Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/578 E. 2021/927 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/578 Esas
KARAR NO : 2021/927
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 05/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; borçlu …’ un davaya konu takip konusu faturaları ödemediğini, borçlu hakkında Kayseri Genel İcra Dairesi’ nin … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun haksız olarak borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan haksız itiraz nedeniyle itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’ nin … sayılı takip dosyası celp edilmiş, Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan davalının tacir olup olmadığı sorulmuştur.
Kayseri Genel İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, 3.606,11-TL 15/08/2018 tarihli fatura alacağı ve 733,57-TL bu fatura alacağına işlemiş faiz, 376,00-TL 21/11/2018 tarihli fatura alacağı ve 67,40-TL bu fatura alacağına işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplamda 4.783,08-TL üzerinden takip başlatıldığı, takibin 25/02/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 26/02/2021 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’ nın 13/09/2021 tarihli müzekkere cevabında; mahkememiz dosyası davalısı …’un vermiş olduğu gelir vergisi beyanlarında 2016 ve 2017 yıllarında bilanço esasına göre defter tuttuğu, 2018 ve 2019 yıllarında işletme hesabına göre defter tuttuğu, dava konusu faturaların 2018 yılına ait olması sebebiyle Form BA verme yükümlülüğünün bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13/09/2021 tarihli cevabi yazısında; davalı …’ un dava konusu faturaların düzenlenme tarihi olan 2018 yılında,işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu,2019 yılında da işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu ancak faaliyetini terk ettiği bildirilerek yazı ekinde yıllık gelir vergisi beyannamelerinin gönderildiği görülmüştür.Davalının,faturaların düzenlenme ve faaliyetini terk tarihi itibariyle işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu ve gelir beyannamelerinin incelendiğinde gelirin esnaf boyutunda olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı şirket olsa da davalının tacir olmaması nedeni ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmüştür. Bu nedenle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2. maddesi gereği genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. (BKZ.Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/28 Esas 2019/36 Karar sayılı ilamı)
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Mahkememizin görevsizliği ve davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE
2-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulurak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmek üzere Kayseri Hukuk Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
05/11/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır