Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/579 E. 2023/148 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Davacı şirket ağız ve diş sağlığında öncü ve tanınan bir firma olduğunu, davalı taraf ile davacı şirket arasında akdedilen iş sözleşmesi uyarınca rekabet yasağı hususunun düzenlendiğini, davalı tarafından rekabet yasağına layıkı ile ifa etmediğini, davalının … ile … tarihleri arasında Kayseri şubesinde diş hekimi olarak çalıştığını, davalı tarafın kendisi iradesi ile ayrılmasına müteakip müvekkilinin işyerinde birlikte çalıştığı ve kendisi ile yanı gün istifa eden… ile birlikte … tarihli TTSG ile ilan olunduğu üzere ağız ve diş sağlığı alanında hizmet vermek üzere şirket kurulduğunu, … Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği adıyla davalı tarafından müvekkilinin Kayseri Şubesine 160 metre uzaklıkta olduğunu, davalı tarafından rekabet yasağı kanununa uymadığını, madde 446’da aykırı davranışların sonuçları düzenlendiğini, hükme göre rekabet yasağına aykırı davranın işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olduğunu, somut olayda da sözleşmede geçersiz sayılmayı gerektirir haksız şart bulunmadığını, rekabet yasağı kaydı taşıyan hükmün geçerli olduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin işçiden cezai şart ve uğradığı diğer tüm maddi ve manevi zararları isteme hakkı bulunduğunu, hizmet sözleşmesi m5/h hükmü ile de sabit olduğu üzere hekimler ile akdedilen iş sözleşmeleri feshedilmiş dahi olsa, hekimlerin işten ayrıldıktan sonraki 2 yıl süre ile iş yeri açmaları yasaktır. Müvekkili şirketin bünyesinde çalışan hekimler tarafından haksız rekabete uğramayı önlemek amacıyla kendilerinden bu hususta yazılı taahhüt alındığını, ilgili hüküm yasal mevzuat hükümlerine uygun olduğunu, bu maddenin ihlal edilmesi halinde sözleşmede yer alan tazminat yaptırımı uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, aynı alanda hizmet veren işletmelerin eski işletme açısından pazar payını azalttığını, müvekkili şirketin haksız rekabete uğratıldığını, davalı tarafın müvekkili hastanenin hasta portföyüne haksız şekilde eriştiğini ve hastalarına telefonla ulaşarak karalama propagandası yaptığını ve hastaları bundan sonraki tedavileri için polikliniklerine davetti ettiğini, davalı tarafın müvekkili şirketi kötüleyerek haksız rekabet yaratmakta olduğunu, ilgili hükümler uyarınca davalıdan maddi zararlar ile birlikte TBK mdr58 kapsamında kötüleme nedeniyle uğradığı manevi zarara karşılık tazminat talebinde bulunma zorunluluğunu doğduğunu belirterek haksız rekabetin meni hususunda karar verilinceye kadar haksız rekabete yol açan davalı tarafın girişiminin engellenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla cezai şart vs için şimdilik 50.000 TL maddi tazminat ve 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; İşbu davanın iş sözleşmesinden kaynaklandığını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı taraf herne kadar müşterilerinin müvekkili tarafından aranmak ve mesaj atılmak suretiyle müvekkili tarafından kendi açmış olduğu işyerine yönlendirildiğini iddia etmişse de bu iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacının iddiasını kabul anlamına gelmemekle işçi ile işveren arasındaki rekabet yasağı şartının geçerli olabilmesi için borçlar kanunu 444. Maddesine göre bazı şartların bir arada gerçekleşmesi gerektiğini, işverenin korunmaya değer haklı bir menfaatinin olması gerektiğini, tip iş akitlerinin işveren tarafından önceden tek taraflı olarak hazırlanmış genel ve yeknesak hükümlerin bulunduğu ve işçinin kabulüne sunulan iş akitleri olduğu, müvekkili ile davacı arasındaki iş sözleşmesinin tip iş akdi olduğunu, tip iş akitleri ile rekabet yasağı şartı düzenlenemeyeceğini, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesh ettiğini, davacının müvekkiline elden ödeme yapmak suretiyle SGK primlerini eksik ödediğinden taraflar arasındaki iş sözleşmesi davalı müvekkili tarafından tek taraflı olarak haklı nedenle fesh edildiğini, sözleşmenin haklı nedenle fesh edildiği durumlarda rekabet yasağı şartının uygulanma imkanı bulunmadığını, bu hususun borçlar Kanunu 437. Maddesinde düzenleme altına alındığını, davacının iş koşulu olan SGK primlerini eksik ödemesi ve müvekkilinden vergi kesintisi yapmasına rağmen bu hususta vergi dairesine herhangi bir bildirimde bulunmaması nedeniyle müvekkilinin iş sözleşmesini tek taraflı olarak haklı nedenle fesh ettiğini, bu nedenle rekabet yasağı şartının uygulanma mikanın bulunmadığını, dava tarafın somut zararını veya ciddi bir zarara uğrama tehlikesi içerisinde olduğunu ispatlaması gerektiğini, iş akitlerindeki tek taraflı cezai şart maddelerinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin icra ettiği meslek kamu yararı gözeten bir meslek olup bu alanda rekabet yasağı sözleşmesi yapılamayacağını, müvekkili ile davacı arasında imza altına alınmış iş sözleşmesinde bulunan rekabet yasağı şartı kamu yararı gereği de geçersiz kabul edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
SGK Kayseri İl Müdürlüğü’ne, Kayseri Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne, Kayseri Dişhekimleri Odasından ilgili bilgi ve belgeler celp edilmiştir.
İstanbul … İş Mahkemesi’ne ait … esas sayılı dosyası, Bakırköy … İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, İstanbul … İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası uyap kayıtları celp edilmiş, Mahkememizce tanık beyanları alınmış dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mahkememizce davacı tanığı …, …ve davalı tanıkları … ile …’ın beyanları alınmıştır.
Davacı tanığı …beyanında : Davacı şirkette kurumsal pazarlama ve reklam müdürü olarak çalışıyorum, davalı şirkette dişhekimi olarak çalışıyordu, davalının işten ne için ayrıldığına ilişkin bilgim yoktur, davalının SGK primlerinin eksik ödendiğini ve maaşının bir kısmının elden ödendiğine dair bir bilgim yoktur, davalı bana hastalarının numarasını davacı şirkette çalışırken aldığını söylemişti, ayrıca davacı şirketten hizmet alan hastaların birçoğundan (20-30) davalının çalıştığı işyerinden arandıklarını, kendilerine mesaj atıldığını duymuştum, davalı taraf müşterilerimizi arayarak yeni açtıkları işyerinin reklamını yapmışlardır, şeklinde beyanı alınmıştır.
Davalı tanığı … beyanında : Daha öncesinde davacı şirkette diş hekimi olarak çalışıyordum, şuanda ise … Ağız diş sağlık bakımında çalışıyorum, SGK primlerimiz eksik yatırılıyordu, maaşlarımız düşük gösteriliyordu, bir kısım elden ödeniyordu, bu nedenle işten ayrılmak istediğimizi söyledik, sözleşme imzalamamız karşılığında kıdem tazminatlarımızın yatırılacağı belirtildi, ancak ödeme olmadı, bu hususta herhangi bir dava açmadık, önceki hastaların numaralarını alıp kendilerini arayıp kendi reklamımızı yapma gibi bir durum yoktur, davalının ve benim yaklaşık 5-6 hastamız bizimle iletişime geçip bizde muayene olmak istediklerini kendileri istedi, dedi.
Davacı vekili tarafından tanığa soruldu: Dosya sunmuş olduğumuz mesajdan bilgisi varmıdır, dedi.
Tanık cevaben: şirketimizin açılış döneminde kendi rehberimizde bulunan kişilere atılmış mesajdır, ayrıca açılış döneminde 15 gün süre içerisinde kendi hastalarımıza mesajları atma hakkımız vardır.
Davalı vekili tarafından tanığa soruldu: Hastane içerisinde hasta bilgilerine ulaşma şansınız varmıdır, sizinde sözleşmenizde rekabet yasağı maddesi varmıdır, dedi.
Tanık cevaben: hekimlerin hasta bilgilerine ulaşma imkanı yoktur, benim sözleşmemde de rekabet yasağı maddesi vardır, Türkiye genelindeki bütün hekimlerin sözleşmelerinde de bu madde vardır diye biliyorum, şeklinde beyanı alınmıştır.
Davalı tanığı … beyanında: Daha önce davacı şirkette çalışmıştım, ben çalışırken zorla istifa ettirildim, davalının davacı şirkette çalışırken ne için ayrıldığına ilişkin bilgim yoktur, yine davalı ödemelerinin bir kısmının elden yapıldığına ve SGK primlerinin eksik ödendiğine ilişkin bilgim yoktur, davacı şirkette çalışan doktorların hasta bilgilerine erişme yetkileri yoktur, davalıların davacı şirket hastalarını arayarak kendilerinin ve yeni açmış oldukları işyerlerinin reklamını yaptıklarına dair bir bilgim yoktur, dedi.
Davalı vekili tarafından tanığa soruldu: Gelen hastaların özellikle Dila hanımın ismi verilerek talepte bulunuluyormuydu, tercih edilen bir hekimmiydi, dedi.
Tanık cevaben: Davalı tercih edilen ve sevilen bir hekimdi, işten ayrıldıktan sonra da kendisinin ismi verilerek muayene olmak isteyen hastalar olmuştur, şeklinde beyanı alınmıştır.
Davacı tanığı … beyanında; 2020 yılının 8. Ayında dış çektirmek için hastanemize gelen … isimli hastamızda çekim işlemleri yapılmıştır, 4 ay sonrasına da diş çektiğimiz yerlere kemik iyileşmiş ise impilant yapılmak üzere randevu verilmiştir, 2021 yılı 1. Ayında hasta tekrar kliniğe geldiğinde henüz iyileşmenin tamamlanmadığı gerekçesi ile 2 ay sonra gelmesi gerektiği söylenmiştir, daha sonrasında hasta cerrah ile görüştükten sonra, benim yanıma gelip buradan ayrılanlar gözü açıklar mesaj attılar müşterimizi çalıyorlar haberiniz olsun demiştir, o an için hastanın tekrar geleceğini düşünerek, herhangi bir yazılı belge alınmamıştır, daha sonrasında hasta tekrar gelmemiştir, şeklinde beyanı alınmıştır.
Mahkememizce Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, taraf vekillerinin iddia ve savunmaları doğrultusunda, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise davalıdan bu zararını ve sözleşmede belirlenen cezai şart alacağını isteyip istemeyeceği hususunda hususlarında rapor tanzimi için, haksız rekabet konusunda nitelikli hesap uzmanı bilirkişi, davacı şirket ticari defter ve kayıtlarını binasal tabloları inceleme konusunda uzman mali müşavir bilirkişi ile ağır ve diş sağlığı muayene ve tedavisi konusunda uzman sektör bilirkişiden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetine dosya tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin … tarihli bilirkişi raporundan özetle; Dava konusunun, davalı yanın eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının zararın olup oluşmadığı, oluştu ise davalıdan bu zararını ve sözleşmede belirlenen cezai şart alacağını isteyip istemeyeceği hususlarının tespiti talebinden ticaret olduğu, davacının 2020/2021/2022 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taralar arasında … tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi akdedildiği, dava konusu somut olayda uyuşmazlığın, davalı yanın eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının zarınını olup oluşmadığı oluştu ise davalıdan bu zararını ve sözleşmede belirlenen cezai şart alacağının isteyip isteyemeceği hususlarının tespiti talebinden ibaret olduğu noktasında toplandığı, davalı yanını davacı şirkette … – … tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığı, davalı yanın davacı şirket ile anı iş kolunda kurduğu dava dışı … ve Diş Sağlığı Hiz. İş. Ltd. Şti.’nin … tarihinde Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil edildiği, davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacını Kayseri de bulunan şubesinin cirosunun 2020 yılı temmuz ayında 159.294,71-TL devamla Ağustos ayında 244.784,61-TL bantlarında iken 2020 eylül ayında 95.444,41-TL’ye kadar gerilediği, davalı yan tarafından kuruluna dava dışı şirketin 2020 yılı aralık ayında tescil edildiği, bu ayda cironun 105.661,46-TL olduğu, 2021 ocak ayında 171.548,59-TL’ye yükseldiği, sonraki ayda artarak devam ettiği, ciro tutarlarının zaman zaman iniş çıkışlı olduğu, işbu iniş çıkışlı durumun tek başına davalı yanın kurduğu şirkete bağlı olamayacağı, mevcut ekonomik durumda ve muhasebesel anlamda birçok nedeninin mevcut olduğu, davalı tarafından kurulan şirketin 2020 yılı aralık ayında tescil edildiği, 2020 aralık ayında 105.661,46-TL olan cironun 2021 ocak ayında 171.547,59-TL civarına yükseldiği, bahse konu talep edilen zararın ticari defterlerle tam olarak tespitinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmiş olan rekabet yasağının yer, zaman ve konu bakımından sınırlanmış olduğu, ancak hem rekabet yasağını düzenleyen 4/h maddesinin hem de gizlilik ve cezai şartı düzenleyen 6. Maddesinin genel işlem koşulları kapsamında yazılmamış sayılması gerektiği ve bu nedenle taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinin mevcut olmadığı yönünde rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise davalıdan bu zararını ve sözleşmede belirlenen cezai şart alacağını isteyip istemeyeceğine ilişkindir.
Taraflar arasında … tarihli tam zamanlı kısmi süreli hizmet sözleşmesi imzalandığı ve taraflar arasındaki hizmet ilişkisinin bu sözleşme kapsamında gerçekleştiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı görülmüştür.
818 sayılı yasanın 352.maddesine göre rekabet yasağının devamında işverenin gerçek bir yararının kalmadığının sabit olması, işverenin iş akdini haksız feshetmesi veya işçinin iş akdini haklı nedenle feshetmesi halinde rekabet yasağı sona erer.
Somut olayda; davacı taraf ağız ve diş sağlığında öncü ve tanınan bir firma olduğunu, davalı taraf ile davacı şirket arasında akdedilen iş sözleşmesi uyarınca rekabet yasağı hususunun düzenlendiğini, davalı tarafından rekabet yasağına layıkı ile ifa etmediğini iddia ettiği, müşterilerinin davalı tarafından aranmak-mesaj atmak suretiyle kendi açmış olduğu işyerine yönlendirildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise, işbu iddiaların yersiz olduğunu, davacı tarafın elden ödeme yapmak suretiyle SGK primlerini eksik ödediğinden taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı olarak haklı nedenle fesh edildiğini, sözleşmenin haklı nedenle fesh edildiği durumlarda rekabet yasağı şartının uygulanma imkanı bulunmadığını iddia ettiği görülmekle, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise davalıdan bu zararını ve sözleşmede belirlenen cezai şart alacağını isteyip istemeyeceği hususunda alınan bilirkişi raporu ve tanık beyanları dikkate alındığında davalının sözleşmeyi fesih işleminde haklı olduğu, dosya kapsamında davacı-işverenin TBK 21. Maddesi gereklerinin yerine getirdiğini dair herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığı, taraflar arasında imzalanmış olan … tarihli tam zamanlı kısmi süreli hizmet sözlemesinin rekabet yasağının düzenleyen ve işbu davaya temel teşkil eden 4/h maddesinin yazılmamış sayılması gerektiği, böylece taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinin mevcut olmadığı ve dosyaya teşkil eden Gizlilik başlıklı 6. Madde ve özellikle bu maddenin cezai şartı düzenleyen b fıkrasının da genel işlem koşulu kabul edilerek yazılmamış sayılması gerektiği, dolayısı ile taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmiş olan rekabet yasağının yer, zaman ve konu bakımından sınırlanmış olduğu, ancak hem rekabet yasağının düzenleyen 4/h maddesinin hemde gizlilik ve cezai şartı düzenleyen 6. Maddesinin genel işlem koşulları kapsamında yazılmamış sayılması gerektiği ve bu nedenle taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinin mevcut olmadığı görülmekle, davaya konu olayda haksız rekabet olayının bulunmadığı sonucuna varılmakla, alınan bilirkişi raporuna da itibar edilerek maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının dava açılırken davacı tarafından yatırılan 1.024,65-TL peşin harçtan mahsubuna,
3-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının dava başında yatırılan ve mahsuptan geriye kalan 844,75-TL’den mahsubu ile artan 664,85-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde yatıran davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat davası yönünden davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 85,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Manevi tazminat dava yönünden davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 85,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Manevi tazminat davası yönünden davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9- MHK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. …

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır