Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/382 E. 2022/410 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/382 Esas – 2022/410
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/382 Esas
KARAR NO : 2022/410

HAKİM : ……..
KATİP : ……

DAVACI : ………
VEKİLİ : ……..
DAVALI :1……..
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI :2-……….
VEKİLİ :Av. …….
DAVALI :3-……
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karayolları 6. Bölge Müdürlüğü yol ağında bulunan … Kontrol kesim nolu Niğde —Ulukışla Devlet yolunun Km: …. mevkiinde 14.01.2021 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki ve mülkiyeti …. ‘u ait …. tarafından sigortalı olan…. plakalı aracın davacıya ait ekipmanlara çarparak zarar verdiğini ve 3.284,00 TL fesas zarar miktarı 6.568,00 TL iken bedelin yarısı olan 3.284 TL ödenmiş olup kalan 3.284 TL yönünden dava açılmış olduğunu, davacı aleyhine maddi hasar meydana geldiğini, davacının ekiplerince yerinde yapılan inceleme neticesinde meydana gelen hasarın tutanak altına alınmış olduğunu, söz konusu meydana gelen zararın miktarının davacının idare personeli tarafından icmal tablosunda hesaplanarak bulunmuş olduğunu, arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, meydana gelen kaza neticesinde trafik ekiplerinde görevli polis memurlarınca trafik kazası tespit tutanağı tutulmuş olduğunu ve kaza tespit tutanağına göre kazanın; araç sürücüsünün, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-b maddesinin ihlalinden kaynaklı olduğunun belirtilmiş olduğunun görüldüğünü, meydana gelen olayda araç sahibinin Karayolları Trafik Kanunu gereği bu zarardan kusursuz olarak sorumlu olduğunu, davalı tarafın %100 oranında kusurlu olmadığı tespit edilse dahi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesi gereğince bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı sorumlu olacaklarının düzenlenmiş olduğunu, Borçlar Kanunu’nun 163. maddesi gereğince ise davacıya istediği borçluya başvurma hakkı tanınmış olduğunu, bahsi geçen yasa doğrultusunda davalı tarafların meydana gelen kamu zararının tamamından sorumlu tutulmasının gerekmekte olduğunu, kamu zararının ödenmesi hususunda davalı taraflara ihtar yapılmasına rağmen, bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu belirterek bu nedenle hasar bedelinin zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve dava konusu zararla ilgili olarak …… plakalı araç kaydına, üçüncü kişilere devir ve teslimini önlemek için, karar kesinleşene kadar mahkemece tedbir konulmasının talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Kazaya karıştığı iddia edilen ….plakalı aracın davalı şirket tarafından 13.01.2021-2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış oluğunu, işbu dava ile istenen tazminatının talep hakkı zamanaşımına uğramış olduğunu, KTK 109 uyarınca motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğrayacağını, dolayısıyla, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davacı yana 05.03.2021 tarihinde 3.284,00 TL hasar tazminatı ödemesi yapılmış olduğunu, bu ödemeler ile davalının sorumluluğu sona erdiğinden ve davacının zararı karşılandığından davanın reddini talep ettiklerini, Yerleşik Yargıtay İçtihatları gereği, ek tazminat talebi ancak hesaplama yöntemi vb. nedenlerden kaynaklanmayan açık şekilde eksik ödeme bulunduğu durumlarda mümkün olabilmekte olduğunu, açık şekilde eksik ödeme ise Yargıtay kararlarında, “ödenen tutarın bir tutarı veya ona yakın” bir miktar olarak açıklanmakta olduğunu, dolayısıyla davalı şirket tarafından yapılan ödeme gereği davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Yerleşik Yargıtay içtihatları gereği, ibranamenin geçersiz sayılabilmesi için “açık şekilde eksik ödeme” olması gerekmekte olduğunu, bu nedenle öncelikle davalı şirket tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihindeki verilere göre yeterli olup olmadığının tespitini; ödenen ile ödenmesi gereken arasında “bir misline yakın bir fark” olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yapılacak yargılamada tarafların kusur durumlarının tespit edilmesi gerekmekte olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, meblağ sigortası olmadığından, davalı şirketin oluşan zararlardan ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde ve 36.000 TL’lik poliçe limiti ile sorumlu tutulabileceğini, bunun için öncelikle kazadaki kusur durumunun tespiti gerekmekte olduğunu, sigortalı araca atfedilen kusurun kabulü mümkün olmadığını, davacı yanın maddi tazminat taleplerinin açıklatılmasını talep ettiklerini, kusur yönünden itirazları saklı kalmak üzere, talep edilen zararların ZMM poliçe teminatları yönünden de incelenmesi gerekmekte olduğunu, davacı yan tarafından talep edilen bedel, doğrudan hasar gören parçaların tutarı ve işçilik bedeli olduğunu, ancak hasarlanan parçaların “sovtaj” bedeli dikkate alınmamış olduğunu, zararın giderilmesinin karşı tarafın “kazadan önceki durumuna” döndürülmesini gerektirdiğini, önceki durumdan daha zenginleşmesi usul ve yasaya göre mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Yargıtay içtihatları ve ilgili mevzuat uyarınca sigorta şirketinin temerrüdü, talep edilen tazminat için hasarın teminat kapsamına girip girmediğini incelemeye yeterli belgelerle ihbar tarihinden itibaren 8 gün sonra başladığını, bunun yanı sıra yapılacak ödeme miktarının belirlenebilmesi için kusur durumu ve somut zarar hesabının da belirlenmesi gerekeceğinden, temerrüt tarihinin sözü geçen bilirkişi raporlarından başlaması gerekmekte olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, ticari faiz talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalının maliki bulunduğu ……. plakalı aracın 14.01.2021 tarihinde gece saat 23.55 civarında yolun buzlu olması nedeni ile kaza yapmış ve kaza neticesinde karayolları kenarında bulunan bariyerlere çarpmış olduğunu, kazada davalının sürücüsü …’a Karayolları trafik Kanunun 52/1-B maddesi gereğince kusur izafe edilmiş olduğunu, kaza mahallinde yolun buzlu olduğuna ait hiçbir işaret olmadığı gibi karayolları tarafından buzla mücadele amaçlı olarak tuzlama da yapılmadığından olayın oluş saati nazara alındığında görüş mesafesinin de sınırlı olması nedeni ile buzlu zemini fark edememiş olduğunu, aracın tanker olması nedeni ile hız sınırı sınırlı olup buna da riayet etmesine rağmen zeminden kaynaklanan kazanın meydana gelmiş olduğunu, aracın ….’a gitmekte olup boş olması nedeni ile savrulma buzlu zeminde fazla olmuş olduğunu, davalının aracı kazaya karşı hem kasko sigortası hem de zorunlu mali mesuliyet sigortası ile başkalarına verilecek hasarlara karşı güvence altına alınmış olduğunu, kaza neticesinde 2918 sayılı kanunun 52/1-B maddesi gereğince …… tarafından kusur değerlendirmesi yapılmış olup 52/1-B maddesinin tali kusur olması nedeni ile %50 kusur karul edilerek ödeme yapılmış olduğunu, kaza neticesinde her ne kadar davalının sürücüsü asli kusurlu olarak değerlendirilmiş ise de kaza tespit tutanağında belirtilen kusur durumunun| tali kusur olduğunu, bu nedenle kusuru kabul etmediklerini, dava da Sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu düşünüldüğünde ve davalı şirketin de müteselsil sorumlu olması nedeni ile araç üzerine talep edilen ihtiyati tedbirin dava miktarı nazara alınarak reddi gerekli olduğunu, ihtiyati tedbir talebi dava neticesinde verilecek kararda ödemeyi garanti altına almak için kanunun tanıdığı bir tedbir olup Sigorta şirketinin ödeme garantisi dava neticesinde limit dahilinde kalacağından davanın miktarı da nazara alınarak reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı …’ın cevap dilekçesi sunmadığı ve böylece HMK madde 128 gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılacağı anlaşılmıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Karayolları 6. Bölge Müdürlüğü yol ağında bulunan … Kontrol kesim nolu Niğde —Ulukışla Devlet yolunun Km: … mevkiinde 14.01.2021 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki ve mülkiyeti ….’u ait … tarafından sigortalı olan …. plakalı aracın davacıya ait ekipmanlara çarparak zarar verdiği iddiasının doğru olup olmadığı, zarar olmuş ise miktarı ve davalıların bu zarar bedelinden sorumlu olup olmadığı hususlarına ilişkin davadır.
Kayseri İl Emniyet Müdürlüğüne, …ine yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Bilirkişinin sunmuş olduğu 20/12/2021 havale tarihli raporda özetle; “Bahse konu trafik kazasında … plaka sayılı araç sürücüsü … 2918 sayalı K.T.K. m.52/1-b ile tam kural ihlalinin olduğu, 14/01/2021 hasar/kaza tarihinde oto kokuluk hasar zararının; parça ve işçilik toplam tutarın (6.520,08 TL + 2.140,88 TL =) 8.660,96 TL olduğu, ayrıca hasarlanan ve sökülen oto korkuluk hurda (sovtaj) tutarının 1.881,41 TL olduğu, gerçek hasar tutarı = parça ve işçilik tutarı – Sovtaj Tutarı, gerçek hasar tutarı = 8.660,96 TL – 1.881,41 TL = 6.779,55 TL olması gerektiği ” sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 16/03/2022 havale tarihli dilekçesinde dosyanın ıslahına ilişkin beyanda bulunmuş olduğu görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya olay nedeni ile 3.284,00 TL’nin 08/03/2021 tarihinde Banka aracılığı ile ödendiği anlaşılmakla davalı sigorta yönünden eksik ödeme ile temerrüdün bu tarihte oluştuğu anlaşılmış ve kararda bu tarihten itibaren faize hükmedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, 14/01/2021 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile davalı sürücü …’ın 20/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde KTK mad.52/1-b ile tam kural ihlalinin olduğu, kaza nedeni ile davacıya ait malzemelere zarar verilmesi nedeni ile tespit edilen toplam zarardan sovtaj bedelinin düşülmesi ile gerçek zararın 6.779,55TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Davalı sigorta şirketi tarafından daha önce davacıya 3.284,00 TL’nin ödendiği, toplam zarar bedelinden bu ödeme miktarının düşülmesi ile kalan zarar miktarı yönünden davacı vekilinin 16/03/2022 tarihli ıslah dilekçesini dosyaya sunduğu, davalı sigorta şirketinin de dava tarihinde geçerli ZMMS poliçesini düzenlemiş olmakla söz konusu zarardan sürücü ve İşleten ile birlikte sorumlu olduğu anlaşılmış ve böylece davanın kabulü ile, 3.495,55 TL hasar bedelinin davalı … ile …’den olay tarihi olan 14/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 08/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 3.495,55 TL hasar bedelinin davalı … ile …’den olay tarihi olan 14/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 08/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 238,78 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 198,10 TL tebligat ücreti ile 600,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 798,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının taraflara iadesine,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.495,55 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,

Dair, davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, davacı vekili, davalı … ile davalı sigorta şirketinin yokluğunda KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/05/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır