Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/575 E. 2021/769 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/575
KARAR NO : 2021/769

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – T.C. N o:… – …
2- … – T.C. No:… – …
3- … – T.C. No: … – …
4- … – T.C. No:… – …
5- … – T.C. No:… – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVA : Kooperatife Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021
KARAR SONUCU : RED

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatife Kayyım Atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatif tarafından müvekkillere halen kooperatif üyesi olduğundan 2019 yılında alınan genel kurul kararı gereği kesin maliyet bedelini ödemediğinden bahisle dava açıldığı ve yerek mahkemelerde davalı kooperatifin kesin maliyet talepleri kabul edilmiş olup, bunun üzerine müvekkilleri ve dava dışı bir kısım üyelerin 1163 sayılı yasa gereği azınlık olarak yönetim kuruluna başvuru yapmak suretiyle genel kurulu toplantıya çağrılması talebine kooperatif yönetim kurulunca olumlu yanıt verilmediğini, ardından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne vermiş olduğu 20/08/2021 tarihli dilekçede 2021 dönemi için genel kurul yapılacağının belirtildiğini, davalı kooperatifin 26/09/2021 tarihinde yapacağı genel kurul öncesi sırf genel kurulda istedikleri kararların alınabilmesi için genel kurul öncesi 150 kişiden fazla üye alımı yaptığını, gerek kooperatif tarafından açılan kesin maliyet talepli davalarda dava dilekçelerinde, gerek yargılama esnasında kooperatif başkanının beyanı, gerekse Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden verilen yazı cevabında halen konutu teslim edilemeyen üyeler olduğunun beyan edildiği, kooperatifin konutunu teslim etmediği üyeler olmasına rağmen halen üye alımı yapmasının kötü yönetimin bir göstergesi olup, yönetimi kaybetmemek adına genel kuruldan lehlerine kararlar çıkarabilmek adına kendi lehine oy kullanabilecek üye alımı yaptıklarını bildirerek davalı kooperatife denetim ve yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatifin organsız kaldığı iddiasına dayalı kayyım atanmasına ilişkin bir davanın hem kooperatife, hem de görevden azli istenilen mevcut yöneticilere karşı açılmak zorunda olduğunu, davada husumetin eksi olarak yönetilmiş olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, işbu davanın müvekkili kooperatifin, tapusunu alıp kesin maliyet borcunu ödemeyen kooperatif üyelerinden kesin maliyet bedeli istemli davaların lehlerine karara çıkması sonucu devam eden davalı sürüncemede bırakmak ve yargılamayı uzatmak amacıyla tamamen kötüniyetle açıldığını, bu nedenle hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca müvekkili kooperatif nezdinde organ boşluğu veya kayyım atanmasını gerektiren herhangi bir durumun söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatife denetim ve yönetim kayyımı atanması istemlidir. Davacılar üyesi bulundukları kooperatifin kötü niyetli eylemlerinden dolayı kooperatife denetim ve yönetim kayyımı atanması amacıyla işbu davayı açmışlardır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi uyarınca, bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde TTK’nın anonim şirketlere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, yönetim kurulunun TTK’nın 316. maddesi uyarınca ancak genel kurul kararı ile azledilebileceği, yönetim kurulunun böyle bir istemi reddi halinde davacı ortakların keyfiyeti önce genel kurula ve buradan alacağı ret kararını mahkemede dava etmesi mümkün olup, doğrudan mahkemeden kooperatife kayyım atanması talebinde bulunamayacağı açıktır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/4057 esas, 2016/832 karar saylı ilamı)
TMK’nun 403/2. maddesine göre kayyım belirli işlemi görmek ve mal varlığını yönetmek için atanır. Kayyım tayinini gerektiren haller başlıklı TMK’nun 426/3. maddesine göre “yasal temsilcisinin görevini yerine getirmesine engel olmaz.”
TMK’nun 427/4. maddesinde “Bir tüzel kişi gerekli organlarından yoksun kalırsa ve yönetim başka yoldan sağlanamazsa” kayyım atanabileceği düzenlenmiştir.
Organlar iş başında olduğu sürece TMK’nun 403. maddesinin uygulama alanı yoktur. Çünkü bu durumda TMK’nun 427/4. maddesinin hükmü uygulanacaktır. Şirket organları (genel kurul, yönetim kurulu, denetçiler) TMK’nun 426/3 maddesi kapsamında olmadığından madde hükmü bu organları kapsamaz. Çünkü bu organlar temsilci değil şirketin bir parçasıdırlar. Şirketin zorunlu organlarından yoksun kalması TTK’nun 435.maddesine göre fesih nedenidir. Şirket ortakları arasındaki ihtilaflar nedeniyle yönetim kurulunun karar alamaması hususu “organsızlık” olarak nitelendirilebilmesi için bu durumun uzun sürmesi ve şirketin çalışamaz hale gelmesi gerekir.
Davacılar vekilince davalı kooperatifin yönetimi kaybetmemek adına genel kurul öncesi kooperatife yeni üye alımı yaptığı, gerek kooperatif tarafından açılan kesin maliyet talepli davalarda dava dilekçelerinde, gerek yargılama esnasında kooperatif başkanının beyanı, gerekse Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden verilen yazı cevabında halen konutu teslim edilemeyen üyeler olduğunun beyan edildiği, kooperatifin konutunu teslim etmediği üyeler olmasına rağmen halen üye alımı yapmasının kötü yönetimin bir göstergesi olup, yönetimi kaybetmemek adına genel kuruldan lehlerine kararlar çıkarabilmek adına kendi lehine oy kullanabilecek üye alımı yaptıkları iddia edilerek kooperatife yönetim ve denetim kayyımı atanması talep edilmiş ise de, yukarıda bahsedilen kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere kayyım atanması için kooperatifin organsız kalması gerekmektedir. Mahkememizce Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …’nin sicil dosyasının bir sureti celbedilmiş olup, gelen kayıtlar incelendiğinde kooperatifin yönetim kurulunun mevcut olduğu, dolayısıyla organsız kalmadığı anlaşılmaktadır. Davalı kooperatifin organsız olduğu iddia edilmemiş olup, kooperatif yönetim kurulunun görevden alınmasını gerektiren somut bir delil de sunulmamıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı kooperatife kayyım atanmasını gerektiren bir durum olmadığı sonucuna ulaşılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcı dava açılırken davacıdan peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi gereğince 4.080,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/10/2021

Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır