüks daire tapusu verildiğini, …..’a olan 160.000,00 TL’lik kayıtlı alacağın müvekkili tarafından üstlenildiğini ve borca karşılık anılan bankaya müvekkilinin şahsi çeklerinin verildiğini, taşınmaz alımına karşılık müvekkilinin cebinden çıkan miktarın 780.000,00 TL olduğunu, bu devir işleminde herkesin haklarını kullanırken iyi niyet içerisinde hareket ettiğini, davacının güya alacaklısı olduğu … hayali ilişkiler kurmak suretiyle müvekkilini son derece ağır ve kişilik haklarını zedeleyici iddiaların ortaya atıldığını, müvekkilinin kaçak ve haksız bir mülk edinmediğini, hayali iddialarla ikame edilen ve hukuken ve vicdanen haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’in …. şirketinin bu ismi almadan önceki sahibi olduğunu, o dönemde kriz nedeniyle borçlandığını ve yurt dışına çıktığından dolayı işlerin takibi için söz konusu şirketi diğer müvekkili … adına devrettiğini, müvekkili …’in aynı zamanda …’in damadı olduğunu, kredi borçlarının da olması nedeni ile satıma konu iş yerinin satışının yapıldığını, satımın mal kaçırma amacı ile değil borçların ödenmesi amacı ile yapıldığını, …’nun müvekkilleri gibi iyi niyetli olduğunu taşınmazı devralırken müvekkillerinin borçlarını ödemek için hareket ettiklerini bildiğini, satış sözleşmesinin iyi niyetle yapıldığını, müvekkillerinin tek amacının borçlarını ödemek olduğunu, karşı tarafın icraya koyduğu çek dolayısıyla olan borcun ipotek alacaklarından sonra doğmuş ve taşınmazın satımından sonra müvekkilinin borçlarının bitmediğini, müvekkillerinin astıkları levhalar ile taşınmazın satılacağını çok uzun süre uzaktan okunacak şekilde ilan ettiğini, …’nun borçlara zarar verme kastının olmadığını, … ile de herhangi bir yakınlığın söz konusu olmadığını, ticari amaç güdülen bir satımın söz konusu olduğunu, ipoteklerin taşınmazlar karşılığında taşınmazı alan kişiler tarafından kaldırıldığını, davanın ve ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir ve cebri icra yolu ile hak alma isteklerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER:
Taraf vekilleri delillerini bildirmiş, ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları, taşınmazın tapu kayıtları, devirlerle ilgili akit tabloları, ödeme belgeleri delil olarak bildirilmiş, ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, celbi gereken kayıt ve belgeler celp edilerek incelenmiş, bildirilen tanıklar yargılama sırasında dinlenmişlerdir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında … tarafından … aleyhine … tanzim … vade tarihli 185.000,00 TL bedelli bono dayanak yapılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen tanıklardan davalı tanığı … beyanında, davalılar ile bir akrabalığı olmadığını, 125.000,00 TL alacağı olduğunu, tapuya birlikte gittiklerini, taşınmazı davalı …’ ın satın aldığını, notere de gittiğini, … …sanayi … Cad. No: …. numaralı dükkanı alacağı karşılığı olarak devraldığını, … taşınmazı …’ya devrettiğini, tapudan devirini kendisinin aldığını alacak yerine dükkanı almış olduğunu, fabrika binası üzerinde satılık yazısı olduğunu, …’ın 850.000,00 TL’ye aldığını söylediğini kendisinin yanında para verilmediğini, …’ in maddi durumunun iyi olduğunu abisi ile birlikte ortak olduğunu, yurt ışına şehir dışına çıktığı için damadı …’ a hissesini devrettiğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; …’nun ağabeyi olduğunu, emekli olduğu için haricen işyerine gidip yardımcı olduğunu, … cam üzerine iş yaptığını, …’ın iş yerini başka bir şahsa sattığını 3 tane mülk ile 157.000,00 TL para ödediğin, … ve …’i tanımadığını, …’ın burayı 747.000 TL veya 757.000 TL ye satın aldığını, satarken toplam 830.000 TÜL civarında bir rakama tekabül ettiğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; …’ in kardeşinin oğlu olduğunu, taşınmazın …’ e niye satıldığını bilmediğini ……’ a ipotek olduğundan … ve …’ ya borcundan dolayı ipotek olduğundan banka sıkıştırınca taşınmazın satışa çıkarıldığını, … …’ya sattıklarını, 700.000 küsür TL’ye satıldığını, fabrika binası üzerinde satılık yazısı olduğunu …’ in burayı kiraladığını ancak parasını veremediğini, kirayı ödeyemeyince satılması halinde boşaltacağını söylediğini … talip olunca burayı … beye sattıklarını, …’ in kiradan dolayı borcu olduğunu, davacının babası olduğunu beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; …’den 220.000 TL alacaklı olduğunu, bu nedenlede …’in fabrikası üzerine 4. veya 5. dereceden ipotek tesis ettirdiğini, 1,5 yıl kadar önce ….. isminde bir şahıs kendisine gelerek benim ipoteğimin bulunduğu fabrikayı kendilerinin almış olduklarını, borçlarını ödeyeceklerini, bunedenle taşınmaz üzerindeki ipoteğini kaldırılmasını istediklerini, kendisine … mahallesinden …. apartmanında … kattaki bir daireyi verdiklerini, bu daire daha fazla tuttuğu için kendilerine 100.000 TL de para verdiğinim ve taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırdığını, fabrikanın sonraki devirleri hakkında hiç bir bilgisi olmadığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; … ve …’in yanında 8 senedir çalıştığını, … isimli fabrikaya da sac sattıklarını, … ile muhatap olduklarını, bu satım işlemleri nedeniyle de … fabrikaya borçlandığını, borçlara karşılık senet alındığını, ancak senetler ödenmeyince … şehir merkezindeki bir dairesini, bir bağ evini ve … bölgesindeki bir iş yerini borçlarına karşılık işyerini devredeceğini söylediğini, bunun üzerine kendisi ile… bölgesindeki iş yerini kiralamak konusunda anlaştıklarını, ancak 1 yıl içerisinde de iş yerini satın alacağımızı kendisine bildirdiklerini, sonradan … Yurtdışına gideceğini bildirdiğini, fabrikayı kendilerine satmayı vaadettiği iş yerindeki hisselerini de damadı …. isimli kişiye devrettiğini, … yurtdışına çıktıktan sonra….’den de başka kişilere ayrıca hisse devirleri yapıldığını duyduklarını beyan etmiştir.
Tanık … beyanında; davalı …’in yanında …’nin muhasebe müdürü olarak çalıştığını, bu işten 2008 yılının 9. ayında ayrıldığını, davalı …’in ….’de bulunan taşınmazınının damadı olan davalıya hangi amaç ve gerekçeyle devrettiği hususunda bilgisi olmadığını, sadece yanlarında işçi olarak çalıştığını, davacının bildiği kadarı ile ….sahibi olduğunu, oradan demir ve sac alındığını, resmi kayıtlarda bu hususun belli olduğunu, davalı …’a ait iş yerinde daha önceden davacı haciz yaptırmadğını, ancak orada çalışırken davalı … alacaklılarını Konya’daki ve buradaki alacaklalılarını çağırdığını, elindeki mallarını onlara iade ettiğini, sonradan daha doğrusu iş yerinden ayrıldıktan sonra duyduğuna göre davalı …’un iş yerindeki şase makinası Demirbüken ltd şti’nin arazisine konulduğunu, duyduğunu beyan etmiştir.
Dahili davalı tanığı … beyanında; dahili davalılardan …’ın dayısının oğlu, …’ın ise dayısının torunu olduğunu, dava konusu …’de bulunan fabrika binasının … tarafından … ve …’e satılması olayını bildiğini, dahili davalılardan …’ın …. içerisinde …. fabrikasının karşısında büyük bir cam fabrikası olduğunu, kredi çektiklerini, ekonomik sıkıntı içerisinde olduklarını, … bu fabrikayı …’ya verdiğini, dava konusu fabrikayla takas yaptıklarını, ayrıca dahili davalılardan hangisi verdiğini bilmediğini ama … ve … fabrikaya ek olarak …’ya bir miktar para verdiklerini, paranın kaç TL olduğunu hatırlamadığını, bunun dışında Hunat Cami’nin arkasında bir daireyi …’ya verdiklerini, … zaten cam işiyle uğraştığını, dahili davalılar çektikleri kredi nedeniyle sıkışınca … ‘in fabrikasının içindeki makineleri istediğini, teklifte bulunduğunu, dahili davalılar da kabul edip, bu takası yaptıklarını, fabrika binası dahili davalılara ait olmadığını, burada kiracı olduklarını, fabrikanın içindeki makineleri verdiklerini, beyanlarımı bu şekilde düzelttiğini, dahili davalılar dava konusu yeri boş fabrika olarak aldıklarını, içinde kiracı olduğunu, daha sonra da burayı sattıklarını ve bankaya borçlarını ödediklerini, organize sanayide fabrikası olmadığını, dava konusu fabrikanın rayiç fiyatının ne olduğunu bilemeyeceğini, dayımın oğlu sıkıntıda diye alım satımda yanlarında bulunduğunu, dava konusu taşınmazın 4-5 ay içerisinde niye beş altı defa el değiştirdiğini bilmediğini, ama dava konusu yer dışında da böyle el değiştiren yerler olduğunu, dava konusu taşınmazı …’dan …’ ın aldığını ama …’ın bankalara borcunun çok olduğunu, o yüzden …’dan tapusu … … üzerine devredildiğini, daha sonra bankalarla anlaşılınca …, …’e devrettiğini beyan etmiştir.
Dahili davalı tanığı … beyanında; …’ın hissesinin olduğu ….’de finans işlerine yani banka işlerine baktığını, …’ın ve babasının işlerinin kötü olduğunu, bankaya kredi borçları olduğunu bildiğini, bu nedenle dava konusu fabrikayı … tapudan kendi üstüne aldığını, bunu …’a yardım olsun diye yaptığını, …’ın bu fabrikayı kaç TL’ye aldığını, karşılığında önceki sahibine ne verdiğini bilmediğini, …’in bankalara borç işi düzeldikten sonra da …. burayı …’e devrettiğini, bu işlerle ilgili olarak onları sorgulamak anlamında sorular sormadığını, böyle olduğunu bildiğini, daha sonra …’ın borçlarını kapatmak için burayı sattığını, …’in fabrikayı sattığı kişi bankadan kredi çektiğini, satış bedeli olarak …’e gönderdiğini, … de bu para ile borcunu kapatmak için banka havalesi yaptığını, hatta havale ücreti çok tuttuğunu, o konuda bir sıkıntı olduğunu, devreye girdiğini, yardımcı olduğunu, …’in sattığı miktarı bilmediğini, ama bu havale yapılan miktar 400.000,00 TL veya 410.000,00 TL civarında bir para olduğunu, …’ın yanında çalıştığını, …’in ekonomik durumu kötü olduğu için tapudan …’ın adına devir yapıldığını, …’ın niye sonradan …’e devretmeden direkt üçüncü kişilere satmadığını bilmediğini, bu olaylardan bilgisi olmadığını, …’in daha sonra burayı başkasına satmasından sonra banka havale işlemleri ile ilgili olarak olaya dahil olduğunu, konu hakkında ayrıntılı bilgisi olmadığını beyan etmiştir.
Dahili davalı tanığı … beyanında; emlakçılık yaptığını, …’yu tanıdığını, dahili davalı …’ın babası …’ın …..’de cam fabrikası olduğunu, cam fabrikası içindeki demirbaş eşyaları verdiğini, Hunat veya Gavremoğlu Cami taraflarında bulunan bir adet daire verdiğini, bir miktar da üstüne para verdiğini, bu paranın miktarını şuanda hatırlamadığını, karşılığında …’dan dava konusu fabrikanın alındığını, bu fabrika …’in babası … ve …’ın adına alındığını, böyle alındığı halde …’nun neden …’a tapudan devir yaptığını bilmediğini, … ile …’ın amca çocukları olduğunu, …. sanayide güvenilir bir ticaret adamı olduğunu, aralarındaki ilişkiyi bilmediğini, kelki de onların da arasında bir ticaret olabileceğini, hatta …. beyler bu yeri almak için bir miktar parayı …’a yatırdıklarını, …’nun ufak tefek çek, kredi borcu gibi borcu varmış, onları da yatırdıklarını, …’in bankalara borcu olması nedeniyle zor durumda olduğundan bu taşınmazın tapusunun öncelikle …’a devredildiğine dair ifadelerle ilgili olarak bilgi sahibi olmadığını, bu konuda bir şey diyemeyeceğini, taşınmazı …’ın daha sonra …’ya satışıyla ilgili bilgisi olmadığını, dava konusu taşınmazın satımı konusunda 2011 yılında tahminime göre 900.000,00 TL veya 1.000,000,00 TL civarında bir rakam ile anlaşılmış olduğunu, söylediği gibi bir takas yapıldığını, … yakın arkadaşı olduğu için bu aracılık nedeniyle komisyon almadığını, dava konusu taşınmaz dışında …..’den 4-5 ay içerisinde beş, altı defa el değiştiren başka fabrikalar da olduğunu, beyan etmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra taşınmazın bulunduğu yerde keşif icra edilmiş, fen bilirkişisi ….taşınmazı belirleyerek krokisini sunmuştur.
Mülk bilirkişisi …., İnşaat bilirkişisi …’ın …tarihli raporlarında; dava konusu … ili … İlçesi … Köyü ….pafta ….-…. parsel … de kayıtlı 6.993 m2 alanlı arsa olarak kayıtlı taşınmazın üzerindeki tüm varlıklar ile birlikte, …. tarafından ….’ ya satıldığı akit tarihi olan 16.12.2009 tarihindeki değerinin 1.655.014,20 TL olduğunu, dava tarihi olan 18.12.2009 tarihindeki değerinin 1.655.014,20 TL olduğunu, … tarafından …’a satıldığı akit tarihi olan 27.01.2010 tarihindeki değerinin 1.725.214,40 TL olduğunu, … tarafından …’a satıldığı akit tarihi olan 22.04.2010 tarihindeki değerinin 1.725.214,40 TL olduğunu, … tarafından da Talat Livkebapçı’ya yapılan satış akit tarihi olan …. tarihindeki değerinin de 1.725.214,40 TL olduğu kanaatinde olduklarını belirlemişlerdir.
Mahkememizce ….. tarihinde davanın reddine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 24/01/2017 tarihli ve 2014/22081 Esas – 2017/491 Karar sayılı kararı ile kararımızın bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkememizce … tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda davalı borçlu …’in ……’ndeki hisselerini 16/10/2008 tarihinde davalı …’a devretmesi olayında İİK 278 ve 280 maddeler gereğince iptale tabi bir husus olup olmadığı, hisse devri sebebiyle …’in malvarlığına bir para girişi olup olmadığı, …’ın bu konuda bir ödemesi olup olmadığı hususlarında bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti …. tarihli raporlarını sunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyi niyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. (İİK’nun 283/1) Bu yasal nedenle iptal davası alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK’nun 277. maddesi) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK’nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlığa baktığımızda davacının davalı borçlu … aleyhine Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı ve takibin kesinleştiği, borçlu …’in dava dışı ….’nin ortağı iken hisselerini … tarihinde davalı …’a devrettiği, …’ın borçlunun damadı, dahili davalı …’in ise borçlunun kardeşi olduğu, tasarrufun iptalinin konusunun borçlu …’in davalı …’a limited şirket hissesini devretmesine ilişkin tasarruf ile dava dışı …. adına kayıtlı Kayseri …. Sanayi Bölgesinde bulunan … parsel sayılı taşınmaz olduğu görülmektedir. Dava dışı şirket bu taşınmazı … tarihinde davalı …’ya bu davalının … tarihinde dahili davalı …’a bu dahili davalının …. tarihinde dahili davalı …’a onun da …… tarihinde dahili davalı …’ya satış yaptığı tapu kayıtlarından görülmektedir.
Dosya kapsamına göre tasarrufun iptali davasına konu edilen taşınmazın davalı borçluya ait olmayıp, daha önceden davalı borçlunun da hissedar olduğu dava dışı ….’ne ait olduğu, anlaşıldığından davalı borçluya husumet yöneltilmesi mümkün değildir, bu talebin husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacının Şirket Hisse Devri İle İlgili Tasarrufun İptali Talebi Değerlendirildiğinde;
Davacı dava dilekçesinde söz konusu hisse ile ilgili olarak da tasarrufun iptali talebinde bulunmaktadır.
…. tarihinde davalı … davalı …’a şirket hisselerini devretmiştir. Hisse devri şirket ortaklar kurulunun … tarihli ve 13 sayılı Kararı ile kabul edilerek … tarihinde ticaret siciline tescil edilmiştir.
Taraf beyanlarından ve tanık anlatımlarından davaya konu taşınmazın davacının babasına kiralandığı, borçlu …’in borcunu ödeyemezse bu taşınmazı davacıya devredeceğini söylediği, satımdan önce taşınmazın üzerine satılık levhaları asıldığı, hatta davacının babasına burayı satın alması için teklif götürüldüğü, ancak davacının babasının almak istemediği görülmektedir.
Limited şirkette ortağın kişisel alacaklısının ilk başvurabileceği mallar ortağın kişisel mallarıdır. Kişisel malları yok veya alacağın tamamını tahsil edememişse bu durumda ortağın şirketteki kâr payına başvurulabilir. (6762 sayılı TTK’nun 522. maddesi) Limited şirketlerde kollektif şirketlerde olduğu gibi zaman itibarıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 762 sayılı TTK’nun 169 ve 170. maddeleri uyarınca bilançoya göre saptanacak kâr payı her yıl sonunda muaccel hale gelir. Bunun için alacaklı 6762 sayılı TTK’nun 191. maddesi uyarınca tasfiye sonucunda borçlu ortağa düşecek paya haciz koydurmaya ve altı ay önce ihbar etmek ve hesap yılı sonu için hüküm ifade etmek koşulu ile ortaklığın teshini isteyebilir. Limited şirket, diğer ticaret şirketlerinde olduğu gibi ortaklardan ayrı müstakil ve tüzel kişiliği olan bir varlıktır. Malları, alacakları, hakları, ortaklara değil şirket tüzel kişiliğine aittir. Bu değerlerle şirket, kendi borçlarından birinci derecede sorumludur. Şirketin işlerini yürütmesi ve devamlılığı esastır. Bu nedenle ortaklardan herhangi biri şirketin mal varlığı ve gelirleri üzerinde mülkiyet iddiası ile bir hak ileri süremeyeceğinden şirket ortaklarının şahsi alacaklıları da böyle bir iddia ileri sürerek işlem yapılmasını isteyemezler.
İİK’nın 280. maddesi hükmüne göre; “Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.
Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilafını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir.”
Davacı taraf davalı … aleyhine … tarihinde ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapmıştır. Dolayısıyla işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde takip yapıldığı görülmektedir.
Dava konusu olayda davalı …, damadı olan diğer davalı …’a …’ndeki paylarını devretmiştir. Davalı … ise davalı …’in damadı olmakla, İİK’nın 280. Maddesinde belirtilen şekilde üçüncü dereceye kadar sıhri hısımlar içinde yer almaktadır. Dolayısıyla mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının davalı … tarafından bilindiği farz olunacaktır. Bu durumun aksini ispatlama külfeti davalı …’dadır ve aksi ispatlanmadığı sürece ….’nin satış şeklindeki payının devri iptal edilebilecektir.
Davalıların aralarındaki şirket pay devrinde bir bedelin ödendiğine dair iddiaları olmadığı gibi, bunu ispatlama külfeti de kendilerine aittir. Dosya kapsamına bu yönde herhangi bir belge sunulmamıştır. Davacının şirket hisse devri ile ilgili tasarrufun iptali talebi mahkememizce hukuka uygun bulunmuştur.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 24/01/2017 tarihli bozma ilamı doğrultusunda mahkememizce aldırılan uzman bilirkişi raporunda dava dışı …’nin öz kaynaklarının 62.421,84-TL olduğu, davalı …’in öz kaynaklardan alacağı payın ise 31.210,92-TL olduğu belirlenmiş olup tasarrufun iptali davasının kabulü halinde harç ve vekalet ücreti, takip konusu alacak ile iptal edilen tasarruf konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hükmedilir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında harç ve vekalet ücretinin iptal edilen tasarruf miktarı olan 31.210,92-TL üzerinden hesaplanmasına karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Dava konusu … İlçesi, … Mahallesi ….-… Pafta, … parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili tasarrufun iptali talebinin husumet yokluğu sebebiyle reddine,
2-…..’deki hisselerin devri ile ilgili tasarruf yönünden yapılan talebin kabulü ile davalı borçlu …’in …. Hisselerini …tarihinde davalı …’a devrine ilişkin tasarrufun İİK 278 ve 280 mad. Uyarınca iptali ile davacı alacaklıya dava konusu şirket hisselerinin üzerinde tasfiye sonucu davalı borçlu ortağa düşecek tasfiye payı üzerinde cebri icra yolu ile alacağını tahsil edebilme yetkisi verilmesine,
3-Husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilen dava yönünden alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından dava açılırken yatırılan 2.497,50-TL peşin harçtan mahsubuna,
4-Kabulüne karar verilen dava yönünden alınması gereken 2.132,02-TL karar ve ilam harcının dava başında yatırılan ve mahsuptan geriye kalan 2.438,20-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 306,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 15,60-TL başvurma harcı ile 2.132,02-TL karar harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 382,50-TL tebligat gideri, 232,85-TL müzekkere ve posta gideri ile 2.370,80-TL bilirkişi ve keşif ücretleri olmak üzere toplam 2.986,15-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 503,78-TL’lik kısmının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 110,00-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre belirlenen 91,44-TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, bakiyesinin işbu davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 45,00-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre belirlenen 37,40-TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine, bakiyesinin işbu davalı üzerinden bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 150,00-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre belirlenen 124,68-TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, bakiyesinin işbu davalı üzerinden bırakılmasına,
10-Dahili davalılar … ve … tarafından yargılama boyunca yapılan 300,00-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre belirlenen 249,36-TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine, bakiyesinin işbu davalılar üzerinden bırakılmasına,
11-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 4.681,64-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalılar …, …, … ile dahili davalılar … ve … lehine A.A.Ü.T 7/2 maddesi gereği 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, …, … ile dahili davalılar … ve …’a verilmesine,
13-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı …vekili, davalılar … ve … vekili, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay’da yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/09/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır