Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/696 E. 2021/869 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/696 Esas
KARAR NO : 2021/869

….
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/10/2021

Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin “…” adresinde, …. Noterliği’nin …. tarih … yevmiye numarası ile onaylanan “ana sözleşmesi” ile; Kurucuları; Ortak …, ortak … ve ortak … olmak üzere üç kurucu ortak tarafından kurulduğunu, Kurucuların-ortaklann şirketteki hisse oranları ve paylarının ortak …: Hisse Adedi:500 adet,Ayni Sermaye:0-TL, Nakdi Ser¬maye: 50.000.00-TL,Toplam Sermaye:50.000.00-TL olmak üzere, ortak …: Hisse Adedi:500 adet,Ayni Sermaye:0-TL, Nakdi Ser¬maye: 50.000.00-TL,Toplam Sermaye:50.000.00-TL olmak üzere , ortak …:Hisse Adedi:5500 adet,Ayni Sermaye:526.074.28-TL, Nakdi Sermaye:23.925.72-TL, Toplam Sermaye: 550.000.00-TL olmak üzere, şirketi temsile yetkili kuruculardan ortak … ve ortak … münferiden atacağı imzası ile temsile yetkili kılınmak suretiyle, “…” ünvanıyla söz konusu davacı şirketin kurulduğunu, dava dilekçesi ekinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin … tarih Sayı:….,Sayfa:….’da davacı Şirket’in “ana sözleşme tadil metni” sunulduğunu, dilekçe ekinde sunulan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin …. tarih Sayı:….,Sayfa:….’de davacı Şirket ortaklarından …,Şirket’deki sermayesini/ hissesini,…Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numarası ile Olağan Genel Kurul ile,….tarih ve … yevmiye numarası ile hisse devir sözleşmesi,Kayseri … Noterliği’nin……tarihli ve … yevmiye numarası ile hisse devri sözleşmesi ve Kayseri … Noterliği’nin 2….. tarihli ve … yevmiye numarası ile hisse devir kararı ile devrettiğini ve şirketteki ortakların yeni hisse oranlarının, Ortak … ve ortak …’e devrettiğine ve Ortak …’in, Şirket’deki Pay Adedi:….,Hisse Tutarı: 100.00-TL,Pay Tutarı: 325.000.00-TL olmak üzere % 50 oranında pay sahibi olduğunu, Ortak … ve ortak …’e devrettiğine ve Ortak …’in, Şirket’deki Pay Adedi:3250,Hisse Tutarı: 100.00-TL,Pay Tutarı: 325.000.00-TL olmak üzere % 50 oranında pay sahibi olduğunu, dilekçe ekinde sunulan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin…..tarih Sayı:….,Sayfa:….’de: davacı Şirket’in adresi ve sermaye artırımı ile ilgili tescile delil olan,Kayseri … Noterliği’nin ….tarih ve ….. sayı ile tasdikli (toplantı tutanağı), 10.04.2018 tarihli sayılı Genel Kurul kararı, Kayseri … Noterliği’nin …. tarih ve … sayı ile tasdikli (tadil kararı),20.12.2017 tarihli 20 sayılı Genel Kurul Kararı ile; davacı Şirket’in merkezinin “…” adresinden, “…” adresi olarak tescil edilerek bu adrese taşındığını, davacı Şirket’in sermayesi beherinin 100.00-TL değerinde 26500 paya ayrılarak 2.650.000.00-TL değerine çıkartıldığını, bu sermayenin dağılımının ise; …:Beheri 100.00-TL değerinde 13250 adet paya karşılık 1.325.000.00-TL, …:Beheri 100.00-TL değerinde 13250 adet paya karşılık 1.325.000.00-TL olduğunu, davalı …’in davacı Şirket ve dolayısıyla da davacı Şirket’in diğer ortağı …’den habersiz olarak davacı Şirket envanterinde-sermayesinde ayni sermaye olarak kayıtlı bulunan, ancak tapu kaydı halen eski Şirket ortağı ve davalı … ile davacı Şirket ortaklarından …’in anneleri olan … adına, … İli,… İlçesi,… Mahallesi,Ada No:…,Parsel No:…., Pafta No:….’de kayıtlı bulunan taşınmazı, kendi adına veya kendi adına kurmuş olduğu … . adına tapudan devir yaptırmak suretiyle,davacı Şirket’in malvarlığına zarar verdiğini, davalılardan …’in,Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin,…. tarih Sayı:….,Sayfa:…’de görüleceği üzere,3.Ortak …:Hisse Adedi:…. adet, Ayni Sermaye:526.074.28-TL, Nakdi Sermaye:23.925.72-TL, Toplam Sermaye: 550.000.00- TL olmak üzere, davacı Şirket’in kuruluş aşamasında, şirket ortağı konumunda olduğunu, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin … tarih Sayı:….,Sayfa:…’de: Davacı Şirket ortaklarından …,Şirket’deki sermayesini/ hissesini, … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numarası ile Olağan Genel Kurul ile, 25.08.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile hisse devir sözleşmesi,Kayseri….Noterliği’nİn … tarihli ve … yevmiye numarası ile hisse devri sözleşmesi ve Kayseri …. Noterliği’nin…. tarihli ve … yevmiye numarası ile hisse devir kararı ile devrettiğini, davalı …’in,Şirket ortaklık hisselerini,davacı Şirket’in diğer ortaklarına devretmesine rağmen,tapu kaydı kendi adına devam ettiğini, davacı Şirket’in sermayesinde ve envanterinde ayni sermaye olarak yer alan taşınmazın tapu kaydının,Şirket adına tescil edilmediğini, tapu kaydının davalı … adına devam ettiğini, davacı Şirket’te ayni sermaye olarak gözüken,ancak tapu kaydı daha önceki Şirket ortağı davalı … adına devam eden taşınmazın,davalılar arasında yapılan satış ile davalı … adına tescili yapılan,…. İli,… İlçesi,…. Mahallesi,Ada No:…,Parsel No: ….,Pafta No:….’de kayıtlı taşınmazın,davalılardan … adına veya ….adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile,davacı şirket’in sermayesinde ayni sermaye olarak bulunan taşınmazın, davacı … adına tapuya tesciline karar verilmesi için işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu belirterek, başkaca talep ve dava hakkı ve fazlayı talep ve dava hakkını saklı tutmak kaydıyla, öncelikle dava süresince ve Mahkemece verilecek kararın kesinleşmesine kadar,Şirket envanterinde ve sermayesinde bulunan,davacı Şirket ortaklarından davalı … ve …’in anneleri,davalı … adına kayıtlı bu lunan,…. İli,…. İlçesi,… Mahallesi,Ada No:…., Parsel No: ….,Pafta No:….’de kayıtlı taşınmazın,davalılardan … adına,davacı Şirket’in haberi olmadan satış yapılmak suretiyle,davalı … adına tescil edilmiş olan taşınmazın, başkaca üçüncü şahıslara (tüzel veya gerçek kişilere) devir edilmesini önlemek amacıyla,ilgili Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak,davalı … adına, annesi …’den geçen taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına; Mahkemece, davacı Şirket’in kuruluş sermayesinde ayni sermaye olarak taahhüt edilen ve Şirket sermayesinde yer alan,davalılardan … adına,…. İli,…. İlçesi,…. Mahallesi,Ada No:….,Parsel No: …,Pafta No:….’de kayıtlı taşınmazın, davalılar arasında satış yapılmak suretiyle,diğer davalı … adına (veya …. adına) tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı … Adına Tesciline, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalılara tahmil olunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava ehliyeti bulunmadığını, bu sebeple davanın dava şartı ve aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın devrinden önceki malikinin davalı … olduğunu, davacı şirketin ise hiçbir zaman dava konusu taşınmazın mülkiyetini kazanmadığını, dolayısıyla bahse konu taşınmazın tapu iptal ve tescilini talep edecek kişinin ancak … olabileceğini, bir taşınmaza hiçbir zaman malik olmamış ve hiçbir zaman o taşınmaz üzerinde herhangi bir hak iktisap etmemiş kişinin, taşınmazın tapu iptal ve tescilini talep etme yetkisi de olmadığını, işbu nedenle davacı şirketin eldeki davada aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, TBK 147/4 maddesi gereğince, eldeki davada 5 yıllık zamanaşımı süresi olduğunu ve davacının ayni sermayeye dayalı tapu iptal ve tescil davası açma hakkının zamanaşımına uğradığını, dava konusu şirketin 2012 yılında kurulmuş olup davalı …’in ise … yılında hisselerini diğer ortaklar … ve …’ e devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davacı şirketin ise gerek 2012 yılından …’in ortaklıktan ayrıldığı 2015 yılına kadar gerekse işbu … tarihinden 09.09.2020 tarihine kadar geçen 5 yıllık süre içerisinde herhangi bir alacak talebinde ve yahut tapu iptal ve tescil talebinde bulunmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiğini, davacı tarafın dava konusu taşınmazın iddia edildiği üzere şirket sermayesinde ayni sermaye olarak bulunduğunu somut bir delille ispatlayamadığını, Türk Ticaret Kanununda şirketlere ayni sermaye taahhüdünde bulunmanın ve taahhütte bulunulan değerlerin şirket sermayesinde ayni sermaye olarak gösterilmesinde birtakım şartlar getirildiğini, bir taşınmazın şirket ayni sermayesine dahil edilebilmesi için, Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede taşınmazın ayni sermaye olarak taahhüt edildiğinin belirtilmesi gerektiğini, ayni sermaye olarak şirket sermayesine dahil edilecek taşınmazın değerinin şirket merkezinin bulunacağı yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesince atanan birlirkişilerce belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna göre değer biçilen taşınmazın bedelinin şirket sözleşmesi veya esas sözleşmede belirtilmesi gerektiğini, ayni sermaye olarak yukarıdaki şekilde sözleşmede yer alan taşınmazların, belirlenen değeriyle şirket ayni sermayesinde olduğunun tapuya şerh verilmesi gerektiğini, kanunda belirlenen ve yargıtay yerleşik içtihatlarında da yerini alan şartların hiçbirinin eldeki davada gerçekleşmediğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydında da ayni sermaye olarak şirket sermayesine dahil edildiğine dair bir şerh bulunmadığını, ayrıca davacı tarafından, işbu taşınmazın değerinin tespitinin mahkeme kararıyla ve bilirkişi aracılığıyla belirlendiğine yönelik bir ilam alınmadığını, kaldı ki davacı şirketin de, dava konusu taşınmazın şirket sermayesinde ayni sermaye olarak bulunduğu hususunda, işbu koşulların gerçekleştiğine dair somut bir delil dosyaya sunmadığını, bu bağlamda şirket sermayesinde ayni sermaye olarak gösterilmeyen veya yukarıdaki şartları gerçekleştirmeden ayni sermaye olarak gösterilen bir taşınmazın, devredilmesinde de hukuken hiçbir engel bulunmadığını, davalı …’in 2015 yılında tüm hisselerini diğer ortaklara devretmiş olmasının, …’in tüm malvarlığını şirkete bıraktığı anlamını taşımadığını, dolayısıyla …’in kendi aktifindeki bir taşınmazı devretmesinde de hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını, kaldı ki, mahkemece taşınmazın ayni sermaye olarak taahhüt edildiği kanatine varılsa dahi …’in ortaklıktan ayrılmasının ardından geçen 5 yıl içinde taşınmazın şirket adına tescilinin talep edilmediğini, dolayısıyla davacı şirketin taşınmazın tescilini talep hakkının zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın talebi üzerine 5.000 TL teminat ile değeri çok yüksek olan taşınmaz üzerine tedbir konulduğunu, tapu kaydından da anlaşılacağı üzere taşınmazın değerinin yüksek olduğunu, bu sebeple öncelikle tedbirin kaldırılmasını, mahkemece bu talep kabul edilmediği takrirde teminatın yükseltilmesini, davanın öncelikle husumetten, bu mümkün değil ise zamanaşımının dolmasından ve yukarıda 2. Madde sayılan diğer şartların gerçekleşmemesinden dolayı esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı …, taşınmazın satın alındığı tarihte davacı limited şirketin müdürüdür. Diğer davalı …, taşınmazın devredildiği tarihte davacı şirket ile hukukî ilişkisi sona ermiş, şirketin eski ortağıdır.
Limited şirket olan davacı şirket ile şirket müdürü olan davalı arasındaki hukuki ilişki, 6102 sayılı TTK’nun 573 ila 644. maddelerinde düzenlenmiş, TTK md. 126 ise her şirket nev’ine mahsus hükümler saklı kalmak şartı ile bu fasılda hüküm bulunmayan hususlar hakkında 6098 sayılı TBK’nun 620 ila 645’inci maddeleri her şirket nev’inin niteliğine uygun düştüğü ölçüde ticaret şirketleri hakkında da uygulanır hükmünü taşımaktadır. Bu durumda TBK’nun adi ortaklığa ilişkin hükümleri niteliğine uygun düştüğü ölçüde ticaret ortaklıkları için de uygulama alanı bulacaktır. TBK md. 630’da ise şirketi idare eden ortak ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiler vekâlet hükümlerine tabidir. Bu durumda şirket müdürü ile limited şirket arasındaki ilişkinin vekâlet ilişkisi olduğu kabul edilmektedir. Yani ortaklığı yöneten ortak ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiler, kural olarak vekâlet hükümlerine bağlıdır.
Somut olayda şirket müdürü olan davalı …, şirket tüzel kişiliğinin veya diğer şirket ortaklarının haber, onay veya muvafakati olmaksızın şirkete aynî sermaye koyma borcu kapsamında taahhüt edilen dava konusu taşınmazı satın aldığı iddia edilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçiminden ve dosya kapsamında sunulan delil ve belgelerden tapu iptali ve tescil istemi, vekilin sadakat ve özen yükümlülüğünün ihlali hukuksal nedenine dayanmaktadır. İddia edildiğine göre davalı …, davacı şirket ile arasında mevcut olan vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan yetkilerini kendisinin yararına ve şirketin zararına olacak şekilde kullanmış, şirketi zarara uğratmıştır. Böyle bir durumda vekil olan davalının müvekkili konumundaki şirketin zararlarını tazmin etmesi gerekir. Vekilin bu davranışı açıkça özen ve sadakat borcunun ihlali niteliği taşımaktadır. Hatta bu durum vekâlet görevinin kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi de mümkündür. Bu durumda davacı şirket, iddiasını ispat etmesi şartıyla vekâlet görevinin kötüye kullanılması neticesi uğradığı zararın tazmin edilmesini TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri doğrultusunda vekil olan davalıdan talep edebilir. Davalının bu davranışı aynı zamanda TBK’nun 49 ve devamı maddeleri anlamında haksız fiil niteliği taşımaktadır.
TBK md. 508’de vekil, müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeye ve vekâletle ilişkili olarak almış olduğu şeyi müvekkile vermekle yükümlüdür hükmünü taşımaktadır. Somut olay ve iddia değerlendirildiğinde, davalı kendi adına davacı şirketin hesabından iktisap ettiği mal varlığı değerlerini müvekkili olan şirkete devretme yükümlülüğü altındadır. İddianın ileri sürülüş şekline göre; davalı, vekâlet görevi dolayısıyla iktisap ettiği taşınmazı TBK md. 508/1 hükmü gereğince, davacı tarafa devretmek veya iade etmek zorundadır. Diğer bir anlatımla davacı taraf, davalı adına mevcut tapu kaydının iptali ile kendi adına tescili hususunda dava açabilir. Ancak Yüksek Yargıtay 11. HD’nin 2015/5064 E., 2016/1893 K.; 2014/9208 E., 2014/18363 K.; 2012/15513 E., 2014/5266 K.; 2012/2222 E., 2013/3000 K. Sayılı emsal kararları çerçevesinde açılan dava, şirketin zarara uğratıldığından bahisle açılan sorumluluk davası olmayıp, vekâletin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu gözetilerek ve hukukî niteleme bu suretle yapıldıktan sonra görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir.
HMK.nun 2. maddesine göre; dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olmayıp görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu görülmekle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nın 114/c maddesindeki dava şartı dikkate alındığında davanın görev yönünden usulden reddine, görevli mahkemenin Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın yasa yolu kullanılmaksızın kesinleşmesi halinde mercii tayini ile görevli Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği USULDEN REDDİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin KAYSERİ ….ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-Mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan HMK’ nın 21/1-c maddesi uyarınca kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görevli mahkemenin tayini için dosyanın re’sen Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır