Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/405 E. 2021/770 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2021/405 Esas – 2021/770
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/405 Esas
KARAR NO : 2021/770

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ….
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :08/10/2021
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkili ile davalıların murisi …..arasında 28.02.2011 tarihli adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, sözleşme uyarınca davalıların murisinden 40.000,00 TL lik çek alınarak karşılığında 32.000 dolar değerinde senet verildiğini, alına çekler kullanılarak müvekkilinin …’e ihracat yaptığını ancak bedelini tahsil edemediğini, davalıların murisinin 2016 yılında vefat ettiğini, adi ortaklık tasfiye edilmeden senedin takibe konulmasını haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespit edilerek davalının takip miktarı 56.801,52 TL.nin %20’si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının babası ve abisiyle …’e ihracat yaptıklarını belirterek müvekkillerinin murisinden aldığı borç sonrası senet düzenleyerek verdiğini, müvekkillerinin murisi ile yapılan adi ortaklıkta yönetici ortağın davacı olduğunu, davacının müvekkillerinin murisinden aldığı 40.000,00 TL.lik çek sonrası ortadan kaybolduğunu, İstanbul’da abisi ile ….yi kurduklarını, söz konusu iki çek dışında hiçbir işlem yapılmadığını, davacının daha sonra yaptığı işler ile ortaklığın hiçbir ilgisi olmadığını, davaya konu senedin teminat senedi olmadığını, bu nedenlerle davanın reddi ile müvekkili lehine %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi gereğince davacı tarafından davalıların murisine verilen ve sermayenin teminatı olarak düzenlenen senet nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkindir.
Mahkememizin 30/05/2019 tarih 2017/897 Esas ve 2019/516 Karar sayılı kararı Ankara BAM 24. Hukuk Dairesinin 2019/1152 Esas 2021589 Karar sayılı kaldırma kararı ile mahkememizin 2021/405 Esasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Ankara BAM 24. HD’nin kaldırma kararında “Davacı ile davalıların murisi arasında düzenlenen 28/02/2011 tarihli adi ortaklık sözleşmesi dikkate alınarak, davaya konu senedin adi ortaklık ilişkisi kapsamında verildiği, teminat senedi olarak belirtildiği hususları incelenerek, TBK’nun 620 vd. Maddeleri gereğince adi ortaklığın tasfiye işlemlerinin yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçelere yer verilmiştir.
Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ilgili olarak görevli mahkeme yönünden emsal karar aşağıdadır:
“….Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemlerine ilişkindir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacı tacir olmayıp, taraflar arasında iş akdi de bulunmamaktadır. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında istek olmaksızın re’sen gözetileceğinden malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir….6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; (M) Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE….” (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8517-2016/8935 sayılı,
13/10/2016 günlü kararı)
Yukarıda alıntı yapılan emsal Yargıtay kararında da ifade edildiği gibi kural olarak adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Ancak adi ortaklığı oluşturan ortakların tacir olması halinde ticaret mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmektedir. Dava konusu uyuşmazlıkta adi şirketi oluşturan ortakların tacir olmadıkları, adi ortaklığa ait olup ticaret siciline tescil edilmiş bir ticarî işletme bulunmadığı, bu sebeple Asliye Hukuk Mahkemesinin fesih ve tasfiye ile menfi tespit davasında görevli olduğu, görevin dava şartı olup davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığından mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.07/10/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır