Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/605 E. 2022/48 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2021/605 Esas – 2022/48
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/605 Esas
KARAR NO : 2022/48

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- ….
3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2022
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıların … Mah. …. Caddesi No:… Kayseri adresinde bulunan …. isimli iş yerini 29/12/2018 tarihinden itibaren işlettiğini, mülk sahibi … ile davacılar arasında 10 yıllık kira sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme akabinde davacıların bahse konu iş yerini kafe işletmesine dönüştürdüğünü, taşınmazda tadilatlar yapıldığını, demirbaşlar alındığını, ruhsat alındığını, devam eden süreçte mülk sahibine kira borçları olması nedeniyle davacılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacıların taşınmazdan tahliyesi istendiğini, davacıların işyerini boşaltmaya başladığını ancak tente, cam balkon gibi yerleri sökülmeye başlanınca tahliyeden vazgeçildiğini, mülk sahibinin davacıyı Konya ya çağırdığını, davacıya kira borcunun olduğunu, işine devam etmesini ancak kar ortaklığı yapacaklarını ifade ettiğini, kendi el yazısıyla ortaklık durumun ve yapılacak işleri not aldığını, davacının belgenin fotoğrafını alarak Kayseriye döndüğünü, 08/06/2020 tarihli protokol düzenlendiğini, buna göre işletme demirbaşlarının davacıya ait olduğunu, … ile davacının kar zarar ortağı olduğunu, daha sonra dünyayı etkisi altına Covid-19 salgını nedeniyle kafenin kapalı duruma geçtiğini, açma ve çalışma ruhsatının da yine davacı şirkete ait olmasına rağmen anlaşma çerçevesinde yeni bir şirket kurulup onun üzerinden vergi levhası ve ruhsat alınacağı kararlaştırılmış ise de bu anlaşmanın şartları yerine getirilmeden davalılardan …, müvekkil şirketin vergi levhası devam ederken kendisi de aynı yerde davacılardan habersiz şekilde vergi levhası açılışı yaptığını, davalı …’un işletmede vergi levhası açılışı yapmasına rağmen işletmede hali hazırda davacı şirketin vergi levhası açık olup, işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı da davacı şirket adına olduğunu, bu durumun mahkemece dikkate alınmasını talep ettiklerini,vergi açılışları ile ilgili izah edildiği gibi davalılardan …, … ve davacı ile yapmış olduğu protokolden kaçınmasının esasında davacının tamamen işletmenin dışına çıkarmak ve bu sayede de haksız kazanç sağlama amacıyla …’un oğlu olan dosya davalısı …’la ortak hareket ettiğinin açık gösterdiğini, davalılardan …, davacı ile aralarındaki protokolden kaçınarak kar-zarar ortaklığı şeklindeki adi ortaklık sözleşmesinden kaçınmak amacıyla oğlu adına vergi levhası açılışından başkaca 02.09.2020 tarihinde kafe işletmesinin tamamı kendisininmiş gibi kafe işletmesini davalı … Şti’ ye devrettiğini, işbu devir ilişkisine ilişkin olarak ceza yargılamasına da konu olduğunu, bu nedenlerle dava konusunu oluşturan malzemelerin kolay taşınabilir olması, başka yerden başka yere kolayca taşındığında bulunmasının zorhatta imkânsız olması, mevcut durumun tespitinin davanın yürütülmesi bakımından zorunlu olması hususları söz konusu olduğundan tensiple birlikte, işyerinde demirbaşların ve mevcut durumunun tespiti açısından delil tespiti yapılmasını, telafisi güç veya imkansız zararlar doğmaması adına kafenin işletmesinin devrinin önlenmesine, aynı yerde başka işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmasının önlenmesine dair ihtiyati tedbir konulmasına, bu hususta ilgili yerlere müzekkere yazılmasına, davacıların alacağının tehlikeye girmemesi adına borca yeter miktarda davalılar adına kayıtlı taşınmaz, araç, hak ve alacakların ihtiyaten haczini, davacılar tarafından yapılan yapım ve tadilat işlerinin bedeli olan fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000,00 TL’nin 02.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillere ödenmesini, demirbaşlar, işletmede kullanılan tüm alet ve edevat ve taşınabilir şeklindeki tüm malzemelerin bedeli olarak fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000,00 TL’nin, 02.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı müvekkillere ödenmesini, davacıların yoksun kaldığı kar olarak fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların elinden haksız şekilde çıkmamış olsaydı, devren satılacak olduğundan, bu şekilde satıştan elde edilecek karın (işletmenin değeri – demirbaşlar ve yapım işleri bedeli) fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesini, davacı …’nın uğramış olduğu manevi zarara ilişkin olarak; haksız alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 50.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar …, …, … vekili cevap dilekçesinde; davalı …’ın maliki olduğu “… Mahallesi … Caddesi No:… …/Kayseri” adresinde kain işyeri, 17.12.2018 tanzim ve 01.01.2019 başlangıç tarihli sözleşme ile davacılardan ….Şti.ne kiralandığını, kira paralarının ödenmemesi üzerine , kira bedellerinin ifası için düzenlenen toplam 87.000,00 TL bedelli bonolara dayalı olarak Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla davacılar ve dava dışı … aleyhine takibe girişildiğini, kiracı tarafından imza altına alınan 01.02.2019 tanzim ve 30.09.2019 tahliye tarihli tahliye taahhütnamesi, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, takibin kesinleşmesi üzerine, 04.02.2020 tarihinde kiralananın tahliyesi için kolluk eşliğinde işleme başlanmış, itirazlarımıza ve icra memurunca yapılan ihtarata rağmen, kiracı tarafından kiralananın sundurma tabir edilen kısmında yer alan, kiralananın ön, yan ve tavan cephesinin neredeyse tamamını oluşturan, giriş kapısını da içine alan hareketli tente ve camlı alüminyum cephe sökülmüş ve götürüldüğünü, kiralanan içerisinde mevcut menkuller, kiracı tarafından tahliye edilerek götürüldüğünü, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası kapsamında düzenlenen 04.03.2020 tarihli tutanaktan da görüleceği üzere, kiralananın tamamen boş olduğu, kapısının olmadığının kayıt altına alındığını, davacı tarafın tahliyeden vazgeçildiği yönündeki iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kiralanan 05.03.2020 başlangıç ve bila tarihli sözleşme ile davalılardan …’a kiralandığını, pandemi sürecinin etkisiyle zarar etmesi üzerine 2020 yılı Ağustos ayı içerisinde kiralananı tahliye ederek …’a teslim ettiğini, 25.08.2020 tanzim ve 01.09.2020 başlangıç tarihli sözleşme ile diğer davalı …. Şti.ye kiralandığını, … kendisine ait vergi kaydı altında kiralananda mevcut işletmesini işletirken, davalılardan … ile davacılardan … arasında 08.06.2020 tarihli protokol imza altına alınmışsa da, …, kiralanan da mevcut işletmenin sahibi ya da kiracı sıfatını taşımadığı gibi …’un vekili de olmadığını, konusu imkansız olduğu için söz konusu protokol TBK nın 27.maddesi gereğince kesin olarak hükümsüz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti.’ye dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, işletmenin devrine ilişkin sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların ve ayrıca davacının yapmış olduğu bir kısım masrafların ve demirbaş eşya bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacılardan …’nın diğer davacı şirketin ortağı yahut temsilcisi olduğuna ilişkin ticaret sicil kayıtları bulunsa dahi ticaret şirketlerinde tacir sıfatı diğer bir deyimle ticari işletmeyi işleten sıfatı şirketin ortağı veya temsilcisine ait olmayıp bizzat ticari şirketin tacir kabul edilmektedir. Davacılardan gerçek kişi …’nın manevi tazminat istemi bakımından talebin 6098 Sayılı TBK m.49 çerçevesinde haksız fiil hükümlerine göre tazminat istemi olduğu, buna ilişkin uyuşmazlığın genel hükümlere göre sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Davacılardan … Ltd. Şti. yönünden davalılara yöneltilen talebin bir işletmenin devralınmasına ilişkin olduğundan bahisle ileri sürülmüş ise de davacının taraflar arasında akdedilen 08/06/2020 tarihli protokolde davacı şirketin imzasının bulunmadığı, kiralayan adına … ile kiracı olarak diğer davacı …’nın imzalarının bulunduğu, davacı …’in bu protokolün ortağı yahut temsilcisi olduğu davacı limited şirketi adına imza koyduğuna ilişkin herhangi bir kayıt ve ibare bulunmadığı, protokolün içeriği itibariyle kira ilişkisinden kaynaklı olarak düzenlendiği fakat bu protokolün taşınmaz maliki … tarafından düzenlenip imzalanmadığı gibi daha sonra taşınmaz maliki tarafından onay verilmediği, sonuç olarak kiralayan adına imza atan davalı …’un sorumluluğunun TBK m.47 kapsamında yetkisiz temsil hükümlerine göre sorumluluk doğurabileceği ve fakat bu takdirde bu sorumluluğuna ilişkin uyuşmazlığın genel hükümlere göre sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan davalı … Ltd. Şti. yönünden yöneltilen alacak ve tazminat taleplerinin her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan kaynaklı olarak ileri sürülmüş olması gerektiği, temin edilen ve getirtilen ticaret sicil kayıtlarına göre işletmenin ticaret siciline tescilinin yapılmadığı, ticaret siciline kayıtlı olmayan işletmenin ticari işletme olarak nitelendirilmesi ve ticari işletmenin devrinden kaynaklı olarak uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması için devre konu işletmenin ticari işletme sıfatının bulunması gerektiği ve bu işletmenin devrinin ticaret siciline tescil edilmesi gerektiği, ancak az evvel ifade edildiği üzere ticari işletmenin devrine ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığı ve devrin ticaret siciline tescil ve ilan şartının yerine getirilmediği, sonuç olarak ticari işletmenin devrine ilişkin bir devir olgusunun bulunmadığı ve taraflar arasında ticari işletmenin devrine ilişkin bir iş ve işlem bulunmadığından TBK m.80 kapsamında sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacıların yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri geri isteminden ibaret olduğu ve buna ilişkin uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Ticari davalar, TTK.nun 4. maddesinde düzenlenmiş olup görülmekte olan davanın, TTK.nun 4/1. maddesi kapsamında sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davanın nispi ticari dava kabul edilmesi için her iki tarafın da tacir olması ayrıca uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasının gerektiği, somut olayda, yukarıda da ifade edildiği üzere uyuşmazlığa konu tazminat ve alacak taleplerinin her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren uyuşmazlık niteliğinde olmadığı, davanın nispi ticari dava olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, diğer özel düzenlemelerle (İİK.nun 154, TİRK.nun 22, Koop.K.nun 99, FKK.nun 31…gibi) belirlenmiş görev hükümleri gereğince mahkememizin görevli kılınmadığı anlaşılmaktadır.
HMK.nun 2. maddesine göre; dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davanın görevli mahkemede açılmış olmasının dava şartı olduğu ve davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından (HMK.nun 114/1-c,115) davanın esasına girilmeden usulden reddiyle dosyanın Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacılar vekili ile davalılar …, … ve … vekilinin yüzlerine karşı, davalı …. Şti.’nin yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf Yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır