Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/571 E. 2022/141 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/571 Esas – 2022/141
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/571 Esas
KARAR NO : 2022/141
HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACILAR :1- ….
2-….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı banka ile dava dışı ….. arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalanmış ve davacılar …. ile …. 07.06.2013 tarihinde 30.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere dava dışı ….’a kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzalamış olduklarını, daha sonra davacıların kefalet miktarlarını 08.08.2014 tarihinde 175.000,00 TL artırarak 205.000,00 TL’ye çıkaran bir sözleşme eki imzalamış olduklarını, dava dışı …..’ın davacıların kefilliği ile davalı bankadan hepsi ticari kredi olmak üzere kullanmış olduğu tüm kredileri ödemiş olduğunu, davacıların limit şeklindeki kefaletleri sona ermiş olduğunu ancak davalı banka tarafından Kayseri …. Noterliği 27.07.2021 Tarih …. Yevmiye Numaralı ihtarname ile davacılara, dava dışı asıl borçlu …..’ın davalı bankadan kullandığı ek hesap-kredili mevduat hesabı olan hesaptan yaptığı harcamalar sonucu oluşan 11.111,79 TL bedelden ve yine dava dışı ……’ın karşılıksız çıkan 16 adet çeki için bankanın sorumlu olduğu ve çek alacaklılarına ödediği çek bedelleri olan 36.715,00 TL’den olmak üzere toplamda 47.827,47 TL’den sorumlu oldukları ve ödeme yapmaları gerektiği bildirilmiş olduğunu, davacıların söz konusu ihtarnameye karşı davalıya herhangi bir borçları bulunmadığını bildirmesi üzerine davalının davacılara tekrar ihtarname göndererek borçlu olduklarını iddia etmeye devam ettiğini, davacıların söz konusu ihtarnamede bahsi geçen 47.827,47 TL’den sorumlu olmadıklarını, bir krediye kefil olacak kimsenin kefil olduğu miktarı ve kefil olduğu alacak kalemlerini kefalet anında bilmesi yani belirlenebilir bir borçtan sorumluluk altına girmesi esas olduğunu, kefalet ile sorumluluk altına giren kimsenin, asıl borçlunun banka nezdinde doğmuş ve doğacak olan tüm borçlarından sorumlu olacağına dair genel işlem şartı niteliğindeki ibareler, kefaletin söz konusu belirlenebilir olması ilkesine aykırıdır ve geçersiz olduğunu, davacıların imza attıkları sözleşmenin kefalete ilişkin 9.11.1 ve 9.11.17 arası maddelerinde davacıların kefil olduğu kalemler belirlenmiş bunların içerisinde asıl borçlunun yazmış olduğu çeklerden dolayı bankanın sorumluluğundaki çek bedelleri ve asıl borçlunun krediden bağımsız olarak bankadan kullanmış olduğu ek hesap-kredili mevduat hesabından yapmış olduğu -kefiller açısından belirlenebilir bir miktarı içermeyen- borçlarından dolayı davacıların sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2018/19-689 K. 2018/1624 T. 6.11.2018 sayılı ilamının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, Yargı İçtihatları göstermektedir ki somut olayda kefalete ilişkin maddelerde kefillerin sorumlu olduğu alacak kalemleri içerisinde belirtilmeyen ve asıl borçlunun krediden bağımsız olarak kullandığı; kefiller açısından kefalet anında belirli ya da belirlenebilir olmayan çek bedelleri ve ek hesap-kredili mevduat hesabının borç miktarlardan dolayı davacıların sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacıların asıl borçlunun tedavüle soktuğu kaç adet çekin karşılıksız çıkacağını yahut yine asıl borçlunun krediden bağımsız kullandığı ek hesaptan ne kadar borç altına gireceğini bilmeleri mümkün olmadığından bu iki alacak kalemine kefil olmaları da mümkün olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde görüleceği üzere dava dışı asıl borçlu …, davacıların sözleşme ile limit kefalet şeklindeki kefaletleri miktarınca bankadan kullandığı tüm kredileri ödemiş ve davacıların söz konusu kredi sözleşmesindeki kefaletleri zaten sona ermiş olduğunu, hal böyle iken hem kefil oldukları limit ile verilen kredilerin sona ermesi hem de kefalete ilişkin maddelerde davacıların kefaletle borç altına girdiklerinin dışında kalan alacak kalemlerinden davalı tarafından sorumlu tutulmak istenmeleri yukarıda izah edilen gerekçeler ve yargıtay içtihatları doğrultusunda hakka, hukuka ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek davacıların bahsi geçen ihtarnamede belirtilen 47.827,47 TL’den dolayı borçlu olmadıklarının ve kefaletlerinin sona erdiğinin tespitinin ve davalı aleyhine yüzde 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların davalı Bankanın Kayseri Şubesi müşterilerinden dava dışı … ile imzalanan 07.06.2013 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi’ni müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduklarını, asıl borçlunun kredi borcunu ödeyememesi üzerine Ticari Kredili Mevduat, Gayrinakdi Çek Kredisine konu borçları 04/10/2020 tarihi itibarı ile kat edilmiş, asıl borçlu ile davalı/müteselsil kefillere Kayseri …. Noterliği’nin 05.10.2020 tarih ve ….. ve 16.07.2021 tarih, ….. yevmiye no.lu ihtarnameleri keşide edilmiş olduğunu, davacının korunmaya değer ve güncel bir hukuki yararı olmadığını, her şeyden önce önemle belirtmek gerekir ki, İİK m.72/II gereğince icra takibinden önce açılan menfi tespit davasını, ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilen kişi açabileceğini, (Yar. 19 HD 28/03/2013 T. 13762 E. – 4705 K.) menfi tespit davasının şartları oluşmamış olduğunu, davacı/borçlular, İİK m.66-67 gereğince icra takibi başlatılması halinde borca itiraz ederek de takibi durdurma hakkına sahip olduklarını, elinde İİK m.68’de yazılı belgelerden bulunmayan alacaklıya karşı borçlunun borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açmasında korunmaya değer ve güncel bir hukuki yarar olmadığını, dolayısı ile icra takibi başlatılması halinde borca itiraz ederek takibi durdurma imkanına sahip borçlunun menfi tespit davası açması usul ekonomisine aykırı olup, kötü niyete dayalı olarak alacağımızın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, davacıların davalı banka ile imzaladıkları sözleşmelerde mütesesil kefil sıfatını haiz olup, borçtan sorumlu olduklarını, davacıların genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinin “kefalet beyanları ve gerçek kişi kefillerin eş rızası” başlıklı 15. bölümleri imzalamış olduklarını, davacıların kendi el yazısı ile ad/soyadı, adresi, kefil olunan miktar ve imzasını içerir kredi sözleşmesi dilekçemiz ekinde sunulmuş olduğunu, anılan sözleşmede görüldüğü üzere davacılar …’ın …doğmuş ve doğacak borçlarına müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmuş olduklarını, “TK.nun 3 ve 12/b.8 hükümlerine göre bankacılık işlemleri ile ilgili bilumum muameleler “ticari iş” sayıldığı için herhangi bir bankaya karşı borç altına giren kişi ile bu borca “kefil” olan kişi BK.487/2 ve TK.7 maddesi uyarınca o borçtan dolayı müteselsilen sorumlu olcağını, bu maddeler uyarınca “asıl borçlu” ile o borca “kefil” olan kişi arasında sorumluluk derecesi yönünden hiçbir fark olmadığını, banka alacağının tamamını asıl borçludan ( BK.142 ) tek başına isteyebileceği gibi, müteselsil kefilden de tek başına isteyebileceğini, İşte bu derece önemli olduğu için her tacir TK.20/2 maddesi uyarınca ticaretine ait bütün faaliyetlerinde, basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi gerektiğini, Bundan amacın, tacirin ticari bir borcu, sözleşme hükümlerine veya işin mahiyetine göre yerine getirip getirmeyeceğine, kefalet ediyorsa kefil olduğu borçlunun borcunu ödeyebilecek ekonomik göstergelere sahip olup olmadığını baştan araştıracak ona göre kefalet edecek olduğunu, banka kredi sözleşmelerinin işleme biçimlerini, temerrüdünün sonuçlarını önceden kestirip kefil olacaktır dendiğini, (….. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanı)” genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmelerinde kefiller kefalet limitleri kapsamında asıl borçlunun doğmuş ve doğacak tüm borçlarından sorumlu olduklarını, Süresiz kredi sözleşmelerinde kefaletin de süresiz kurulması nedeniyle kefil doğmuş ve doğacak tüm borçlardan sorumlu olduğunu, nitekim Yar. 11. HD 14.09.2012 T. 2011/5684 E. 2012/13371 K. Sayılı kararında “davacının kefil olduğu kredi sözleşmesinde süre bulunmadığı için sözleşmenin süresiz olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda kredi sözleşmesi ve verilen kredinin ödenerek borcun kapatılması sözleşmeyi sona erdirmez ve bu sözleşme ile borçluya yeniden kredi kullandırılması halinde kefilin de sorumluluğu devam eder “ denilmekte olduğunu, dolayısı ile kefillerin süresiz bir kredi sözleşmesinde doğmuş ve doğacak borçlara kapsar şekilde vermiş olduğu kefalet, asıl borçlunun kullanmış olduğu tüm kredilerin teminatını oluşturacak olduğunu, borçlu olmadığını ispat yükü davacıya ait olduğunu, davacı davaya konu borcun dayandığı bir sözleşme bulunmadığını sürmekte olduğunu, taraflarınca sunulan sözleşmeler, ihtarname kapsamında davacıların davalı Banka ile karşılıklı olarak kefil sıfatı ile kredi sözleşmesi akdettikleri ortada olduğunu, bu sözleşmelerle davalı Bankadan kullanılan krediler halen ödenmemiş olduğunu, Banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu borçların halen devam etmekte olduğu anlaşılacak olduğunu belirterek davanın reddine ve davacıların alacağın tahsilini geciktirmek amacı ile açmış oldukları dava nedeni ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Davalı bankanın davacılara göndermiş olduğu Kayseri …. Noterliği 27.07.2021 Tarih …. Yevmiye Numaralı ihtarnamesi nedeni ile dava dışı … şirketinin ihtara konu borcu nedeni ile davacıların kefaleti ve sorumluluğu bulunup bulunmadığı, borçtan sorumlu iseler sorumlu oldukları miktarın tespiti hususlarına ilişkindir.
Kayseri ….. Noterliği’ne, Kayseri … Noterliği’ne,….. Bankası’na, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişiden alınan 27/01/2022 tarihli raporda özetle; Davalı bankanın Kayseri Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrı Nakdi Kredi Sözleşmesinin 03.07.2015 tarihinde … tarafından 200.000,00 TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla ve diğer davacı … tarafından 07.06.2013 tarihinde 30.000,00 TL ve 08.08.2014 tarihinde de 175.000,00 TL olmak üzere toplam 205.000,00 TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, görüldüğünden, Davacı/kefil …’in 30.07.2021 temerrüt tarihine göre, davalı bankanın dava dışı asıl borçlu …’dan 01.09.2021 dava tarihi itibariyle kredili mevduat hesabından kaynaklanan 12.228,32 TL asıl alacak + 306,69 TL işlemiş faiz + 15,33 TL BSMV ile toplam 12.550,34 TL ve temerrüt kat tarihi itibariyle ödenmiş olan 28 adet çek yaprakları banka sorumluluk tutarı ödemesinden kaynaklanan 77.271,90 TL asıl alacak + 3.229,97 TL işlemiş faiz + 161,50 TL BSMV ile toplam 80.663,36 TL olmak üzere toplam 93.213,70 TL nakit alacağına davacı …’in müteselsil kefaletinin bulunduğu, davacı/kefil …’nun 03.08.2021 temerrüt tarihine göre, davalı bankanın dava dışı asıl borçlu …’dan 01.09.2021 dava tarihi itibariyle kredili mevduat hesabından kaynaklanan 12.247,25 TL asıl alacak + 269,93 TL işlemiş faiz + 13,50 TL BSMV ile toplam 12.530,67 TL ve temerrüt kat tarihi itibariyle ödenmiş olan 28 adet çek yaprakları banka sorumluluk tutarı ödemesinden kaynaklanan 77.492,38 TL asıl alacak+ 2.846,55 TL işlemiş faiz + 142,33 TL BSMV ile toplam 80.481,26 TL olmak üzere toplam 93.011,93 TL nakit alacağına …’nun müteselsil kefaletinin bulunduğu, davalı bankanın dava dışı asıl borçlu …’dan dava tarihi itibariyle ……, numaralı 1 adet çek yaprağı banka sorumluluk tutarından kaynaklanan 2.225,00 TL gayrınakdi alacağının bulunduğu, ancak taraflar arasında imzalanan genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinde hüküm bulunmadığından sözkonusu alacak için asıl borçlu ve davacı kefillerden depo talebinde bulunamayacağı sonucuna varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacılara Kayseri … Noterliği 27.07.2021 Tarih … Yevmiye Numaralı ihtarnamesinin gönderilmesi ile kefil oldukları kredi nedeni ile hesabın kat edildiğinin belirtilmesi karşısında davacıların borçlu olmadıklarının tespiti konusunda dava açmakta hukuki yararları olduğu değerlendirilerek inceleme yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. Bankacı bilirkişinin sunmuş olduğu 27/01/2022 tarihli raporda, imzalanan sözleşmede hüküm bulunmadığı için davacılardan gayrinakdi bedel olan çeklerden dolayı talepte bulunulamayacağının belirtilmesi ile davacıların bu bedel yönünden sorumlu olmadıkları ancak nakdi kredi nedeni ile sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Davacı tarafça Kayseri …. Noterliği 27.07.2021 Tarih … Yevmiye Numaralı ihtarnamesinde belirtilen bedel itibari ile talepte bulunulmuş olması dikkate alınarak taleple bağlılık ilkesi gereği söz konusu ihtarda gayrinakdi krediden kaynaklı alacaklar talebinin toplamının 36.175,68 TL olduğu anlaşılmış ve bu bedel yönünden davanın kabulü gerekmiş ve böylece davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacıların taleple bağlılık kuralı gereğince Kayseri …. Noterliği’nin 27/07/2021 tarihli … yevmiye nolu ihtarı nedeni ile gayrinakdi krediden kaynaklı olarak davalıya 36.175,68 TL borçlu olmadıklarının kabulüne, fazlaya ilişkin ticari kredili mevduat( ….nolu kredi) yönünden talebin reddine, davacı tarafın, haklarında takip yapılmamış olması nedeni ile tazminat talebinin İİK madde 72/5 gereğince reddine, davalı tarafın tazminat talebinin, mahkememizce verilmiş bir tedbir kararı olmadığından İİK madde 72/4 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacıların taleple bağlılık kuralı gereğince Kayseri …. Noterliği’nin 27/07/2021 tarihli …. yevmiye nolu ihtarı nedeni ile gayrinakdi krediden kaynaklı olarak davalıya 36.175,68 TL borçlu olmadıklarının kabulüne, fazlaya ilişkin ticari kredili mevduat( … nolu kredi) yönünden talebin reddine,
2- Davacı tarafın, haklarında takip yapılmamış olması nedeni ile tazminat talebinin İİK madde 72/5 gereğince reddine,
3- Davalı tarafın tazminat talebinin, mahkememizce verilmiş bir tedbir kararı olmadığından İİK madde 72/4 gereğince reddine
4-Alınması gereken 2.471,16 TL nispi karar ve ilam harcının davacılardan peşin olarak alınan 816,78 TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 1.654,38 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile 816,78 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 56,20 TL tebligat gideri, 16,40 TL müzekkere ve posta gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 772,60 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 584,38 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
9-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.426,35 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
10-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair, davacılar ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/02/2022

Katip ….
(e imzalıdır)

Hakim ….
(e imzalıdır)