Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/573 E. 2021/629 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/573 Esas
KARAR NO : 2021/629
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [] UETS
DAVALI : … …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılan sözleşme gereğince müvekkilinin İspanya ülkesinde büyükbaş hayvan getirmesine ve bu hayvanlar için ödeme yapılmasına karar verildiğini, onaylanan kontrol belgesinden de anlaşılacağı üzere İspanya ülkesinde bulunan ….. şirketinden 943 adet büyükbaş hayvan alımı için gerekli sözlü ve yazılı izinlerin müvekkili tarafından alındığını ve İspanya tarafından hayvanların yükleme işlemi yapıldığını, bu aşamada müvekkilinin Ziraat Bankası üzerinden davalıya ait……. Şubesine ….. tarihinde …TL eft işlemi yapıldığını, 2020 yılında İspanya’dan besilik sığır ithalatı için davalının yaptığı başvuru üzerine davalı tarafından kontrol belgesinin onaylandığını, Bakanlık Makamının ……..tarih ve ……esas sayılı oluru ile İspanyadan sığır cinsi canlı hayvan ithalatının ikinci bir değerlendirme yapılıncaya kadar askıya alındığını ve bunun sonucunda geçerlilik süreci devam eden müvekkiline ait kontrol belgesinin iptal edildiği …. tarih …..esas sayılı davalı yazısıyla davacıya bildirildiğini, davalı tarafından yapılan değerlendirmede ….. tarih ve …. esas sayılı makam oluru kapsamında 2020 yılı besilik sığır ithalat talimatı hükümlerine göre 26/02/2021 tarihine kadar iptal edilen müvekkiline ait kontrol belgesinde ki hayvan sayısını geçmeyecek şekilde yeni başvuru yapıldığı takdirde yeniden kontrol belgesi verileceği müvekkiline yazılı olarak davalı tarafından bildirildiğini, Macaristan ülkesinde faaliyet gösteren …şirketi ile 943 büyükbaş hayvan ithalatı için anlaşma sağlandığını ve bu anlaşma üzerine müvekkili tarafından ikinci kez davalıya ait … Şubesine 22/02/2021 tarihinde …. TL EFT işlemi yaptığını, bu nedenle davalı ile defalarca görüşülüp İspanya için yapılan ödemenin taraflarınca iade edilmesi gerektiğini belirtilmesine rağmen, hiçbir sonuç alınamadığını, davalı tarafından üzerine düşen sorumluluğunu yerine getiremediğini, taraflarınca 21/05/2021 tarihinde Kayseri … Noterliğinin ….. yevmiye nolu ihtarnamesiyle ihtar çekilmişse de davalı taraftan edimleri gerçekleştirmek adına somut bir adım atılmadığını, belirtilen nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla davalının müvekkiline ödemesi gereken …. TL ‘nin ödenmemesi nedeniyle temerrüd tarihi olan ….tarihinden itibaren hesaplanacak temerrüd faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderlerinin vekalet ücretinin davalıdan alınacak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava tensip aşamasında olduğundan dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Alacak talebine ilişkin davadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1026 E, -2015/1765 K)
TTK 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/3898 -5384 E-K)
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/1280 E, 2021/927 K sayılı kararında “…Görev hususunu düzenleyen HMK’nın 1 ila 4.maddeleri ile TTK’nın 3,4 ve 5.maddeleri bir arada değerlendirildiğinde davacı Bakanlığın tacir olmadığı, taraflar arasındaki alım-satım sözleşmesinin TTK’da değil TBK’da düzenlenmiş olduğu, ortada her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren bir sözleşmenin bulunmadığı, davacı Bakanlığın, kamu hizmeti gayesi ile hareket eden kamu idaresi konumunda bulunduğu, tüm bu nedenlerle eldeki davanın mutlak veya nispi ticari dava olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, genel hükümlerde düzenlenmiş olan bir hususun genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır. (Yargıtay 3. HD’nin 26/05/2021 tarih ve 2020/6346 esas, 2021/5527 karar sayılı kararı) Sonuç olarak uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasına karar vermek gerekmiştir.” Denildiği görülmüş olup dava konusu olayda da davalı Bakanlık’ın tacir olmaması ve davanın mutlak ve nisbi ticari dava olmaması nedeni ile mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu görülmüştür.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın HMK madde 114/1-c gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK madde 115/2 gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının yetkili ve görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 03/09/2021

Katip …
(e imzalıdır)

Hakim …
(e imzalıdır)