Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/678 E. 2022/358 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/678 Esas – 2022/358
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/678 Esas
KARAR NO : 2022/358

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. ……..
DAVALILAR : 1- ……….
2- ………
3-…
VEKİLİ : Av. ……..
DAVALI : 4……..
VEKİLİ : Av. ……..
DAVALI : 5- ………
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
KARAR TARİHİ : 29/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davalılar ile müvekkili idare arasında ihale üzerine akdedilen sözleşme gereği hizmet alımı gerçekleştirildiğini, bu kapsamda dava dışı işçi …………’ın davalı yükleniciler tarafından çalıştırıldığını, işçinin 16/02/2019 tarihinde iş akdinin feshedilmesi sebebiyle işçiye 20/03/2019 tarihinde 36.776,68-TL kıdem tazminatı, 27/08/2019 tarihinde 10.059,49-TL kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi farkı ve 17/04/2019 tarihinde 6.172,77-TL ihbar tazminatı ödendiğini, söz konusu ödemeden işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu ödemenin ödeme tarihinden başlamak kaydıyla işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı……… vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkili şirketin güvenlik hizmeti alımına ilişkin ihaleyi kazanmasının ardından işyeri devri müessesine dayanarak …….’ ın bordosunun müvekkili şirkete geçtiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde doğmuş olan kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı fark alacağının olmadığını, davacının iddiasının aksine işyerinin tasfiyesinin ardından dava dışı işçinin müvekkili şirkete iadesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, işyerinin tasfiyesi sebebiyle davacının ihale kapsamındaki projesi sona ermiş olması nedeniyle davacının sözleşmesinin bu sebeple konusuz kaldığını, dava dışı işçi, iş görme edimini davacı nezdinde yerine getirmiş ve davacının çalışan yetkililerin emir ve talimatları doğrultusunda, onların gözetiminde çalıştığını, dava dışı işçinin asıl işverinin davacı taraf olduğunu, işbu rücuen tazminat davasında müvekkili şirketin rücu edilen alacaklardan sorumluğunun olmadığını, davacı tarafından dava dışı işçi ………’ ın ödenen kıdem tazminatı ve Tis ücret farkından kaynaklı kıdem tazminatı farkından müvekkili şirketten tahsili talebi ile ikame edildiğini, her ne kadar davacı tarafından müvekkili şirketin ödemelerden taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi gereğince sorumlu olduğu iddia edilmekte ise de, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmede dava dışı işçilere ödenen işçilik alacağı ödemelerinden müvekkili şirketin sorumlu olduğunu ilişkin hüküm bulunmadığını, dava dışı işçinin iş akdinin davacının talimatı uyarınca feshedildiğini bu sebeple talep edilen kıdem tazminatı ve TİS kıdem farkının davacı tarafından ödenen kısmından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, müvekkili şirket tarafından imzalanmış herhangi bir toplu iş sözleşmesinin bulunmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faiz başlangıç tarihin dava tarihi olarak kabul edilmesine, toplu iş sözleşmesi kıdem tazminatı fark ödemesinden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığından kıdem tazminatı fark ödemesi talebinin reddine, dava dışı işçinin iş akdi davacının emir ve talimatları sonucu feshedildiğinden kıdem tazminatı ödemesinden müvekkili şirketin bir sorumluluğunun olmadığının kabulü ile kıdem tazminatı ödemesi talebinin reddine, talep edilen alacaklardan müvekkili şirketin sorumlu olduğu kanaatine varılacak ise davacının alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
………..Ve ……….. vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilleri şirket ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer Mahkemesi’nin Ankara Mahkemeleri olduğunu, yetkisiz açılan işbu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının yapmış olduğu ödemelerden işbu dava ile haberdar olduklarını, alacaklanın zararını tanzim eden davacının müvekkilleri şirkete rücu ettiğini, ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığını, müvekkili şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirketlerin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının ihaleye çıktığı işçi sayısını depoları kapatarak zamanla düşürdüğünü, daha sonra işçileri müvekkili şirkete işten çıkarmadıklarını iade ettiklerini beyan ederek hakkı kötüye kullandıklarını, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, rücu imkanının bulunmadığını belirterek her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı açılan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Kayseri SGK ‘na müzekkere yazılmış, davalı şirketlerden taraflar arasında imzalanan Özel Güvenlik Hizmeti Alımı’ na ilişkin sözleşme ve şartnameler, sicil dosyası celp edilmiş, Hesap bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Dava, asıl işveren tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davalı alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce, dosyanın hesap uzmanı bilirkişiye tevdii ile taraflar arasındaki hizmet sözleşmeleri ile şartnamalere doğrultusunda davacının ödediği işçi alacakları yönünden davalıların sorumlu olup olmadığı sorumlu ise sorumluluk miktarlarının hesaplanmasın yönelik rapor tanzimi istenmiş, bilirkişi Mahkememize sunmuş olduğu 17/01/2022 havale tarihli raporda özetle; 1 . Durumda mahkememizce Hizmet Alım Sözleşmeleri eki olan Teknik Şartnamelerin 14.6-3 maddesi ile 17.5. maddesi (bir kısım teknik şartınamclerin – E.6-3 maddesi ile F4. Maddesinde) hükümleri nazara alındığında, davalı yüklenicilerin işçinin kıdem tazminatından dolayı sorumlulukları bulunmadığı kanaatinde olması halinde, 01/01/2016 tarihinden sonra imzalanan Hizmet Alım Sözleşmelerinden dolayı davalı yüklenicelerin sorumluğunun bulunmadığı, 01/01/2016 tarihinden önce imzalanan Hizmet Alım Sözleşmelerinden dolayı; 1- Davalı yüklenici ……… & ………..& …. …’ nin 6.671,51 TL’den 20/03/2019 ödeme tarihinden, 1.824,85 TL’den 27/08/2019 ödeme tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, Davalı yüklenici ….. &….’ nin 6.671,51 TL’den 20/03/2019 ödeme tarihinden, 1.824,85 TL’den 27/08/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteşelsilen, Davalı yüklenici …….nin 6.172,77 TL’den 17/04/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2. Durumda Mahkememizce Hizmet Alım Sözleşmesinin 22.1. maddesi ile Teknik Şartnamenin 15.5. maddesi hükümleri ile dosya kapsamı itibariyle işçiye ödenen kıdem tazminatından işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak davalı yüklenicilerin sorumlu olduğu kanaatinde olması halinde; Davalı yüklenici …… & …… & ………..’ nin 6.671,51 TL’den 20/03/2019 ödeme tarihinden, 1.824,85 TL’den 27/08/2019 ödeme tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, Davalı yüklenici …… & …… & ………..nin 11.971,65 TL’den 20/03/2019 ödeme tarihinden, 3.274,59 TL’den 27/08/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, Davalı yüklenici…… & …… & ……….nin 2.779,79 TL’den 20/03/2019 ödeme tarihinden, 760,35 TL’den 27/08/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, Davalı yüklenici …….nin 694,95 TL’den 20/03/2019 ödeme tarihinden, 190,09 TL’den 27/08/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, Davalı yüklenici ……nin 1.538,15 TL’den 20/03/2019 ödeme tarihinden, 420,73 TL’den 27/08/2019 ödeme tarihinden, 6.172,77 TL’den 17/04/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı kuruma/işverene karşı sorumluğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce, davacı vekilinin kök rapora itirazları doğrultusunda dosyanın bilirkişiye yeniden tevdi ile itiraz doğrultusunda rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi Mahkememize sunmuş olduğu 25/02/2022 havale tarihli ek raporda özetle; Kök raporun 6. sayfasının c) değerlendirme başlığı altında 2. maddede davalı …… yönünden değerlendirilme yapılarak, aynen “Davacı işveren ile davalı yüklenici……. Arasında 22/01/2010-31/12/2008, 01/01/2009-31/12/2009, 01/01/2010-31/12/2010 ve 01/01/2011-31/12/2011 dönemi için Özel Güvenlik Hizmeti alımı yapıldığı, ancak İşçi ……’ın SGK Hizmet Döküm Cetvelinin incelennesinde söz konusu dönemlerdeki prime esas kazançları ile işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinin dava dışı………. Tarafından verildiği, dolayısıyla 22/01/2010 ile 31/12/2011 dönemi için işçiye ödenen kıdem tazminatından davalı ………’nin sorumluluğu bulunmadığı değerlendirilmiştir.” açıklaması ile bu davalı yönünden hesaplama yapılmadığı rapora derç edildiğinden, kök raporda bu yöne ilişkin bir değişikliğe gidilmediği, açıklanan nedenlerle; tüm hukuki nitelendirilmesi ve takdiri mahkememize ait olmak üzere; kök raporda yapılan ve hesaplanan hususlarda bir değişikliğin olmadığı bildirilmiştir.
Dava, asıl işveren tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davalı alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Az yukarıda da değinildiği gibi, uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler“ rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 gün ve 2019/654 Esas – 2020/1832 Karar sayılı ilamında ve diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Mahkememizce alınan 17/01/2022 tarihli kök bilirkişi raporunda I.durumda yapılan hesaplamada, teknik şartnamelerin 17.5 ve 14.6-3 maddelerinde davalı yükleniciler tarafından yerine getirilecek yükümlülükler arasında kıdem tazminatının hariç tutulması nedeniyle 01/01/2016 tarihinden sonra imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden dolayı yüklenicilerin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek hesaplama yapıldığı,bu hesaplamanın Mahkememizce dosya kapsamında bulunan delillerle uyumlu bulunduğu, bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve dava dışı işçiye ödenen tazminat miktarı gözönünde bulundurularak açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-6.172,77-TL’nin 17/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı……..’den alınarak davacıya ödenmesine,
2-6.671,51-TL’nin 20/03/2019 tarihinden 1.824,85-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar ……… ile ………. ve………’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
3-6.671,51-TL’nin 20/03/2019 tarihinden 1.824,85-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar…….. ile ………’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ve diğer davalıya yönelik talebin reddine,
4-Alınması gereken 1.582,44-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 905,27-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 677,17-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, (Bu harcın 180,39-TL’lik kısmından davalı …….’ nin sorumlu tutulmasına, 248,39-TL’lik kısmından davalılar …… ile …. ve ……..’ nin sorumlu tutulmasına, 248,39‬-TL’lik kısmından ise …. ile ……’ nin sorumlu tutulmasına)
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ile 905,27-TL peşin harç toplamı olan 964,57‬-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Bu harcın 256,97-TL’lik kısmından davalı …..’ nin sorumlu tutulmasına, 353,80‬‬-TL’lik kısmından davalılar …….. ile ……… …ve ……’ nin sorumlu tutulmasına, 353,80‬-TL’lik kısmından ise ………. ile …….i’ nin sorumlu tutulmasına)
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 176,00-TL tebligat, 102,60-TL posta ve müzekkere gideri ile 550,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 828,60-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 362,10-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (bu yargılama giderinin 96,46-TL’lik kısmından davalı ……..’ nin sorumlu tutulmasına, 132,82‬-TL’lik kısmından davalılar …….. ile …….ve ….’ nin sorumlu tutulmasına, 132,82‬-TL’lik kısmından ise……….. ile ……..’nin sorumlu tutulmasına), bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (bu vekalet ücretinin 1.358,64‬-TL’ lik kısmından davalı ……i.’ nin sorumlu tutulmasına, 1.870,68‬-TL’lik kısmından davalılar………. ile …..ve …….’ nin sorumlu tutulmasına, 1.870,68‬-TL’lik kısmından ise …….. ile …….’nin sorumlu tutulmasına),
9-Davalılar……, …., …..İle …… kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 611,82-TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, (arabuluculuk ücretinin 162,98-TL’ lik kısmından davalı ……….’ nin sorumlu tutulmasına, 224,42-TL’lik kısmından davalılar …….. ile ……… ve …….’ nin sorumlu tutulmasına, 224,42-TL’lik kısmından ise ……. ile……..’nin sorumlu tutulmasına),
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 788,18‬-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2022

Katip ….
¸E-imzalıdır

Hakim ….
¸E-imzalıdır