Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/377 E. 2022/554 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/377 Esas
KARAR NO : 2022/554

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … -…
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin, mülkiyeti kendisine ait olan … plakalı Özel Halk Otobüsü ile Kayseri sınırları içerisinde yolcu taşımacılığı yaptığını, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Toplu Taşıma Yönetmeliği 34/1. Maddesi gereğince davalı şirkete devredilan yetki ve aynı Yönetmeliğin 33. maddesi gereğince hak edişler için taşıma sözleşmesi yapmak üzere Noterden vekaletname çıkartılarak vekil sıfatıyla … ile davalı …. arasında 10.05.2017 tarihli Yolcu Taşımacılığı Hizmet Sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, bu sözleşme ile Özel Halk Otobüsü sahiplerinin hak edişlerinin nasıl nesaplanıp ne şekilde ödeneceğinin düzenlendiğini, akabinde birçok ek sözleşme ile hesaba esas birim bedellerin yeniden değerlendirilerek düzenlemeler yapılmış olduğunu, müvekkilinin dava konusu olan ihtilaflı 07.01.2020 tarihli ek sözleşme hariç onayarak sözleşme ile bağlanmış olduğunu, ancak yeni oda başkanının 07.01.2020 tarihli sözleşmeyi kendisinde vekaletname olmadığını bildiği halde ve davalı tarafın da basiretli tacir gibi gerekli araştırmayı yapmadan tamamen davalı şirketin menfaatine uygun, kişilerin sözleşme serbestisini ihlal eden 07.01.2020 tarihti ek sözleşmenin akdedilmiş olduğunu, hukuka uygun olmayan bu sözleşme ile müvekkilinin ciddi zarara uğramasına sebebiyet verildiğini, mezkur ek sözleşmenin 4. madkesi ile hak ediş ödemelerinde taahhütlü km bedellerinin hesabı ve ödenmesine ilişkin tüm hükümlerin askıya alındığını, 2. maddesinde ödemeye esas 11 kalem alacak türünün belirsiz bir zamana kadar ortadan kaldırılıp yalnızca yakıt bedeli, diğer gider bedeli ve ek kilometre bedeli adı altında 3 kalem üzerinden ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, yaptlar bu sözleşmenin müvekkilini bağlayıcı nitelikte olmadığını, bu ek sözleşmenin Covid-19 salgını nedeniyle mücbir sebep olduğundan bahisle yapıldığını ancak davalı ….’nin dürüstlük kurallarına aykırı davranarak, Özel Halk Otobüslerinin taahhüt edilen kilometrelerde çalıştırılmayıp, davalının kendi bünyesindeki otobüslerini çalıştırmaya devam etmiş olduğunu, Covid salgını döneminde şehirler arası seyahat yasaklarına rağmen … Kooperatifinin hak edişlerinde hiçbir kesinti yapılmadığını ve ek sözleşme yapılması ihtiyacının da duyulmadığını, Covid salgını döneminde seferlerin arttırlması gerekirken azaltılmış olduğunu, sözleşmede belirlenmiş olan alacak kalemlerinden “Diğer Yolculuk Bedeli” alacaklarırın sözleşme akdedildiği tarihten bu yana müvekkiline hiç ödenmediğini, bahsi geçen alacakların Sosyal Devlet İlkesi gereği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca ihdas edilen Ücretsiz Veya İndirimli Seyahat Kartları Yönetmeliği’ne göre ya da Belediye’nin kendi tasarrufu ile ya da başkaca mevzuatlar ya da idari tasarruflar neticesinde bedeli ilgili idareden tahsil edilmek üzere ücretsiz veya indirimli seyahat imkanı sağlanmış kişiler için müvekkiline ödenmesi gereken bedellerden ibaret olduğunu, mezkur dönemde 10.05.2017 tarihli sözleşme ve eklerine göre ödenmesi gereken Tam Yolculuk Bedeli, Diğer Yolculuk Bedeli, Aktarma Yolculuk Bedeli, Sabit Gelir Bedeli, Kayıp Kilometre Bedeli, Performans Bedeli, Taahhütlü Kilometre Bedeli alacaklarının müvekkiline ödenmemiş olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, Tam Yolculuk Bedeli karşılığı şimdilik 50,00TL, Diğer Yolculuk Bedeli karşılığı şimdilik 50,00TL, Aktarma Yolculuk Bedeli karşılığı şimdilik 50,00TL, Sabit Gelir Bedeli karşılığı şimdilik 50,00TL, Kayıp Kilometre Bedeli karşılığı şimdilik 50,00TL, Performans Bedeli Karşılığı şimdilik 50,00TL, Taahhütlü Kilometre Badeli karşılığı şimdilik 50,00TL’nin sözleşme gereği belirlenen vade tarihlerinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Dava dilekçesinde belirtilen hususların hukuki dayanağı olmadığını, iddia edildiği gibi 07.01.2020 tarihinde müvekkili tarafından imzalanmış hiçbir ek protokol bulunmadığını, iddia edilen protokolün pandemi sürecinde imzalanan ek protokollerden biri olma ihtimali üzerine beyanda bulunduklarını, müvekkili şirket ile … arasında imzalanan Yolcu Taşıma Hizmeti Sözleşmesi’nin 01.08.2017 tarihinde imzalanan ek protokol içeriğinde taraflar arasırıda akdedilen sözleşmenin ve ek sözleşmelerin davacı da dahil bağlayıcı olabilmesi için “odaya üyelik bağı olan veya vekalet yöntemi ile bağ kuran” ifadesine yer verikliğini, buna göre özel halk otobüsü iştetmecilerinin sözleşmelerdeki haklardan çıkarım sağlayabilmesi için vekalet zorunluluğunun getirilmemiş olduğunu, sözleşmede muhatabın Oda olduğunu, davacının Oda’ya üye olup olmamasının veya vekalet verip vermemesinin sözleşme yapılmasını engellemediğini, müvekkili şirketin sözleşmeleri davacı taraf ile değil Oda ile yapmış olduğunu, Oda Başkanrıı’nın değişmesinin Oda’nın tüzel kişiliğini ortadan kaldırmayacağını, davacı tarafın vekaletsiz işlem yapıldığı iddiasının hukuki dayanağı bulunmadığını, bu hususun Oda ile davacının iç ilişkisi olduğunu, müvekkili firma tarafından Oda ile taşımacılar arasındaki vekalet ilişkisini aradığı tek hususun hak ediş ödemelerine ilişkin olduğunu, müvekkili tarafından tüm ödemelerin tek elden Oda’ya yapıldığını, Oda’nın da işletmecilere dağıttığını, müvekkili firma tarafından ileride iddia edilebilecek “Kötü Ödeme” iddiasının önüne geçmek için Oda’dan işletmeciler adına parayı tahsil edip edemeyeceği yönünde vekalet ilişkisinin arandığını, davacının kötü niyetli olduğunu, bugüne kadar lehine olan ek sözleşme ve düzenlemelere itiraz etmezken, aslında aleyhine olmayan ve pandemi sürecinde yine lehine düzenleme yapılan iş bu ek sözleşmeyi “vekaletim yok” bahanesiyle inkar etmesinin kabul edilemez bir yaklaşım olduğunu, Yolcu Taşıma Sözleşmesi 35. maddesi gereğince ek sözleşmelerin yapılmış olduğunu, davacının sözleşme kapsamında kaldığı sürece tüm maddelerden sorumlu olduğunu, Yolcu Taşıma Sözleşmesi’nin 20. maddesi gereğince davacının sözleşme kapsamına girip çıkabileceğini, davacının sözleşme şartları ile bağlı kalmak istememesi halinde yapması gerekenin sözleşmeden faydalanmayarak taşıdıkları yolcu gelirleri oranında pay almaları olduğunu, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını ve kötü niyetli olduğunu, Oda ile daha önce de ek sözleşmeler yapıldığını, davacının bunlara sessiz kaldığını, davacının işine gelen sözleşmeye uyduğunu, işine gelmeyene itiraz ettiğini, örneğin 27.08.2019 tarihinde yapılan ilk ek sözleşme ile davacının da dahil olduğu tüm otobüs işletmelerinin lehine ciddi kazanımlar olduğunu, davacı tarafından bu ek sözleşmenin kabul edilerek hak ediş ödemelerinin buna göre yapıldığını ve davacı tarafından buna göre faturalar kesilmiş olduğunu, davacının bunu kabul ederken, pandemi dönemi ek sözleşmesine itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunu, davacının ek sözleşmeye uygun olarak hak edişlerini aldığını, bu şekilde fatura keserek yaklaşık 1 seneyi aşkın süredir alacaklarını aldığını, davacının zımni şekilde ek sözleşmeye başındarı beri muvafakat etmiş olduğunu, davacının iddia ettiği diğer yolculuk bedelinin Yolcu Taşıma Hizmet Sözleşmesi maddelerinde yer alan hak ediş bedeli olduğunu, bunun herhangi bir karıun veya mevzuat çerçevesinde ödenmesi gereken bir bedel olmadığını, hak ediş metodunda yar alan diğer yolculuk bedelinin, parıdemi dönemi ek sözleşmesinde hak ediş metodunun değişmesinden kaynaklı hesaplanmamış olduğunu ve Oda ile uzlaşılan yöntemlerle hak ediş uygulandığını, Oda ile yolcu gelirine değil, tamamer sabit gelir ve kilometre başı yakıt giderlerine odaklı bir ek sözleşme hususunda anlaşıldığını ve buna göre hesaplama yapılmış olduğunu, bu durumunda pandemi döneminde otobüs işletmecilerinin lehine olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Kayseri Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ nden dava konusu aracın malik bilgileri istenmiş, Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’ ndan davacının tacir olup olmadığı sorulmuş, tanık beyanları dinlenmiş, Mali Müşavir ve Hukukçu bilirkişiden rapor alınmıştır.
Davacı Tanığı …’ ın Mahkememizde alınan beyanında; ” Ben Kayseri ulaşımda şuan çalışmıyorum, öncesinde 5-5,5 yıl kadar şoför ve idare kadrosunda çalıştım, pandemi döneminde örneğin 400 tane halk otobüsü varsa bu süreçte dönüşümlü olarak ve belirli sürelerle otobüsleri kısım kısım çalıştırdılar, ben davalı şirkette davalının kendisine ait otobüsünü kullanıyordum, davacı taraf ise belediyenin kiraladığı özel halk otobüslerinden birinin sahibiydi, km den düşürmek için belediye kendi araçları ile sefer düzenliyordu, bunlar keyfi olarak da yapılıyordu, amaç özel halk otobüslerinin seferlerine ilişkin kmlerini düşürüp fazla ödeme yapmamaktı, otobüslerin ayakta ve oturan yolcu sayısı 35 kişi ile sefer yapılıyordu, pandemi süresince yolcu sayısında azalma olmadı, ancak otobüslere alınan yolcu sayısı zorunlu olarak azaltıldı, buna rağmen sefer sayısı azaltılmadı, ayrıca köylere giden otobüs seferleri özel halk otobüslerine verildi, bunun yapılmasındaki amaç davalı Kayseri Ulaşımda çalışan şoförlerin şehir içerisinde sefer yaptırılarak dinlendirilmelerinin istenmesi idi, pandemi sürecince devlet tarafından kısa çalışma ödeneği ödeniyordu, yani şoförlerin maaşı yatıyordu, maaşı yatan şoförleri … izne gönderiyordu, ….da çalışan şoförlerin yükünü de özel halk otobüsleri yüklüyordu, ayrıca davalı şirketle devam eden tazminat davam vardır ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı …’ un Mahkememizde alınan beyanında; ” Bende özel halk otobüsü kullanıyorum, davalı şirketle anlaşma yapan özel halk otobüslerinden birinin şoförlüğünü yaptım, pandemi sürecinde davalı şirket kısa çalışma ödeneğinden faydalanmak için Kayseri dışında hiç çalışmadığımız köylerde sefer yaptırdılar, bazende Kayseri de şehir içinde sefer yaptık, seferde pandemi sürecinde 35 yolcu taşınıyordu, yolcu sayısı azalmadı, seferlerde azaltılmadı, buna rağmen özel Halk otobüslerini şehir içerisinde çalıştırmak istemediler, ara ara özel halk otobüslerine şehir içine seferleri verildi, ek seferler düzenlenmesi gerekiyordu, çünkü az yolcu alındığı için biz yolcu alamadığımız durumlarda araca binmek isteyen yolcularla aramızda münakaşa yaşanıyordu, köylere yapılan seferlerde de yolcu kısıtlaması olduğu için alınan ücret de gözetildiğinde sefer başına zarar etme durumu vardır ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce, dosyanın Mali Müşavir ve Hukukçu bilirkişi heyetine tevdi ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise dava tarihi itibari ile miktarının ne olduğu, ödeme kaydı olup olmadığı, var ise ödemenin tarihinin ne olduğu konularında rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi heyeti Mahkememize sunmuş olduğu 22/03/2022 havale tarihli raporunda özetle; Davalı …. ile dava dışı … arasında 10.05.2017 tarihli Yolcu Taşımacılığı Hizmet Sözleşmesi akdedilmiş olduğuna, akabinde 01.08.2017, 27.08.2019, 07.01.2020, 30.04.2020, 08.07.2020, 28.08.2020, 27.10.2020, 05.04.2021 ve 30.04.2021 tarihlerinde ek sözleşmeler akdedilmiş olduğuna, davacı tarafından, Oda yönetiminin vekaletsiz iş görerek davalı Şirket ile 07.01.2020 tarihinde ek sözleşme yapmış olduğundan bahisle, 07.01.2020 tarihli sözleşmenin tarafını bağlayıcı nitelikte olmadığını iddia ederek, Tam Yolculuk Bedeli, Diğer Yolculuk Bedeli, Aktarma Yolculuk Bedeli, Sabit Gelir Bedeli, Kayıp Kilometre Bedeli, Performans Bedeli Karşılığı ve Taahhütlü Kilometre Bedeli alacaklarının tahsilini talep etmiş olduğundan alacak talep edilen döneme ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığının görüldüğü, Davalı firma ve dava dışı Oda arasında, pandemi dönemi içerisinde akdedilmiş olan ek sözleşmelerde, otobüs işletmecilerine yapılacak olan ödemelere esas hesaplama yönteminde değişiklikler yapılmış olduğu, (ana sözleşmede 9 kriter dikkate alınırken, ek sözleşmelerde 3 kriterin hesaplamada dikkate alındığı görülmüştür) Davacı tarafın, itiraz ettiği sözleşme ve ek sözleşmelerle bağlı olacağı, kaldı ki itiraz edilen sözleşmeler kapsamında hak edişler almış olduğuna, davacının serbest iradesi ile bu sözleşmeler kapsamına çıkarak ötobüs işletmeciliğini yapmasının mümkün olduğu, Davalı firmanın ticari defterlerinde yapıları incelemeler neticesinde, davalı firma ve dava dışı Oda arasında akdedilen sgözleşme ve ek sözleşmeler kapsamında, davacı tarafından faturalar tanzim edilerek tahsilat yapılmış olduğuna, tahsil edilen bedellerde herhangi bir ihtirazi kaydın bulunmadığı, bu doğrultuda, davalı tarafından ödenmemiş bir fatura bedelinin bulunmadığı, Davalının ticari defterleri doğrultusunda, davalının faturadan kaynaklı davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, bu hususun iş bu davaya konu edilmemiş olduğu, iş bu davaya konu edilen alacak kalemleri yönünden ise sözleşme hükümleri kapsamında değerlendirme ve hesaplama yapılmasına yer olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir .
Bilirkişi heyetinden alınan, dosya kapsamıyla uyumlu ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere; 10.05.2017 tarihli Yolcu Taşımacılığı Hizmet Sözleşmesi ve Ek Sözleşme suretlerinin incelenmesi neticesinde; sözleşme taraflarının …. ile Kayseri Otobüscüler Esnafı Odası olduğu, iş bu sözleşmenin 10.05.2017 tarihinde imzalandığı,sözleşmenin eki olarak, ÖHO Taşımacı Araç Listesi, Taşımacıların …na sözleşme ile ilgili verdikleri vekaletler ve listesi gösterilmiş ise de, sözleşmeye ek olan bu belgelerin dosya kapsamında bulunmadığının anlaşıldığı,taraf beyanlarından, davacı tarafın Oda’ya kayıtlı ve üye olduğu veya sözleşmenin 20. maddesi gereğince Oda Yönetimine vekalet veren taşımacı niteliğinde olduğu, bu doğrultuda davacının ana sözleşeme ve ek sözleşmeler kapsamında hak ediş sahibi olduğu 10/05/2017 tarihli ana sözleşme sonrasında, taraflar arasında 01.08.2017 tarihinde ek sözleşme, 07.11.2017 tarihinde ek sözleşme, 01.08,2018 tarihinde ek sözleşme, 01.11.2018 tarihinde ek sözleşme, 31.12.2018 tarihinde ek sözleşme, 07.01.2020 tarihinde ek sözleşme, 30.04.2020 tarihinde ek sözleşme, 08.07.2020 tarihinde ek sözleşme, 28.08.2020 tarihinde ek sözleşme, 27.10.2020 tarihinde ek sözleşme, 30.04.2021 tarihinde ek sözleşme akdedilmiş olduğu,davacı tarafın iş bu davaya konu ettiği ve kendisi yönünden bağlayıcı olmadığını iddia ettiği 07.01.2020 tarihli Ek Sözleşme suretine bakıldığında Covid- 19 salgını nedeniyle uygulanan kısıtlamalar kapsamında taşıma kapasitesinin sınırlandırılması, taşınan yolcu sayılarında azalma, toplu taşıma hasılatlarında azalma vb. olaylar meydana geldiği, bunun mücbir sebep olarak kabul edildiği, bu nedenle 11.05.2017 tarihinde imzalanan Yolcu Taşımacılığı Hizmeti Sözleşmesi ve 31/12/2020 tarihine kadar yapılmış ek sözleşmelerin değişen şartlara göre yeniden uygulanması gerektiği belirtilerek, ana sözleşmenin eki niteliğinde 07/01/2020 tarihinde tarafların bir araya gelerek ek sözleşme imzalanmış olduğunun belirtildiği ve iş bu ek sözleşmede ana sözleşme ve ek sözleşmelerin 14. ve 15. maddelerine eklemeler yapılarak ödemeye esas bedellerde değişikler yapılmış olduğu görülmüştür. Ayrıca ek sözleşme ile mücbir sebep ortadan kalkıncaya kadar ana sözleşme ve ek sözleşmelerdeki 16. madde içeriğindeki bir kısım hükümler ile 19. madde içeriğindeki bir kısım hükümler ve 27. madde hükümlerinin yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiş olduğu, bu ek sözleşmenin 01.01.2021 tarihinde yürürlüğe gireceği ve 28.02.2021 tarihine kadar yürürlükte kalacağının belirtildiği görülmüştür. (Sözleşme içeriğine, kapsamına ve belirtilen tarihlere bakıldığında, ek sözleşme tarihinde maddi hata bulunabileceği kanaatine varılmıştır). 07.01.2020 tarihli ek sözleşme haricinde de taraflar arasında (Oda va Şirket arasında) 30.04.2020, 08.07.2020, 28.08.2020, 27.10.2020 tarihlerinde de, Covid-19 kapsamında mücbir sebep nedeniyle ek sözleşmeler yapılmış olduğu ve bu ek sözleşmelerde de ödemeye esas hesaplamalara ilişkin düzenlemelerin yer aldığı görülmüştür.
Somut davada, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin 12.10.2015 tarih ve 904 sayılı meclis kararına istinaden davalı şirket ile dava dışı Kayseri Büyükşehir Belediyesi arasında 28.12.2015 tarihinde imzalarının protokol kapsamında kent içi toplu taşıma hizmeti yönünden yetkinin davalı şirkete verilmiş olduğu, davalı şirket ile dava dışı … arasında 10.05.2017 tarihli Yolcu Taşımacılığı Hizmet Sözleşmesi akdedilmiş olduğu, bu sözleşmenin akabinde değişen Şartlar doğrultusunda muhtelif tarihlerde ek sözleşmeler yapıldığı, ek sözleşmeler ile ödemeye esas hesaplama yöntemlerinde değişiklikler meydana geldiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, ilk sözleşme sırasında, Oda yönetimine vekalet vermiş olduğunu, daha sonrasında Oda yönetiminin değiştiğini ve yeni yönetime vekalet vermemiş olduğunu, Oda yönetiminin vekaletsiz iş görerek davalı şirket ile ek sözleşme yapmış olduğunu, 07.01.2020 tarihli sözleşmenin tarafını bağlayıcı nitelikte olmadığını beyan etmiş ise de Oda ve Şirket arasında akdedilmiş olan ana sözleşmenin 20. maddesine bakıldığında, vekalet şartının sadece ilk hak ediş öncesine kadar verilmesi halinde taşımacıların bu sözleşme kapsamında çalışmasının mümkün olacağının belirtildiği ve birinci hak edişten sonraki dönemde bu uygulamanın bir daha yapılmayacağının belirtildiği, yani vekalet şartının bir kereye mahsus arandığı, hatta ana sözleşmenin 8.2.maddesinde Oda üyesi olanların vekalet verme zorunluluğunun da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ana sözleşmeye bakıldığında, Oda’nın üyeleri veya vekalet veren taşımacılar adına davalı şirket ile sözleşme ve ek sözleşmeler akdedilmiş olduğu, Oda’nın burada taşımacıların (otobüs işletmecilerinin) temsilcisi olduğu, Oda’nın Şirket ile yapmış olduğu sözleşme ve ek sözleşmelerin taşımacıları da bağlayıcı nitelikte olduğu anlaşılmakla, davacı tarafın 07.01.2020 tarihli ek sözleşme ile bir kısım hakların elinden alındığından bahisle ödenmeyen alacak talebinde bulunmasının mümkün olmayacağı, Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacının, bağlı olmadığını iddia ettiği sözleşme kapsamında fatura tanzim ederek hak edişlerini davalı şirketten tahsil etmiş olduğu, tahsil edilen bedeller yönünden herhangi bir ihtirazı kaydın bulunmadığı, davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından, dava açılırken davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 13,00-TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca 350,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair,davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibarı ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/06/2022
Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır