Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/427 E. 2021/797 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/427
KARAR NO : 2021/797

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tespiti
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkillerinin uzun zamandan beri davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif yetkilileri tarafından davacıların Üye olmadıkları ve üyelikten ihraç edildiklerine ilişkin beyanlarda bulunduklarını, davacıların üyelikten ihraç edildiğine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını ve ihtarname gönderilmediğini, davacılardan …’nin ağabeyi ve …’ nın eşinin de kooperatifin yönetiminde bulunduğunu, birçok üyeyi ev sahibi yaptığını, yönetimden ayrıldıktan sonra eşi ve kız kardeşlerinin üyelikleri ile ilgili problemler ortaya çıktığını, bir taraftan üyelikten ihraç edildiklerine ilişkin şifahi beyanda bulunduklarını, bir taraftan telefon mesajları ile apartman yönetim giderleri olduğunu bildirdiklerini, 2014 yılının ilk aylarında üye kayıtlarına başlanan … ili …. ilçesi …. pafta …ada … parseldeki …. Etap yapılara 2014 Aralık ayında davacılardan ….’nin üye olduğunu ve aidatlarını ödemeye başladığını, gelişen olumsuz koşullar sonucunda Ödeme güçlüğü çektiğini, … Kat …. numaralı dairenin tesliminden sonra kalan borçlarının abisi ….’ın … …. Şirketi ile olan ortaklıklarından düşen kar payından kooperatif ile mahsuplaşacağını söylediğini, davacılardan …’nın bahse konu 6. Etapta yapılan …, Kat … numaralı daire için tek seferde 85.700 TL banka kanalıyla tek seferde ödeme yaptığını, diğer üyelerin kendi ödemesine eşitlenene kadar beklediğini, katıldığı bir genel kurul toplantısında dairelerin … … tarafından 85.000 TL – 100.000 TL gibi peşin paralara satışınm yapıldığını öğrendiğini, davacılara edimlerin yerine getirilmesi konusunda hukuken geçerli bir bildirimde bulunulmadığını, üyelikten çıkarıldıkları konusunda şifahi bilgi sahibi olduklarını, bildirimde bulunulmaması sebebiyle genel kurula itiraz da edemediklerini, hal böyle olunca derdest davanın İkame edilmesinin zorunlu olduğunu, davalı kooperatifçe hiç kimsenin borcunu ödememesi veya ara ödemeleri yapmaması sebebiyle üyelikten çıkarılmadığını, kooperatifin tasfiye kararı aldığını ve tasfiye kararından sonra üye kaydı yapıldığını, bunun mümkün olmadığını, yönetim kurulunun eşitlik ilkesine aykın hareket ettiğini, 15.06.2019 tarihli genel kuralda 15 ortağın asaleten, 13 ortağın vekâleten toplam 28 ortağın katılarak davacılar hakkında karar alındığına ilişkin duyumları olduğunu, bu kişilerin kaç tanesinin tasfiye kararından sonra ortak olduklarının incelenmesi gerektiğini, bu inceleme ile genel kurulda alınan kararların tamamının yoklukla batıl olduğunun tespit edileceğini belirterek davacıların üye olduklarının tespitine, haklarında alınmış ihraç kararı varsa iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davanın her davacı yönüyle tefriki gerektiğini, davalı kooperatifçe İhraç sürecinin titizlikle yerine getirildiğini, davacıların kanuni ikametgâhlarında sürekli kendilerini yokmuş gibi gösterme çabasına rağmen, gerek 1. İhtarnamenin gerekse 2. İhtarnamenin, gerekse ihraç kararının usulüne uygun olarak yerine getirildiğini ve sürecin tamamlandığını, davacıların tebliğin üzerinden 3 aydan fazla zaman geçmesine rağmen ihraca ilişkin dava açmadıklarım, kötü niyetli olarak tebligatları almama ve ihraç sürecini uzatma gayretine girdiklerini, ayrıca gerçeğe aykırı beyanları ile Mahkemeyi yanıltma çabasında olduklarını, tebligat kanununa göre davacılara her iki ihtarnameden sonra ihraç edildiklerine dair kararların da tebliğ edilmesine rağmen 3 aylık hak düşürücü sürede dava açmadıklarını ve ihracın kesinleştiğini, bu bağlamdan davanın usulden reddi gerektiğini, davacılara bina ortak giderinin ödenmesi için gönderilen mesajların dava konusuyla ilgisi olmadığını, aidatlarım ödemekte zorlanan davacıların birinin abisi, diğerinin kocasının yapmış olduğu diyalogların kooperatif yönetimini ve üyeleri ilgilendirmediğini, davacıların üyelikten ihracının Üzerinden 3 aylık süre geçerek çıkma işlemi kesinleşmemiş olduğundan 15.06.2019 tarihli genel kurula davet edildiklerini ve hazirun listesinde isimlerinin yer aldığını, davacının belirttiği üyeler arasında eşitlik ilkesine uyulmadığına yönelik iddiaya katılmanın mümkün olmadığını, uyarılara rağmen borcunu ödemeyen üyenin ihraç edildiğini, ödeyenlerin üyeliğinin devam ettiğini, kooperatifin tasfiye halinde olduğunu, tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için üye olmayan kişilerden de atama yapılabileceğini, tasfiye halindeki kooperatiflerde genel kurulda çoğunluk aranmayacağını, 28 üyeden 2 kişinin tasfiye karan alınmasından sonra üye olduğunu, bunun da alınan kararı etkileyebilecek bir oran olmadığını, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kooperatiften, davacının üyelik dosyası, Kayseri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden kooperatif ana sözleşmesi, genel kurul tutanakları ile hazirun cetvelleri istenmiş, muhasebeci ve kooperatif konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyetten kök ve ek rapor alınmıştır.
Mahkememizce, Muhasebeci ve kooperatif hukukunda uzman bilirkişi heyetinden alınan ….. havale tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı kooperatifin davacıya noter kanalıyla olmasa da, çıkarma kararlarını tebliğ ettiği, bu tebliğlerin davacılar tarafından teslim alındığı ve kendilerinin kooperatiften ihraç edildiklerini öğrendiklerini, buna karşın kanuni hak düşürücü süre içinde dava açmayarak, ihraç karanın iptali davası açma hakknı kaybettikleri kanaatine varıldığı, bu nedenle diğer hususların değerlendirilmesi söz konusu olmadığını, davalı kooperatifçe davacılara gönderilen birinci ve ikinci ihtardan sonra, İhraç kararlarının iadeli taahhütlü olarak gönderildiği, gönderilen kararların elden teslim aldıklarını ve kooperatiften ihraç edildiklerini öğrendikleri, bu çıkarma kararının kanun ve ana sözleşmede belirtildiği şekilde noter kanalıyla olmamasının çıkarma kararlarının tebliğ edilmediği, öğrenilmediği anlamına gelmeyeceği, tebliğ edilen karardan sonra kanuni hak düşürücü süre olan 3 ay içinde dava açılmadığından, davacılann ihraç kararlarının kesinleştiği rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan …. tarihli rapordan özetle ;davalılardan …’a 1.ve2.ihtarnamelerin tebliğ edildiği, ancak çıkarma kararının tebliğ edilmediği, bu sebeple iş bu davacı yönünden dava açma hakkının devam ettiği, davalı tarafça gönderilen 1.ihtarnamenin 18/01/2019 tarihli olduğu ve bu tarihe kadar borç tutarının hesaplandığı, ana sözleşmenin 14.maddesine göre ise parasal yükümlülüğün 30 gün gecikmesi halinde ihtarnamenin gönderilmesi gerektiği, bu nedenle ihtarnamenin usulüne uygun olmadığı rapor edilmiştir.
Mahkememizin 2020/8 esas – 2021/169 karar sayılı ilamı ile davacı … tarafından açılan davanın hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle reddine,davacı … tarafından açılan davanın kabulü ile davalı kooperatif yönetim kurulunun iş bu davacı aleyhinde vermiş olduğu 15/04/2019 tarihli ve 221 numaralı ihraç kararının İptali ile davacı …’un kooperatif üyeliğinin devam ettiğinin tespitine karar verilmiş,Mahkememiz kararının davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 10/06/2021 tarih, 2021/941 esas – 2021/1141 karar sayılı ilamı ile;…Dosya içerisinde bulunan söz konusu ihraç kararına ilişkin olduğu iddia edilen iadeli taahhütlü posta gönderisi üzerinde bu gönderinin 26.04.2019 tarihinde ablası …’a tebliğ edilmiş olduğunun yazılı bulunduğu, adi ve iadeli taahhütlü olan gönderi üzerinde dava konusu ihraç kararının olduğunu belirtir herhangi bir şerh/yazı ve açıklamanın bulunmadığı gibi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16 maddesinde çıkarma kararlarının onaylı bir örneğinin çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tevdi edileceğinin düzenlendiği, ihraç kararının usulüne uygun tebliğ edildiğinin ispat yükünün davalıda olduğu, yargılamaya konu olayda davacı …’e adi posta yoluyla yapılan tebliğin usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece davalı kooperatifin ihraç kararını davacı …’a usulüne uygun şekilde tebliğ ettiğini ispatlayamadığı ve dolayısıyla davanın süresi içerisinde açıldığı kabul edilerek işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi…”gerekçesiyle Mahkememiz kararı kaldırılmış olmakla dosyanın 2021/427 esas numarasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Dava, Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca ortaklıktan ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay kararları ile yerleşik hale geldiği üzere ortağın, kooperatif ortaklığından usulüne uygun bir şekilde ihraç edildiğini ispat yükü davalı kooperatiftedir.
Kooperatifin ortağı usulüne uygun ihraç etmesi için ana sözleşmeye ve Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesine uygun bir şekilde, bir silsile halinde; ilk önce ortak aleyhinde ihtarname keşide edip, ödeme için ihtarnamenin tebliğinden itibaren ortağa 10 gün süre verilmeli, 10. günün sonunda borcun ödenmemesi halinde bu kez ikinci ihtarnameyi keşide edip, ödeme için ihtarnamenin tebliğinden itibaren ortağa 1 ay süre verilmeli, bu sürenin sonunda da borcun ödenmemesi halinde yönetim kurulu tarafından ortak aleyhinde ihraç kararı verilmeli ve ihraç kararı ortağa tebliğ edilmelidir. İhtarnamelerde borcun kaynağı, ana para mı faiz borcu mu olduğu, borç aidattan kaynaklanıyor ise temerrüte konu aidat borcunun hangi aylardan doğduğu, borcun kaynağı başka bir sebepten doğuyor ise (geçici maliyet bedeli, kesin maliyet bedeli, ara ödeme, ek ödeme vs) borcun kaynağının ne olduğu, ilk ihtarnamede talep edilen alacak aidat alacağı ise aidat alacağı için bir aylık gecikme (temerrüt) süresinin dolup dolmadığı gibi borca ilişkin denetime elverişli ayrıntılı açıklama yapılmalı, birinci ve ikinci ihtarnamede talep edilen alacak tutarı aynı olmalı ve borcun ödenmemesi halinde yaptırımının ne olduğu yani ortak aleyhinde ortaklıktan ihraç prosedürünün işletileceği hususu açıkça belirtilmelidir. Bahsedilen tüm aşamaların yerine getirilip getirilmediği Mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Şayet Mahkemece yapılacak şekli incelemede ihtarnamelerin şeklen usulüne uygun olduğu anlaşılırsa, bu kez Mahkemece ihtarnamede istenen alacağın gerçeğe yansıtıp yansıtmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmalı; ancak yapılacak şekli incelemede kooperatifin şeklen ihraç prosedürünü usulüne uygun yerine getirmediği anlaşılırsa, usul ekonomisi gözetilerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın kooperatif ortağı aleyhinde verilen ihraç kararının iptaline karar verilmelidir. Nitekim Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2015/5552 Esas 2015/6998 Karar sayılı içtihadı bu yöndedir.
Somut olayda, davalı kooperatifin, davacılar aleyhinde keşide ettiği birinci ve ikinci ihtarnamelerin parasal yükümlülüklerin 30 gün geciktirilmesi üzerine düzenlenmesi gerekirken 1.ihtarnamelerde borç tutarının ihtarname tarihine kadar hesaplandığının yazılı olduğu görülmüştür.İş bu nedenle, bu ihtarlara dayalı olarak ihraç kararı verilemeyeceği değerlendirildiğinden davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1- Açılan davanın kabulü ile; davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı … aleyhinde vermiş olduğu … tarihli ve … numaralı ihraç kararı ile davacı … aleyhinde vermiş olduğu …. tarihli ve …. numaralı ihraç kararlarının İPTALİ ile davacıların kooperatif üyeliklerinin devam ettiğinin TESPİTİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4,90-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 54,40-TL peşin harç toplamı 108,80-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 136,10-TL tebligat ve posta, 47,50-TL müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 162,10-TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 1.845,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır